AKP milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında toplanan komisyona, Netflix Türkiye Kamu Politikaları Direktörü Pelin Mavili ile Netflix Türkiye Kıdemli İletişim Müdürü Özgür Artanç Savaş sunum yaptı, lgbt yanlısı ve ahlaka mugayir yapımları nedeniyle eleştirilen yayınları için savunma yaptı. İnsan Hakları Beyannamesi’yle korunan ‘özellikler’ için etiket dahi yapılamayacağı ifade edildi.
Komisyon Başkanı Hüseyin Yayman, toplantının açılışında, dijitalleşmenin hayatın tüm alanlarını kuşatan bir noktaya geldiğini belirtti. Yayman, komisyon olarak dijital telif konusundaki çalışmaların sonuna geldiklerini bildirerek, “Emek hırsızlığının önüne geçmek, gerçek gazetecileri koruyup, birtakım içerikleri alarak başkasının emeği üzerinden gazetecilik yapanları birbirinden ayırmak istiyoruz.” dedi.
Bütün milletvekillerine Türkiye’nin her yerinden sanal bahis ve kumar siteleriyle ilgili her gün yüzlerce şikayet telefonu geldiğini belirten Yayman, “Artık bu konu gerçekten bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir. Aileler yok olmakta, dağılmaktadır ve kamu düzeni bozulmaktadır.” ifadesini kullandı. Yayman, ailelerin, devletin ve Meclis’in bu konuda inisiyatif almasını istedi.
Kapalı oturum öncesi Netflix yetkililerinin sunumu
Merkezi Amerika’da Kaliforniya’da bulunan teknoloji ve medya sağlayıcısı ve yapım şirketi olan Netflix, Türkiye’de yıllardır faaliyet gösteriyor. Herhangi bir engelleme ile karşılaşmayan Amerikan şirketi, sansürlenmesi gereken içerikleri nedeniyle eleştiriliyor.
Komisyonda, Yayman’ın açış konuşmanın ardından Netflix Türkiye Kamu Politikaları Direktörü Pelin Mavili, Netflix’in savunması başladı. Direktör Pelin Mavili, kreatif endüstrinin ekosisteminde olduğunu, bir platform değil, yayın hizmeti sunan bir şirket olduklarını savundu. Dahil olduğu sektör açısından istihdam potansiyelinin yüksek olduğunu anlatan Mavili, reel ekonominin geri kalan paydaşlarından daha hızlı büyüyen kreatif ekosistemde 2030’da istihdamın yüzde 3’ünün bu ekosistemden sağlanmasının beklendiğini anlattı.
Direktör, sektörlerinin bir şey ithal etmeden ihraç etme imkanı sunan bir sektör olduğuna dikkati çekerek, “İthalat bağımlılığı olmayan ama hizmet ihracı olarak büyük bir kapasitesi olan bir sektörden bahsediyoruz.” dedi. Türkiye’de RTÜK’ün lisansıyla faaliyet gösteren küresel bir eğlence şirketi olarak hizmet verdiklerini söyleyen Pelin Mavili, içeriklerin editoryal kontrollerden geçtiğini vurguladı.
Türk dizi ve filmlerine dünyada en çok mecra ve erişim sağlayan şirket olduklarını da savunan direktör, “Türk dizi ve filmleri Netflix’te yayımlanmaya başladığı gün, orijinal içeriklerimizin tamamı, aynı anda 190 ülkede kendine izleyici bulabiliyor.” diye konuştu.
Türkiye’deki üye sayısını açıklamadı
Türkiye’deki üye sayılarını “ticari sır” olduğu gerekçesiyle, basın önünde oldukları için paylaşmak istemediklerini iddia eden Pelin Mavili, bu bilgiyi “basının olmadığı bir noktada” Komisyonla paylaşabileceklerini söyledi. “Türk içerikleri çok sıklıkta, dünyadaki global Top 10 listelerinde kendilerine yer buluyor.” diyen direktör, şöyle konuştu:
“Bu husus çok önemli çünkü ne kadar Türk içeriklerimiz orada yer bulursa, Türk içeriklerinin tekrar önerilmesi ve tekrar bir izleyicinin karşısına çıkması o kadar önemli oluyor. Mesela sadece 2024’te, yıl içindeki 52 haftanın 27’sinde bir Türk içeriği global Top 10 listesindeydi. 92 ülkede, ülkelerin Top 10 listelerine girmeyi başardı. Netflix’te çıkan bir içerik ilk 4 haftasında izlenmesinin yüzde 80’ini yurt dışından alıyor. Dolayısıyla ciddi miktarda yurt dışında tüketilen bir Türk içeriğinden bahsediyoruz.”
Türk Direktör Mavili, orijinal ve lisansladıkları ciddi sayıda Türk içeriği bulunduğunu belirterek, “Bunların izlenmesinden kaynaklı artık yurt dışında bir Türk içerik izleyicisi profili var.” dedi. Türkiye’de İstanbul’da bir ofislerinin bulunduğunu dile getiren direktör, “60’a yakın yerli yapımımız var. Proje ortaklarıyla birlikte setlerimizde bugüne kadar 13 bin kişiye istihdam sağlandı. 80 yapım ve dağıtım partneriyle çalışıldı. Bunların arasında da ilk defa yeni bir iş yapan 16 kreatif var.” bilgilerini paylaştı.
Netflix Türkiye Kıdemli İletişim Müdürü Özgür Artanç Savaş da Türk dizilerinin izlendiği ülkeler arasında daha önce bilinenlerin yanı sıra ABD, Brezilya, Avustralya ve Avrupa ülkelerinin bulunduğunu söylemekle yetindi.
Milletvekillerinin soruları
Daha sonra, şirket yetkililerine sorularını yönelten milletvekilleri, bazı verileri “ticari sır” diyerek kamuoyu önünde paylaşmamalarını eleştirdi.
Türkiye’nin Kıbrıs Harekatı’nı tamamen çarpıtarak kurgulayan, Yunanistan-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ortaklığındaki “Famagusta” dizisine ilişkin sorusu üzerine şirketin Türkiye direktörü Pelin Mavili, dizinin Netflix içeriği olmadığını, ilgili ülke televizyonunda halihazırda yayımlanmış bir yapım olduğunu belirterek savunma yaptı. Direktör, şöyle devam etti:
“Bizim Yunanistan’da bir ofisimiz yok, Yunanistan’da çalışan arkadaşlarımız yok. İtalya’daki ekibimiz Yunanistan piyasası için alımlar yapıyorlar zaman zaman ve kendi ülkesinde başarılı olmuş, kendi ülkesinde izleyicisini bulmuş bir içeriği de satın almayı tercih etmişler. Bu konu bizim gündemimize de aşağı yukarı sizin gündeminize geldiği noktada geldi. Hemen kontrollerimizi yaptık, hemen RTÜK’le istişarelerimize başladık. Tabii ki toplumun hassasiyetini onlar da hemen yakaladılar. Haklı olarak bu konudaki serzenişlerini bize dile getirdiler. Şöyle bir çözüme gidildi malumunuz, RTÜK Başkanımız da açıkladı zaten, bu içerik sadece zaten ekranda yerini bulmuş, zaten izleyicisine ulaştığı ülkede sınırlı kalmak kaydıyla bizde yayımlandı. Ayrıca bir bilgi olarak paylaşmak isterim, bu çok duyulmamış olabilir, o içeriğin kendi televizyonlarında üçüncü sezonunu da çıktı, o üçüncü sezon Netflix’te çıkmadı.”
“Netflix platformu LGBT’yi özel olarak destekliyor mu?” sorusuna da direktör Pelin Mavili, şu yanıtı verdi:
“Çok sesli ve çok net olarak bir şey söylemek isterim, Ne Türkiye’de ne de global Netflix’te herhangi bir içeriğin alınması, alınmaması, yapılması, yapılmaması yönünde bir lobi baskısı söz konusu değil. Her kim Netflix’e tıklayıp ekrana bakıyorsa kendini orada görebilsin istiyoruz. Herkesin yansıyabileceği bir ekran olmak istiyoruz. Toplumun tüm kesimlerinde, dünyanın tüm ülkelerinde, tüm sesleri, tüm renkleri bulabilsin istiyoruz, ‘Benim hikayem de burada anlatılıyor.’ desin istiyoruz. Bizim ekranımızda çok çeşitli şeyler görüyorsunuzdur ama bu bir baskı veya lobi sebebiyle değil herkesin kendini bulduğu bir ekran olabilmek amacıyla.”
İnsan Hakları Beyannamesi’yle korunan özellikler için etiketleme dahi yapılmıyor
Toplumları ifsad eden bu tür içeriklere etiket verilmesine ilişkin ise Pelin Mavili, “Eğer bir defa bu LGBT ilişkisi içeren bir içerikse zaten +18’dir, bu net. RTÜK’ün çok katı olduğu bir husus. Cinsellik de içeriyorsa zaten cinsellik etiketli ama biz bireylerin görüntüleri, tercihleri, yaşam tarzları, cinsel eğilimleri gibi Uluslararası İnsan Hakları Beyannamesi’yle de korunan özellikleriyle ilgili etiketleme yapamıyoruz.” açıklamasında bulundu.
Yayından kaldırılan Filistin koleksiyonuna ilişkin de açıklamalarda bulunan direktör Pelin Mavili, “Alındığı gün o içeriklerin lisans süresi belliydi. Lisansları bitti. Lisanslama süresi bittiği için, içerikler üzerinde hakkımız kalmadığı için içerikler yayından kalktı.” iddiasında bulundu.
Kapalı oturuma geçildi
Komisyon toplantısına kapalı oturumla devam edildi. Kapalı oturum sonucunda ise bir açıklama yapılmadı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *