Davos toplantısı öncesi kamuoyu hazırlığı başladı

Davos toplantısı öncesi kamuoyu hazırlığı başladı

Dünya Ekonomik Forumunun (WEF) her yıl Davos’ta düzenlenen Yıllık Toplantıları öncesi hazırladığı Küresel Riskler Raporu yayımlandı. WEF Genel Müdürü Mirek Dusek, küresel sistemin daha önce hiç olmadığı kadar zorlandığını belirterek, devletleri işbirliğine çağırdı.

Rapor, Eylül-Ekim 2024 döneminde dünya çapında 900 risk uzmanı, politika yapısı ve sektör liderlerinin katıldığı, uzun ve kısa vadeli küresel risklerin analiz edildiği anketin sonuçlarını içeriyor.

Rapor, artan jeopolitik, çevresel, toplumsal ve teknolojik zorlukların istikrar ve gelişimi tehdit ettiği, giderek parçalanan küresel bir görünüm ortaya koyuyor. Bu yılki araştırma sonuçlarında ekonomik riskler daha az ön plana çıksa da toplumsal ve jeopolitik gerilimlerle bağlantılı olarak endişe kaynağı olmaya devam ediyor.

Araştırmanın katılımcıları, dünyanın uzun vadedeki görünümüne ilişkin kısa vadeye kıyasla daha kötümser bir tablo çiziyor. Katılımcıların neredeyse üçte ikisi 2035’e kadar özellikle çevresel, teknolojik ve toplumsal zorlukların artmasına bağlı olarak daha çalkantılı ve fırtınalı bir küresel görünüm oluşacağını öngörüyor.

Kısa vadeli risklerde jeopolitik gerilimler ve dezenformasyon ilk sırada

Rapora göre, katılımcıların yüzde 23’ü bu yıl için en büyük riskin devlet temelli silahlı çatışmalar olduğunu düşünürken, en önemli 10 risk sıralamasında ikinci sırada aşırı hava olayları yer alıyor.

Bunları, jeo-ekonomik çatışma, yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon, toplumsal kutuplaşma, ekonomik gerileme, yeryüzü sisteminde kritik değişiklikler, ekonomik fırsat eksikliği veya işsizlik, insan hakları ve sivil özgürlüklerin erozyona uğraması ve eşitsizlik takip ediyor.

Gelecek iki yıla ilişkin riskler açısından ise yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon ikinci kez üst üste ilk sıradaki risk olmayı sürdürüyor. Bu durum, dezenformasyonun ulusal ve uluslararası bölünmeleri şiddetlendirmek suretiyle toplumsal uyum ve yönetişime yönelik tehditlerin altını çiziyor.

Aşırı hava olayları, toplumsal kutuplaşma, siber casusluk ve savaş da gelecek iki yıla ilişkin en büyük 10 risk arasında yer alıyor.

Katılımcıların yarısından fazlası gelecek iki yıl içinde dünyada istikrarsızlık beklerken, bu durum uluslararası işbirliğindeki parçalanmayı yansıtıyor.

Uzun vadeli görünümde çevresel riskler en büyük tehdit

Gelecek 10 yıla ilişkin uzun vadeli en büyük 10 risk arasında ise çevresel riskler ilk sırada bulunuyor.

Bunu biyoçeşitlilik kaybı ve ekosistemin çöküşü, yeryüzü sisteminde kritik değişiklikler, doğal kaynakların azalması, yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon, yapay zeka teknolojilerinin olumsuz sonuçları, eşitsizlik, toplumsal kutuplaşma, siber suçlar ve kirlilik takip ediyor.

Rapora göre, uzun vadeli projeksiyonlar küresel işbirliği mekanizmalarının artan bir baskıyla karşı karşıya kaldığını gösteriyor. Katılımcıların yüzde 64’ü dünyadaki orta ve büyük güçler arasında rekabetin damgasını vurduğu parçalanmış küresel düzen öngörürken, çok taraflılık açısından ciddi zorlanma yaşanacağını düşünüyor.

Eşitsizlik ve toplumsal kutuplaşma gibi riskler kısa ve uzun vadede öne çıkarken, yasa dışı ekonomik faaliyetler, artan borç yükleri ve stratejik kaynakların belirli bölgelerde yoğunlaşmasına ilişkin artan endişeler, gelecek yıllarda küresel ekonomiyi istikrarsızlaştırabilecek kırılganlıklar olarak görülüyor.

Bu kapsamda rapor, ülkelere istikrarsızlığı önlemek, güveni yeniden inşa etmek ve herkes için sürdürülebilir ve kapsayıcı bir gelecek sağlamak için diyaloğa öncelik verilmesi, uluslararası bağların güçlendirilmesi ve işbirliğinin teşvik edilmesi çağrısında bulunuyor.

WEF Genel Müdürü Mirek Dusek, raporun sonuçlarına ilişkin değerlendirmesinde, “Artan jeopolitik gerilimler, küresel güvenin zarar görmesi ve iklim krizi, küresel sistemi daha önce hiç olmadığı kadar zorluyor. Ülkeler arasındaki parçalanmaların ve artan risklerin damgasını vurduğu bir dünyada, liderlerin bir seçeneği var. O da işbirliğini ve dayanıklılığı teşvik etmek ya da artan istikrarsızlıkla yüzleşmek. Riskler hiç bu kadar yüksek olmamıştı.” ifadelerini kullandı.

Geçen yıl yapılan zirvenin konusu Yapay Zeka oldu

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2024 zirvesi “Güvenin Yeniden İnşası” temasıyla düzenlenmiş, yapay zeka (AI-YP) forumun en sıcak konusu olurken, siyasiler ve iş dünyası liderleri yapay zekanın sunduğu risk ve fırsatları masaya yatırmıştı. Davos’ta yapay zekada Google, Microsoft, Meta, Intel ve ChatGPT gibi büyük oyuncuların ABD’den olması da dikkati çekmişti.

Araştırmalara göre, ABD’de 35 büyük yapay zeka şirketi bulunurken, Avrupa’da toplam 3 şirket bulunuyor. Yatırımlar söz konusu olduğunda da Avrupa ile ABD arasında farkın yüksek olması da dikkati çekiyor. Avrupa 2023’te yapay zekaya 1,7 milyar dolar yatırım yaparken, ABD ise 23 milyar dolar yatırım gerçekleştirdi.

Dünya Ekonomik Forumu’nun Yapay Zeka Yönetişim İttifakı (AIGA) gelişmiş yapay zekaya eşit erişim sağlamak için küresel bir çabaya ihtiyaç olduğunu belirtmişti. Sorumlu yapay zeka geliştirme uygulamalarını ve yönetişimini şekillendirmek ve dünya çapında yapay zeka teknolojisine eşit erişim sağlamak için hükümetleri, işletmeleri ve uzmanları bir araya getiren İttifak, gelişmiş yapay zeka konusunda, üretken yapay zeka yönetişimi, değerinin ortaya çıkarılması ve sorumlu yapay zeka geliştirme ve dağıtımı için bir çerçeveye odaklanan üç yeni rapor yayınlamıştı.

Yapay zekanın küresel zorlukları ele alma potansiyeline sahip olduğu öne sürülen raporlarda, bu teknolojinin aynı zamanda mevcut dijital uçurumları genişletme veya yenilerini oluşturma riski taşıdığı ifade edilmişti.

Ayrıca, İsviçre Federal Savcılığı, Davos kasabasından düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’na (WEF) katılmak üzere İsviçre’ye gelen İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog hakkında çok sayıda suç duyurusu alındığını bildirmişti, ancak Herzog’a ya da İsrail’e karşı herhangi bir adım atılmamıştı.

Herzog, burada yaptığı konuşmada, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına ve bölge ülkeleriyle normalleşmeye ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, “Açıkçası, tüm normalleşme sürecinin bir parçası olarak Suudi seçeneği, savaştan yeni bir ufka doğru çıkmanın anahtarıdır.” demişti. Riyad yönetimiyle normalleşmenin “hala hassas ve kırılgan olduğunu” belirten Herzog, olası bir normalleşmenin ezberleri bozacağını iddia etmiş, İsrail’in Orta Doğu’da Avrupa ve ABD’ye yönelebilecek tehditleri engellediğini belirten Herzog, “Tüm insanlık için, özgür dünya için bir savaş veriyoruz.” ifadesini kullanmıştı. Herzog “İsrail olmasaydı, sıra Avrupa’da olurdu ve sonrasında ABD…” demişti.

15 Ocak 2024’te başlayan Davos Zirvesi’ne 120 ülkeden 2 bin 800’ü aşkın iş adamı, siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı. Zirvede 300’den fazla oturum düzenlendi. WEF Başkanı Borge Brende, kapanış konuşmasında, WEF yıllık toplantısının çok kritik bir dönemde yapıldığını belirterek, devam eden jeopolitik krizlerin dünyada bütün insanları ve şirketleri etkilediğini söyledi. Uluslararası şirketlere ve kurumlara güvenin gittikçe azaldığını dile getiren Borge, bu yüzden güvenin yeniden inşasının önemli olduğunu vurgulamıştı. Brende, “Teknoloji ve yapay zeka en çok üzerinde durulan konuydu. Katılımcılar yapay zekada dengeli bir düzenleme talep etti.” demişti.

Davos öncesi Dünya Ekonomik Forumu (WEF) “birleşmeliyiz” çağrısı yaptı!

Dünya Ekonomik Forumu 53. zirvesi başladı

Küresel kapitalizm Davos zirvesine hazırlanıyor

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *