Madencilerin, madenin özelleştirilmesine karşı başlattığı iş bırakma eyleminde 6. gün geride kaldı. İşçiler haklarının korunacağı garanti edilse bile özelleştirmeye onay vermeyeceklerini söylüyor.
Çayırhan Linyit İşletmesi ve Termik Santralinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş 6 günü geride bıraktı. Haklarının korunacağı garanti edilse bile özelleştirmeye onay vermeyeceklerini anlatan işçiler, taleplerinin özelleştirmeden vazgeçilmesi olduğunu vurguluyor.
Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali maden sahalarının özelleştirme kararına karşı direnişe geçen işçilerin tamamı deneyimli işçiler. Aralarındaki en yeni kişinin dahi 10 yıldır çalıştığını anlatan işçiler, özellikle yer altındakilerin Zonguldak, Bartın gibi maden havzalarından geldiğini söylüyor. Bu nedenle madende bugüne kadar olup biten birçok şeyi deneyimlemişler. Birçoğu 2014 yılındaki greve de katılmış. Bu nedenle çıkarılan dersler de var. Örneğin kamera karşısında konuşmaktan çekinen birçok işçi, o dönem grevden sonra öncü işçilerin işten çıkarıldığını anlatıyor.
Bölgenin neredeyse tek geçim kaynağı olan maden, sadece işçilerde değil bölge halkında da belli bir kültürün oluşmasına neden olmuş. İşçilerin aileleri zaman zaman grevdeki yakınlarını ziyaret ediyor, esnaf getirdiği yiyeceklerle maden işçilerini destekliyor. Bir işçi esnafın desteğini önemsediklerini şöyle anlatıyor: “2014’teki grevde esnaftan destek istediğimizde, bize yemek göndermeyi reddeden bir yer vardı. Bunun üzerine hiçbirimiz oradan alışveriş yapmadık. Kulaktan kulağa yayılınca başkaları da almadı. Orası iş yapamayınca kapattı, gitti.”
Biz işçilerle konuşurken, herkesin bir kulağı da sendikacıların gittiği görüşmeden beklenen haberdeydi. Soma’daki madencilerin kendilerine destek için gazetemize gönderdiği mektubu örnek veren bir işçi, başlattıkları eylemin özelleştirme durana kadar sürmesi gerektiğini vurguluyor: “Çünkü sizin haklarınızı koruyacağız diye bir madde ekleyerek anlaşma sağlanırsa, daha sonra bu işi geçiştirip bizi kandırırlar. Mesela işten atmasa bile düğmedeki adamı yer altına gönderebilir. Yıllarca yer altında çalıştığı için belinde sorun olan başka biri sağlık sorunu nedeniyle daha kolay bir işe verilmişse, tutar onu eski işine verir… Haklarımız yerler yani.”
Birçok grev gibi başka iş yerlerindeki mücadelelerin gözü de Çayırhan’daki madencilerin grevinde. Eylemlerinin sadece kendilerini ilgilendirmediğini anlatan bir işçi, “Biz geleceğe dair de bir şey yapıyoruz. Biz kazanırsak, bundan sonraki başka yerlerde de özelleştirmelere engel olacak” diyor.
Zonguldak’taki maden işçilerinin kendilerine destek için iş yavaşlatma eylemi yapması da Çayırhan işçileri için moral oldu. Bir işçi, “Özelleştirmenin onlara da sıçrayacağını biliyorlar. Destekleri çok önemli, özelleştirmelere karşı birlikte hareket etmeliyiz” derken, bir başkası da “Özelleştirilmeyen madenlerin oranı yüzde 13 zaten. Ona da gözlerini diktiler. Madenciler olarak buna izin vermeyeceğiz” diyor. Bir işçi de kamuda tasarruf adı altında, ufak paralara böyle yerlerin verilmesini istemediklerini, emekten tasarruf olamayacağını söylüyor.
Madenciliğin zorluğu, kültürü, tarihi, dayanışması… İşçilerle görüşmemizde öne çıkan duygular arasında. 6 Şubat depremlerinde maden işçilerinin hemen bölgeye giderek kaç hayat kurtardığı sıkça konuşuluyor. Bir işçi, deprem bölgesine giden madenciler göründüğünde herkesin nasıl sevindiğini anlatıyor. Özelleştirmeye karşı taleplerini anlatırken, bir işçi bu konuyla ilgili şunu söylüyor: “İstanbul’da deprem olduğunda özel şirket göndermezse biz nasıl gideceğiz? Özel şirket üç gün gelmeyince işten atıyor.”
(Evrensel)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *