“Müslümanlara bir devlet sahip olmak çok görülürken, siyonist terör şebekesinin bir devlet olması ise makul karşılanabiliyor” diyen Mehmed Durmuş, devlet meselesinin akidenin temellerinden birini teşkil ettiğini belirterek, peygamberlerin aynı zamanda siyasi liderler olduklarını hatırlattı.
İktibas Dergisi’nin aylık sohbet programlarının ilki geçtiğimiz Cumartesi günü, dergimiz yazarlarından Mehmed Durmuş’un katılımı ile gerçekleştirildi. Durmuş, yaklaşık bir saat süren konuşmasında Filistin’de yaşanan zulmü ve Müslümanların içinde bulunduğu durumu değerlendirdi.
Filistin’de yaşananların, kimin dost kimin düşman olduğunu ortaya koyduğunu belirten Mehmed Durmuş, Gazze’nin velayet kavramını gayet güzel tefsir ettiğini, kanıyla, canıyla, malıyla, duasıyla cihada destek olan Müslümanların, kafirlerden beri ve birbirlerinin velisi olduğunu ifade etti.
İslam’ın siyasetle ilgisi olmadığı iddialarının bu sonuçlara neden olduğunu vurgulayan Durmuş, “Müslümanlara, bir devlete sahip olmak çok görülürken, siyonist terör şebekesinin bir devlet olması ise makul karşılanabiliyor” dedi. Durmuş, buna karşın peygamberlerin aynı zamanda siyasi liderler olduğunu hatırlattı. Devlet meselesinin akidenin temellerinden birini teşkil ettiğini, eksikliğinin A’dan Z’ye bütün hayatımızı etkilemekte olduğunu da belirten Mehmed Durmuş, Gazze’nin bu eksikliği bütün açıklığıyla ortaya koyduğunu kaydetti.
Mehmed Durmuş, ABD merkezli küresel küfür düzeninin, bölgeye ve Türkiye’ye yönelik politikalarının temelde korku üretme üzerine kurulduğunu, bu noktada boykot uygulamalarının ise istenen sonucu vermekten uzak kaldığını anlattı. Durmuş şöyle devam etti:
“Boykot, ticari emtia ile alakalı olmadan önce zihinle ilgili olması lazım. İnsanların zihnine hitap edip, Amerika’ya, Avrupa’ya veya yahudilere ait yaşam tarzına öykünme, onların ideolojik sistemlerinin gönüllü taşıyıcısı olmama anlamında bir boykottan başlasak daha iyi olacak diye düşünüyorum.” dedi.
Öte yandan dilimize batıdan girmiş birçok kelime ve kavramlar ile kendimizi ifade etmeye çalıştığımızı, atalarımızın Çanakkale’de geçmesine izin vermediğini ancak İngilizlerin bizden önce İstanbul’a girdiğini, aynı zamanda batının birçok kanaldan kafalarımıza ve memleketlerimize girdiğini belirten Mehmed Durmuş, insan hakları gibi, demokrasi gibi kavramların bu bağlamda altyapısının batının seküler dünya görüşünden müteşekkil olduğunu anımsattı. İktibas’ın ve Ercümend ağabeyin bu konularda toplumu uyandırabilmek için adeta yırtındığını vurguladı.
Gazze için batı tarafından yapılan planlarda, Gazze yönetiminin yahudilere teslim edilmesi, Hamas’ın etkisizleştirilmesi, Abbas yönetimindeki sözde Filistin devletinin güçlendirilerek bütün Filistin’i temsil eder hale getirilmesinin öngörüldüğünü aktaran Mehmed Durmuş, maalesef buna ikna olan Müslümanların da bulunduğunu, hatta bunu ifade ettiklerini söyledi. Durmuş, İzzeddin Kassam Tugayları’nın İsrail’in yüzüne büyük bir çentik attığını, büyük bir direniş sergilediğini belirterek, “Gazze bir direniş destanı yazıyor” dedi. Mehmed Durmuş, “Görünen şartlar küfür cephesinin lehine olmasına karşın, Rabbimizin, Müslümanların gayreti ile bir durum yaratacağına inanıyorum.” diye konuştu.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *