Netanyahu’nun yolsuzluklarını ifşa eden The Bibi Files belgesel filmi Kanada’da gösterime girdi. Ancak belgeselde, İsrail politikaları Netanyahu’nun kendi kişisel hırsları şeklinde lanse ediliyor. Buna karşın belgeselin Kanada’da gösterime girmesi bir başarı sayılıyor.
Son 25 yıldır Kanada’da insan hakları avukatlığı yapan Amina Sherazee, Netanyahu’nun yolsuzluklarını ifşa eden The Bibi Files belgeselini ve Kanada’da gösterime girmesinin önemini AA Analiz için kaleme aldı.
***
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, hakkındaki yolsuzluk, dolandırıcılık ve rüşvet suçlamalarıyla ilgili cezai soruşturmalar sırasında İsrail polisinin kendisini ve diğer kilit tanıkları sorguladığı gizli kayıtları ortaya çıkaran bir belgesel filmi sansürlemekte başarısız oldu. Netanyahu 21 Kasım 2019’da resmi olarak dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve rüşvet almakla suçlandı. Netanyahu, iletişim bakanı olduğu dönemde, 20 yıl boyunca pahalı hediyeler karşılığında arkadaşlarının ticari çıkarlarını destekleyerek menfaat çatışmasına yol açmakla suçlanıyor. İsrail Başbakanı ayrıca, nüfuzunu kullanarak bir medya kuruluşuna kısıtlamalar getiren ve kendisi ve ailesi hakkında medyada olumlu haberler yapılması karşılığında rakibine önemli mali menfaatler sağlayan bir yasayı desteklemekle suçlanıyor. İddianameler nedeniyle Netanyahu’nun yasal olarak başbakanlık dışındaki bakanlık görevlerini bırakması gerekiyordu.
“Bibi Files” Netanyahu’nun yolsuzluklarını ifşa ediyor
Polis sorgularının görüntüleri Oscar ve Emmy ödüllü Amerikalı belgesel yapımcısı Alex Gibney’e sızdırıldı. Gibney, Güney Afrikalı yönetmen ve Emmy adayı Alexis Bloom’u, yolsuzlukları uluslararası alanda ifşa etmek üzere The Bibi Files adlı bir belgesel çekmesi için görevlendirdi. Netanyahu’nun avukatları, 9 Eylül Pazartesi günü Toronto Uluslararası Film Festivali’nde yapılan prömiyer gösterisinden önce izleyicilerin filmi izlemesini engellemek için ihtiyati tedbir kararı aldırdı. Avukatlar İsrail mahkemesine, yolsuzluk davasına bakan yargıçların huzurunda, Kanada’daki izleyicilerin filmi festivalde görmelerini engellemek için talepte bulundu. Yasa her ne kadar sadece İsrail için geçerli olsa da filmin İsrail gizlilik yasasına tabi olduğu ve polis sorgularının yayınlanmasının İsrail yasalarına göre yasa dışı olduğu savunuldu. Gösterimden saatler önce Kudüs Bölge Mahkemesi Yargıcı Oded Shaham talebi reddetti.
Gibney, 9 ve 10 Eylül’de yapılan gösterimlerin ardından izleyicilere şunları söyledi: “İnsanlar her gün ölüyor ve biz bu filmle bir beyanda bulunmak istedik.” Filmin Netanyahu’nun ceza davası ya da İsrail’in Filistinlilere yönelik yasa dışı saldırganlığı üzerinde bir etkisi olup olmayacağını zaman gösterecek.
Ancak filmde İsrailli önde gelen isimlerin yanı sıra Netanyahu’nun eski kurmayları ve uzun süredir arkadaşı olan bir eleştirmen, Netanyahu’yu büyük bir yolsuzlukla suçluyor ve kendi kişisel çıkarları için ateşkesi sağlayamadığını ve ayrıca bizzat adaletten kaçmak için İsrail yargısında son derece tartışmalı reformlar yaptığını da iddia ediyorlar. “Gazze’ye karşı savaş” ne kadar uzun sürerse, cezai kovuşturma da o kadar gecikecektir. Netanyahu ısrarla dokunulmazlık talebinde bulunarak yargılanmasını engellemeye ve davasını geciktirmeye çalışıyor. Tanıkların dinlenilmesinin bu yılın ilk yarısında sona ermesi bekleniyordu, ancak geçtiğimiz aralık ayında mahkeme “devam eden İsrail-Hamas savaşıyla ilgili güvenlik endişeleri” nedeniyle duruşma sayısını haftada iki güne indirmeyi kabul etti ve bu da daha fazla gecikme ve ertelemeye neden oldu.
Netanyahu’nun sonsuz savaşı
Belgesel ayrıca Netanyahu’nun rehinelerin serbest bırakılmasından vazgeçtiğini ve ateşkes yerine saldırıların devam etmesine öncelik verdiğini öne sürüyor. Filmdeki bir eleştirmen “Sonsuza dek sürecek bir savaş onun çıkarına” diyor. Kamuoyu yoklamaları ve halk protestoları İsraillilerin çoğunluğunun rehinelerin derhal serbest bırakılmasından ve ateşkesten yana olduğunu gösterirken ateşkes müzakereleri aylardır sonuçsuz bir şekilde sürdüğü için bu iddiaların bir ağırlığı var gibi görünüyor. Hamas sürekli olarak savaşın sona ermesi, İsrail güçlerinin Gazze’den çekilmesi ve çok sayıda Filistinli mahkumun serbest bırakılması karşılığında rehinelerin serbest bırakılmasını teklif etti. Ancak Netanyahu, Hamas’ın temmuz ayında kabul ettiği ABD destekli ateşkes önerisini kategorik olarak reddetti. Hiç şüphe yok ki “savaşın” sona ermesi, Netanyahu’nun dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma ve rüşvet alma suçlarından hızla yargılanmasına ve hükümetinin rehine krizindeki başarısızlıklarına ilişkin daha geniş bir soruşturmaya yol açacaktır. Bu aynı zamanda Netanyahu hükümetinin çökmesine ve erken seçimlere yol açabilir.
Filmde yer alan gizli kayıtlar yayınlanmadı ve muhtemelen İsrail’de asla görülmeyecekler. İsrail gizlilik yasaları, kayıtların kamuya açıklanmasını engelliyor ve bilinmeyen kaynağı kovuşturma riskiyle karşı karşıya bırakıyor. The Bibi Files’ın henüz herhangi bir dağıtım anlaşması yok ancak belgeselin yapımcısı ve yönetmeni Toronto Festivali’ndeki gösterimin daha geniş bir dağıtım ve yayın olanağı sağlayacağını umuyor. Filmin İsrail’in müttefiki olan Kanada’da gösterilmiş olması, artan kamuoyu baskısının devlet sansürünün üstesinden gelebildiğini göstermesi açısından önemli.
[Amina Sherazee, son 25 yıldır Kanada’da insan hakları avukatlığı yapıyor ve mülteci hukuku alanında kadın ve çocuk haklarına odaklanan kapsamlı çalışmaları bulunuyor.]
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *