Bangladeş diktatörü, askeri darbe yerine halk protestosu ile gönderildi

Bangladeş diktatörü, askeri darbe yerine halk protestosu ile gönderildi

Halkı Müslüman Bangladeş’te, 16 yıldır iktidarda bulunan laik Şeyh Hasina Vecid iktidarı protestolara dayanamayarak yıkılırken, başbakan da 2002’de de kaçıp sığındığı Hindistan’a kaçtı. Cemaat-i İslami liderlerine yönelik hasmane tutumu ve idam kararları ile bilinen Şeyh Hasina, bir helikopterler ordunun kontrolünde ülkeden kaçarken, Ordu de geçici hükümet kurulacağını duyurdu.

Kurucu lider olan babası ve aile üyeleri askeri darbede öldürüldü

76 yaşındaki siyasetçi Hasina, Haziran 1996-Temmuz 2001 ve Ocak 2009-Ağustos 2024 tarihleri arasında başbakanlık görevini üstlendi.

İktidar partisi Avami Birliğinin 7 Ocak’ta yapılan 12. Genel Seçimi kazanmasının ardından 5. kez başbakan olan ve Bangladeş’in “demir leydisi” olarak bilinen Hasina, 28 Eylül 1947’de ülkenin güneybatısındaki Tungipara’da doğdu.

Hasina’nın babası ve ülkenin kurucu Cumhurbaşkanı Şeyh Bangabandhu Mujibur Rahman, 1971’de Bangladeş’e bağımsızlığını kazandıran “Büyük Kurtuluş Savaşı”nın liderlerinden biriydi.

Rahman, 15 Ağustos 1975’te askeri darbeyle devrilirken, kızları Şeyh Hasina ve Şeyh Rehana dışında ailesinin tüm üyeleriyle birlikte öldürüldü. Hasina ve Rehana, bu sırada Almanya’da bulunuyordu.

Hindistan’dan ülkesine 1981’de döndü

Hasina’nın siyasetle iç içe geçen çocukluk ve gençlik yılları, onun gelecekteki kariyerinin temelini oluşturdu. Eğitim gördüğü Dakka Üniversitesinde önemli bir öğrenci lideri olan Hasina, 1960’ların sonlarında üniversitede aktif siyasetin içindeydi.

Babası Rahman’ın 1975’teki askeri darbeyle devrilmesinden sonraki 6 yılını Hindistan’da sürgünde geçiren Hasina, 1981’de ülkesine döndü.

Hasina, Bangladeş’e dönmesiyle babası tarafından kurulan ve Bangladeş’in en büyük partisi haline gelen Avami Birliğinin liderliğine seçildi; dönemin yönetimine karşı söylemleri birçok kez ev hapsine alınmasına neden oldu.

Aynı yıl Hasina ile Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) lideri ve eski Başbakan Begüm Halide Ziya, dönemin askeri yönetiminin lideri Hussain Muhammad Ershad’a karşı düzenlenen halk ayaklanmasına liderlik etti.

Gösteriler neticesinde Ershad’ın 1990’da istifa etmesinden 1 yıl sonra yapılan seçimleri rakibi Ziya’ya karşı kaybeden Hasina, BNP’yi seçimlerde “hile yapmakla” suçladı.

1996 yılında iktidara geldi

Hasina, Avami Birliğinin 12 Haziran 1996’da yapılan genel seçimlerde çoğunluğu elde etmesi üzerine 23 Haziran 1996’da yemin ederek ilk kez Başbakan olarak göreve başladı.

Partisi ve kendisi hakkındaki “yolsuzluk iddiaları” nedeniyle 2001’deki seçimler sonucu ağır bir yenilgiye uğrayan Hasina, BNP iktidardayken birçok kez suikast girişimine uğradı, 2004’teki suikast girişimi sonucu işitme duyusu ciddi zarar gördü.

2002’de ülkeden yine kaçmıştı

Güvenlik endişeleri nedeniyle 2002’de Bangladeş’i terk eden başbakan Hasina, 2 yıl sonra ülkesine yeniden döndü ve siyasete kaldığı yerden devam etti.

Hasina, 29 Aralık 2008’de yapılan seçimlerde ise 299 sandalyeden 230’unu kazanarak ezici çoğunlukla iktidara gelerek ikinci kez Başbakan oldu.

Ocak 2009’da yemin ederek göreve başlayan Hasina, bu tarihten ordu tarafından istifa ettiği bildirilen zamana kadar ülkenin başbakanı olarak görev yapmaktaydı.

Bangladeş’i toplamda 20 yıl demir yumrukla yöneten Şeyh Hasina, ülke tarihinde en uzun süre görev yapan başbakan oldu.

Dünyanın en fakir ülkeleri arasında

Bangladeş’te Kovid-19 salgını sonrasında hayat pahalılığı ve enflasyon hızla yükseldi. Döviz rezervleri hızla düşen ülkenin Hasina yönetimi altında dış borcu 2016’dan bu yana iki katına çıktı.

Ekonomideki kötü gidişattan Hasina’yı sorumlu tutan vatandaşlar, hükümeti de yolsuzlukla suçluyordu.

Hasina yönetimi ayrıca siyasi muhaliflerine ve medyaya baskı yapması ile gündemdeydi.

Ülkede temmuzda patlak veren protestolar sırasında da hükümetin gösterileri bastırmak için aynı sert yaklaşıma başvurduğu yönünde eleştiriler de yapılıyordu. Gösterilerde yüzlerce Bangladeşli öldürüldü.

Hasina hükümeti ise tüm bu iddiaları reddediyordu.

Cemaat-i İslami’yi yok etmeye çalıştı

Başbakan Şeyh Hasina tarafından 2009’da kurulan Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi, şimdiye kadar çok sayıda kişi hakkında idam kararı verdi. Bunların büyük kısmı, ülkenin İslami değerleri savunan en büyük partisi Cemaat-i İslami liderlerinden oluşuyor.

Mahkeme tarafından suçlu bulunan ve idama mahkum edilen ilk kişi, Cemaat-i İslami Partisi’nden Abdülkelam Azad olmuştu. Ülkeden ayrıldığı için gıyabında yargılanan Azad, Ocak 2013’te idam cezasına çarptırılmıştı.

Benzer gerekçelerle yargılanan parti yöneticilerinden Genel Sekreter Yardımcısı Abdülkadir Molla, aralık 2013’te; parti lideri Motiur Rahman Nizami, 10 Mayıs 2016’da; Genel Sekreter Yardımcısı Muhammed Kamaruzzaman, 11 Nisan 2015’te; Merkezi Yürütme Kurulu üyesi Mir Kasım Ali de 3 Eylül 2016’da idam edilmişti.

Mahkemenin 90 yıl hapse mahkum ettiği Cemaat-i İslami’nin 92 yaşındaki lideri Gulam Azzam da 23 Ekim 2014’te hapishanede vefat etmişti.

Partinin önde gelen isimlerinden Furkan Malik, eski Genel Sekreter Ali İhsan Mücahid ve eski milletvekili Sakhavat Hüseyin de mahkeme tarafından idama mahkum edilmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan kararı kınamıştı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da cuma günü Eyüp Belediyesi hizmet binası ve toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, “Bangladeş’te 75 yaşında bir mücahide, hiçbir dünyevi günahı olduğuna inanmadığımız insana idam kararı veren zihniyeti lanetliyorum. Her türlü girişimde bulunmuş olmamıza rağmen burada kinin, nefretin bu denli yaygınlaşmasını ve şu ana kadar bu tür idamları yapan bir anlayışı ben ne demokratik bir anlayış, ne de adil bir yönetim olarak görüyorum.” ifadelerini kullanmıştı.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *