Halkı Müslüman, yönetimi laik demokrat ülkelerden biri olan Bangladeş’te dün göstericiler, kadın başbakan Şeyh Vecid Hasina’nın konutuna girdi. Bir helikopterle Bangladeş’ten kaçan başbakan, Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’ye gitti. Başbakanın gitmesini bekledikten sonra açıklama yapan Bangladeş ordusu, gösterilerin artık sona ermesini, geçiş hükümeti kurulacağını duyurdu. BM komiseri Volker Türk, demokratik bir düzen kurulmasını istedi.
Bangladeş’te Bağımsızlık Savaşı’na katılanların ailelerine ayrılan kontenjan oranına tepki olarak başlayan gösteriler, hükümet karşıtı protestolara dönüşürken son üç haftada yüzlerce kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 10 bin kişi gözaltına alındı.
Halkın tepkisi bilinmesine karşın Yüksek Mahkeme, Kamuda Kontenjan yasasının uygulamaya konulmasını istedi.
Kararın açıklanmasının ardından, bu kararın Başbakan Şeyh Hasina liderliğindeki Avami Birliği Partisinin destekçilerine fayda sağladığını savunan bir grup öğrencinin 15 Temmuz’da başlattığı gösterilerde resmi rakamlara göre 147 kişi hayatını kaybetti. Yerel basın ise bu gösterilerde en az 200 kişinin yaşamını yitirdiğini yazdı.
Hükümet, sokağa çıkma yasakları ve resmi tatillerle gösterileri kontrol altına almaya çalışıyor ancak kontenjana karşı çıkan protestocular, bu kez de hükümetin istifasını talep ediyordu.
Yüksek Mahkemenin kararı protestoların fitilini ateşledi
Bangladeş’te kamuda işe giriş pozisyonlarının yüzde 56’sı belirli demografik gruplar ve sınıflar için ayrılırken bunun yüzde 30’u, 1971’deki Bağımsızlık Savaşı’na katılanların ailelerini kapsıyordu. Protestolar nedeniyle bu kontenjanlar 2018’de kaldırıldı.
Yüksek Mahkemenin haziranda kontenjan sisteminin yeniden uygulanması yönünde karar alması, protestoların temmuzda yeniden başlamasının çıkış noktası oldu.
Dakka Üniversitesi öğrencileri, 15 Temmuz’da kontenjan kararında reforma gidilmesi için pankart ve bayraklarla gösteri düzenlemeye başladı.
Üniversitedeki gösterilerde arbede çıkması ve polisin müdahalesi sonucu 6 kişi yaşamını yitirdi, 250 öğrenci yaralandı. Bunun üzerine ülkedeki tüm üniversiteler süresiz kapatıldı ancak öğrenciler, bu karara rağmen okulları terk etmeyi reddetti.
Sokağa çıkma yasağının ilk gününde 30 kişi öldü
Protestocu öğrenciler, liyakate dayalı sistem talebiyle gösterilerini sürdürürken 18 Temmuz’da ülke genelinde “hayatı durdurma eylemi” başlattı.
Temmuz ortasında gösterilerde ölü sayısı 45’e, yaralı sayısı 2 bine yükselirken muhalefete ve vatandaşlara destek çağrısı yapıldı.
Bu arada aynı gün ülke genelinde internet hizmeti engellendi, metro ve tren seferleri süresiz askıya alındı. Göstericiler, devlet yayın kuruluşu BTV’nin binasını ateşe verdi.
Hükümet, 19 Temmuz’da sokağa çıkma yasağı ilan ederek durumu kontrol altına alması için orduya talimat verdi. Sokağa çıkma yasağının ilk gününde en az 30 kişi hayatını kaybetti.
Şiddet olayları sürerken iktidardaki Avami Birliği Partisi, kontenjanın yüzde 30’dan 20’ye düşürülmesini teklif etti.
Yüksek Mahkeme, ufak bir geri adım attı
Bangladeş Yüksek Mahkemesi, 21 Temmuz’da gösterilerin fitilini ateşleyen kararında değişikliğe gitti.
Mahkeme, Bağımsızlık Savaşı’na katılanların ailelerine kamuda kontenjan oranını yüzde 30’dan yüzde 5’e çekti, toplam kontenjanın yüzde 2’sinin etnik azınlık ve engelli bireylere, yüzde 93’ünün ise liyakate dayalı şekilde tahsis edilmesini kararlaştırdı.
Bangladeş Başbakanı Hasina, 23 Temmuz’da protestolarda yaşanan şiddet olaylarına ana muhalefetteki Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) ile Bangladeş Cemaat-i İslami Partisinin neden olduğunu savundu.
Bangladeş hükümeti, 24 Temmuz’da mahkemenin kararına uyacağını açıkladı ancak bu da tansiyonun düşmesini engelleyemedi. Askerlerin kontrolü altında sokağa çıkma yasağı kısmen uygulanmaya devam etti.
Hükümete keyfi tutuklama suçlaması
Başbakan Hasina, 27 Temmuz’da protestocuların ateşe verdiği devlet televizyonu BTV’yi ziyaret ederek göstericiler hakkında kullandığı, 1971’deki Bağımsızlık Savaşı sırasında Pakistan güçleri için savaşan ve “hain” olarak nitelendirilen kişilere gönderme yapan ve ülkede aşağılayıcı karşılığa sahip “gönüllüler (razakars)” yorumunu geri almaya çalıştı.
Hasina, yine muhalefet partilerini “ülkenin kalkınmasına zarar vermek ve ülkenin yurt dışındaki imajını zedelemek için saldırılar düzenlemekle” suçladı.
BNP Genel Sekreteri Mirza Fahrul İslam Alemgir ise “öğrencilerin haklı hareketini bastırmak” için orduyu devreye sokmanın asla kabul edilemez olduğunu söyledi.
Alemgir, “Hükümet, terörist faaliyetlerini ve başarısızlıklarını gizlemek için BNP dahil olmak üzere muhalefet partilerinin liderlerini ve aktivistlerini keyfi olarak tutukluyor.” dedi.
Resmi rakamlara göre gösterilerde 147 kişi öldü
Protestoların başlamasından sonra hükümet, bilançoya dair ilk açıklamayı 28 Temmuz’da yaptı.
Bangladeş İçişleri Bakanı Asaduzzaman Khan Kamal, “kamuda kontenjan” protestolarında 147 kişinin yaşamını yitirdiğini doğruladı.
Kamal’ın açıklamasının ardından ülkede internet hizmetleri yeniden erişime açıldı.
Organizatörler de kontenjan oranlarının indirilmesi kararına cevaben gösterilere son verdiklerini açıkladı. Taleplerinin hükümet tarafından karşılandığını belirten protestocular, yaşanan şiddet olaylarını kınadı.
Basında yer alan haberlerde ülkede son üç haftada gösterilerde yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği veya yaralandığı, yaklaşık 10 bin kişinin gözaltına alındığı bildirildi.
Cemaat-i İslami Partisi yasaklandı
Protestoların sona ermesinden bir gün sonra, 29 Temmuz’da Avami Birliği Partisi önderliğindeki 14 partiden oluşan grup, kamuda kontenjan protestolarında “vandalizm ve kargaşa ile ülkeyi istikrarsızlaştırmakla” suçladıkları Cemaat-i İslami Partisi ve partinin öğrenci kolunu yasaklama kararı aldı. Parti ve öğrenci kanadı Chhatra Shibir, 1 Ağustos’ta resmen yasaklandı.
Protestolar 2 Ağustos’ta yeniden başladı
Protestoların hafiflemesine rağmen, hükümet tarafından atılan adımlar sonrası, Bangladeş’te yaklaşık 2 bin kişi, 2 Ağustos’ta bu kez de protestolarda ölenler için başkent Dakka’nın çeşitli noktalarında yeniden toplandı. Göstericiler, Hasina hükümetini protesto ederek gösterilerde yaşamını yitirenler için adalet istedi. Göstericilere müdahale üzerine çıkan arbedede bir polis öldü, 100’den fazla kişi yaralandı.
Halk, Hasina hükümetinin istifasını istedi
Bangladeş’in çeşitli bölgelerinde protestocular, 4 Ağustos’ta yine sokaklara inerek hükümetin istifasını istedi. Gösterilerde “vergi ödememe ve işe gitmeme” gibi yöntemlerle sivil itaatsizlik çağrısı yapıldı, bazı kamu binalarına saldıran protestocular araçları da ateşe verdi. 4 Ağustos’taki gösterilerde Avami Birliği destekçileri ile protestocular arasında yaşanan şiddet olaylarında 93 kişi hayatını kaybetti.
İçişleri Bakanlığı, başkent Dakka ve bazı bölgelerde “aksi belirtilmediği takdirde süresiz sokağa çıkma yasağı”, hükümet de 3 günlük resmi tatil ilan etti. Bangladeş’in laik demokrat başbakanı Şeyh Hasina, protesto adı altında şiddete başvuranları “terörist” olarak nitelendirdi.
Başbakan’ın konutu basıldı, başbakan Hindistan’a kaçtı, ordu açıklama yaptı
Başkentteki protestolar sürerken dün Başbakan Şeyh Hasina’nın resmi konutunu basan göstericilerin içerideki eşyaları dışarı çıkardıkları görüldü. Medyada yer verilen görsellerde göstericilerin resmi konuttan Başbakan’ın sandalye ve koltuk gibi eşyalarını çıkartmaları dikkati çekti.
Yerel basında yer alan haberlere göre, hükümet karşıtı protestocular, iktidardaki Avami Birliği Partisinin başkent Dakka’daki binasını ateşe verdi.
Bu arada Hint basınında, konutundan ayrılan Hasina’nın kız kardeşi Şeyh Rehana ile askeri helikopterle Hindistan’a indiği yönünde haberler yer aldı. Hindistan Başbakanı Narendra Modi hükümetinin de Bangladeş sınırında “yüksek alarm” durumu ilan ettiği duyuruldu. Bangladeş’te ordunun açıklamasının ardından başkent Dakka’da göstericilerin “coşkulu kutlamalar” yaptığı kaydedildi.
Başbakanın heykeli yıkıldı
Hint basınındaki haberlere göre, Başbakan Şeyh Hasina’yı taşıyan helikopter, Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi yakınlarındaki Hindon Hava Üssü’ne indi. Dhaka Tribune de başkent Dakka’da Hazrat Şahcelal Uluslararası Havalimanı’nın kapatıldığını ve uçuşların 6 saatliğine askıya alındığını duyurdu.
Bangladeş basınına göre, protestocular, ülkenin kurucu lideri ve Başbakan Hasina’nın babası Şeyh Muciburrahman’ın başkent Dakka’daki heykelini yıktı. Göstericilerin, İçişleri Bakanı ve diğer hükümet yetkililerinin konutlarını yağmaladığı da kaydedildi.
Parlamento binasına girildi, başbakan ülkeden kaçtı
Bangladeş parlamentosuna giren göstericiler binayı yağmalamaya başladı. Göstericilerin parlamentoda milletvekillerinin sandalyelerine oturarak sloganlar attığı görüldü.
Bu arada Hindistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Ajit Doval, Hindistan’ın Hindon Hava Üssü’ne Başbakan Şeyh Hasina Vecid ile bir araya geldi.
Hindistan hava yolu şirketi Air India da olayların ardından başkent Dakka’ya bütün uçuşlarını iptal etti. Havayolu şirketi, “Bangladeş’te ortaya çıkan durum göz önünde bulundurularak, Dakka’ya gidecek ve Dakka’dan dönecek tüm uçuşlarımızı iptal ettik.” ifadeleri kullanıldı.
Sınırdaki güvenlik durumu göz önünde bulundurularak Hindistan’ın Meghalaya bölgesinde Bangladeş sınırı boyunca gece sokağa çıkma yasağı uygulanması kararı alındı.
Hasina’nın oğlu İngiliz BBC’ye konuştu
Şeyh Hasina’nın oğlu Sajeeb Wazed Joy, BBC’ye yaptığı açıklamada annesinin siyasete geri dönmeyeceğini söyledi. Joy, Hasina’nın “onca sıkı çalışmasının ardından bir azınlığın kendisine karşı ayaklanmasından büyük hayal kırıklığı duyduğunu” belirtti.
Cumhurbaşkanı ses verdi
Bangladeş Cumhurbaşkanı Şahabuddin’in ofisinden yapılan açıklamaya göre, Şahabuddin, muhalefet partilerinin liderleri ile bir araya geldi. Açıklamada, Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP) Genel Başkanı Begüm Halide Ziya’nın derhal serbest bırakılmasına “oybirliğiyle karar verildiğini” duyurdu. Ayrıca Şahabuddin, görüşmesinin ardından parlamentonun feshedilmesi kararı aldı.
Ordu, açıklama yapmak için başbakanın ülkeyi terk etmesini bekledi, artık gösteriler sonlandırılmalı dedi
Bangladeş Ordu Komutanı General Waker-Uz-Zaman, Bangladeş’in 16 yıldır iktidarda bulunan kadın başbakanı Şeyh Hasina Vecid’in resmi konutundan ayrılmasının ardından basına açıklama yaptı.
Yerel basına göre, ülkede geçiş hükümeti kurulmasına karar verildiğini duyuran General Waker-Uz-Zaman, gösterilerin ve şiddet olaylarının durulması halinde “sıkıyönetime gerek kalmayacağını” belirtti.
General Waker-Uz-Zaman, Dakka Üniversitesi Hukuk Bölümü’nden Profesör Asif Nazrul’u, öğrencilerden protestolara son vermesini talep eden açıklama yayımlamaya çağırdı.
General Waker-Uz-Zaman, ülkedeki şiddet olaylarında göstericilerin hayatını kaybetmesine ilişkin soruşturma yürütmeyi taahhüt ederek, “Tüm siyasi partilerle verimli bir görüşme gerçekleştirdikten sonra geçiş hükümeti kurmaya karar verdik. Durumu çözüme kavuşturmak için şimdi Bangladeş Cumhurbaşkanı Muhammed Şahabuddin ile görüşeceğiz.” diye konuştu.
Hindistan’a kaçan Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina Vecid henüz açıklama yapmadı.
Birleşmiş Milletler demokrasi çağrısı yaptı, ülkenin, uluslararası yükümlülüklerine uygun davranmasını istedi
Müslüman bir ülke olan Bangladeş’te 16 yıldır iktidarda olan laik demokrat Hasina hükümetinin yıkılmasının ardından, ilk açıklama Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk’ten geldi.
Voker Türk, Bangladeş’te yaşananlara ilişkin yazılı açıklama yaparak, Bangladeş’teki iktidar geçişinin barışçıl ve insan hakları rehberliğinde yapılmasının önemli olduğunu savundu. Volker Türk, Bangladeş’in uluslararası yükümlülüklerine uygun davranması, protestolarda yüzlerce kişinin öldürülmesinden ve binlerce kişinin yaralanmasından sorumlu olanların hesap vermesinin hayati önem taşıdığını bildirdi.
Avusturyalı Volker Türk, “Geçiş şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde yürütülmeli, tüm Bangladeşlilerin anlamlı katılımına açık ve kapsayıcı olmalı. Daha fazla şiddet veya misilleme olmamalıdır.” ifadelerini kullandı.
‘Mutlaka demokratik düzen kurulmalı!’
Ülkede demokratik düzen ve hukukun üstünlüğünün mümkün olan en kısa sürede sağlanması isteyen Volker Türk, tüm acil durum önlemlerinin uluslararası hukuka uygun olarak sınırlandırılması gerektiğini savundu.
Volker Türk, “Keyfi olarak gözaltına alınan herkes serbest bırakılmalı ve insan hakları ihlallerinden sorumlu olan herkes hesap vermelidir.” değerlendirmesinde bulundu.
Geçen ay başlayan barışçıl protestoların ardından yaşanan şiddet olayları ve yetkililerin sert müdahalesiyle ilgili iddia edilen tüm insan hakları ihlallerinin kapsamlı, tarafsız ve şeffaf bir şekilde soruşturulması çağrısını yineleyen Volker Türk, kamuoyunun da güvenini sağlamak adına soruşturmaların bağımsız yürütülmesi gerektiğini ve bu sürece dahil olmaya hazır olduklarını vurguladı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *