Sudan’da karanlıktaki isimler: BAE, İsrail(ABD), Rusya, Suudi Arabistan

Sudan’da karanlıktaki isimler: BAE, İsrail(ABD), Rusya, Suudi Arabistan

Sudan ordusu ile HDK arasında 16 aydır süren çatışmaların geldiği noktada, Sudan toprakları yeniden bölünme riskine girdi. Taraflar birbirine bu sürede üstünlük sağlayamazken, süreçte bazı devletlerin de aktif rol oynadığı bildirildi. 2019 yılında darbe yapan genaraller 2020’de şeriat yönetimini kaldırarak laikliğe geçtiklerini duyurmuşlardı.

Sudan, ordu ve daha önce orduya bağlı hareket eden paramiliter bir grup olan Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında 1 seneyi aşkın süredir devam savaş nedeniyle büyük bir yıkım ve insani trajedi yaşıyor.

Güney Sudan’ın topraklarından ayrılması sonrası yıllarca siyasi ve ekonomik krizle mücadele Sudan, iç savaşın büyümesiyle şimdi de bölünme riskiyle karşı karşıya.

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan’a bağlı ordu ile eski yardımcısı Muhammed Hamdan Dagalo liderliğindeki HDK arasında çatışmaların çıktığı Nisan 2023’ten bu yana savaşın pençesinde kalan ülkede şimdiye dek on binlerce insan öldürüldü ve milyonlarcası da yerinden edildi.

Son verilere göre çatışmalar nedeniyle 10 milyonu aşkın Sudanlı yerinden edilirken bunların yaklaşık 2 milyonu ülke dışına göç etti ve şu anda 25 milyon kişi de insani yardıma muhtaç durumda bulunuyor.

Sudan bir felaketi yaşıyor

Savaş nedeniyle kitlesel açlık tehlikesiyle karşı karşıya olan Sudan’da Birleşmiş Milletler (BM), ülkenin son 20 yılın en kötü gıda güvensizliğiyle karşı karşıya olduğunu bildirdi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, Sudan’da her 5 kişiden 1’inin acil durum seviyesinde gıda güvensizliği yaşadığını belirtti. 26 milyona yakın insanın akut seviyede açlıkla ve 755 bin kişinin de felaket düzeyince açlıkla karşı karşıya olduğu ülkede Uluslararası Kurtarma Komitesi (IRC), devam eden savaş sebebiyle 3 milyon kişinin açlıktan ölebileceği uyarısında bulundu.

İnsan hakları komiseri tecavüz vakalarına odaklandı

Sudan, açlık ve yerinden etmelerin yanı sıra savaş suçları, tecavüz ve yoğun insan hakları ihlallerine sahne oldu. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk mart ayında, ekibinin düzinelerce cinsel şiddet vakasını belgelediğini söyledi.

Türk, “Tecavüz de dahil olmak üzere bir savaş silahı olarak cinsel şiddet, başından beri bu krizin tanımlayıcı ve aşağılık bir özelliği olmuştur” diye konuştu ve ekibinin ülke çapında en az 120 mağdurun (büyük çoğunluğu kadın ve kız çocukları) dahil olduğu 60 çatışma bağlantılı cinsel şiddet olayını belgelediğini ve bu rakamların gerçeğin çok azını temsil ettiğini sözlerine ekledi. Belgelenen tecavüz vakalarının yüzde 81’inden HDK’ye bağlı silahlı militanların sorumlu olduğu bildirildi.

Yabancı etkisi

Başta ABD olmak üzere, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail, Rusya ve Suudi Arabistan’ın devam eden çatışmaların seyrinde aktif rol aldığı iddia ediliyor.

2011 yılında Güney Sudan’ın ayrılmasıyla zorlanan Sudan ekonomisi, Nisan 2019’da Ömer el-Beşir’in devrilmesiyle hızlı düşüşünü sürdürdü. Tabi ki yaşanan çatışmalarda olduğu gibi Sudan ekonomisinin yaşadığı krizlerde de dış müdahalelerin büyük payı vardı.

Sudan uzun yıllardır, sahip olduğu yer altı kaynakları ve Filistin direnişine verdiği destek nedeniyle hedefteki ülkelerden biri oldu. Özellikle Filistin’e verdiği destek nedeniyle İsrail’in en büyük destekçisi olan ABD tarafından defalarca yaptırıma maruz kaldı.

ABD ilk olarak Sudan’ı iç savaş ve büyük bir kıtlık ve kitlesel açlık yaşadığı 1993 senesinde teröre destek veren ülkeler listesine ekledi. O sene yaşanan açlık, Pullitzer ödüllü “Akbaba ve küçük kız” adlı fotoğrafın çekildiği ve fotoğrafı çekerken kıtlığın etkisine ilk elden tanıklık eden Güney Afrikalı foto muhabiri Kevin Carter’ın yaşadığı travmalar nedeniyle intihar etmesine yol açtı.

ABD, 1997 yılında ise hem Sudan’a karşı ticari ambargo uyguladı ve Sudan’ın müttefiki olan ülkeleri Sudan’a karşı kışkırttı. Özellikle 1999 yılında ihraç edilmeye başlanan petrol, ülke ekonomisinin lokomotifi haline gelmişti ancak 9 Temmuz 2011 tarihinde Güney Sudan’ın ayrılması nedeniyle Sudan, petrolün yüzde 75’inden ve bu bağlamda ihracat gelirlerinin yüzde 90’ından mahrum kaldı.

ABD, Sudan’a uyguladığı yaptırımları 2017’de kaldırma kararı alsa da, ülkenin ABD’nin “Teröre Destek Veren Ülkeler” listesinde bulunması nedeniyle Sudan ekonomisinde başta uluslararası bankacılık işlemleri olmak üzere pek çok alanda ciddi bir gelişme kaydedilemedi.

Darbe üstüne darbe

Ekonomik kriz nedeniyle 2018 yılının sonunda başlayan gösterilerin rejim karşıtı protestolara dönüşmesinin ardından hükümete askeri darbe yapıldı ve 30 yıldır devam eden Ömer el-Beşir iktidarı bu şekilde sonlanmış oldu.

El-Beşir’in devrilmesinin ardından kurulan Egemenlik Konseyi, sivil ve askeri üyeler arasındaki güç paylaşımı anlaşmazlıkları sebebiyle istikrarsız bir dönem geçirdi. Konsey, 2019’da imzalanan Anayasa Belgesi ile kuruldu ve 2024 yılına kadar demokratik seçimler yapılması planlandı. Ancak bu süre zarfında ekonomik krizler, iç siyasi gruplar arası anlaşmazlıklar ve bu grupların yabancı aktörlerle olan ilişkileri, Sudan’da siyasi dengenin sağlanmasını zorlaştırdı.

2021 yılında, Egemenlik Konseyi’nin askeri üyeleri tarafından sivil üyelere yönelik gerçekleştirilen bir müdahale, sivil Başbakan Abdullah Hamduk’un ev hapsine alınmasına ve hükümet krizine yol açtı. Bu durum, sivil ve askeri gruplar arasında daha derin anlaşmazlıkların oluşmasına neden oldu.

Darfur ve Port Sudan gibi bölgelerden gelen kabile ve tarikatlar, askeri yönetimi destekleyen mitingler düzenleyerek 25 Ekim darbesini tetikledi. Darbenin ardından Hamduk, siviller arasında bölünmelerin yaşanmasına ve protesto gösterilerinin artmasına sebep olan bir anlaşma ile yeniden başbakanlığa atandı. Hamduk’un 2022’nin başında istifa etmesiyle siyasi tutuklular, iç siyasi gruplar arası anlaşmazlıklar ve arabuluculuk süreci Sudan’ın iç siyasetini meşgul etti. Uluslararası ve bölgesel aktörlerin desteklediği bir arabuluculuk mekanizması aracılığıyla, sivil ve askeri taraflar arasında 30 aylık bir siyasi geçiş dönemini öngören bir siyasi bildirge (Siyasi Çerçeve Anlaşması) imzalandı. Ancak bu bildirge, tamamen sivil bir yönetime geçilmesi talebiyle yapılan protestolar ve imzalanan anlaşmaları reddeden siyasi gruplar tarafından kabul görmedi.

15 Nisan 2023 tarihinde, Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Abdülfettah el-Burhan ile Yardımcısı ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Muhammed Hamdan Dagalo arasında çatışmalar patlak verdi. Böylelikle Sudan, bir kez daha iç ve dış aktörlerin doğrudan katılımıyla açlık ve çatışmalarla dolu bir sürece girmiş oldu.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *