İngiltere’de faaliyet gösteren yahudi Prof. Neve Gordon, UCM’deki talebe ilişkin olarak, “İsrail’in sadece Batı’daki sivil toplum arasında değil, aynı zamanda Batı’daki yönetici elitler arasında da yavaş yavaş parya bir devlet haline geleceği yönünde olacağını düşünüyorum ve bence bu tutuklama kararı da buna katkıda bulunuyor.” ifadesini kullanıyor.
Londra Queen Mary Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları Hukuku Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Gordon, UCM Başsavcısı Kerim Han tarafından yapılan başvuruyu ve bunun olası sonuçlarını AA muhabirine değerlendirdi.
Daha önceki açıklamalarında siyonist rejimin savaş suçu işlemekte olduğunu belirten yahudi profesör Gordon, Başsavcı Han’ın, Netanyahu ve Gallant hakkındaki “yakalama kararı” başvurusunu, değerlendirilmesi için Ön Soruşturma Dairesine gönderdiğine işaret ederek, bu aşamada yakalama kararının verilmesinin uygun olup olmadığının değerlendirileceğini anlattı.
“Geçmiş tecrübelerimize dayanarak savcılığın, sağlam deliller olmadan yakalama kararı başvurusu yapmadığını biliyoruz.” diyen Gordon, bugüne kadar Başsavcılık tarafından yapılan tüm yakalama kararı başvurularının onaylandığını vurguladı.
Gordon başvurunun olumlu sonuçlanacağına yönelik beklentisini aktararak, “Bu, birkaç gün sürebilir ancak birkaç hafta da sürebilir. Geçmişte bir ya da iki davada görüldüğü gibi birkaç ay da sürebilir. Ancak bahse girecek olursam, Ön Soruşturma Dairesinin bu tutuklama kararlarını çok yakında çıkaracağını söyleyebilirim.” dedi.
‘Soykırım bu yakalama emrinin her yerinde var’
Başsavcılığın, Filistin hakkındaki soruşturmayı 2021’de açtığını anımsatan Gordon, söz konusu soruşturmanın 3 yıldır sürdüğüne işaret etti.
Gordon, “Yakalama kararının gerekçeleri arasındaki aç bırakma, insani yardıma izin vermeme gibi unsurlar aslında Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanına (UAD) yaptığı başvuruya çok benziyor. Bence şu an yaşanan şey, Güney Afrika’nın başvurusunun ardından UCM’nin artık tarafsız kalamayacağını ve bir şeyler yapması gerektiğini anlamış olması.” ifadelerini kullandı.
Başsavcı Han’ın yaptığı açıklamaya işaret eden Gordon, şunları kaydetti:
“Han tarafından yapılan açıklamada ilginç olan nokta ise Gallant ve Netanyahu’ya yönelik iddiaların 2021 ve 2022’ye kadar geri götürülebilecek iddialar olmaması. Bunlar son 7-8 aydır Gazze Şeridi’nde olup bitenlerle ilgili iddialar. Yani aslında soykırımın bu yakalama emrinin her yerinde olduğunu düşünüyorum. Soykırım kelimesini kullanmıyor olabilirler ancak Güney Afrika’nın davasında öne sürülen iddiaların aynısı bu yakalama emrinde de yer alıyor.”
‘UCM’ye üye ülkeler yakalama kararını yerine getirmekle yükümlü’
UCM’ye üye olan 124 ülkenin kanunen UCM tarafından yakalama kararı çıkarılan herkesi yakalamakla yükümlü olduğunu söyleyen Gordon, “Dolayısıyla bu ülkelerin yakalama kararlarını yerine getirmelerini bekliyorum.” ifadesini kullandı.
Yakalama kararlarının ancak söz konusu kişiler ülkelerinden başka bir ülkeye seyahat ederlerse ve bu söz konusu ülkeler UCM’ye üyelerse geçerli olduğunu anlatan Gordon, ABD’nin UCM’ye taraf olmadığını anımsattı.
Amerikalı bazı Cumhuriyetçi senatörlerin “yakalama kararı çıkması halinde yaptırım uygulanacağı” tehditlerine de değinen Gordon, “Bunun ABD Kongresi ve Senatosunda kabul göreceğinden şüpheliyim. Bence bu senatörlerin yaptığı daha çok göstermelik bir açıklamaydı.” değerlendirmesi yaptı.
Gordon, öte yandan İsrail Dışişleri Bakanlığının, ülkenin istihbarat servisi çalışanları, avukatları ve diplomatları “yakalama kararlarına” karşı harekete geçirmesini beklediğini kaydetti.
‘İsrail, parya devlet haline geliyor’
Han tarafından yapılan başvurunun iki nedenle oldukça önemli olduğunun altını çizen Gordon, bunlardan ilkinin UCM’nin “peşine düştüğü kişilerin yalnızca Afrikalı liderler, Batı’nın düşmanları olmadığı” mesajı olduğunu belirterek, “Aynı zamanda Batı’nın bir müttefiki, ABD’nin, İngiltere’nin, Almanya’nın ve Fransa’nın büyük bir müttefikinin peşine düşmesi, liderleri için yakalama kararı çıkarılacak olması önemlidir. Bu anlamda UCM açısından bir dönüm noktası.” şeklinde konuştu.
Kararın Netanyahu ve Gallant için de “son derece önemli” olduğunu vurgulayan Gordon, “Gallant ve Netanyahu’nun UCM’ye üye ülkelere seyahat edemeyeceklerini düşünüyorum.” dedi.
Gordon, Güney Afrika’nın, Refah’a saldırısıyla ilgili İsrail hakkında Uluslararası Adalet Divanından talep ettiği yeni tedbir kararları ve UCM’den çıkacak yakalama kararlarıyla Batı’daki algının değişeceği tahmininde bulunarak, “(Bu değişimin) İsrail’in sadece Batı’daki sivil toplum arasında değil, aynı zamanda Batı’daki yönetici elitler arasında da yavaş yavaş parya bir devlet haline geleceği yönünde olacağını düşünüyorum ve bence bu tutuklama kararı da buna katkıda bulunuyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *