Siyonist rejimin, kendisine yönelen her tür eleştiri ve tepkiyi, 1860’larda ortaya çıkan antisemitizm kavramı ile savuşturduğunu belirten Prof. Dr. Sami el-Arian, İsrail’i Avrupa’dan gelen Aşkenaz Yahudilerin yönettiğini, yönetilenlerin çoğunun ise Sefarad Yahudileri olduğunu kaydetti.
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslam ve Küresel İlişkiler Merkezi Direktörü Prof. Dr. Sami el-Arian, İsrail’in uzun yıllardır antisemitizm kavramını bir silah olarak kullandığını ancak bunun artık işe yaramadığını kaydetti.
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslam ve Küresel İlişkiler Merkezi Direktörü Prof. Dr. Sami el-Arian, AA muhabirine, antisemitizm kavramının nasıl ortaya çıktığını ve tarih içerisinde İsrail tarafından savunma aracı olarak kullanılmaya başlandığını anlattı.
Antisemitizmin 1860’larda ortaya atılan bir kavram olduğunu söyleyen Arian, kavramın ortaya çıktığı zamanlarda Sami kökenli dillere karşı ön yargı ya da düşmanlık bağlamında kullanılmaya başlandığını belirtti.
Arian, antisemitizm kavramının içerisine Yemen’de Arabistan’da Suriye’de konuşulan Arapça, Aramice, İbranice ve benzeri dillerinde girdiğini dile getirdi.
Avrupa’da yaşayan ve Siyonist hareket içerisinde olan aydın ve düşünürler antisemitizm kavramını İbranice konuşanlara karşı nefret edenler olarak değiştirmek için uzun yıllar çalıştıklarına dikkati çeken Arian, şöyle devam etti:
“Tarihi olarak tüm Sami dillerini kapsarken özellikle Almanya’da başlayan akım neticesinde Yahudilerden nefret etmekle eşanlamlı hale geldi. Yani artık sadece İbranice konuşanlardan nefret değil Yahudilerin herhangi bir fikrinden ya da davranışına karşı ön yargılı olanlara karşı söylenen bir kavram haline geldi. Halbuki milyonlarca Yahudi İbranice konuşmuyor ve bu terimin kapsamadığı, temsil etmediği on milyonlarca hatta yüz milyonlarca Sami insan var.”
Arian, İsrail’i kuranların Avrupalı Yahudiler olması nedeniyle bu kavramın Batı’da Yahudi nefreti olarak algılandığını ifade ederek, “Antisemitizm, Avrupa’da Sami dil kökenli yani Sami milletler olmadığı için Yahudilik ile özdeşleştirildi. Yani genel olarak antisemitizm Samilerden nefret edenler anlamında kullanılmadı. Bu kavram başlangıçta dil bağlamındaydı, ancak çok hızlı bir şekilde insanlar bağlamına dönüştü. Siyonizmi ve İsrail’i kuranların çoğu Avrupalı Yahudilerdir.” diye konuştu.
“Antisemitizm artık işe yaramıyor”
İsrail’in antisemitizmi sadece kendisine yapılan itirazlara karşı kullandırtarak bir başarı elde ettiğini hatırlatan Arian, Yahudilerden nefret etmeyen ama İsrail’in Filistinlilere karşı yaptığı zulümleri konuşanlar antisemitizm ile suçlandığına dikkati çekti.
Arian, İsrail’in antisemitizm kelimesini bir silah olarak kullandığını ve devlet politikası haline getirdiğinin altını çizerek şu bilgileri paylaştı:
“Asıl kurban ana vatanlarından sürülen, mülksüzleştirilen ve toprakları işgal edilen Filistinlilerdir. İsrail, kendi işgaline karşı muhalefeti engellemek ve Filistin halkının haklarına yönelik her türlü çağrıyı susturmak için antisemitizm kelimesini silah olarak kullanmak istiyor. Bu, emperyalist güçler tarafından klasik bir kullanımdır. Emperyalistler de kurbanı karalamaya, kötülemeye ve aşağılamaya çalışır böylece kimse adalet taleplerini dinlemez. Geçmişte antisemitizm, Yahudilerden ya da Yahudi geleneklerinden nefret eden kişilere karşı kullanılan bir terimdi. Bugün ise Siyonistlerden nefret edenler için de kullanılıyor. Bu nedenle de artık geçmişte sahip olduğu anlama ya da etkiye sahip değil.”
İsrail’in antisemitizm “istismarının” 7 Ekim 2023’de başlayan Gazze saldırısından sonra “işe yaramadığından” bahseden Arian, Yahudilerden nefret etmeyen insanların İsrail devlet politikasını eleştirebildiğini vurguladı.
Prof. Dr. Arian, İsrail’i desteklemeyen birçok Yahudi’nin de gösterilere katılmasının Siyonistlerin kurduğu antisemitizm baskını kırdığını belirterek, “Artık yeni bir kelime icat ediyorlar. İsrailliler artık Avrupalı Yahudilerden nefret edildiğini ima eden tweetler atıyorlar. Antisemitizm her ne kadar medya ve politikacılar tarafından aşırı kullanılmış ve istismar edilmiş olsa da artık işe yaradığını düşünmüyorum.” dedi.
Arian, İsrail’in dünyaya Filistinlilerin antisemitik olduğunu ve bundan dolayı İsrail’e saldırı başlattığı iddialarını artık kabul ettiremediğini söyleyerek, Filistin topraklarına dünyanın çeşitli yerlerinden gelen Yahudilerin yerleştirilmeye çalışılmasının sömürgecilik olduğunu vurguladı.
İsrail’in devletlere antisemitizm kelimesi ile baskı yaparak protestoları bastırmaya çalışmasının ifadenin anlamını yozlaştırdığını anlatan Arian, şöyle konuştu:
“Filistin’deki sömürgeci yerleşimci projesini destekleyenler protestoları kötülemek ve sesleri susturmaya çalışıyorlar. İnsanların antisemitist olduğu için İsrail’e karşı çıktığını söylüyorlar ama insanların artık bunu yuttuğunu düşünmüyorum. Bence bu kelimenin bu kadar geniş bir şekilde kullanılıyor olması onu anlamsız hale getirdi. İsrail, gerçek antisemitistlere, Yahudi karşıtı olanlara karşı verilen mücadeleye kötülük yapıyor. Antisemitizmi bu kadar kötü kullanmaları yıllardır verilen mücadelenin de aleyhine olacaktır.”
“İsrail’i yönetenler gerçek Yahudi değil”
Avrupalı devletlerin yüzyıllarca Yahudilere yaptığı zulüm neticesinde Siyonizmin ortaya çıktığını aktaran Arian, Siyonizm’in en büyük hedeflerinden birisinin Avrupa’daki Yahudi düşmanlığına karşı harekete geçmek olduğunu bildirdi.
Arian, Siyonizm hareketine liderlik edenlerin Avrupalı Yahudiler olmasının tesadüf olmadığını işaret ederek, “Yahudi toplumuna yönelik zulüm Avrupa’dan özellikle Doğu Avrupa’dan geldiği için liderler hep oradan çıkıyordu. İsrail’in kuruluşundan bu yana başbakanlık yapan 14 kişinin hepsinin ataları ve kendileri bu kökenlerden geliyor ve temelde Siyonist hareketin de liderleridir.” ifadelerini kullandı.
İsrail’i Avrupa’dan gelen Aşkenaz Yahudilerin yönettiğini aktaran Arian, İsrail toplumunun çoğunluğunu ise Sefarad Yahudilerin oluşturduğunu kaydetti.
Arian, Filistin topraklarında hak iddia eden Aşkenaz Yahudilerinin orijinal Yahudi olmadığını sonradan Yahudiliğe geçtiğini ifade ederek, sözlerini, “Avrupa kökenli Yahudiler 12 kabilenin soyundan gelmiyorlar. Orta Asya’daki bir kabileden geliyorlar. Onlar da 13. yüzyılda Yahudiliği seçmişler. Uzun yıllar İsrail’de biri Avrupalı ya da Aşkenaz Yahudileri temsil eden, diğeri de doğudan gelen fakir, yoksul Yahudileri temsil eden iki haham vardı.” diye tamamladı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *