İran’ın Irak, Suriye ve Pakistan’da; onun desteklediği Husiler’in de Kızıldeniz’deki ABD ve İsrail’i hedef alan saldırıları Ortadoğu’da gerilimi kaygı verici bir düzeye taşıdı. VOA Türkçe’ye konuşan CENTCOM eski komutanı General Joseph Votel, “Kritik bir zaman. Tek bir şeyin ters gitmesi yeterli” uyarısında bulundu!
İran Devrim Muhafızları bu hafta başında, Irak’ın kuzeyindeki Erbil kentinde İsrail istihbarat servisi Mossad’a ait casus üssü olduğunu iddia ettiği bir hedefi ve Suriye’de “İran karşıtı terör gruplarını” vurduğunu açıkladı. Bir gün sonra da İran’ın Pakistan’da bazı hedefleri vurduğu haberi uluslararası basına yansıdı. Nükleer bir güç olan Pakistan İran’ın bu saldırılarına karşılık vererek İran’ın Sistan-Belucistan bölgesindeki hedeflere füze saldırısı düzenlediğini açıkladı.
Votel: Hesap edilmiş adımlar
VOA Türkçe’den Begüm Dönmez Ersöz’ün haberine göre, İran’ın bu saldırıları, dört yıl önce ABD tarafından düzenlenen operasyonda öldürülen İran Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin türbesi yakınlarında en az 100 kişinin öldüğü ve DAEŞ’in üstlendiği saldırıdan 2 hafta sonra geldi.
İran’ın 3 ülkedeki saldırılarının “hesap edilmiş” adımlar olduğunu söyleyen ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) eski komutanı General Joseph Votel, Tahran’ın bu şekilde birden fazla tarafa mesaj verdiğini söylüyor.
VOA Türkçe’ye Skype üzerinden röportaj veren General Joseph Votel, “Örneğin İdlib’deki (Suriye) saldırılar İsrailliler’e geniş menzilli füze kabiliyetine sahip olduklarını göstermek üzere tasarlanmış. Bu saldırıların bazılarının İran’da iç kamuoyuna ve özellikle de hükümetin muhafazakar sağ unsurlarına mesaj vermek için tasarlandığı açık” diyor.
2016-2019 yılları arasında ABD’nin Ortadoğu’daki kuvvetlerinden sorumlu olan eski CENTCOM komutanı Votel’e göre İran bu son saldırılarla, bölgede desteklediği devlet dışı aktörlere de bir mesaj gönderiyor.
Tahran bu son saldırılarla, “direniş ekseni” olarak tanımlanan Husiler, Hamas, Şii milis gruplar ve Hizbullah’a da sadece onlara güvenmeyip “kendisinin de doğrudan harekete geçtiğini” söylemeyi amaçlıyor.
İran-Pakistan gerilimi tırmanır mı?
İran’ın Pakistan’ı vurması ve Pakistan’ın buna karşılık vermesinin ardından patlak veren krizin iki komşu ülke arasında daha sıcak bir çatışmaya dönüşmesi ihtimali kaygıya yol açtı.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, “Bu durumu çok çok yakından takip ediyoruz. Güney Asya’da ve Orta Asya’da gerilimin tırmandığını görmek istemiyoruz” dedi.
İran, Pakistan sınırındaki Belucistan’da varlık gösteren Sünni Ceyş’ül Adil (Adalet Ordusu) örgütünden endişeli. Tahran bazıları İran Devrim Muhafızları’nın üst düzey isimlerine yönelik olmak üzere İran’daki bazı saldırılardan bu örgütü sorumlu tutuyor.
General Votel, önümüzdeki 24-48 saatin gözlemlenmesinin önemli olduğunu belirterek, “Bunun İran’ın kendi topraklarında yaşanan bazı saldırıların sonucunda yapma zorunluluğu hissettiği bir şey olduğu kanısındayım. Şu aşamada misliyle mukabele (kısasa kısas) gibi görünüyor. Bunun ötesinde bir tırmanma olursa o zaman daha fazla endişe verici bir durum olur” diyor.
ABD’nin Husiler’e verdiği karşılık caydırıcı mı?
Yemen’de İran’ın desteklediği Husiler, İsrail’in Hamas’ın 7 Ekim saldırısından bu yana, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde uluslararası taşımacılığa yönelik saldırıları arttırdı. ABD son bir hafta içinde Husiler’in saldırılarına dört kez karşılık verdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, 2021’de Yemen’deki sivil nüfusa insani yardımın iletilebilmesi amacıyla “yabancı terör örgütü” (FTO) istesinden çıkarılan Husiler’i, “özel olarak belirlenmiş küresel terör grubu” listesine aldı.
VOA Türkçe’ye hem bu kararı hem de ABD’nin müttefikleriyle Husiler’e karşı attığı adımların caydırıcı olup olmadığını değerlendiren eski CENTCOM Komutanı, “Bunun doğru yönde atılmış bir adım olduğunu düşünüyorum. Bunu yaparken diğer yandan ulusal güç, uluslararası gücün tüm şekillerinin yanı sıra diplomatik, ekonomik ve enformasyonel gücün ve yaptırım gücünün kullanılması da gerçekten önemli. Ama bölgedeki diğer ortakların İran’ın davranışını değiştirmeye ikna etmesini sağlamamız da gerekiyor” diyor.
Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde seyrüsefer özgürlüğünün ve serbest ticaret akışının sadece ABD değil pek çok ülkenin çıkarına olduğunu vurgulayan Joseph Votel, “Bu yaşananlar kaşısında bir şey yapmamak sorumsuzluk olurdu. Bu saldırıları durdurmak ve Ortadoğu’nun bu hayati önem taşıyan bölgesini daha normal hale getirmek için elimizdeki tüm araçları kullanmamız gerek” diyor.
Pentagon, Suudi Arabistan’a bölgedeki rolü için teşekkür etti
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *