Kimi zaman itibar suikastı yapmak kimi zaman dolandırıcılık kimi zaman ekonomik çıkar hatta kimi zaman ülkeleri karıştırmak için dezenformatif içerikler yapay zeka kullanılarak üretilebiliyor.
Ömer Faruk Görçin / AA
İhtiyaçlar icatları doğurur, icatlar da dezenformasyonu doğurur.
Akademinin kurucusu ve felsefenin mucitlerinden Eflatun’a (Platon) atfedilen “İhtiyaç, icadın anasıdır.” sözünü duymuşsunuzdur. Günlük hayatta kullandığımız araç gereçleri şöyle bir aklımızdan geçirdiğimizde Eflatun’a hak veririz; hemen her nesnenin, insani bir ihtiyacı gidermek için tasarlandığını görürüz. Ancak Eflatun, ihtiyaçlarımızın doğurduğu icatların hayatımıza soktuğu kafa karışıklıklarından pek bahsetmemiştir.
Yapay zekanın ürettiği dezenformasyon
Çağımızın en büyük ve en yaygın kullanılan icatlarının başında “yapay zeka” (artificial intelligence – AI) geliyor. Yapay zeka, hayatımıza birçok yenilik ve rahatlıkla birlikte kafa karışıklıkları da soktu. Bu karışıklıkların bir kısmını, elektronik cihazımızı kapatıp açarak çözebiliyoruz. Ama bir kısmı bizimle birlikte yaşıyor, zihnimizde yer ediyor, inançlarımızı ve günlük yaşamımızı derinden etkileyebiliyor. Evet, yapay zekanın ürettiği ya da yaydığı dezenformasyondan bahsediyorum.
Hakikat ile dezenformasyonun muharebe alanı haline gelen Facebook, Instagram, TikTok ve X eski adıyla Twitter gibi sosyal medya platformları yapay zekanın zihnimize en yakın temas ettiği mecraların da başında geliyor. Artık hepimiz hem de her gün yapay zekanın oluşturduğu bir görseli beğeniyoruz, ürettiği bir sesi dinliyoruz ya da kurduğu cümleleri okuyup ona hak veriyoruz. Üstelik yapay zekanın yazdığı bir makaleyi, bir köşe yazarınınkinden ayırt etmek çok zor. “Ne güzel bir manzaraymış. Ah keşke ben de tam şu an burada, bu pamuk gibi bulutların altında, bu mis kokulu çiçeklerin üstünde olsam.” dediğimiz görüntünün gerçekte var olmadığını, o iç ferahlatıcı manzaradaki heybetli dağların, rengarenk çiçeklerin ve bulutların yapay zeka tarafından bir araya getirildiğini anladığımızda çok da şaşırmıyoruz artık.
Ancak yapay zekanın başrol oynadığı dezenformatif paylaşımlar her zaman bu kadar masum olmayabiliyor. Kimi zaman kamuoyunu bir noktadan diğer bir noktaya sürüklemek kimi zaman itibar suikastı yapmak kimi zaman dolandırıcılık kimi zaman ekonomik çıkar hatta kimi zaman ülkeleri karıştırmak için dezenformatif içerikler yapay zeka kullanılarak üretilebiliyor. Üretildi de. Gelin birkaç örnek üzerinden inceleyelim yapay zekanın nelere yol açabileceğini.
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı olmak için yarışan Ron DeSantis, önündeki en büyük engel olan eski Başkan Donald Trump’ı aslında hiç yaşanmayan bir sahnenin yapay zeka tarafından üretilmiş sahte fotoğrafıyla vurmaya çalıştı. DeSantis, Kovid-19 döneminde çok tepki çeken Dr. Anthony Fauci ile Trump’ın birbirlerine sarıldığını gösteren bir fotoğraf paylaşarak Trump’ın oylarını düşürmek için uğraştı. [1] Milyonlarca seçmeni ilgilendiren politik manipülasyonlar için yapay zekanın kötüye kullanımını gösteren onlarca örnekten sadece biri bu.
Bu teknoloji daha kişisel amaçlar için de kullanılabiliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sesini yapay zeka üzerinden işleyip bürokratları ve zengin iş insanlarını dolandırmaya çalışan bir kişi daha geçen ay tutuklandı. [2] Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) siber güvenlikle ilgili birimlerinin deşifre ettiği dolandırıcının, yapay zeka programlarını ve yabancı uyruklu kişilerin adıyla alınmış telefon hatlarını kullandığı tespit edildi.
Dezenformasyona yol açmak çok kolay
Bu noktada örneklere ara verip yapay zeka kullanımının detaylı bir dezenformasyon operasyonunu ne kadar kolay ve ucuz üretilebilir hale getirdiğini hatırlayalım. Basit bir aramayla ses taklit uygulamalarının ve görüntü üretici programların bedava yahut birkaç dolarlık ücretlerle kullanıcının hizmetine sunulduğunu görebiliyoruz. Üstelik bu programları ve uygulamaları kullanmak oldukça kolay. İş gücü, ofis, kadro ya da teknoloji gerektirmiyor. Bu işle uğraşmak isteyen herhangi bir kişi, birkaç dakikasını ayırarak son derece inandırıcı yalanlar üretebilir. Üstelik bu üretimler artık o kadar kaliteli bir seviyeye çıktı ki ses kayıtları çıplak bir kulağın anlayamayacağı kadar gerçekçi, görüntüler çıplak gözle anlaşılmayacak kadar doğal görünüyor.
ABD’nin şu sıralar en ünlü müzisyenlerinden Drake ve The Weeknd’in 10 yıl sonra tekrar bir araya gelerek “Heart on my sleeve” adlı şarkıyı seslendirdiği öne sürüldü. Şarkı çok kısa süre içinde milyonlarca kez dinlendi, beğenildi, çeşitli platformlarda yayınlandı. Hayranları, “iki şarkıcının tekrar bir araya gelerek düet yapmasının müthiş olduğunu” ifade eden paylaşımlarda bulundu. Ta ki yapımcılar böyle bir kaydın gerçek olmadığını açıklayıp şarkıyı çevrim içi platformlardan kaldırana dek. İki şarkıcı bir araya gelmemişti, kaydı yapay zeka oluşturmuştu ve internette dolaşan bu şarkı birçok telif hakkı sözleşmesini de ihlal ediyordu. Sıkı telif anlaşmaları olan bu iki müzisyenin düeti gerçekte milyonlarca dolar hacminde bir proje olabilir. Ama yapay zeka sayesinde evinde kahvesini yudumlayan basit bir internet kullanıcısının tek bir “tık”ıyla bedavaya hayata geçmiş oldu.
Yapay zeka teknolojisi tıptan haberleşmeye, mühendislikten ulaşıma hayatımızın en önemli alanlarında çığır açan gelişmelere önayak oldu. Bize hangi şarkıyı daha çok beğenebileceğimizi, hangi yolu kullanırsak trafiğe takılmayacağımızı, hangi ürünün hangi mağazada daha ucuz olduğunu göstererek hayatımızı kolaylaştırdı. Ancak yapay zeka iki ucu keskin bıçak ve dolandırıcıların, manipülatörlerin, kimlik hırsızlarının ve kötü niyetli sosyal medya gruplarının da işini de kolaylaştırdı.
Kovid-19 aşıları yüzünden yüzlerce sporcunun aniden öldüğüne dair iddialar eski dönemlere nazaran çok daha hızlı ve çok daha uzaklara yayıldı. Kitlelerin ilaçlara ve tıbba olan güvenini hedef alan bu paylaşımlar yüzünden belki can kayıpları yaşandı. 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerinin ardından Hatay’da bir barajın patladığı dedikodusu sosyal medyada paylaşıldı. Kentteki arama kurtarma çalışmaları uzun süre sekteye uğradı.
“Yapay zekanın vaftiz babası” lakabıyla anılan bilişsel psikolog ve bilgisayar uzmanı Geoffrey Hinton da bu yeni teknolojinin kullanımı konusunda bizleri uyarıyor. Yapay zekanın kontrolsüz biçimde geliştiği konusunda endişelerini paylaşan ve Google’dan istifa ederek ayrılan Geoffrey Hinton “Çok fazla yalan haber üretimi yapay zekanın getirdiği risklerden biri. Bu, kimsenin doğruya ulaşamamasına neden olabilir. Bireylerin hassas noktalarına dokunarak toplumu kutuplaştırma riski var. Kişileri işsiz bırakma riski var. Yapay zekanın zenginleri daha zengin etme ve gelir eşitsizliğini derinleştirme riski var.” görüşünü aktarıyor.
Hayatımıza birçok kolaylık getiren yapay zeka teknolojisi, eğer dikkatli olmazsak başımıza birçok zorluk da açabilir.
[1] https://www.reuters.com/world/us/is-trump-kissing-fauci-with-apparently-fake-photos-desantis-raises-ai-ante-2023-06-08/
[2] https://www.aa.com.tr/tr/gundem/cumhurbaskani-erdoganin-sesini-taklit-ederek-dolandiricilik-yapan-kisi-tutuklandi/2971137
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *