Anladığımız kadarıyla dünyanın en gelişmiş 20 ülkesi, dünya vizyonlarını ortaya koymuşlar. Galiba gidişat bir ‘Tek Dünya Devleti’ne doğru. Ardından tek aile ve tek gelecek! Aslında biraz dikkatli bakılınca dünyanın tek kültür tarafından teslim alındığı görülmektedir. Dinler, mezhepler, düşünceler, ideolojiler birer dekor olarak sahnede yerlerini almış durumdalar.
Dünya devletlerinin ‘en’leri 18. kez, dönem başkanı Hindistan’da bir araya geldiler. 100 bin polisin koruduğu gelişmiş 20 ülkenin liderleri başkent Yeni Delhi’de buluştu. Sözü edilen, dünya ticaretinin yüzde 75’ini, dünya siyasetinin ise yüzde yüze yakınını temsil eden zengin ülkelerin toplantısı oluyor. Toplantıya Çin ve Rusya devlet başkanları katılmadılar. Rusya devlet başkanı Putin tutuklanmaktan korkasıymış…
Yirmi gelişmiş devletin bu seneki toplantılarına ‘yeşil kalkınma’, ‘hızlandırılmış/kapsayıcı ve dirençli büyüme’, ‘sürdürülebilir kalkınma hedeflerinde hızlandırılmış ilerleme’, ‘teknolojik dönüşüm’, ‘dijital kamu altyapısı’, ’21. Yüzyıl için çok taraflı kurumlar’, ‘kadın liderliğinde kalkınma’ gibi konular damgasını vurmuş. Bunların açılımlarını dünyanın geri kalanı ancak zaman içerisinde zehir zemberek sonuçlarını görünce anlamaktadır. Mesela ‘teknolojik dönüşüm’ ve ‘dijital kamu altyapısı’ gibi başlıkları okuyunca sadece ‘eyvah’ diyebiliyoruz.
G20’nin gündeminde gelişmekte olan ülkelere daha fazla borç verilmesi, uluslararası borç bataklığına saplanmış ülkelere de ‘borç yapılandırma’sına gitmek gibi konular varmış. Bu zaten bildik bir emperyalizm geleneği. Bu geleneği ‘Bir Ekonomik tetikçinin İtirafları’ kitabı az buçuk çıtlatmıştı. ‘G20’ olamamış(!) ülkeler bu azgın gelişmişler için altın yumurtlatılan tavuklar ya da kazlar niteliğinde. Zirvenin ‘enerji ve gıda güvenliğinde jeopolitik belirsizlikler’ türünden başlığı oldukça ürkütücü ve düşündürücü.
Son derece nazik konu başlıkları şöyle dursun, zirvenin bu yılki teması “Tek Dünya, Tek Aile, Tek Gelecek” olarak belirlenmiş. Anladığımız kadarıyla dünyanın en gelişmiş 20 ülkesi, dünya vizyonlarını ortaya koymuşlar. Galiba gidişat bir ‘Tek Dünya Devleti’ne doğru. Gerçekten de bugünkü teknolojik dönüşüm ve dijital kuşatma çağında tüm dünya ancak ‘tek bir aile’ olabilir, ikinci bir aile için dünya küçüktür. Dünya bir tek aile olunca, bunun tek bir geleceğinin olması da kaçınılmazdır. Aslında biraz dikkatli bakılınca dünyanın tek kültüre teslim alındığını her ‘vasat’ gözler görmektedir. Dinler, mezhepler, düşünceler, ideolojiler birer dekor olarak sahnede yerlerini almış durumdalar. Tüm dünya özgürlük-eşitlik-kardeşlik gibi masonik terimler kazanında kaynatılmış bulunmaktadır.
Zirvede demek ki o sebeple Ukrayna üzerinde sürdürülen savaş gündem edilmiş. Yani Rusya-Ukrayna savaşı bir ‘aile içi mesele’ olarak ilgi görmüş ve fakat -şu ustalığa bakın ki!- Rusya savaş nedeniyle suçlanmamış, sadece savaşın neden olduğu acılara dikkat çekilmiş. Bu yöntemle batının ve Rusya’nın ortak bir noktada buluşmaları sağlanmış. Ortada savaş var, acı da var ama savaşı başlatan, sürdüren ve acıyı doğuran yok! Bu bir aile içi meseledir. Bize söylemiyorlar ama Ukrayna’da yaşanan acılar Gelişmiş 20 ülkenin patronlarını fevkalade üzmüş. Göz yaşlarını tutamamışlar… Rusya lideri Putin, acılar nedeniyle utanacağı, Çin devlet başkanı Şi Cinping de, acılara dayanamayacağı için katılmamış olabilir mi acaba?…
Bu arada tahıl koridoruna yaptığı hizmetleri nedeniyle Tayyip Erdoğan’ın şahsında Türkiye’nin sırtı sıvazlanmış. Öyle ki, önümüzdeki yıldan itibaren Türkiye’nin kredi derecelendirme notunda bir artışın gözleneceği de çıtlatılmış…
Bu arada Türkiye de, Avrupa ülkelerinde otomatiğe bağlanmış olan Kur’an yakma eylemlerini bir ‘aile içi mesele’ olarak gündeme getirmiş. ‘No panic sir!’ demişlerdir, aile içinde olur böyle şeyler, alışmak gerek…
(Venhar)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *