Bugünleri insanlar arasında döndürür dururuz diyor Rabbimiz. Bugünler de geçecek, belki bizler görmeyeceğiz. Lakin nesillerimize helal kazanç ve lokma bırakmamız, en büyük kazancımız olacaktır. Çocuklarımız doğru söz, ahde vefa, infak, yardım, zekat, paylaşmak, borç vermek gibi İslami değerleri öğrenerek yetişmeliler.
İnsanoğlu başına bir musibet gelince kaygılanır, ümitsizliğe düşer. Malı eksilir, canı yanar, rızkı daralır, işleri ters gider, aile ve çocuklarından yana birçok imtihanla muhatap olur. Sınanır da sınanır. Dünya hayatı bu, tüm insanlık için geçerlidir. İyi kötü, iman eden kafir olan, genç yaşlı, kadın erkek farketmez bir şekilde belalar onu bulur. Bu sıkıntıları atlatmak için çabalar, didinir. Çözümler üretir, uygular. Kimisi aşar başına gelenleri, kimisi ömür boyu çeker ızdırabını. Toplumlarda böyledir. Ferdin başına ne gelirse aynısı yaşadığı topluluğun başına da er ya da geç gelir. Toplumda çareler arar, bulur ya da bulamaz ya da eceli gelene dek başına geleni yaşar. Yani ne dertsiz insan ne de toplum vardır. Herkes kendi inancına göre karşılar başına geleni, çaresini dininin istediği yoldan bulur..
Son günlerde ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılar neticesinde rızıkların daraldığı, geçimin zorlaştığını aynel yakin hissediyoruz. Bu durumun insanın hayatının tamamını etkilediğini de kabul ediyoruz. Ne, ‘gelin sabredin, geçecek bunlar, aşacağız..’ gibi avutucu sözler söylemek derdindeyiz, ne de ‘bittik, tükendik, artık bu ülke iflah olmaz, daha kötüye doğru gider..’ diyerek felaket tellallığı yapacağız. Dahası kendimizi kurtaralım da gerisi tufan hiç demeyeceğiz.
Önce bakış açımızı düzelteceğiz. Neyi merkeze alarak baktığımıza göre duruşumuz şekillenecek. Ne sızlanacak, ümitsizlenecek, ne de koyun gibi güdüleceğiz. Yine her zamanki gibi, ne olursa olsun rızkı verenin de kısanın da Allah olduğuna iman edeceğiz. Haram yollara tevessül etmeyeceğiz. Faizin her türlüsünden uzak duracağız. Emeğin, alınterinin, bedenin, fikrin hakkını verecek, heba etmeyeceğiz. Bu değerleri yok sayan, sömüren sanal paralardan, hayali ticaretten, kâr zarar dengesi olmayan, manipüle edilebilen borsa ve benzeri yatırımlardan uzak duracağız. Felaket ne kadar büyük olursa olsun, helal daireden asla ayrılmayacağız. Biriktirirken de, harcarken de hep itidalli olacağız. Gemisini kurtaran kaptan anlayışından beri olacağız. Unutmayacağız ki yaptığımız her bir kazanma veyahut harcama, kaybetme tüm topluma malolacaktır.
Mal sahibi isek, fahiş fiyattan sattığımız ürün bize günah olarak yetecek, mülk sahibi isek değerinin üstünde istediğimiz kira ve satış bedeli zulüm olarak yazılacaktır. İşyeri çalıştırıyorsak, yanımızda emeği geçen çalışanlara, gücümüzün yettiğince verdiğimiz maaş onun geçimini sağlayacak seviyede olmalıdır. Gerekirse kendi kazancımızdan kısıp asgari ücretten yüksek vermeye gayret etmeliyiz.
Serbest piyasa denilen, ne kadar serbest bırakıldığı da şüpheli olan putun belirlediği bir sistemde yaşamaktayız. Tepedeki tedarikçi piyasayı alt üst etmekte, alım gücünü zora sokmaktadır. Holdinglerin, büyük şirketlerin belirlediği bir düzen. Tabi bu düzenin baş müsebbibi devletin ta kendisidir. Ekonomiyi yönetmekte gösterilen basiretsizlik, faize bağlı ve bankaların egemenliğinde dönen çark. Yine siyasilerin ve kamunun israf ettiği, çarçur ettiği devlet malı ve akabinde cari açık, enflasyon sonrası vergilerle halkı darboğaza getirmesi yaşadıklarımızın özetidir.
Bugünleri insanlar arasında döndürür dururuz diyor Rabbimiz. Bugünler de geçecek, belki bizler görmeyeceğiz. Lakin nesillerimize helal kazanç ve lokma bırakmamız, en büyük kazancımız olacaktır. Çocuklarımız doğru söz, ahde vefa, infak, yardım, zekat, paylaşmak, borç vermek gibi İslami değerleri öğrenerek yetişmeliler. Yalan, hile, sahtekarlık, vurgun, soygun ne varsa cari olan toplumda, varsın bizim geçimimiz dar kalsın. Ama müslüman ismine, izzet ve şerefine laf söylenmesin, kirlenmesin bilinciyle hareket etmeliyiz.
Yaşanan imtihan ne olursa olsun, bizleri asli vazifemizden alıkoymamalı, ayaklarımızı kaydırmamalıdır. Rabbe kul olma bilincini daima diri tutmak zorundayız. Daha ağır imtihanlar başımıza gelirse ancak imanımızla göğüsleyeceğimizi unutmamalıyız. Dünya hayatı oyun ve eğlenceden ibaretse, menfaat kaygısına kapılmamalı, her daim hakkı ayakta tutup savunmaya gayret etmeliyiz.
(VENHAR)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *