Doğu Türkistan meselesine karşın, DEİK, TÜSİAD ve Çin Uluslararası Ticareti Destekleme Konseyi (CCPIT), Türkiye-Çin İş Konferansında İstanbul’da bir araya geldi. DEİK Başkanı, Çin ile ilişkiler önemli olduğunu, TÜSİAD temsilcisi de Çin’in kendileri için öncelikli bir ülke olduğunu söyledi.
DEİK, Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) ve Çin Uluslararası Ticareti Destekleme Konseyi (CCPIT) iş birliğiyle gerçekleştirilen Türkiye-Çin İş Konferansı’nda, iki ülke iş dünyasının önde gelen isimleri, “Dijital Dönüşüm ve Geleceği Tasarlamak” temasıyla İstanbul’da bir araya geldi.
“Çin ile ilişkiler önemli”
DEİK Başkanı Nail Olpak, konferansın açılışında yaptığı konuşmada, ikili ilişkileri geliştirmek ve son dönemde ivmesi artan dijitalleşme gibi iki önemli konunun konferansın odak noktası olduğuna işaret etti. Çin ile olan ilişkilere önem verdiklerini ve Çin’in, dünyanın en önemli ekonomilerinden biri olduğunu ifade eden Olpak, şunları anlattı:
“RCEP’in sürükleyicisi, Kuşak ve Yol Girişimi’nin planlayıcısı ve baş aktörü Çin ile ilişkiler önemli. Ama aynı zamanda dengeli ticari ilişkilerin önemli olduğunu da vurgulamak istiyorum. Çünkü algı olarak Türkiye tarafından baktığımızda Çin ile karşılıklı ticari ilişkiler dediğimizde bizim aklımıza hemen cari açık geliyor. Böyle bir gerçeğimiz var. Bu noktada maalesef Türkiye aleyhinde bir asimetri söz konusu. Bu noktada da sadece karar alıcılardan ya da siyasilerimizden bir aksiyon beklemek de yeterli değil. İş dünyası olarak bizim de üzerimize düşen çok fazla görev olduğunu düşünüyorum. Elbette kısa vadede hemen çözüm bulmak kolay değil. İkili ticaretimizi dengeleme çalışmalarına devam edeceğiz ama sadece bu bağlamda sınırlı kalmayarak, perspektifimizi sadece bu noktayla sınırlı tutmayarak yeni konu ve fırsat alanlarına odaklanmak gerektiğini düşünüyorum.”
DEİK olarak bu alanda yaptıkları faaliyetlere değinen Olpak, bu kapsamda Kuşak ve Yol girişiminin etkileri ve ortaya çıkabilecek iş birliği fırsatlarını analiz ettikleri bir rapor yayımladıklarını, DEİK-ASEAN çalışma komitesinin faaliyet alanını RCEP ülkelerini de kapsayacak şekilde genişlettiklerini, TÜSİAD ile Çin’e İhracatı Artırma Çalışma Grubu kurduklarını, 2022 yılının kasım ayındaki “Türkiye-Çin İş Buluşması’nda” iki ülkede iş yapan Türk ve Çin iş dünyasını Büyükelçi ile buluşturduklarını, geçen ay da ASEAN ülkelerinin büyükelçileri ile bir çalışma yemeği düzenlediklerini söyledi. Olpak, konferansın da bu kapsamdaki gayretlere önemli katkısı olacağına inandığını belirtti.
Dijital dönüşüm
Nail Olpak, konuşmasında, dijital dönüşüm ve dijitalleşme konularına da değindi. Salgından sonra hızla ekonomik ve sosyal hayata giren dijitalleşme kavramının, şirketleri, tüketimi, üretimi, kısacası ekonominin her alanını, hatta sosyal hayatı yatay ve dikey şekilde kesen en önemli dönüşümlerden olduğunu vurgulayan Olpak, “Buna bazen ‘dijitalleşme’ dedik, bazen ‘dijital dönüşüm’ dedik. Ben ise daha köklü bir değişimi beraberinde getirdiği için ‘dijital ekonomi” diyorum. Çünkü dijital dönüşüm dediğimiz zaman aslında sadece dijital sektörlerden bahsetmiyoruz. Her sektörde üretimi, lojistiği, ticareti, tüketimi, dev şirketleri ve KOBİ’leri, nihayetinde devletleri derinden etkileyen bir zincirden, yani dijital ekonomiden bahsediyoruz.” diye konuştu. Olpak, DEİK olarak bu çerçevede 9 alt komitesiyle Dijital Teknolojiler İş Konseyi’ni kurduklarını bildirdi.
Çin: Birlikte çalışmak istiyoruz
CCPIT Başkan Yardımcısı Zhang Shaogang da üretim kapasitesi, finansal erişim, Türkiye’nin coğrafi konumu, dijital dönüşüm ile birlikte akıllı ve yeşil ürünler odağında çalışılabileceğini vurguladı. İki ülke arasında akıllı şehirler, yenilenebilir teknoloji, dijital hizmetler, yapay zeka ve 5G gibi alanlarda büyük fırsatlar bulunduğunu vurgulayan Shaogang, Türkiye’deki iş insanlarının, Çin’de kazan-kazana dayalı şekilde yeni atılımlar ve yatırımlar ile önümüzdeki dönemde büyük mesafe katedeceklerini savundu. Shaogang, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türk şirketlerini, Çin Uluslararası Tedarik Zinciri Fuarı (CISCE) için ülkemize bekliyoruz. Ekonomik ve ticari ilişkilerimizi bir üst seviyeye taşıma hedefiyle Türk iş dünyası ile daha fazla temas kurarak ortak bir gelecek için birlikte çalışmak istiyoruz. Dünyada yatırım durgunluğu yaşanırken Türkiye ile Çin arasında yatırım miktarı her geçen gün artıyor ve bu ivme çok kıymetli. Kuşak ve Yol Girişimi’nin de 10. yılını yaşarken Çin, Türkiye ile ekonomik ilişkilerini geliştirmeye hazır konumda. Pandemi sonrası özellikle Orta Koridor ile Kuşak Yol Girişimi’nin uyumlulaştırılması alanında birlikte çalışabiliriz. Üretim kapasitesi, finansal erişim, Türkiye’nin coğrafi konumu, dijital dönüşüm ile birlikte akıllı ve yeşil ürünler odağında çalışabiliriz.”
TÜSİAD: Çin öncelikli
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Digital Türkiye Yuvarlak Masa Eş Başkanı Çağatay Özdoğru ise dünyada siyasi ve ekonomik anlamda belirsizliklerin yaşandığı bir dönemde, bir yandan ileri teknolojilerin küresel rekabet kurallarını kökten değiştirdiğini, bir yandan da tüm kuralların yeniden yazıldığını öne sürdü.
Türkiye’nin dünyadaki tüm gelişmiş ülkelerden çok daha genç ve dinamik bir nüfusa sahip olduğunu vurgulayan Özdoğru, “Yaş ortalamamız 33,5. Yaklaşık 33 milyon kişilik iş gücümüzle Avrupa’nın en büyük üçüncü iş gücü havuzuna sahibiz.” dedi.
Özdoğru, Çin’in, TÜSİAD’ın uluslararası gündeminde uzun yıllardan beri yer alan öncelikli bir ülke olduğunu ve TÜSİAD’ın 15 yılı aşkın süredir Çin’de varlık gösterdiğini sözlerine ekledi.
ATA Holding: Çin’i Avrupa’ya daha da yaklaştırabiliriz
Ata Holding Yönetim Kurulu Başkanı Korhan Kurdoğlu, Türkiye’nin salgın dönemi olan 2020’de Çin ile birlikte büyüme gösteren ender ekonomilerden biri olmasının ekonominin direncini gösterdiğini belirterek, “2021’de Avrupa’dan en çok yatırım çeken ülkeler arasında beşinci sırada yer almasının da yabancı yatırımcıların da ajandalarında Türkiye’nin ön sıralarda yer aldığının bir göstergesidir.” dedi. Türkiye’ye gelen yatırımların yüzde 70’inden fazlasının AB’den olduğunu aktaran Kurdoğlu, Asya kıtasından gelen yatırımların, tüm yatırımların yüzde 18’ini oluşturduğunu bildirdi.
Türkiye’nin, Çin’den gelecek know-how ile özellikle “smart manufacturing, healthTech, big data, IoT” dahil dijitalleşme konusunda pek çok ortak proje hayata geçirebileceğini belirten Kurdoğlu, “Kazan-kazan olarak görülecek projeler, Türkiye’nin Avrupa ile iç içe girmiş bağları ile Çin’i Avrupa’ya daha da yaklaştıracaktır. Çin de Türkiye için Asya ülkelerine açılan bir kapı niteliğindedir.” değerlendirmesinde bulundu. Kurdoğlu, 2022’de yaklaşık 45 milyar dolarlık ticaret hacmiyle Çin’in, Türkiye’nin en önemli ticaret ortaklarından biri olduğunu kaydetti.
Çin Uluslararası Tedarik Zinciri Fuarı’nın tanıtımı yapıldı
Öte yandan, konferans kapsamında Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol bir video mesaj gönderirken, Çin Uluslararası Fuar Merkezi Grubu Başkanı Lin Shunjie ise Çin Uluslararası Tedarik Zinciri Fuarı’nın tanıtımını yaptı. Gerçekleştirilen sunum ve panellerde, Çin’de Türk iş dünyası açısından yatırım anlamında öne çıkan sektörler ve fırsatlar ele alınırken, Türk markalarının Çin’deki başarı hikayeleri üst düzey yöneticiler tarafından paylaşıldı.
Hayatın her alanında dijitalleşen dünyada ekonomi ve ticaretin geleceğinin de konuşulduğu konferansta, CCPIT ile DEİK ve TÜSİAD arasında, Pekin’de gerçekleştirilecek 1. Çin Uluslararası Tedarik Zinciri Fuarı’na destek ve iş birliklerinin arttırılmasını vurgulayan mutabakat zaptı da (MoU) da imzalandı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *