İran ile Suudi Arabistan’ın diplomatik ilişkileri yeniden tesis etme kararına ilişkin olarak, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, “Suudiler, tıpkı bizim onları diplomatik angajmanlarımız hakkında bilgilendirdiğimiz gibi, yaptıkları bu görüşmeler hakkında bizi bilgilendirdi ancak (görüşmelere) doğrudan dahil olmadık.” dedi.
Kirby, “Bölgede tansiyonun düşürülmesine yönelik her türlü çabayı destekliyoruz.” ifadesini kullanarak, bunun kendi çıkarlarına olduğunu kaydetti.
ABD’nin bölgedeki caydırıcılık ve diplomatik faaliyetlerinin de burada rolü olduğunu ima eden Kirby, bugün açıklanan yol haritasının, Umman ve Bağdat’ta yapılanlar dahil çok sayıdaki görüşmenin sonucu olduğunu söyledi.
Kirby, İran’ın Suudi Arabistan ile müzakere masasına oturmasına yardımcı olan şeyin, Çin’in arabuluculuğundan ziyade, içeride karşı karşıya bulunduğu sorunlar ve dışarıda ABD’nin de destek verdiği Suudi Arabistan’ın caydırıcılık yetenekleri olduğunu savundu.
Koordinatör Kirby, “İranlıların anlaşmanın kendilerine düşen tarafını yerine getirip getirmeyeceğini göreceğiz. Bu, genellikle sözünü tutan bir rejim değil. Umarız tutarlar.” şeklinde konuştu.
Görüşmelerde Çin’in rolü
Kirby, diğer taraftan görüşmelerin Çin’in arabuluculuğunda olmasının ABD’nin Orta Doğu bölgesinden çekildiği ya da geri durduğu anlamına gelmeyeceğini belirterek, buna, Başkan Joe Biden’ın geçen yaz bölgeye yaptığı ziyareti ve son olarak Umman’ın İsrail dahil tüm sivil uçaklara hava sahasını açmasında ABD’nin rolünü örnek verdi.
Çin’in Afrika ya da Latin Amerika’daki etkisini de izlediklerini söyleyen Kirby, Çin’in “bencil çıkarları” doğrultusunda dünyanın başka yerlerinde nüfuz elde etmeye çalıştığını savundu. Kirby, diğer ülkelerin de bunu fark etmeye başladığını belirterek, şunları kaydetti:
“Nihayetinde, itici güç ne olursa olsun veya masaya kim oturursa otursun, bu anlaşma sürdürülebilirse ve Yemen’deki savaş sona ererse ve Suudi Arabistan sürekli kendisini, İran tarafından fonlanan ve desteklenen Husilerden gelen saldırılara karşı savunmak zorunda kalmazsa, bunu memnuniyetle karşılıyoruz.”
Suudiler nükleer karşılığında Abraham anlaşmasını imzalayacak iddiası
Kirby, İran ile Suudi Arabistan uzlaşısının, İsrail ile normalleşmeyi etkileyecek hususlar içerip içermediğinin açık olmadığını belirterek, diğer taraftan ABD’nin, Abraham Anlaşmaları ve İsrail’in bölgeye entegrasyonunu desteklemeye devam ettiğinin altını çizdi.
Suudi Arabistan’ın ABD’ye, yönetimin Riyad’a güvenlik garantileri sağlamayı ve sivil nükleer program geliştirmeyi kabul etmesi halinde Abraham Anlaşmaları’nı imzalayacağını söylediğine ilişkin basındaki iddialara ilişkin ise Kirby, bu konuda yorum yapmayacağını, bölgedeki diplomatik faaliyetlere devam edeceklerini kaydetti.
Gürcistan’daki olaylar
Kirby, Gürcistan’daki olaylarla ilgili bu sabah Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın, Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili ile görüştüğünü ve tartışmalı “yabancı ajan” yasa tasarısı ve ülkedeki gelişmeleri ele aldıklarını aktardı.
Söz konusu yasa tasarısının geri çekilmesinden memnuniyet duyduklarını belirten Kirby, Gürcistan’ın demokrasi geleceğini ve transatlantik hedeflerini desteklediklerini kaydetti.
Kirby, Çin lideri Şi Cinping’in üçüncü kez devlet başkanı seçilmesinin sürpriz olmadığını dile getirerek, Çin ile iletişim kanallarını açık tutmayı sürdüreceklerini ifade etti.
AB ile kritik minerallerle ilgili anlaşma bekleniyor
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in bugün Biden ile beklenen görüşmesine de değinen Kirby, liderlerin Enflasyonu Düşürme Yasası ve AB Yeşil Mutabakat kapsamında ekonomik konulara odaklanacaklarını söyledi.
Kirby, görüşmede, kritik minerallerle ilgili bir ticaret anlaşmasının imzalanmasının ve sübvansiyon şeffaflığı üzerine diyalog başlatma kararının yanı sıra sürdürülebilir çelik ve alüminyuma ilişkin küresel düzenleme ile ilgili müzakereleri sonuçlandırmak için ortak bir son tarih taahhüdünde bulunmalarının beklendiğini bildirdi.
“Rusya Moldova’yı istikrarsızlaştırmaya çalışıyor”
Rusya’nın, Moldova’da Rus yanlısı bir yönetim olması hedefiyle bu ülkeyi ve mevcut hükümetini zayıflatacak seçenekler peşinde koştuğuna inandıklarını söyleyen Kirby, “Bazıları Rus istihbaratıyla bağı olan Rus aktörler, Moldova hükümetine karşı sahte bir ayaklanmayı kışkırtmak için Moldova’da protesto gösterileri düzenlemeye ve bunu kullanmaya çalışıyor.” dedi.
Kirby, Rusya’nın 2016’da Karadağ’da olduğu gibi birçok Avrupa ülkesini istikrarsızlaşmaya çalıştığını öne sürerek, Moldova’ya bu tehdit karşısında destek vereceklerini vurguladı.
Ülkedeki Rus aktörlerin yanı sıra Rus yetkililerin Moldova’nın istikrarı konusunda kafa karışıklığı yaratmaya çalıştığını kaydeden Kirby, “Örneğin, Rus yetkililerin Ukrayna’nın ayrılıkçı Transdinyester bölgesini hedef almayı planladığını iddia ettiğini gördük. Açık konuşayım, bu iddialar asılsızdır, yanlıştır ve mesnetsiz alarm yaratabilirler.” şeklinde konuştu.
Kirby, bu kapsamda Moldova hükümetiyle yakın çalışmaya devam edeceklerini belirterek, bu ülkede istikrarsızlık oluşturmaya çalışan Rus aktörlerin kimlikleri ve faaliyetlerini de aydınlatmayı sürdüreceklerini söyledi.
Koordinatör Kirby, “ABD, Moldova’nın siyasi, ekonomik ve yolsuzlukla mücadele reformlarını ve ardından Avrupa entegrasyonunu derinleştirmesini güçlü bir şekilde desteklemektedir. Moldova ve halkı, daha parlak bir geleceğe bakmak istediklerini açıkça göstermiştir. Biz de o parlak geleceği görmek istiyoruz ve bu yolun her adımında Moldova’nın yanında yer alacağız.” ifadelerini kullandı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *