Rusya’nın Asya’ya yönelişi

Rusya’nın Asya’ya yönelişi

Rusya ile Batı arasındaki gerginlik bir kez daha Moskova’nın diplomatik faaliyetlerini ve yatırımlarını Asya’ya yönlendirmesine yol açtı.

Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu / AA

Rusya, Avrupa devleti mi, yoksa Asya devleti mi?

Bir yıldır devam eden Rusya-Ukrayna Savaşı, gerek bölgesel gerekse de uluslararası düzeyde önemli değişikliklere yol açtı. Siyasi, ekonomi ve enerji alanlarda kartlar adeta yeniden dağıtılırken geçmişte yaşanan olaylar da ülkelerin yeni gündemlerinin bir parçası oldu ve tarihi olaylarla paralellikler kuruldu. Vladimir Putin yaptığı açıklamada Alman tanklarının 80 yıl sonra yeniden Rusya sınırını tehdit ettiğini dile getirdi.[1] Rusya, tarih boyunca birkaç kez olduğu gibi Asya’ya yöneldi.

Rusların da ataları olan Doğu Slavları tarih sahnesine çıkmalarından bugüne çeşitli Türk boylarıyla yan yana yaşadılar. Slavlar bir taraftan Avarlar, Hazarlar, İdil Bulgarları, Peçenekler ve Kıpçaklarla Karadeniz’in kuzeyi için mücadele verirken diğer taraftan onlarla ticari ve kültürel münasebetler geliştirdi. 1242-1480 yılları arasında ise Rus knezlikleri, Türk-İslam Devleti olan Altın Orda’nın hakimiyeti altında kaldı ve diplomasiden hukuka, askeriyeden maliyeye birçok alanda Altın Orda’nın etkisi altında kaldı. Bundan dolayı Moskova Rusyası, Batı’nın gözünde hep “öteki”, “Doğulu” oldu. Rusya’nın kendisini Doğu Roma’nın (Bizans) mirasçısı ve Ortodoks dünyasının lideri görmesinin de bunda etkisi şüphesiz büyük.

1. Petro ile birlikte Rusya’da başlayan Avrupalılaşma süreci de Rus Sarayı ile Batı devletleri arasındaki akrabalık bağları da Batı’nın gözündeki Rusya algısını değiştirmedi. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Soğuk Savaş döneminde Kremlin, “müttefik” arayışını Doğu’da devam ettirdi. Rusya’nın “kimlik meselesi”, SSCB’nin yıkılışından sonra hem siyasiler hem bilim adamları arasında tartışılmaya devam edildi. Özellikle Boris Yeltsin’in iktidarının ilk yıllarında Rusya’nın Batı karşısında teslimiyetçi siyaset izlediği düşüncesine karşı Avrasyacılık fikri yeniden ilgi görmeye başladı. Bundan bağımsız olarak Moskova daha 21. yüzyılın ilk çeyreğinde Orta Asya ile Kafkasya’da ve bir zamanlar Sovyetlerin etkili olduğu Orta Doğu ile Asya-Pasifik bölgesinde de etkisini arttırdı.

Rusya neden yeniden Asya’ya yöneldi?

Rusya’nın eski Sovyet coğrafyası ile Sovyetlerin bir zamanlar güçlü olduğu Orta Doğu ve Asya-Pasifik bölgesine ilgisinin ve bu coğrafyada etkisini arttırmasının birkaç sebebi vardı. Vladimir Putin, küresel aktör olmanın bölgesel güç olmaktan geçtiğini ileri sürerek Orta Asya ve Kafkasya’da en önemli güç olduğunu gösterdiği gibi Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’nin bölgedeki varlığını da asgari seviyeye indirdi. Rusya’nın kendi yakın çevresinde güçlenmesine paralel olarak Orta Doğu, Afrika ve Asya-Pasifik bölgelerine ilgisi de arttı.

Rusya’nın Ukrayna’ya karşı açtığı savaş, adeta Rusya ile Batı ülkeleri arasında bir savaşa dönüştü. Batı bir taraftan Ukrayna’ya askeri ve maddi destekte bulunurken diğer taraftan da Rusya’ya çok yönlü yaptırımlar uygulamaya başladı. Bunun karşısında Rusya, dış politikasında son yıllarda adeta yatırım yaptığı Asya’ya yeniden ağırlık vermiş oldu. Batı ülkeleriyle yaşanan mücadele, en başta Rusya’yı iyice Çin’e yaklaştırdı. Çin ile münasebetler, Rusya açısından siyasi yalnızlığın giderilmesi ve uluslararası arenada birlikte hareket edilmesi açısından büyük önem arz ediyor. Türkiye ile münasebetler de Rusya için son derece önemli. Bugün Türkiye, Rusya için ulaşım, turizm, ticaret, enerji ve bütün diğer alanlarda adeta dünyaya açılan penceredir.

Rusya, Hindistan’la de çok yönlü işbirliği geliştiriyor. Başta S-400 füze kalkan sistemi olmak üzere Hindistan, Rusya’dan önemli askeri teknolojiler satın alıyor. İran ve Kuzey Kore’yle ise Moskova bu süreçte askeri alanda temaslarını artırdı. Nitekim 2022 yılında Putin, Orta Asya Cumhuriyetleri’nin yanı sıra İran ile Çin’i ziyaret etti. Yine yıl içerisinde Rus yetkililer Hazar zirvesi, Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesi, Asya’da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı, Kolektif Güvenlik Örgütü Anlaşması (KGÖA) toplantısı ve Avrasya Ekonomileri Konseyi Toplantısı’na katıldılar. Rusya’nın BRICS’in (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika Cumhuriyeti) çalışmalarına aktif olarak katıldığını ve bu örgütün önemini daha fazla artırmaya çalıştığını da söylemek gerekiyor. Dolayısıyla Batı ile Rusya arasındaki ilişkiler asgari seviyede seyrederken Rusya, Asya ülkeleriyle işbirliğini hem ikili ilişkiler hem de çeşitli örgütler çerçevesinde geliştirmeye gayret ediyor.

Rusya, Asya ülkeleriyle hangi alanlarda yakınlaşmaya gitti?

Moskova, ticari münasebetlerini ve enerji alanındaki projelerini Asya’ya yönlendirdi. 2022 yılının 9 ayında ihracatın yüzde 25 oranında artıp 431 milyar dolara ulaştığı, ithalatın ise yüzde 16 oranında azalıp 180 milyar dolara düştüğü tahmin ediliyor.[2] Rusya’nın bu tarihlerdeki en önemli ticaret ortakları ise Çin, Türkiye, Hindistan ve Kazakistan’dır. Halbuki daha bir yıl öncesinde Rusya’nın en önemli ticari ortağı, AB idi. 2022’de Rusya ile Çin arasındaki ticaret hacmi, 190 milyar doları geçti (bir önceki yıla kıyasla yüzde 30 arttı).[3] 2022 yılının 10 ayında Türkiye ile Rusya arasındaki ticaret hacmi de rekor seviyeye (56,5 milyar dolar) ulaştı.[4]

Rusya’nın yönünü Asya’ya çevirdiği alanlardan biri de enerji alanıdır. 2022’de Rusya, Çin’e “Sibirya’nın Gücü” boru hattı üzerinden 15,5 milyar metre küp gaz ihraç etti (2021’de bu rakam 10,4 milyar idi). 2023’te taraflar bu rakamı yaklaşık 23 milyara çıkartmayı, 2027-2028’de ise Sibirya’nın Gücü 2 boru hattının hayata geçirmeyi planlıyor.[5] Bunun dışında Rusya, Asya ülkelerine sıkıştırılmış gaz ihracatını artırmış bulunuyor. Nitekim Japonya ile Güney Kore de Rusya’dan gaz ithal etmeye devam ediyor. Genel olarak Rusya, 2025’te Asya Pasifik’e doğal gaz ihracatını 70 milyar metreküpe kadar çıkartmayı planlıyor. Yine Rus ve Türk yetkilileri, Türkiye’de doğal gaz üssünün kurulmasına dair çalışmalarını devam ettiriyor.

Rusya tarihi boyunca gerek Orta Asya ile Orta Doğu bölgelerine gerekse de Asya-Pasifik bölgesine önem vermiştir. Dünyadaki en önemli Türkoloji ve Şarkiyat merkezlerinin Rusya’da bulunması da bunun en önemli göstergelerindendir. Moskova’nın Batı’yla sorun yaşadığı dönemlerde Asya’nın Rusya açısından önemi daha da artmıştır. Rusya ile Batı arasındaki gerginlik bir kez daha Moskova’nın diplomatik faaliyetlerini ve yatırımlarını Asya’ya yönlendirmesine yol açtı. Batı ile gerginliğin seviyesine bakıldığında da bu işbirliği, çok yönlü ve çok daha kapsamlı bir şekilde devam edeceğe benziyor.

[Prof. Dr. İlyas Kemaloğlu, Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi]

  1. https://www.kommersant.ru/doc/5799028%E2%80%8B%E2%80%8B%E2%80%8B%E2%80%8B%E2%80%8B%E2%80%8B%E2%80%8B
  2. https://ko.ru/news/v-rossii-zafiksirovan-rekordnyy-profitsit-torgovogo-balansa/
  3. https://www.kommersant.ru/doc/5761392
  4. https://sputniknews.com.tr/20221104/turkiye-ve-rusya-arasindaki-ticaret-2022nin-ilk-10-ayinda-56-milyar-dolara-ulasti-1063073229.html
  5. https://www.vedomosti.ru/business/articles/2023/01/16/959224-rossiya-prokachala

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *