Zalimler tarihin en karanlık köşelerine çekildiklerinde, geçmişin haklı direnişleri onları nasıl hatırlatacaksa, bugün Filistin halkının direnişi de yarının zaferinin teminatıdır. Ve her bir şehit, zulme uğrayan bir halkın onurlu direnişinin simgesidir.
Zafer Çam
Filistin’in özgürlüğü, sadece Filistin halkının değil, tüm insanlığın zaferidir.
Zalimler, ne kadar güçlü olursa olsun kendi sonlarını hazırladıklarını bilmelidirler.
Bugün Filistin halkı, zulme karşı bir direniş mücadelesi verirken, aslında insanlığın özgürlük mücadelesini de sürdürüyor.
Ve her geçen gün zulmün sonunun yaklaştığını hissediyorlar.
Gazze imanlı duruşuyla direnirken, Yahudi İsrail devleti sadece kendi çöküşlerini hazırlamaktadır.
Filistin yalnızca topraklarıyla değil, halkının gösterdiği cihat direnişiyle de ebedi bir mücadele tarihinin parçası olmuştur.
Ve bu direniş zalimlerin zulmünü bir gün boğacak, adaletin hüküm süreceği o günü müjdeleyecektir.
Ama unutulmamalıdır ki zulmün en acımasız haliyle karşı karşıya kalan halklar her zaman en onurlu direnişi gösterirler.
İşte Filistin halkı da yıllardır süren bu acımasız işgale karşı yalnızca bedenleriyle değil ruhlarıyla da direniyor.
Zalim katil Netanyahu ve ona hizmet eden işgalci güçler Filistin’in çocuklarını, kadınlarını, yaşlılarını hedef alarak bu halkı açlığa mahkûm etti.
Toprakları ellerinden alındı, evleri yıkıldı, ancak bir şey değişmedi: Filistin halkının onurlu cihad direnişi her geçen gün daha da güçlendi.
Çünkü onlar ne topraklarına ne de canlarına sahip çıkarak sadece bir mücadele vermiyorlar aynı zamanda Müslümanların onurunun simgesi oluyorlar.
Netanyahu bir canavara dönüşmüşken, dünyanın büyük kısmı gözlerini kapatmış durumda.
Adı Müslüman kukla liderler şeytan ABD’ye, sömürgeci Avrupa’ya, katil İsrail’e gözlerini kapamışlar görmüyorlar, kulaklarını tıkamışlar duymuyorlar, dillerini bağlamışlar konuşmuyorlar.
Ancak Filistin topraklarında her an yükselen bir ses var:
“Zalimler tarihten silinecek, adalet bir gün tecelli edecek.”
Bu ses sadece bir halkın haykırışı değil, insanlık tarihinin en kadim adalet çağrısıdır.
Filistin’deki her şehit, sadece bir halkın kahramanı değil özgürlüğün ve cihadın simgesidir.
İşgalci güçlerin Filistinlilere yaptığı zulüm, sadece bedensel değil manevidir.
Filistin halkı onurlu bir direnişi sadece fiziksel değil ruhsal olarak da sürdürüyor. Çünkü onlar biliyorlar ki, öldürülen bedenler bir gün ölecek ama direnişin ruhu hiçbir zaman ölmeyecektir.
Bu, insanlık tarihinin her döneminde böyle olmuştur. Zulmün karşısında direnmek, şehit olmak, Allah’ın katında bir ödüldür.
Ve her bir şehit, zulme uğrayan bir halkın onurlu direnişinin simgesidir.
Zalimler tarihin en karanlık köşelerine çekildiklerinde, geçmişin haklı direnişleri onları nasıl hatırlatacaksa, bugün Filistin halkının direnişi de yarının zaferinin teminatıdır.
Evet, zalimlerin yönetimleri gücü ellerinde tutuyor gibi görünse de bu düzenin ömrü sınırlıdır.
Çünkü Allah’ın adaleti zalimlerin zulmünden daha güçlüdür.
Zulüm ne kadar acımasız olursa olsun bir gün sona erecektir.
Bu sadece Filistin için değil, tüm mazlum halklar için geçerlidir. Müslümanlar ölmezler, onlar şehit olurlar. Şehitler, zulme karşı koyan bir halkın, bir toplumun ruhudur.
Filistin halkı da birer şehit olarak, Allah’ın rahmetine ve adaletine ulaşacak, bir gün bu zulüm sona erecektir.













Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *