ABD’nin Gazze için İsrail’de kurduğu karargahta, İsrail irtibat biriminin yüklenici rolüne düşürüldüğü, karar alma mekanizmalarında yer alamadığı belirtildi. Öte yandan BM’nin uluslararası Gazze gücünü kurma kararına Trump’ın 20 maddelik barış planının tamamını dahil edildiği bildirildi.
İsrailli bir yetkili Cuma günü The Times of Israel’e yaptığı açıklamada, İsrail’in Gazze ateşkesinin en az bir düzine ülke tarafından izlendiği Kiryat Gat’taki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi’nde (CMCC) ABD’ye göre ikincil bir rol oynadığını söyledi.
Güney İsrail’deki tesis, ABD Başkanı Donald Trump’ın kapsamlı ateşkes planının bir parçası olarak Gazze’nin kontrolünü ele geçirmeye hazırlanan Uluslararası İstikrar Gücü’nün (ISF) merkezi olarak kullanılacak. ABD, söz konusu planın BM Güvenlik Konseyi’nde oylanarak uluslararası hukuka geçirilmesini istiyor.
The Times of Israel’e konuşan yetkiliye göre, CMCC’de başlıca karar verici ABD oldu. Bu kararlar arasında Gazze’ye yardım ulaştırılmasıyla ilgili konular da yer alıyor.
Yetkili, savaş boyunca harap olmuş bölgeye yardım ulaştırılmasını denetleyen, Savunma Bakanlığı kurumu olan İsrail Hükümet Faaliyetleri Koordinatörü’nün (COGAT) CMCC’de daha çok bir taşeron rolüne düşürüldüğünü ekleyerek, Cuma günü Washington Post’ta yayımlanan haberin ayrıntılarını doğruladı.
ABD ordusunun Merkez Kuvvetler Komutanlığı’na (CENTCOM) göre, Trump ile Türkiye, Katar ve Mısırlı mevkidaşlarının 13 Ekim’de Şarm el-Şeyh’te imzaladığı bildirgenin ardından, CMCC, Gazze’de “istikrar çabalarını desteklemek” amacıyla 17 Ekim’de “ana koordinasyon merkezi” olarak kuruldu.
İsrail ve ABD’nin yanı sıra, tesise asker gönderen ülkeler arasında Ürdün, İngiltere, Almanya, Danimarka, Kanada, Avustralya, Fransa, İspanya ve Birleşik Arap Emirlikleri yer alıyor. Yabancı askerlerin varlığına rağmen, CMCC’nin yapısı, rolü, komuta zinciri, yasal statüsü ve diğer konular henüz netleşmedi.
Trump’ın Cuma günü “çok yakında” konuşlandırılacağını söylediği ISF’nin bir parçası olarak Gazze’ye asker göndermeyi hangi ülkelerin kabul edeceği de henüz belirsiz. Trump’ın planına göre -ki tamamı onay için BM Güvenlik Konseyi’ne sunuldu- istikrar gücü, IDF’nin Gazze’den çekilmesinin ardından Gazze’yi devralacak.
Trump’ın ateşkes planının bir sonraki aşamaları arasında Hamas’ın silahsızlandırılması, Gazze’nin silahsızlandırılması, ISF’nin konuşlandırılması ve Trump’ın liderliğindeki sözde “Barış Kurulu” tarafından denetlenecek Filistinli teknokratlardan oluşan apolitik bir sivil yönetim kurulması çağrıları yer alıyor.
Trump, Cuma günü ISF’nin Gazze’ye ne zaman ineceği sorusuna, “Çok yakında olacak” yanıtını verdi.
Trump, Beyaz Saray’da gazetecilere yaptığı açıklamada, “Gazze’de işler çok iyi gidiyor ve sorunlar hakkında çok fazla şey duymuyorsunuz” dedi.
Trump ayrıca, birçok ülkenin gerekirse Hamas’la mücadele etmek üzere gönüllü olarak asker göndermeye hazır olduğu iddiasını yineledi. Bu iddia, Arap diplomatların kapalı kapılar ardında söyledikleriyle çelişiyordu: Hamas’la çatışmak pahasına Gazze’ye asker göndermek istemiyorlar; Hamas ise silahsızlanmayı açıkça reddediyor.
ABD’li yetkili: ISF’nin yaklaşık 20 bin asker ve 2 yıllık görev süresine ihtiyacı olacak
Trump’ın ardından konuşan ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington’ın önümüzdeki haftalarda ülkelerin ISF’ye katılması için yasal çerçeveyi sağlayacak bir Güvenlik Konseyi kararı çıkarmak için çalıştığını söyledi. Rubio, asker göndermeye gönüllü olan ülkelerin “bunu yapabilmek için BM yetkisine ihtiyaç duyduklarını” belirtti.
Üst düzey bir ABD’li yetkili, Washington’un BM’deki ISF ve Barış Kurulu için iki yıllık bir yetki istediğini söyledi. Yetkiliye göre, ISF’nin yaklaşık 20.000 askerden oluşması bekleniyordu. Trump yönetimi, Gazze Şeridi’ne ABD askeri göndermeyi reddetse de, katkıda bulunmak için Endonezya, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Katar, Türkiye ve Azerbaycan ile görüşüyor.
Yetkili, “Potansiyel asker bağışçılarıyla sürekli iletişim halindeyiz ve yetki konusunda neye ihtiyaç duyduklarını, nasıl bir dil kullanmaları gerektiğini konuşuyoruz,” dedi. “Neredeyse tüm ülkeler bir tür uluslararası yetkiye sahip olmak istiyor. Tercih edilen ise BM.”
Yetkili, İsrail’in ISF’ye asker göndermeyi belirli ülkelere yasaklayıp yasaklamadığını bilmediğini ancak “Onlarla sürekli görüşme halindeyiz” diye ekledi. İsrail, geçen ay ABD’nin barış planı kapsamında Gazze’de Türk Silahlı Kuvvetleri’ni kabul etmeyeceğini açıklamıştı.
The Times of Israel tarafından elde edilip doğrulanan Güvenlik Konseyi karar taslağının bir kopyası, Trump’ın 20 maddelik Gazze ateşkes planının tamamını içeriyordu. Avrupalı bir diplomat Cumartesi sabahı The Times of Israel’e yaptığı açıklamada, ek’in taslağa son 48 saat içinde eklendiğini söyledi.
ABD, bu hafta Güvenlik Konseyi’nin diğer üyelerinin yanı sıra Mısır, Katar, Türkiye, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Hamas’ın Batı Şeria’daki rakibi Filistin Yönetimi’nin hakimi olan Filistin Kurtuluş Örgütü’nün delegasyonlarıyla karar hakkında istişarelerde bulundu. Ancak diplomat, Washington’ın herhangi bir önemli değişiklik yapmaya açık olmadığını belirterek, New York Times’daki haberleri doğruladı.
Son birkaç günde yapılan az sayıdaki değişiklikten biri de Gazze yönetiminin ABD’nin öngördüğü Barış Kurulu’ndan Filistin Yönetimi’ne devredilmesiyle ilgiliydi. ABD destekli kararın ilk versiyonlarında, Filistin Yönetimi “reform programını tatmin edici bir şekilde tamamlayana ve bu programın tatmin edici olması Barış Kurulu tarafından kabul edilene” kadar transferin gerçekleşmeyeceği belirtiliyordu. The Times of Israel’in elde ettiği son versiyonda ise, devir işleminin Filistin Yönetimi’nin “Trump’ın planında belirtildiği gibi reform programını tatmin edici bir şekilde tamamlamasının” ardından gerçekleşeceği belirtiliyor.
Ancak 29 Eylül tarihli planda, Filistin Yönetimi’nin istediği reformlar hakkında çok az ayrıntı yer alıyor ve yalnızca “Başkan Trump’ın 2020 barış planı ve bu yılın başlarında gelen Suudi-Fransız önerisi de dahil olmak üzere çeşitli önerilere” atıfta bulunuluyor.
2020 planı açık bir reform programı içermiyor ancak Filistin Yönetimi’nin bir devlete sahip olabilmesi için yerine getirmesi gereken uzun bir görevler listesi içeriyor. Bunlar arasında İsrail’i Yahudi devleti olarak tanımak da var. Filistin Yönetimi, İsrail’i 1993 Oslo Anlaşmaları kapsamında tanımasının yeterli olduğunu savunarak uzun süredir reddettiği bir şey.
Suudi-Fransız planının reform kriterleri arasında, Filistin Yönetimi’nin Filistinli tutuklulara ödemelerin kaldırılması, Filistin Yönetimi okul müfredatında terörizme teşvik maddesinin kaldırılması ve Filistin Yönetimi’nin 2006’dan beri yapmadığı seçimlerin yapılması yer alıyordu.
Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas, Şubat ayında Ramallah’ın mahkumlara ceza sürelerine göre ödeme yapılmasını öngören eski sosyal yardım programını kaldıran yasa tasarısını imzaladı ve savaşın sona ermesinden sonraki bir yıl içinde seçim yapma sözü verdi.
Eylül ayında ayrıca Filistin Yönetimi’nin seçim planladığını, geçici bir anayasa taslağı hazırladığını ve UNESCO standartlarına uygun eğitim müfredatları geliştirdiğini söyledi. Reformun iki yıl içinde tamamlanacağını belirtti.













Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *