İngiltere’nin İsrail’e karşı ilk tepkiyi göstermesi sonrası, İngiltere’nin en büyük camileri ve Müslüman kuruluşları, Başbakan Starmer’a açık mektup yazarak, İsrail’e silah satışını durdurma ve Filistin’i tanıma çağrısında bulundu. İsrail’e ‘ölçülü’ tepki gösteren Starmer, geçtiğimiz günlerde “Gazze’de soykırım olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusunu ise cevapsız bırakmıştı.
Doğu Londra Camii, Birmingham Merkez Camii, Finsbury Park Camii ve Regents Park’taki İslami Kültür Merkezi temsilcilerinin de aralarında bulunduğu 44 önde gelen kurumun Başbakan Starmer’a yazdığı açık mektupta, İngiliz hükümetinin Gazze’deki kıtlık ve sivillerin yaşadığı acıları önlemedeki başarısızlığına tepki gösterildi.
Mektupta, “18 aydan uzun bir süredir Gazze’de dayanılmaz acılara ve yıkımlara tanıklık ettik. Uluslararası insancıl hukuka aykırı olarak, İsrail’in savunmasız bir sivil nüfusa karşı açlık silahını savaş aracı olarak kullandığı açıkça ortadadır.” denildi.
Mektupta, Başbakan Starmer’a 4 maddelik bir dizi önlem alması çağrısında bulunularak, Gazze’de derhal ateşkesin ilan edilmesi, esirlerin serbest bırakılması, Gazze ablukasının sonlandırılması ve Filistin devletinin resmi olarak tanınması ile İsrail’e yapılan tüm silah satışlarının durdurulması talep edildi.
Mektupta, İngiliz hükümetinin İsrail’den hesap sorulmamasına göz yumarak, kendi uluslararası hukuk ve insan hakları taahhütlerini zayıflatma riski taşıdığına dikkat çekilerek, “Anlamlı bir diplomatik ya da insani müdahale eksikliği ve İsrail’e devam eden maddi destek, İngiltere’nin uluslararası hukuk, adalet ve insan haklarının korunmasına dair açıklanan taahhüdünü zayıflatmaktadır.” ifadesi kullanıldı.
İki devletli çözümün adalet temelinde inşa edilmesi gerektiğinin aktarıldığı mektupta, “Barış süreci, adalet, eşitlik ve uluslararası hukuk temelinde olmalıdır.” denildi. Ayrıca, mektupta, Filistin Devleti’nin resmi olarak tanınması, uluslararası mutabakat ve Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına uygun hareket edilmesi çağrısı yapıldı.
İsrail’in Gazze’deki iki milyon Filistinliye karşı açlığı bir silah olarak kullanmasının ölümcül sonuçları olduğu vurgulanan mektupta, “Binlerce yetersiz beslenmiş çocuk ve bebek, insanlık dışı, acı verici ve önlenebilir ölümlerle karşı karşıya.” denildi.
Uluslararası hukukun evrensel olarak uygulanması gerektiğine, etnik ya da dini temele dayalı çifte standardın tehlikeli örnek oluşturduğuna dikkat çekilen mektupta, “İnsan hakları, ayrımcılığa karşılık ve ırkçılıkla mücadele evrensel olmalı.” ifadesi kullanıldı.
Starmer, “Gazze’de soykırım olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna yanıt vermedi
Yahudileri Filistin’e 1917’de yerleştirmeye başlayan İngiltere, o tarihten bu yana siyonist rejime desteğini sürdürdü.
Geçtiğimiz günlerde (19 Mayıs) Başbakan Starmer, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB Konseyi Başkanı Antonio Costa’nın katıldığı, Londra’da düzenlenen “İngiltere-Avrupa Birliği (AB) Zirvesi”nin ardından ortak basın toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Sky News muhabiri Beth Rigby, Başbakan Starmer’a, Gazze’deki kötüleşen duruma ilişkin şu soruyu sordu:
“Birleşmiş Milletler’in (BM) Yardım Şefi, Gazze Şeridi’nde soykırımı önlemek için BM Güvenlik Konseyi’nin harekete geçmesi gerektiği uyarısında bulundu. Bunun bir soykırım olduğunu düşünüyor musunuz ve vicdanınız rahat bir şekilde bir lider olarak elinizden geleni yaptığınızı söyleyebilir misiniz?”
Başbakan Starmer, soykırım sorusuna doğrudan yanıt vermekten kaçınarak, Gazze’deki durumun kabul edilemez olduğunu söyledi.
Starmer, “Bu gerçekten ciddi, kabul edilemez, tahammül edilemez bir durum ve bu nedenle diğer liderlerle buna nasıl karşılık vereceğimizi koordine etmek için yoğun şekilde çalışıyoruz çünkü bu tahammül edilemez, kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.
İngiltere’nin Gazze’deki barbarlığa katkısı araştırılsın mektubu
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *