Alman iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın yıllardır hazırladığı ve 1000 sayfayı geçen gizli bir raporun 17 sayfalık kısmı, “Devlete Sor” platformu tarafından kamuya açıklandı. Belgede AfD’nin, Başbakan Merz, Norbert Röttgen ve eski bakan Annalena Baerbock’u ‘Amerikan uşakları’ olarak tanımlandığı belirtiliyor.
Sızdırılan belgenin 17 sayfalık bölümünde Alice Weidel, Tino Chrupalla ve Maximilian Krah gibi üst düzey AfD’li siyasetçilerin açıklamaları yer aldı.
Önde gelen parti temsilcilerinin konuşmaları ve röportajları gibi erişilebilir kaynakların analiziyle oluşturulan raporda bu siyasilerin antidemokratik, yabancı düşmanı ve İslam karşıtı (İslamofobik) tutumları tespit edildi.
Raporun yıllar boyunca toplanan bilgiler temel alınarak hazırlandığı, tamamının yayımlanmamasının nedeninin istihbarat yoluyla elde edilen gizli bilgilerin de yer alması olduğu açıklandı.
“AfD Federal Derneği ve AfD Federal Yürütme Kurulunun özellikle ilgili açıklamaları” başlıklı raporda, Anayasayı Koruma Federal Ofisi, AfD’li siyasetçilerin açıklamalarını “Etnik kökene dayalı açıklamalar ve tutumlar”, “Yabancı düşmanlığı”, “İslamofobi” ve “Demokrasi ilkesi” olarak dört bölüme ayırdı.
Raporda, Weidel’in, Eylül 2024’te Brandenburg eyalet seçimleri için yürüttüğü kampanya konuşmasında işlenen suçlardan Müslümanları sorumlu tuttuğu ve “Almanya’daki Müslüman olmayanlara karşı saldırgan cihat yürütmekle” suçlayarak ajitasyonu artırdığı belirtildi.
Sızdırılan belgede ayrıca eş parti lideri Chrupalla’nın, Nisan 2023’te Nürnberg’de düzenlenen gösteride Hristiyan Demokrat Partili (CDU) politikacılar Friedrich Merz ve Norbert Röttgen ile Yeşiller Partili dönemin Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’u “Amerika’nın uşakları” olarak aşağıladığı bildirildi.
Raporda, AfD’nin Federal Meclis üyesi ve o dönemki gençlik örgütü Junge Alternative’nin Başkanı olan Hannes Gnauck’un, Ağustos 2024’te Brandenburg’da düzenlenen seçim kampanyası etkinliğindeki “Ayrıca, kimin bu halka ait olduğuna ve kimin olmadığına yeniden karar vermemize izin verilmeli.” ifadesi de yer aldı.
Gnauck’un, “Her birinizin benimle herhangi bir Suriyeli veya Afgan’dan daha fazla ortak noktası var.” şeklinde ifadeler kullandığı ve “nüfus mübadelesinden” söz ettiği aktarıldı.
Raporda partinin sosyal medya paylaşımları da değerlendirildi. Bu ifadelerin arasında “bıçak göçü”, “yabancı sızma” ve tartışmalı “geri göç” gibi terimlerin kullanıldığı ifade edildi.
“AfD, kesin aşırı sağcı bir oluşum”
Almanya’nın iç istihbarat kurumu Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV), üç yıllık soruşturmanın ardından 2 Mayıs’ta AfD’yi “kesin aşırı sağcı bir oluşum” olarak sınıflandırmıştı.
BfV’den yapılan açıklamada, AfD’nin bütün olarak insan onurunu hiçe sayan aşırılıkçı eğilimleri sebebiyle bu şekilde sınıflandırıldığı ve “partide hakim olan etnik ve soya dayalı halk anlayışının özgür demokratik temel düzenle bağdaşmadığının tespit edildiği” belirtilmişti.
AfD, 23 Şubat’ta yapılan erken genel seçimde yüzde 20,8 oy alarak Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin ardından sandıktan ikinci çıkmıştı.
BfV’den geri adım
Öte yandan, iç istihbarat teşkilatı, AfD’nin davası sürerken, Almanya İçin Alternatif partisini geçici olarak aşırılıkçı örgüt olarak sınıflandırmaktan kaçınacağını bugün Köln kentindeki bir mahkeme açıkladı. Açıklamada, mahkeme AfD’nin geçici ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verene kadar kurumun AfD’den “doğrulanmış sağcı aşırılıkçı hareket” olarak bahsetmeyeceği belirtildi.
Parti liderleri Tino Chrupalla ve Alice Weidel ortak bir açıklamada, “Bu, gerçek aklanmamıza ve dolayısıyla sağcı aşırılıkçılık suçlamalarına karşı koymamıza doğru atılan ilk önemli adımdır” dedi.
Geçtiğimiz hafta açıklanan aşırılıkçı sınıflandırması, Köln merkezli istihbarat teşkilatının AfD’ye yönelik izlemeyi artırmasına, örneğin muhbir toplamasına ve parti iletişimlerini dinlemesine olanak tanıyor.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *