Fransa Cumhurbaşkanının davetiyle acilen Paris’te toplanan Avrupalı liderler, Trump ve Ukrayna meselelerini tartıştı. Avrupalı liderler Ukrayna’ya asker gönderme konusunda anlaşamazken, barışın Avrupa olmadan sağlanamayacağını söylemekle yetindi. Zirve öncesinde Macron ile Trump’ın telefonda ne konuştuğu ise bilinmiyor. İngiltere Başbakanı, Avrupa için varoluşsal bir sorunun söz konusu olduğunu, ABD’nin ise kalıcı barışın temel unsuru olduğunu iddia etti.
Fransa’nın başkenti Paris’te Elysee Sarayında başlayan Ukrayna konulu gayriresmi güvenlik zirvesine Almanya Başbakanı Olaf Scholz, İngiltere Başbakanı Keir Starmer, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Polonya Başbakanı Donald Tusk, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Hollanda Başbakanı Dick Schoof ve Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen katıldı.
Zirvede ayrıca Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Antonio Costa, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte de yer aldı. Zirvenin hemen öncesinde Macron ve Trump’ın telefonda görüştüğü basına yansırken, görüşmeye ilişkin Elysee Sarayından bir açıklama yapılmadı.
Rusya ile ABD arasında Ukrayna’da barışın sağlanmasına ilişkin diplomatik müzakerelerin arttığı bir dönemde Avrupalı devletler, “Ukrayna’da barışın Avrupasız sağlanamayacağını” savunuyor. Paris, bu kapsamda önde gelen Avrupa devletlerinin katıldığı bir güvenlik zirvesine ev sahipliği yaptı.
Amerikalı ve Rus üst düzey yetkililerin ise Rusya-Ukrayna Savaşı’na ilişkin yarın Suudi Arabistan’da bir araya gelecekleri bildirilmişti. Trump ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşmesinin “çok yakında” olabileceğini kaydederek, Rusya-Ukrayna Savaşı’nı durdurmak istediklerini belirtmişti.
Zirveye çağrılmayan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy ise Türkiye’ye gelerek Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüştü. Zelenskiy ile beraberindeki heyeti taşıyan uçak, 21.08’de Ankara Esenboğa Havalimanı’na indi. Burada bazı yetkililer tarafından karşılandı. Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, görüşmede, Ukrayna’daki son gelişmeler ile bölgesel ve küresel meseleler hakkında fikir teatisinde bulunulacağı bildirildi.
Ankara’da Ukrayna’nın yeni büyükelçilik binasının açılışına katılan Zelenskiy, “Ülke olarak barış istiyoruz, savaşın bitmesini istiyoruz. Ama tabii söz konusu savaşın bitmesinin belli bir güvenlik garantilerine dayanmasını istiyoruz. Bu güvenlik garantilerinin ABD, Avrupa Birliği, Türkiye dahil olmak üzere tüm Avrupa tarafından verilmesini istiyoruz.” dedi.
Riyad’daki toplantı saat 13.00 itibariyle devam ederken, Zelenskiy-Erdoğan görüşmesinin saat 14.00’te yapılacağı duyuruldu.
Paris’teki zirve sonrası mesajlar
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ve AB Konseyi Başkanı Antonio Costa, zirvenin ardından sosyal medya hesaplarından aynı mesajı paylaştı. İki lider, zirvede Ukrayna’nın barış masasına güçlü bir pozisyonda oturması gerektiği üzerinde anlaşıldığını, barışın ülkenin bağımsızlığı, egemenliği, toprak bütünlüğü ve güçlü güvenlik garantileriyle birlikte gelmesi gerektiğini vurguladı. Avrupa’nın Ukrayna’ya askeri yardımlarda üstüne düşeni tümüyle yaptığını iddia eden ikili, bunun yanı sıra savunma yatırımları, üretimi ve harcamalarında artış sağlanmasının gerektiğini de belirtti.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, zirvenin ardından sosyal medya hesabından paylaşımda bulundu. Zirveden “hazır ve istekli” olunduğu sonucunu çıkardığını belirten Rutte, “Avrupa, Ukrayna için güvenlik garantileri sağlamada öncülük etmeye hazır ve istekli.” ifadelerini kullandı. Rutte, Avrupa’nın NATO’nun kolektif güvenliğine yatırım yapmak için de hazır ve istekli olduğunu aktararak, ayrıntıların kararlaştırılmasının gerekeceğini ancak taahhüdün net olduğunu kaydetti.
İngiltere: Avrupa için varoluşsal bir sorun söz konusu
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, zirvesinin ardından açıklamalarda bulundu. Ukrayna’nın geleceği değil, bir bütün olarak “Avrupa için varoluşsal bir sorunun” söz konusu olduğu değerlendirmesinde bulunan Starmer, bunun İngiltere’nin ulusal çıkarları için “hayati önem” taşıdığının altını çizdi. İngiltere ve Avrupa’nın savunma harcamaları ve kabiliyetleri konusunda adım atma ihtiyacını kabul ettiğini söyleyen Starmer, Fransa’da yapılan görüşmelerin mevcut zorluğa yanıt vermede önemli olduğunu vurguladı.
Starmer, mevcut durumun Avrupa’nın kolektif güvenliği için nesilde bir kez yaşanacak bir an olduğuna dikkati çekerek, “Rusya’yı Ukrayna’ya yeniden saldırmaktan etkili şekilde caydırmanın tek yolunun ABD’nin güvenlik garantisi olduğunu” bildirdi.
Gelecek hafta Washington’a giderek Trump’la görüşeceğini duyuran İngiltere Başbakanı Starmer, ABD’yi kalıcı barışın temel unsurları olarak gördüklerini öne sürdü. ABD yönetiminden Ukrayna’ya ilişkin yapılan son açıklamaların sürpriz olmaması gerektiğine de değinen Starmer, Trump’ın uzun zamandır Avrupa’nın adım atmasını, kendi güvenlik taleplerini karşılamasını ve Ukrayna’daki savaşı sona erdirecek kalıcı barış anlaşması yapmak istediğini aktardı.
Starmer, Zelenskiy ile de görüşeceğini ifade ederek, ABD’den döndüğünde Avrupalı müttefikleriyle bir görüşme daha yapmayı planladıklarını kaydetti. “İçinde bulunduğumuz yeni dönemin farkına varmalı, geçmişin rahatlıklarına umutsuzca sarılmamalıyız. Güvenliğimiz ve kıtamız için sorumluluk almamızın zamanı geldi.” diyen Starmer, İngiltere’nin bu konuda “öncü sorumluluk” alacağının da altını çizdi.
Starmer, ABD’nin de Ukrayna gibi “kalıcı barış” istediğini iddia ederek, herhangi bir güvenlik garantisini desteklemek için ABD’nin desteğinin gerekli olduğunu yineledi.
İspanya ABD’nin izini takip ediyor
İspanya Başbakanı sosyalist Pedro Sanchez, Paris’te yapılan “acil zirvenin” ardından basına açıklama yaptı.
Paris’teki toplantıya katılan Avrupalı liderler arasında, Avrupa basınına göre “fikir ayrılığına neden olduğu” iddia edilen, AB’nin Ukrayna’ya asker göndermesi olasılığı için Sanchez, “Bunu düşünmek için erken, henüz barışın koşulları oluşmadı. Ukrayna’da halen savaş var. Orada ülkelerinin bağımsızlığını, güvenliğini, Avrupa modelini savunan askerler var.” diye konuştu.
Sanchez, “Ukrayna’nın halen uluslararası toplumun ve özellikle de Avrupa’nın desteğine ihtiyacı var. İşgalci (Rusya) dışında kimsenin istemediği bu savaş devam ettiği sürece İspanya hükümeti olarak Ukrayna’ya destek vermeye devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
“ABD yönetiminin olası barış müzakerelerine başlamak için temelleri attığını ve barış için bir fırsat olduğunu” savunan Sanchez, “Putin Rusya’sının kendisine yabancı toprakları ilhak etmesi ilk kez olmuyor. Bu barış görüşmelerini yeni bir sahte kapanışa dönüştüremeyiz. Kalıcı ve adil bir barış olmalı. Bu da Ukrayna ve AB’nin katılımını gerektiriyor.” açıklamasında bulundu.
Sanchez, “Ukrayna’da bağımsızlıktan ve dolayısıyla barıştan bahsetmek aynı zamanda Avrupa’nın güvenliğinden de bahsetmek demektir. Bunlar aynı madalyonun iki yüzüdür. Bu barış aynı zamanda zorluklar karşısında daha güçlü bir Avrupa’yı da beraberinde getirmelidir. Avrupa Birliğinin oldukça belirleyici bir dönemindeyiz.” diye konuştu.
Sanchez, ayrıca İspanya hükümeti olarak savunma harcamalarını gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 2’sine çıkarma sözünü verdikleri hatırlatarak, “Savunma ve güvenliğe daha fazla harcama yapılabilmesi için mali kuralların değiştirilmesi gerekecek.” dedi.
Almanya: Ukrayna’ya asker tartışması bizi rahatsız ediyor
Almanya Başbakanı Olaf Scholz da zirve sonrasında gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.
Scholz Ukrayna için bir güvenlik garantisi verilmesi durumunda ülkesinin asker göndermeye hazır olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi:
“Şu anda bu tartışmayı yapmak için tamamen erken ve tamamen yanlış bir zaman. Hatta bu tartışmalar beni biraz rahatsız ediyor. İnsanlar, Ukrayna’nın evet demediği ve masaya oturmadığı, gerçekleşmemiş barış görüşmelerinin sonuçları ve olası sonuç varyantları hakkında Ukrayna üzerinden konuşuyorlar. Açıkça ve dürüstçe söylemek gerekirse bu son derece uygunsuz.”
Rusya ile ABD arasında gerçekleştirilecek olan müzakerelere atıfta bulunan Scholz, “Sonucun ne olacağını bile bilmiyoruz. Benim bakış açıma göre, uluslararası barış gücünden başka şeylere kadar pek çok farklı şey tartışılıyor. Dolayısıyla bunun yanlış zamanda ve yanlış konuda yapılan uygunsuz bir tartışma olduğu bana göre oldukça açık. Henüz barışta değiliz ama Rusya tarafından acımasızca yürütülen ve hiç düşünülmeden ilerletilen bir savaşın ortasındayız. Bence can alıcı nokta da bu.” diye konuştu.
Avrupa ile ABD arasında güvenlik ve sorumluluk paylaşımında bölünme olmaması gerektiği konusunda ilgili tüm siyasi liderlerle büyük ölçüde hemfikir olduğuna işaret eden Scholz, “Başka bir deyişle NATO, her zaman birlikte hareket etmemiz ve riski paylaşmamız, dolayısıyla güvenliğimizi sağlamamız üzerine kuruludur. Bunun sorgulanmaması gerekir.” ifadelerini kullandı.
Barışın geliştirilmesine yönelik görüşmeleri memnuniyetle karşıladığını söyleyen Scholz, ancak bunun dikte edilen bir barışın olabileceği ve Ukrayna’nın kendisine sunulanı kabul etmesi gerektiği anlamına gelmediği vurguladı.
Ukrayna’nın AB yolunda ilerlemeye devam edebilmesi gerektiğini kaydeden Scholz, “Ukrayna, demokrasisini ve egemenliğini savunabilmeli ve kendi güçlü ordusunu muhafaza edebilecek bir konumda olmalıdır. Bunun barış zamanında gerçekten başarılı olabilmesi için Amerikalı ve uluslararası dostlarımız ve ortaklarımızla birlikte bize de ihtiyaç duyulacaktır. Bu konular pazarlığa açık değildir.” dedi.
Scholz, Avrupa’nın geleceği konusunda herkesin kendisi için gerekli olanı yapmasına imkan tanımanın önemine dikkati çekti.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *