İtalya başbakanı, Avrupa ile Trump arasında “köprü” mü olacak?

İtalya başbakanı, Avrupa ile Trump arasında “köprü” mü olacak?

Henüz başkanlık görevine başlamadan Trump’ı evinde ziyaret ederek Avrupalı rakiplerine fark atan Meloni, Trump’ın iltifatına mazhar olmuştu! Bugün İtalya yargısı tarafından hakkında soruşturma başlatılan Meloni’nin, Trump’la arasında soğuk rüzgarlar esen Avrupa’nın diğer devletleri ve kurumları arasında nasıl bir rol oynayacağı tartışılıyor.

İlişkilerde ciddi sıkıntıların yaşanmasının beklendiği ABD-AB münasebetlerinde, Meloni’nin Trump’la yakın ilişkilerinin oynayabileceği rol ve burada takınacağı tutum, meseleleri nasıl ele alacağı, İtalya’da ve diğer AB başkentlerinde merakla bekleniyor.

Yemin törenine davet edilmesi, konumunu yükseltti

Trump’ı görevine başlamadan önce Florida’daki malikanesinde 5 Ocak’ta sürpriz bir geziyle ziyaret eden Meloni’nin, 20 Ocak’ta da yemin töreninde hazır bulunmasının yankıları sürüyor. İtalyan liderin, ocak ayında Trump için yaptığı iki ziyaret, kendisini Avrupa’daki mevkidaşları arasında farklı bir konuma getirdi.

Corriere della Sera gazetesi bir haberinde Meloni’nin, bu durumu pekiştirmek üzere Başkan Trump’ı Washington’da ziyaret eden ilk Avrupalı lider olmayı hedeflediğini yazdı.

Meloni’nin iktidar ortağı Forza Italia Partisi lideri ve Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani de dün Brüksel’deki AB Dışişleri Bakanları toplantısı sırasında basına yaptığı açıklamada, İtalya olarak ABD ile Avrupa Birliği (AB) arasında olumlu bir rol oynayabileceklerini ve köprü olabileceklerini söyledi.

AA muhabiri, Meloni’nin Trump ile dostluğunun ABD, İtalya ve AB üçgenindeki ilişkilerde oynayabileceği rolü, İtalya’daki uluslararası ilişkiler uzmanlarına sordu.

“Bu durum, İtalya için de bir fırsat sunmaktadır”

Roma merkezli önde gelen düşünce kuruluşlarından Uluslararası İlişkiler Enstitüsünün (IAI) Küresel Aktörler Programı Sorumlusu Dr. Riccardo Alcaro, Trump’ın yemin törenine Meloni’yi davet etmesine ilişkin, şöyle konuştu:

“Bu İtalya’ya bir işarettir. Trump yönetiminin, Giorgia Meloni’yi bir referans noktası, Avrupa’da ayrıcalıklı bir muhatap olarak gördüğünün ve Meloni’ye bu rolü somut olarak atfetmeye istekli olduğunun bir işaretidir bu davet. Meloni’nin Trump’ın yemin törenine katılan tek devlet ya da hükümet başkanı olması, onu diğer dünya liderleri arasında öne çıkarmaktadır. Bu durum, İtalya için de bir fırsat sunmaktadır. Trump ile ayrıcalıklı bir iletişim kanalı oluşturma fırsatı. Özellikle Meloni ile Elon Musk arasındaki güçlü kişisel bağ, bu kanalı daha da güçlendirmektedir.”

Alcaro, Meloni ve Trump’ın cinsiyet ideolojisi gibi ideolojik gündemlerinin örtüştüğünü, dış politikada da bazı ortak noktalarının olduğunu belirterek “Ancak, savunma ve gümrük tarifeleri meselelerinde İtalya ile Trump yönetimindeki ABD tam anlamıyla uyum içinde değildir. İtalya, ABD ile önemli bir ticaret fazlasına sahiptir ve bu durum Trump’ın hoşuna gitmiyor gibi görünmektedir. Ayrıca İtalya’nın savunma harcamaları, Trump’ın NATO müttefiklerinden beklediği seviyenin oldukça altındadır.” ifadelerini kullandı.

Trump’ın Meloni’yi davet etmesinin arkasında başka bir hedef olabileceğine işaret eden Alcaro, “Bu davetin arkasında örtülü bir beklenti de var. Meloni’nin tam anlamıyla bir sözcü olmasa da bu Amerikan yönetiminin taleplerini, hassasiyetlerini ve çıkarlarını Avrupa müzakerelerinde masaya taşıması.” değerlendirmesinde bulundu.

Meloni’nin, yemin törenine davet sayesinde Trump yönetiminden aldığı bu destekle, halk desteğini ve uluslararası itibarını artırma fırsatına sahip olduğunu aktaran Alcaro, şunları kaydetti:

“Trump yönetiminin şu anki gücü gözönüne alındığında, bu onun için oldukça büyük bir avantajdır. Ancak Meloni’nin bu destek ve itibarı sadece bir sağ partinin lideri olarak değil, bir devlet kadını olarak kullanmak istiyorsa, Trump ve Musk’ın kendisinden açıkça beklediğinin tersini yapabilmesi gerekecek. Yani Trump yönetiminin taleplerini, Avrupa masasına taşımakla kalmamalı aynı zamanda Avrupalıların özellikle İtalyanların çıkarlarını ve taleplerini Washington’a taşıyabilmelidir. İtalyanların çıkarları çoğunlukla Avrupa’daki ortaklarının çıkarlarıyla örtüşmektedir ve Meloni’nin bu dengeyi sağlaması gerekecektir.”

AB ve diğer ülkelerin, Meloni’nin böyle bir köprü rolüne gelmesini nasıl karşılayacağı sorusuna Alcaro, “Bu ülkeden ülkeye, hükümetten hükümete değişir. Elbette bu durum, büyük ölçüde Meloni’nin nasıl bir strateji izleyeceğine bağlıdır. Eğer Meloni, Avrupa’da Trump’ın bir ‘beşinci kolu’ olarak algılanırsa, bu durum birçok kişiyi rahatsız edecektir. Eğer Meloni, Washington ile olan bağını yalnızca iç politikada seçim amaçlı kullanıyor gibi görülürse ve diğer üye devletlerin zararına olacak şekilde ayrıcalıklar koparmaya çalışırsa, örneğin diğer ülkelere uygulanması gereken tarifelerden muafiyet sağlamak gibi, bu durum memnuniyetsizlik yaratır.” değerlendirmesinde bulundu.

“Meloni, ABD ile AB arasında bir köprü olma konusunda önemli bir rol oynayabilir”

Roma’daki Luiss Üniversitesi Uluslararası İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Raffaele Marchetti ise “Bu iktidar döneminde İtalya’nın dış politikası, atlantikçiliği yol gösterici yıldız gibi gördü. Yani Amerikan dış politika gündemiyle tam bir uyum ve ilişki temelinde şekillendi. Başbakan Meloni, Başkan Biden’a oldukça yakındı. Başkan Trump ile bu yakınlık daha da artacaktır.” dedi.

Meloni’nin ABD ve AB arasında bir köprü olup olamayacağı sorusuna Marchetti, “Başbakan Meloni, ABD ile AB arasında bir köprü olma konusunda önemli bir rol oynayabilir. Ancak bu onun, AB adına bir sözcü olma kabiliyetine de bağlıdır. İtalya’nın dış politikası Atlantik çizgisi etrafında şekillendi. Meloni’nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk, AB’nin sesi olarak güvenilir bir lider olmaktır. Bu büyük bir meydan okumadır ve Meloni’nin bu hedefe ulaşıp, ulaşamayacağını zaman gösterecektir.” diye konuştu.

Marchetti, Meloni’nin zorlanacağı noktaya da işaret ederek, “Meloni’nin, ABD ile Avrupa arasında bir köprü olmakta zorlanacağı da açıktır. Çünkü AB’nin ABD ile ticaret tarifeleri gibi çok karmaşık dosyaları olacaktır. Bu bağlamda Meloni’nin bir yandan Trump ile mükemmel ilişkiler kurarken, diğer yandan AB’nin duruşuyla tam uyumlu olması kolay olmayacaktır. Bu Başbakan Meloni’nin karşılaşacağı zorluklardan biri olacak.” ifadelerini kullandı.

Meloni’nin, AB’ye yönelik tarifeleri önleme gücüne sahip olacağını düşünmediğini, belki İtalya için bazı istisnalar elde edebileceğini belirten Marchetti, ticaret konusunun Avrupa çapında bir mesele olmasından ötürü İtalya’nın özel ayrıcalık sağlamasının da zor olduğunu söyledi.

Marchetti, ABD’nin dış politikada ticaret konularına odaklanacağını, bu nedenle ABD ile AB arasında gümrük tarifelerini belirlemek için yoğun müzakere dönemine girileceğini kaydetti.

Trump döneminin, başlangıçta AB için zorlu geçeceğine işaret eden Marchetti, “AB için büyük bir meydan okuma yaratacaktır. Ancak orta ve uzun vadede, bu durum AB’yi daha fazla stratejik özerklik aramaya zorlayabilir ve bu Avrupa Birliği için daha bağımsız bir pozisyon geliştirmek adına bir fırsat olabilir. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana böyle bir şey mümkün olmamıştı. Bu açıdan Trump başkanlığı, Avrupa’nın daha büyük bir stratejik özerklik geliştirmesine katkıda bulunabilir.” değerlendirmesinde bulundu.

“Meloni, ABD ve AB arasında bir köprü olacak”

İtalya’da mukim şekilde ülke gündemini takip eden yabancı gazetecilerin Roma’daki karargahı olan Yabancı Basın Derneğinin Hollandalı başkanı Maarten Van Aalderen, Trump’ın 2. döneminde AB ile ABD arasında kolay geçmeyeceği görüşünde olduğunu söyledi.

Van Aalderen, bir kısmını Türkçe yaptığı değerlendirmesinde, Meloni’nin Trump’ın yemin törenine katılan tek Avrupalı lider olmasına ilişkin, “Bana göre bu, İtalya için bir onur. Sadece o, tek başbakan olarak oraya gitti. Trump, sadece onu davet etti. İtalya için çok büyük bir onur. Meloni’yi iyi tanıyorum. Burası için önemli bir başbakan.” dedi.

Trump’ın 2. döneminin AB ve ABD ilişkileri açısından zor olacağına işaret eden Van Aalderen, “Bana göre Meloni, ABD ve AB arasında bir köprü olacak. Bu çok önemli olacak. Umarım iyi yapacak. Kolay değil. Çünkü ABD ve AB arasında çok farklı düşündükleri bazı noktalar var. Meloni, önemli bir köprü olacak.” diye konuştu.

Van Aalderen, ABD ve AB’nin pek çok şey hakkında farklı düşünceleri olduğunu ve Trump yönetiminin daha agresif başladığını bunun da AB’yi korkuttuğunu vurguladı.

Avrupa ve ABD arasında bir bölünme yaşandığının kesin olduğunu kaydeden Van Aalderen, İtalya’da uzun yıllardır yapılamayan Sicilya Adası’nı anakaraya bağlayacak olan Messina Köprüsüne atıf yaparak, “ABD ile AB arasında oluşabilecek açığı kapatmaya çalışmak gibi zor bir görevle karşı karşıya kalabilir. ABD ile AB arasında köprü kurmanın, Messina Köprüsü’nü inşa etmekten daha zor olduğunu düşünüyorum.” yorumunu yaptı.

Meloni hakkında soruşturma

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, bugün sosyal medya platformlarından yaptığı video paylaşımında, bugün eline geçen cumhuriyet savcısı Francesco Lo Voi imzalı soruşturma bildirimi kağıdını göstererek, Libyalı Najeem Osema Almasri Habish’in geçen hafta serbest bırakılması ve ülkesine gönderilmesiyle ilgili suça yardım ve yataklık ile kamu kaynaklarını kötüye kullandığı iddiasıyla soruşturma bildirimi aldığını açıkladı.

Başbakan Meloni, “Bana şantaj yapılamaz. Beni korkutamazsınız. Özellikle milletin güvenliği söz konusu olduğunda İtalyanları savunma yolunda devam etmek niyetindeyim.” dedi.

Meloni, Adalet Bakanı Carlo Nordio, İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi ve istihbarattan sorumlu Başbakanlık Müsteşarı Alfredo Mantovano’ya da benzer soruşturma bildirimi geldiğini söyledi.

Başbakan Meloni, bu soruşturmanın eski başbakanlardan Romano Prodi’ye çok yakın solcu bir politikacı olarak tanımladığı Ligi Ligotti’nin yaptığı şikayet üzerine başlatıldığını vurguladı.

Meloni’nin paylaşımı, ülkede bir numaralı gündem maddesi oldu.

Başbakan Meloni’ye, iktidar ortaklarından Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı, Forza Italia Partisi lideri Antonio Tajani’den ve Başbakan Yardımcısı ve Ulaştırma-Altyapı Bakanı, Lig Partisi lideri Matteo Salvini’den destek ve dayanışma mesajı geldi.

Bu arada, hakkında soruşturma açılsa da Başbakan Meloni’nin yasalar gereği şu an için istifa etme zorunluluğu bulunmuyor.

“Almasri hadisesi”

Libya’da 2015 yılında Mitiga Cezaevi’nde yaşanan olayların şüphelisi olarak hakkında UCM’nin yakalama emri bulunan Libyalı üst düzey polis memuru Najeem Osema Almasri Habish, 18 Ocak’ta İtalya’nın Torino kentinde gözaltına alınmıştı.

Bu sırada Roma Temyiz Mahkemesi, Habish’in UCM ile İtalya Adalet Bakanlığı arasında gerekli iletişim kurulmadan gözaltına alındığı gerekçesiyle hakkında başka suçlama olmadığı için serbest bırakılmasını istemişti. Habish, 22 Ocak’ta serbest bırakılmış ve ardından İtalyan devletine ait uçakla Libya’nın başkenti Trablus’a gönderilmişti.

UCM, Habish’in serbest bırakılıp ülkesine gönderilmesiyle ilgili kendilerine danışılmadığını belirterek, İtalya’dan açıklama istemişti. İtalya’da sol muhalefet de hükümetin bu kararına tepki göstermişti.

Başbakan Meloni ve İçişleri Bakanı Piantedosi, konuyla alakalı daha önce yaptıkları açıklamalarda, hükümetin, Habish’i tehlikeli bir kişi olması sebebiyle acil güvenlik gerekçesiyle bir an önce ülke dışında çıkarma kararı alıp uyguladığını söylemişti.

Konu, kamuoyunda “Almasri hadisesi” olarak biliniyordu.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *