Avrupa Birliği bütün tepkilere karşın İsrail’e desteği sürdürüyor

Avrupa Birliği bütün tepkilere karşın İsrail’e desteği sürdürüyor

Avrupa Birliği’nin (AB), araştırma ve inovasyon programları kapsamında, milyonlarca avro fon sağlanan kurumlar arasında İsrailli silah üreticilerinin de yer alması dikkat çekiyor.

AB Komisyonunun araştırma ve inovasyon programları Horizon Europe ve Horizon 2020’ye dahil ülkeler arasında işgal rejimi İsrail de yer alıyor. Milyonlarca avro fon verilen siyonist kurumlar arasında ise askeri faaliyetler yürüten İsrail Havacılık ve Uzay Sanayii (IAI) ve Elbit Systems şirketleri olduğu biliniyor.

Uluslararası basında çıkan haberlere göre, işgalci İsrail’in saldırılarını başlattığı 7 Ekim 2023’ten bu yana ülkenin önde gelen silah üreticilerinden IAI’ye 640 bin avro olmak üzere İsrail kurumlarına toplam 238 milyon avrodan fazla fon sağlandı.

İsrail’in bir diğer silah üreticisi Elbit Systems şirketi ise Horizon 2020 kapsamında başvurduğu projeler için toplam 2,2 milyon avro hibe almaya hak kazandı.

Her ne kadar bu programlar kapsamında fon verilen kurumların “askeri amaçlı araştırmalar ve çalışmalar yapması” yasak olsa da, belirtilen hedefin “sivil olması” koşuluyla sivil ve askeri kullanımları olan teknolojiler de finansman için uygun sayılıyor.

AB tarafından finanse edilen teknolojinin askeri uygulamalar için kullanılmasını engelleyen mekanizmaların işleyişindeki eksiklikler de soru işaretlerine neden oluyor.

AB Komisyonunun “Teknoloji Egemenliği, Savunma, Uzay ve Araştırma” başlıklarından sorumlu sözcüsü Thomas Regnier, AA muhabirine yaptığı yazılı açıklamada iddialara yanıt verdi.

AB Komisyonu, askeri amaçlı projelerin desteklenmediğini savundu

İsrail’in Horizon Europe projelerine katılımının uygun olduğunu ifade eden Regnier, ancak kurallara göre proje kapsamında yürütülen araştırma ve inovasyon faaliyetinin yalnızca sivil uygulamaya yönelik olduğunu savundu.

Regnier, “Horizon Europe kapsamında yürütülen her türlü araştırma ve yenilik faaliyetinin temelinde yatan ilkelerden biri, finanse edilen faaliyetlerin özellikle sivil uygulamalara odaklanmasıdır. Horizon Europe askeri amaçlı projeleri finanse etmez.” ifadelerini kullandı.

AB fonlarının uluslararası hukuku ve yürürlükteki AB yasal çerçevesini ihlal eden faaliyetler için kötüye kullanılmasını önlemek üzere çeşitli mekanizmaların mevcut olduğunu belirten Regnier, program kapsamında yürütülen her türlü faaliyetin etik ilkelere ve ilgili ulusal, AB ve uluslararası mevzuata uygun olması gerektiğini aktardı.

Başvuru sahiplerinin etik öz değerlendirme, iki aşamalı etik inceleme ve etik tarama dahil değerlendirmelere tabi olduğunu kaydeden Regnier, “Uyumsuzluk sözleşme cezalarına yol açabilir.” uyarısında bulundu.

Regnier, “AB Komisyonu kurumları, yasal çerçeveye ve geçerli kurallara tüm katılımcılar tarafından riayet edilmesini sağlamak için tetikte olmaya devam etmektedir.” dedi.

2 bini aşkın akademisyen, İsrail’e verilen fonların askıya alınmasını talep etti

Programın fonlarından yararlanan İsrailli kurumların askeri amaçlı faaliyetlerinin Gazze’de süren saldırılara fayda sağladığına ilişkin endişelerini paylaşan 2 bini aşkın Avrupalı akademisyen ve 45 kuruluş, temmuz ayında AB’den İsrailli kurumlara sağlanan fonların askıya alınmasını istemişti.

AB’ye hitaben yazılan mektupta, Horizon Europe fonlarının İsrail’in askeri teknolojisinin geliştirilmesinde “kritik bir rol” oynadığı ve savunma sanayisini dolaylı olarak desteklediği belirtilmişti.

“Bu finansmanlar doğrudan İsrail’in askeri yeteneklerinin geliştirilmesine olanak sağlamaktadır.” denilen mektupta, İsrail’in süregelen insan hakları ihlalleri nedeniyle bu ülke menşeli kurumların AB araştırma programlarından diskalifiye edilmesi gerektiği vurgulanmıştı.

Filistin Komiteleri ve Dernekleri Avrupa Koordinasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Nozomi Takahashi, AA muhabirine imza kampanyasıyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, AB’nin İsrail’in savaş ekonomisini 7 Ekim 2023’ten önce de desteklediğine işaret ederek, “İsrail, 1948’den beri Filistin’de etnik temizlik yapıyor, 1967’den beri Filistin’i işgal ediyor ve 2007’den beri uluslararası hukuku hiçe sayarak Gazze’ye abluka uyguluyor.” ifadesini kullandı.

Takahashi, AB fonlarından yararlanan AIA ve Elbit Systems’in “Gazze’deki sivilleri kontrol etmek ve öldürmek için kullanılan gözetleme ve savaş dronlarının başlıca üreticileri” olduğunu dile getirerek, “AB, bu şirketlerin yürüttüğü çalışmaların çıktılarının Gazze’deki sivilleri öldürmek için kullanılma riskinin çok yüksek olmasına rağmen, İsrail askeri sanayi kompleksinin merkezinde yer alan bu şirketlere on yıllar boyunca fon sağlamaya devam etmiştir.” eleştirisini yöneltti.

“İnsan hakları ihlalleri konusunda sicili kabarık bir ülkeye askeri/güvenlik konularıyla ilgili bir proje kapsamında fon sağlanması anlaşılır gibi değildir.” diyen Takahashi, AB’nin etik değerlendirme sisteminin “işlevsiz olduğu” yorumunu yaptı.

Takahashi, “AB’nin ahlaki ve hukuki yükümlülüklerini görmezden gelmesinin bedelini ağır bir şekilde ödemesinin zamanı gelecektir.” dedi.

Sevilla Üniversitesinden Prof. Dr. Maria-Jose Lera ise “AB’nin yapması gereken İsrail’le olan anlaşmaları askıya almak ve İsrail’in Uluslararası Adalet Divanı tarafından yargılanması sona erene kadar her türlü işbirliğini durdurmaktır.” görüşünü paylaştı.

Fonlardan yararlanan üniversitelerin de askeri endüstriyle ilişkisi eleştiriliyor

1996’dan beri AB’nin araştırma programlarında “ortak ülke” olarak yer alan İsrail’e, Horizon programının 2014-2020 döneminde 1,28 milyar avro, 2021’de başlatılan Horizon Europe programı kapsamında da şimdiye kadar 747 milyon avronun üzerinde hibe verildiği tahmin ediliyor.

AB’nin araştırma fonlarından yararlanan İsrail üniversitelerinin de ülkenin askeri endüstrisiyle olan bağlantıları eleştirilere neden oldu. İsrailli akademisyen Maya Wind, kaleme aldığı “Towers of Ivory and Steel” adlı kitabında akademiyi “İsrail’in Filistinlilere karşı uyguladığı baskı sisteminin bel kemiği” olarak tanımladı.

Wind, kitabında üniversitelerin ve araştırma laboratuvarlarının “İsrail işgaline ve apartheid’ına” hizmet ettiğini vurgularken, ayrıca buralarda Filistinlilerin eğitim haklarının ihlal edildiğini, eleştirel akademik çalışmaların engellendiğini ve öğrenci muhalefetinin şiddetle bastırıldığını yazdı.

Paris-Dauphine Üniversitesi Profesör Ivar Ekeland ise AA’ya yaptığı değerlendirmede, İsrail üniversiteleri ve ordu arasında yakın bağlantı olduğuna dikkati çekerek, “AB, İsrail hükümetinden sonra İsrail üniversitelerine en çok fon sağlayan ikinci kurumdur. Böylesine büyük bir desteğin bölgede ve hatta dünyada benzeri yoktur.” ifadelerini kullandı.

İsrail’in askeri sanayisinin üniversitelerin araştırma birimleri çatısı altında kurulduğunu aktaran Ekeland, buralarda insansız hava araçları ve füzeler gibi ileri teknolojiler geliştirildiğini ve uzun menzilli Ar-Ge programları yürütüldüğünü kaydetti.

Ekeland, “İsrail’deki 7 büyük devlet üniversitesinin tamamı, İsrailli ve yabancı askeri ve güvenlik endüstrileriyle uzun vadeli ortaklıklar oluşturan ticari şirketler kurmuştur. Bu bağlamda, AB araştırma fonlarının nihayetinde İsrail askeri endüstrisini desteklediği çok açıktır.” dedi.

“AB, İsrail’in savaş endüstrisine destek sağlıyor”

Avrupa Parlamentosu (AP) eski milletvekili Idoia Villanueva Ruiz, 26 Ekim 2023’te AB Komisyonuna ilettiği yazılı soruda, Horizon 2020 isimli proje kapsamında İsrailli şirketler ve üniversitelere 1,28 milyar avro sağlandığına işaret etti.

Villanueva Ruiz, bu fonların yararlanıcıları arasında bulunan Tel Aviv Üniversitesi, Kudüs İbrani Üniversitesi ve İsrail Teknoloji Enstitüsü’nün yürüttüğü faaliyetlerin “İsrail’in savaş stratejisine katkıda bulunan kurumları finanse ettiğini” ifade ederek, İsrail’in önde gelen silah şirketlerinin de AB’den fon aldığını kaydetti.

Bu şirketlerden Elbit Systems’in insansız hava araçları, beyaz fosfor ve misket bombaları ürettiğini belirten Villanueva Ruiz, IAI’nın ise insansız hava araçları ürettiğine dikkat çekti.

Villanueva Ruiz, “AB, İsrail’in savaş endüstrisine iki yönlü destek sağlamaktadır: Ar-Ge’sini finanse etmekte ve geliştirdiği silahları Filistin’de test ettikten sonra satın almaktadır.” ifadesini kullandı.

AB Komisyonu ise “yürürlükteki uluslararası hukuk tarafından yasaklanan ürün ve teknolojilerin geliştirilmesine yönelik faaliyetlere fon sağlamadığını” savundu.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *