CHP’nin ABD Temsilcisi Özcan, CHP yönetiminin kapatma kararını “normalleşmenin” bir parçası olarak görürken parti yetkilileri ise yüksek maliyetleri gerekçe gösteriyor. Ancak ABD’yi ziyaretinde Özgür Özel tüm görüşmelerinde New York’taki Türkevi’nde gerçekleştirmişti.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Sosyalist Enternasyonal Başkanlar Kurulu Toplantısı’na katılmak için bulunduğu New York’tan ayrılmadan önce havalimanında yaptığı açıklamada, “Washington’daki resmi ve profesyonel temsilcimizle bir bağımız kalmadı. Bundan sonra Amerika’daki örgütlenme yapımızı değiştiriyoruz” dedi.
CHP, bu açıklamanın dışında henüz ABD temsilciliğini kapatmak için resmi bir girişimde bulunmadı.
CHP’nin ABD Temsilcisi Yurter Özcan da DW Türkçe’ye kendisine bu konuda resmi bir bildirim yapılmadığını belirterek kararı sosyal medya üzerinden öğrendiğini söyledi.
Temsilcilik tüzel kişilik statüsünde
CHP’nin ABD temsilciliği LLC yani tüzel kişilik statüsünde bir şirket. FARA (Yabancı Temsilcilerin Tescil Yasası-Foreign Agents Registration Act) kapsamında ABD Adalet Bakanlığına kayıtlı ve ABD Hazinesi ve Vergi Dairesinin (IRS) denetimine tabi.
DW Türkçe’ye konuşan CHP’li kaynaklar, şirketin son bir yıldır mali sıkıntıda olduğunu ve vergi borçlarının bulunduğunu iddia ederek temsilciliğin kapatılması için borcunu ödeyip ilgili prosedürleri uygulaması gerektiğini söylüyor.
Özgür Özel’in, Türkevi önünde yaptığı açıklamada, New York Belediye Başkanı Adams ile ilgili rüşvet suçlamalarını ABD’nin Ankara’daki Büyükelçiliği ile ilişkilendirmesi kamuoyunun tepkisi çekmişti. Özel, “Burada böyle bir bina yapılırken Türkiye, ABD’de rüşvet vermeye ihtiyaç duyacak bir ülke değil. Ama hepimizin gurur duyduğu bu binanın kazandırılması sürecinde bir jest gördüysek, fazlasını ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne tahsis edilen o muhteşem alan için yapmışızdır” ifadelerini kullanmıştı.
Aynı açıklamada, partinin ABD’deki temsiliyeti ile ilgili değişikliğin sinyalini de veren Özel, “Bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi, New York’ta sadece konaklama rezervasyonları yaptıracak. Otellerde, otel odalarında, otel lobilerinde, otel toplantı salonlarında değil tüm resmi temaslarımızı Türkevi’nde, Türkevi’nin şartları uygun olduğu şekilde sürdürecek” diye eklemişti.
Normalleşme stratejisiyle ilişkisi var mı?
DW Türkçe’ye konuşan Yurter Özcan, Özel’in açıklamasından sonra Genel Merkez ile görüşmediğini, son irtibatının Özgür Özel’in New York ziyareti öncesinde olduğunu anlatıyor:
“Bana en son söylenilen New York’ta herhangi bir program, toplantı, Amerikan-Türk seçmeniyle bir buluşma ya da havalimanında bir karşılama istemedikleri oldu.”
CHP’nin ABD temsilcisi Yurter Özcan, ABD’de görülen Halkbank davası, Sezgin Baran Korkmaz davası ve TÜRGEV ile Ensar Vakfı’ndan ABD merkezli Turken Vakfı’na transfer edilen bağışlara ilişkin kamuoyuyla paylaştığı bilgi ve belgelerle tanınıyor.
Bugüne dek ABD’de “AKP’yi zora sokan” pek çok dosyayı takip ettiğini dile getiren Özcan, kapatılma kararının “Özel’in siyasette normalleşme stratejisinin bir parçası” olduğunu iddia ediyor.
TBMM’nin 28’inci dönem 3’üncü yasama yılı açılış töreninde CHP grubunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ayağa kalkarak karşılaması da eleştirilere neden olmuş, Özgür Özel, bu eleştirilere, “Daha önce yapılanları aynen sürdürmek üzere genel başkanlık yapacak olsam, bu akışı değiştiremem. Yeni bir siyaset izliyoruz ve sonuç aldığımızı görüyoruz. Grubumdaki milletvekillerine kızan seçmen varsa kızmasın, tüm siyasi sorumluluk bana aittir” yanıtını vermişti.
“Kılıçdaroğlu’na yüzde 85 oy çıkarmıştık”
Yurter Özcan, temsilciliğin kapatılma kararına CHP içerisinde de eleştiriler olduğunu, özellikle ABD grubunda ciddi bir tepkiyle karşılandığını savunuyor:
“İyi bir niyet görmüyorum açıkçası. Amerika’da son seçimlerde Kemal Bey’e yüzde 85 oy çıkarmıştık. Bugüne kadar on binlerce insanı kendi imkanlarımızla sandıklara taşıdık. Avrupa’dan bile daha yüksek katılım oldu, sadece yedi yerde oy kullanmamıza rağmen. Politik olarak çok aktif, çok bilinçli, büyük çoğunluğu Atatürkçü, sosyal demokrat bir diaspora var Amerika’da. Bu aynı zamanda onlara da atılmış bir tokat oldu.”
“CHP ABD’de dava ile karşılaşabilir”
CHP’nin ABD Temsilciği o dönemdeki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun isteği üzerine Temmuz 2013’te açılmıştı. Temsilciliği resmi olarak açmak için aylar süren prosedürleri tamamladıklarını belirten Özcan, bu nedenle bir demeçle “kapatıyoruz” demenin resmi bir anlam taşımadığı görüşünde. Öte yandan Özcan, AKP’nin Washington’da geçen sene bir temsilcilik açtığını hatırlatarak kararın bu yönden de “absürt” olduğunu savunuyor.
DW Türkçe’ye konuşan bir CHP’li kaynak ise ABD Temsilciliğinin vergi borçlarının, CHP için itibar kaybının yanı sıra cezai durumlara da yol açabileceğini öne sürdü. Buna göre CHP, mevcut temsilciliğiyle ilgili ABD’de bir davayla karşı karşıya kalabilir.
Bir başka CHP’li yetkili de DW Türkçe’ye temsilciliğin vergi borcunun olabileceğini söyledi. Peki CHP bu süreci nasıl yönetecek?
AB Temsilciliği de kapatıldı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tahsin Tarhan geçen yıl Haziran ayında düzenlediği bir basın toplantısında, Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimlerde AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerisinde kaldığını ve bunu bir başarısızlık olarak kabul ettiklerini belirterek, yurt dışı örgütlenme için farklı bir sistem kurmayı amaçladıklarını açıklamıştı.
CHP, Mart ayında da Brüksel’de bulunan Avrupa Birliği Temsilciliğini kapatmıştı. Partinin AB Temsilcisi Kader Sevinç, kararı sosyal medya hesabı X’ten “Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nda görev yaparken, aldığım teklifle temsilciliği kurarak başlayan, büyük idealler ve Atatürk’ün hedefleri doğrultusunda çalışma azmiyle, CHP’de yaklaşık 15 yıl yürüttüğüm CHP AB temsilciliği yöneticisi görevimden 19 Mart itibariyle ayrıldım” sözleriyle duyurmuştu.
DW Türkçe’ye konuşan CHP’li yetkililer başta ABD ve Brüksel olmak üzere yurt dışı temsilciliklerde daha farklı bir modele geçeceklerini ve bunun hazırlıklarının sürdüğünü belirterek, yeni modelin tam olarak ne olacağı ile ilgili henüz nihai karar alınmadığını belirtiyor.
“Maliyeti çok yüksek”
DW Türkçe’ye konuşan CHP’li bir yetkili, Brüksel ve ABD temsilciliklerinin çok maliyetli olduğunu ifade ederek, “O nedenle bu sistemin yerine daha az maliyetli, daha sık ziyaretlerle, daha gönüllülük esasına göre kurulacak bir modele geçilmesi gündemde. Ancak henüz tam bir karara varılmadı. Daha düşük maliyetli ve aynı zamanda verimli çalışacak bir model olmasını tercih ediyoruz” diyor.
Aynı yetkili, sigorta ve diğer sosyal güvenlik ödemeleri, kira gibi harcamaların ülkelerden kaynaklı olarak çok yüksek tuttuğunu belirterek, buna karşılık istenilen verimin eski dönemlerde alınamadığını öne sürüyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yurt dışındaki yaklaşık 3 milyon 400 bin seçmenden 1 milyon 690 bini oy kullanırken Cumhur İttifakı adayı Erdoğan yüzde 58’e, Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu ise yüzde 40’a yakın oy almıştı. Parti dağılımı olarak ise AKP’nin yüzde 44, CHP’nin yüzde 23 civarında oyu bulunuyordu.
(DW Türkçe)
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *