Çin, bu hafta 44 yıl aradan sonra kıtalar arası balistik füze (ICBM) test ederek ABD ile küresel rekabetin yoğunlaştığı ve bölgesinde Japonya ve Filipinler gibi ülkelerle egemenlik sorunlarından kaynaklanan gerilimlerin arttığı dönemde güç denklemindeki etkisini hatırlatan bir hamle yaptı.
Çin Savunma Bakanlığı, 25 Eylül’de yaptığı açıklamada, bir kıtalar arası balistik füzeyi (ICBM) test amaçlı Pasifik Okyanusu’na fırlattığını duyurdu. Çin ordusunun yıllık eğitim planındaki rutin faaliyetlerden olduğu belirtilen testin, uluslararası hukuka ve pratiklere uygun icra edildiği ve herhangi bir ülkeyi hedef almadığı kaydedildi.
Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulunun New York’ta toplandığı günlere denk gelen testle Çin, dünyaya ABD ile küresel rekabette ve bölgesindeki güç mücadelesinde caydırıcı kapasitesini kullanmaktan çekinmeyeceği mesajını verdi.
Çin, füzenin nereden fırlatıldığı ve Pasifik’te tam olarak nereye düştüğüne dair bilgi vermezken test öncesi yapılan seyrüsefer ve havacılık uyarıları, Çin’in güneyindeki Haynan Adası’ndan Güney Pasifik’e fırlatıldığına işaret ediyor.
Öte yandan Fransız yetkililer, füzenin Güney Pasifik’teki Fransız Polinezyası’nın münhasır ekonomik bölgesi olan sulara düştüğünü açıkladı. Fransız Polinezyası Başkanı Moetai Brotherson, AFP haber ajansına yaptığı açıklamada, füzenin Marquesas Adaları yakınına düştüğünü tespit ettiklerini bildirdi.
Kıtalar arası balistik füze test fırlatışında yaklaşık 12 bin kilometre mesafe kateden Çin, ABD topraklarını vurabilecek bir kabiliyet sergiledi.
En son 1980’de test etmişti
Çin, ilk kez 1980 yılında bir kıtalar arası balistik füzeyi Güney Pasifik’e test amaçlı fırlattığını duyurmuştu. Bu, Çin’in bilinen ilk testi olmuştu.
Menzili 5 bin 500 kilometreyi aşan balistik füzeler, “kıtalar arası” olarak tanımlanıyor. Çin, bu tip füzeleri “Dongfıng” (Doğu Rüzgarı) adı verilen balistik füze programının parçası olarak 1960’lardan beri geliştiriyor.
Çin, bir kıtalar arası füze geliştirme kararını ilk kez ABD’nin Pasifik’teki Guam Adası çevresinde güdümlü füze taşıyan denizaltılarla devriyelere başlamasının ardından 1965’te aldı. 7 bin kilometre menzile ulaşabilen “Dongfıng-4” (DF-4) füzesi, Çin’in ürettiği ilk kıtalar arası balistik füze oldu.
“DF-4″ü, 9 bin kilometre menzile ulaşabilen ikinci nesil kıtalar arası füze “DF-5” izledi. 1980 yılında yapılan testte fırlatılan “DF-5” tipi bir füzeydi. Çin ana karasında bilinmeyen bir noktadan ateşlenen füze, Güney Pasifik’teki Solomon Adaları ile Nauru arasındaki bölgeye düşürülmüştü.
İlk iki nesil füze, sıvı yakıtla çalışan motorlarla ateşleniyor, yakıt dolumunun uzun sürmesi nedeniyle ateşleme hızı yavaşlıyordu, bu yüzden Çinli askeri mühendisler sonraki yıllarda katı yakıtlı roketlerle ateşlenen “DF-31” ve “DF-41” modellerini geliştirdi.
“DF-31”, 7 bin 200 ila 13 bin 200 kilometre, Çin’in bugüne dek ürettiği en gelişmiş kıtalar arası balistik füze olan “DF-41” ise 12 bin ila 15 bin kilometre menzile sahip bulunuyor. Çin medyasında yer alan fotoğraflardan hareketle 25 Eylül’de fırlatılan füzenin “DF-31’in” bir versiyonu olduğu tahmin ediliyor.
Bölge ülkelerine haber verilmedi
Çin, test fırlatışı öncesinde füzenin yörüngesi içinde denizaşırı toprakları bulunan ABD ve Fransa gibi ülkeleri bilgilendirirken bölge ülkelerine haber vermedi.
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcü Yardımcısı Sabrina Singh, yaptığı açıklamada test öncesinde Çin’den uyarı aldıklarını, bunun “hesap hatalarını önlemeye yardımcı olacak doğru yönde atılmış bir adım olduğunu” belirtti. Fransa da füzenin Fransız Polinezyası yakınına düşeceğinden önceden haberdar edildiklerini açıkladı.
Bölge ülkeleri Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda, test öncesi haber verilmediğini ve Çin’in davranışından “endişe duyduklarını” dile getirdi.
Japonya Kabine Başsekreteri Hayaşi Yoşimasa, yaptığı açıklamada, Çin hükümetinin fırlatış öncesinde kendilerini bilgilendirmediğini belirterek, füzenin Japonya’nın üzerinden geçmediği ve herhangi bir zarara yol açmadığını bildirdi. Hayaşi, Pekin’in bölgede artan askeri faaliyetlerine dair “ciddi endişelerinin olduğunu” vurguladı.
Avustralya, yaptığı açıklamada, “bölgede istikrarsızlığa ve hesap hatalarına yol açacak her türlü eylemden endişe duyduklarını” ve “bölge ülkeleri ile durumu istişare edeceklerini” bildirdi. Yeni Zelanda da fırlatışı “hoş karşılanmayacak ve kaygı verici gelişme” olarak nitelerken bölgesel barış ve istikrar konusunda endişe duyduklarına işaret etti.
BM Genel Kurulunun 79. Oturumuna denk geldi!
Siyasi gözlemciler, füze testinin ABD’nin New York şehrindeki BM Genel Kurulu 79. Oturumunun yapıldığı haftaya denk getirilmesinin bir anlamının olduğu yorumunda bulundu.
Çin’in fırlatışla küresel jeopolitik rekabetin arttığı dönemde ABD’ye caydırıcılık kabiliyetine başvurmaktan kaçınmayacağı mesajını verdiği belirtiliyor.
Kıtalar arası balistik füzeler, nükleer savaş başlıklarının uzak mesafelerden hedefe yönlendirilmesinde kullanılıyor. Dünyada yalnızca ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere, Hindistan, İsrail ve 2017’den beri aynı teknolojiyi test eden Kuzey Kore bu tip füzelere sahip.
Çin’in elinde halen yaklaşık 500 nükleer savaş başlığı ve 350 kıtalar arası balistik füzenin olduğu tahmin ediliyor. ABD Savunma Bakanlığının geçen yıl yayımladığı rapora göre ülke, 2030’a dek savaş başlığı sayısını 1000’e çıkarmayı hedefliyor.
Nükleer silah envanteri 5 binden fazla savaş başlığına sahip Rusya ve ABD ile kıyaslandığında düşük görünse de Çin’in askeri modernleşme yönünde attığı diğer adımlarla düşünüldüğünde küresel askeri güç dengesindeki artan ağırlığını gösteriyor.
Nükleer silah sahibi ülkelerin içinde “ilk kullanan olmama” taahhüdünde bulunan tek ülke olan Çin’in, bölgesindeki askeri güç iddiasını giderek daha fazla öne çıkardığı gözleniyor.
Yükselen askeri güç ve bölgesel gerilimler
Halihazırda dünyanın en büyük kara ordusuna ve gemi adedi bakımından en büyük donanmasına sahip olan Çin, Asya-Pasifik bölgesindeki en geniş ve yetkin hava kuvvetini elinde bulunduruyor.
Devlet Başkanı Şi Cinping’in yönlendirdiği askeri modernleşme hamlesiyle Çin’in savunma bütçesi, 2015’ten bu yana iki katına çıktı. Bugün Çin’in savaş uçaklarının yarısını 4. ve 5. nesil gelişmiş jetler oluşturuyor. Uçak gemilerinden nükleer silahlara dek askeri alanda ileri teknoloji donanımlar yaygın kullanılıyor.
Çin ile Japonya ve Filipinler gibi bölge ülkeleriyle son dönemde egemenlik ihtilaflarından kaynaklanan gerilim ve sürtüşmelerin çoğalması, Pekin’in artan askeri gücünü göstermeye yönelik tutumuyla yakından ilgili görünüyor.
Güney Çin Denizi’nin egemenlik ihtilafı olan bölgelerinde son aylarda Çin ile Filipinler’e ait gemiler arasında tehlikeli yakınlaşmalar ve çarpışmalara varan gerilimler yaşanıyor. Çin, ABD’nin nisanda Filipinler ile ortak askeri tatbikat sırasında orta mesafe güdümlü füzeleri kontrol eden Typhon Füze Sistemi’ni bu ülkeye yerleştirmesine tepki gösteriyor. Tomahawk seyir füzeleri ile SM-6 uçaksavar füzelerini fırlatabilen silah istasyonu oluşturan sistem, Çin ana karasını vurabilme kapasitesine sahip.
Çin ile Japonya arasında da son zamanlarda askeri gerilimlerin arttığı gözleniyor. Çin askeri araçları, son zamanlarda Japon hava sahası, kara suları ve bitiş bölgesine yönelik ilk ihlalleri yaparken 26 Eylül’de bir Japon savaş gemisi, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk kez Tayvan Boğazı’ndan geçti.
Çin’in test fırlatışıyla, Pasifik’teki en büyük askeri güç olduğunu hatırlatarak bilhassa ABD’nin müttefiki bölge ülkelerine mesaj vermeyi amaçladığı öne sürülüyor.
Yolsuzluk soruşturmasıyla sarsılan Roket Kuvvetlerine güven aşılamayı amaçladığı yorumları yapıldı
Test fırlatışının, Çin Halk Kurtuluş Ordusunun stratejik caydırıcılık bakımından kritik nükleer silah ve uzun menzilli füzelerinden sorumlu Roket Kuvvetlerini hedef alan yolsuzluk soruşturması nedeniyle oluşan güven kaybını gidermeye ve birliklere moral vermeye yönelik bir hamle olduğu yorumları da yapıldı.
Çin ordusunda çok sayıda üst düzey askeri yetkiliyi hedef alan yolsuzluk soruşturmaları, yakın zamanda Roket Kuvvetlerine de uzanmış, Merkez Askeri Komisyon bünyesindeki Disiplin Teftiş Komisyonu, Temmuz 2023’te Roket Kuvvetlerinin komutanı Li Yüçao ile yardımcısı Liu Guangbin’in yanı sıra eski yardımcısı Cang Cıncong’u soruşturma nedeniyle görevden almıştı.
Soruşturma, Roket Kuvvetlerinin kuruluşundaki ilk komutanı eski Savunma Bakanı Vey Fınghı’ya kadar uzanmış, onun ve diğerlerinin partiden ve ordudan ihracına yol açmıştı.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *