Dahlan ismi yeniden piyasaya sürüldü

Dahlan ismi yeniden piyasaya sürüldü

Amerikan The Wall Street Journal’da (WSJ) perşembe günü yayınlanan makaleye göre, bazı Amerikalı, İsrailli ve Arap yetkililer, işbirlikçi Dahlan’ı bölgedeki istikrarın sağlanması açısından öncü olarak görüyor. 1993’teki Oslo görüşmelerinde yer alan, ayrıca Hamas’a komplo kurmakla suçlanan ve Türkiye’nin kırmızı listesinde bulunan Dahlan sosyal medyadan bir açıklama yayınladı.

Filistinli olan ve El Fetih hareketi mensubiyeti nedeniyle genç yaşlarda İsrail’de cezaevinde kalan, Türkiye’nin de “en çok arananlar” listesinde olan Muhammed Dahlan’ın İsrail – Hamas çatışmalarının ardından bölgede kurulacağı tahmin edilen “geçici otoritenin” liderliğini üstleneceği iddia edildi.

The Wall Street Journal’da (WSJ) Perşembe günü yayınlanan makaleye göre, bazı Amerikalı, İsrailli ve Arap yetkililer Filistinli Dahlan’ı bölgedeki istikrarın sağlanması açısından öncü olarak görüyor.

Hamas ve İsrail arasında ateşkes müzakereleri bir hızlanıp bir yavaşlarken, İsrail güçlerinin Gazze ve çevresine saldırıları devam ediyor.

İsrailli siyaset analistleri, Dahlan’ın hem Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) terörist gruplar listesinde yer alan Hamas’tan hem de Batı Şeria’nın bir bölümünü yöneten Filistin Yönetimi’nden bağımsız olan nadir bir Filistinli lider olarak görüldüğünü belirtti.

Analistler, bu nedenle Dahlan’ın İsrail hükümetinin potansiyel olarak birlikte çalışabileceği biri olduğu yorumunda bulunuyor.

Eski ABD Başkanı George W. Bush’un, başkanlığı döneminde onu geleceğin Filistin Devlet Başkanı olarak gördüğü söyleniyordu.

Bush’un da 1990’ların başlarında ABD’nin dış istihbarat servisi Merkezi Haberalma Teşkilatı (Central Intelligence Agency – CIA) ile yakın ilişkiler kuran Dahlan için “O bizim adamımız” dediği biliniyor.

Merhum Filistinli lider Yaser Arafat’ın eski danışmanı olan Dahlan, daha sonrasında 2004 yılında hayatını kaybeden Arafat’ı zehirleyerek öldürme iddiasıyla suçlanmıştı. Bu olayın ardından Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yerleşen Dahlan burada Veliaht Prens Muhammed bin Zayed Al Nahyan’ın danışmanlığı görevine getirilmişti.

Dahlan İsrail ile görüştü iddiası

ABD’deki Washington Yakın Doğu Politikası Enstitüsü’nden WSJ’ye konuşan İsrailli analist Ehud Yaari, Dahlan’ın İsrail güvenlik yetkilileriyle Gazze’de olası bir rol hakkında ön görüşmeler yaptığını ancak İsrail tarafının kendisine garanti vermediğini öne sürdü.

Dahlan’ın bölgede söz sahibi olabileceğini belirten Yaari, “Dahlan rol oynayabilir ama çözüm olamaz, yine de yükü paylaşabilir,” dedi.

WSJ’nin haberine göre ayrıca, Arap yetkililer ve Hamas’ın üst düzey figürleri, Hamas ve El Fetih ile yapılan son görüşmelerde Dahlan’ın kendisini Gazze’deki yeni Filistin yönetiminde “yardım dağıtımında” sorumlu olacak biri olarak sunduğunu söyledi.

ABD’nin Ortadoğu’daki barış müzakerecisi Aaron David Miller, Dahlan’ın başarılı olmak için gereken karizmaya, sokak itibarına ve geniş bir siyasi yelpazede bağlantılara sahip olduğunu ifade etti.

İsrail hükümeti ve ABD’nin Dahlan’ı desteklemesi durumuna dair WSJ’ye konuşan Miller, “İnanılmaz derecede etkili ve uygun koşullar altında yardım dağıtımını organize edebilecek biri,” dedi.

İsrail başbakanlık ofisi, WSJ’nin Dahlan hakkındaki sorularını yanıtsız bıraktı.

Oslo görüşmelerinde Filistin heyetindeydi

Dahlan, 1993 yılında İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında sonuçlanamayan bir barış süreci olarak görülen Oslo Anlaşmalarının müzakerelerinde de yer aldı.

Paris Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde görevli Orta Doğu uzmanı Profesör Frederic Encel, Euronews’e yaptığı açıklamada Dahlan’ın İsrail’le olan ilişkisinin tüm Filistinlileri memnun etmediğini belirterek, Dahlan’ın hiçbir zaman “Filistin’in Mandela’sı” olarak adlandırılan Mervan el-Barguti gibi isimlerin popülaritesine ulaşamadığını söyledi.

Filistin direnişinin sembol isimlerinden ve İsrail’in 20 yıldır hapishanede tuttuğu “Filistin’in Mandelası” el-Barguti, beş defa müebbet hapse mahkûm edilse de, tek kişilik hücreye kapatılarak halkla iletişim kurmasına engel olunsa da El Fetih Kongresinde en fazla oyu alan isim olmayı başarıp, Filistin parlamentosuna seçilmesiyle tanınıyor.

Müttefikler ve düşmanlar

Fetih hareketi içindeki çalışmaları nedeniyle genç yaşta 11 kez tutuklanıp, İsrail hapishaneleri ile tanışan Dahlan girdiği İsrail hapishanelerinde İbranice öğrendi.

El-Barguti kadar çok sevilmese de Dahlan, başka taktiksel avantajlara ve özellikle de çatışmanın tüm taraflarındaki kişilerle özel bağlantılara sahip.

1993’teki Oslo Anlaşması’nın ardından Gazze’de oluşturulan 20 bin kişilik Filistin Önleyici Gücü’nün başına geçerek CIA ve İsrail’in dış istihbarat birimi Mossad’ın yanı sıra Arap ve batılı istihbarat servisleriyle sürekli temas haline giren Dahlan daha sonra Filistin lideri Yaser Arafat ile rekabet etmeye başladı.

Dahlan’ın liderlik ettiği önleyici gücün hapishanedeki Hamas üyelerine işkence ettiği iddiaları ve elde ettiği güç nedeniyle Gazze Şeridi, “Dahlanistan” olarak anılmaya başladı.

ABD ve İsrail ile “şüpheli” ilişkiler geliştiren Dahlan, İsrail’in Gazze’deki işgalini sürdürdüğü süre boyunca kanlı siyasi hamlelerle pozisyonunu daha da güçlendirmeye devam etti.

Dahlan’ın “kendi kontrolündeki özel ordusu için Hamas ve diğer İslami gruplara karşı kullanmak üzere ABD ve İsrail’den silah aldığı” iddiaları da büyük yankı uyandırdı.

Hamas’a karşı savaştı

İsrail’in 2005’te Gazze’den çekilmesi ve 2006’daki seçimlerin Hamas’ın zaferiyle sonuçlanmasının ardından Dahlan, Fetih hareketi saflarında Hamas’a karşı kanlı bir iç çatışma” başlattı.

Batı Şeria’ya geçmesinin ardından Dahlan, Hamas-Fetih çekişmesinde gerilimi artırarak ABD ve İsrail’e hizmet etmekle suçlandı. Dahlan’a çeşitli suçlamalar yönelten Batı Şeria’daki Fetih hareketi içinde yer alan isimler de Dahlan’ın Gazze’deki ezeli rakibi olan Hamas lideri İsmail Heniyye gibi suikast girişimine maruz kaldı.

ABD merkezli “Vanity Fair” dergisi, Hamas’ın 2006’daki seçim zaferi sonrasında Washington yönetiminin Hamas’ı iktidardan uzaklaştırmak için hazırladığı komplonun merkezinde Dahlan’ın olduğunu ifade etti.

Abbas’ın yakın çevresi tarafından neden sevilmiyor?

Dahlan, Filistin devlet Başkanı Mahmut Abbas’ın yakın çevresi tarafından da sevilmeyen bir kişilik olarak tanınıyor.

Abbas, 2011 yılında yakın çevresine yönelik komplolar düzenlediği suçlamaların ardından Dahlan’ın sürgüne gönderilmesini kararlaştırmıştı.

Hakkındaki “Arafat’ı öldürdüğü ve görevi süresince zimmetine geçirdiği paralarla bir servet elde ettiği” iddiaları kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışıldı.

Dahlan ayrıca 2016 yılında Filistin mahkemesi tarafından gıyabında yargılandığı davada yolsuzluk suçlamasından mahkum oldu.

Etkili bir ağ

Birleşik Arap Emirlikleri’nde sürgünde olan Dahlan, yüksek mevkilerde etkileyici bir uluslararası arkadaş ağı kurarak başarılı bir işadamı olarak kendini tanıttı.

BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan, 1993’ten bu yana tanıdığı Dahlan’ı “kardeşi” olarak tanıtırken Filistinli siyasetçi ve iş insanının himayesi altına aldı.

Dahlan, BAE’de bulunduğu süre boyunca Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah El Sisi ile ortak düşmanları Filistinli Hamas’ın uzantısı olduğu Müslüman Kardeşler üzerinden ilişki kurdu.

Le Monde’a göre BAE, Müslüman Kardeşler’e karşı mücadelede Dahlan’ı taşeron olarak kullanmayı ihmal etmedi.

Dahlan, ikinci nesil Filistinli liderler arasında bölge içinde en güçlü ve etkiyi kişilik olarak ortaya çıktı.

Sırbistan vatandaşlığı neden verildi?

Fransız basını, BAE’nin Sırbistan’da yaptığı yatırımlarda önemli rol oynadığı gerekçesiyle Dahlan’a Sırp vatandaşlığı verildiğini yazdı.

Dahlan’ın benzer şekilde BAE’nin aktif bir şekilde taraf olduğu Libya’da Abu Dabi yönetimi ile ülkenin doğusundaki silahlı lider Halife Hafter arasında iletişimi sağlayan isim olduğu iddia edildi.

Dahlan, BAE’de aldığı destek sayesinde Gazze’de kapsamlı yardım dağıtmasına olanak tanıyan bir iş portföyü geliştirdi.

Gazze’ye gönderilen yardımlarda etkili bir isim

Dahlan, The Economist’e verdiği röportajda BAE’den Gazze’ye yılda yaklaşık 50 milyon dolar gönderdiğini ve Batı Şeria’daki mülteci kampları için bir destek ağı kurduğunu iddia etti.

Dahlan, son yıllarda Gazze’de gıda, öğrenci kredisi ve işsizlik desteği dağıtmak için BAE fonlarını kullandı ve ayrıca 2021’de binlerce COVID-19 aşısı dağıttı. Bu rakam Filistin Yönetimi’nin yaptığından daha fazla bir meblağa denk geliyor.

Profesör Encel, Dahlan’ın yurt dışında yaşamasına rağmen Gazze’de güçlü bir figür olmaya devam ettiğini ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de Gazze’yi yeniden inşa etme zamanı geldiğinde önemli bir rol oynayacağına dikkat çekti.

Encel, “Eğer Hamas yenilirse, Gazze’yi yeniden inşa edecek olan İslamcı grupla yakın bağları olan Katar olmayacak. Abu Dabi anahtarlardan birini elinde tutuyor ve eğer Hamas yok edilirse halefinin kim olacağı konusunda söz sahibi olacak.” dedi.

Geçmişte Filistin liderliğine aday olabileceğini ima etmesine rağmen Dahlan, The Economist’e geçen ay verdiği demeçte bu görevi istediğini reddetti.

Bunun yerine, Filistin’i yeniden birleştirmek için “Gazze ve Batı Şeria’daki teknokratlar tarafından yönetilen bir yönetimle iki yıllık bir geçiş dönemi” ve ardından Hamas dahil tüm partilere açık parlamento seçimleri yapılmasını önerdi.

“Hamas ortadan kaybolmayacak,” diyen Dahlan, yeni seçilen bir hükümetin Mısır, Ürdün, Katar, Suudi Arabistan ve BAE gibi Arap ülkeleri tarafından desteklenebileceğini ancak İsrail dahil daha geniş uluslararası toplum tarafından da desteklenmesi gerektiğini söyledi.

Böyle bir çözümün mümkün olabileceği konusunda iyimserliğini koruduğunu belirten Dahlan, süren çatışmaların Filistin davası etrafındaki tartışmayı yeniden alevlendirdiğini ve “sıfır umut” dönemini sona erdirdiğini söyledi.

Türkiye’nin kırmızı listesinde

Türkiye, 2019 yılında Filistinli siyasetçi Muhammed Dahlan’ı terör suçlarından arananlar listesinin kırmızı kategorisine ekledi. Bu kategori, listenin en üstünde bulunuyor.

Dahlan hakkında, 15 Temmuz darbe girişimde rol oynamak, anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs etmek ve casusluk gibi suçlamalardan arama ve yakalama kararı bulunuyor.

En çok arananlar listesindeki Dahlan’ın yakalanmasına yardımcı olabilecek istihbarat paylaşanlara 10 milyon TL ödül vaad ediliyor.

Türk hükümeti, Muhammed Dahlan’ın 15 Temmuz darbe girişimini BAE ile beraber finanse ettiğini, Gülen cemaati ile BAE yönetimi arasında aracılık yaptığını ve casusluk faaliyeti yürüttüğünü iddia etmişti. Türkiye ile BAE arasında 15 Temmuz eksenli, uzun yıllar süren diplomatik bir kriz yaşanmış ve geçtiğimiz sene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Emirlikler’i ziyaretiyle beraber iki ülke arasında yakınlaşma süreci tekrar başlamıştı.

İçişleri Bakanlığı’ndan 2019 yılında yapılan bir açıklamada ise, Dahlan hakkında “FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile birlikte 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştirmek, anayasal düzeni zorla değiştirmeye teşebbüs etmek, Devletin Güvenliğine İlişkin Gizli Kalması Gereken Bilgileri Casusluk Maksadıyla Açıklamak, Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgilerini Siyasal veya Askeri Casusluk Amacıyla Temin Etmek, Devletin Güvenliğine ve Siyasal Yararlarına İlişkin Gizli Kalması Gereken Bilgileri Açıklama ve Uluslararası Casusluk Yapma suçlarından Adli Makamlarca arama ve yakalama kaydı bulunduğu” ve bu sebeple kırmızı kategoriye eklendiği belirtiliyor.

Türkiye, Gülen cemaatini “Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)” olarak tanıyor ve cemaatin 15 Temmuz darbe girişimini organize ettiğini belirtiyor.

Dahlan’dan cevap

WSJ’de yer alan haber sonrası Dahlan’ın X hesabından yayınlanan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Tüm meslektaşlarım ve şahsen ben, BAE’deki kardeşlerimizin bu iğrenç soykırım boyunca verdikleri cömert ve sürekli desteğe dayanarak, Gazze’deki halkımıza yardım için elimizden geleni yapmak üzere buradayız.

Savaşı durdurmak en önemli önceliğimizdir. Bizi Filistin siyasi sistemini şeffaf bir demokratik süreç yoluyla yeniden inşa etmeye götürecek ve halkımızın başkenti Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma mücadelesinin gerçekleşmesine yol açacak belgelenmiş ve programlanmış bir uluslararası eylem planı sağlayacak Filistin ulusal anlayışları dışında, hiçbir seçeneği desteklemeyeceğiz.”

Dahlan, “herhangi bir güvenlik, hükümet veya yürütme rolünü kabul etmeyi ya da yerine getirmeyi” reddettiğini vurguladı.

(euronews)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *