‘Bir zamanlar efendi durumdaki felsefe, bilimin hizmetçisi oldu’

‘Bir zamanlar efendi durumdaki felsefe, bilimin hizmetçisi oldu’

“Müslümanca Düşünmek Nasıl Olur? Tefkir ve Tefekkür” konferansına katılan Mehmet Görmez, bir zamanlar efendi durumda olan felsefenin, hikmet ve ahlaktan çıkıp, hizmetçisi konumundaki bilimin emrine girdiğini, bunun sonucunda bilimin pervasızlaştığını ve kendi mantığına uymayan hiçbir kriteri kabul etmez hale geldiğini söyledi.

Gazi Üniversitesi Rektörlüğü’nde düzenlenen “Müslümanca Düşünmek Nasıl Olur? Tefkir ve Tefekkür” isimli konferansa, Faslı mütefekkir Taha Abdurrahman’ı konuk eden, İslam Düşünce Enstitüsü ve Uluslararası İslam Düşünce Vakfı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez de katıldı.

Görmez burada yaptığı konuşmada, felsefenin nasıl bir yapısal dönüşüm geçirdiğini anlattı. Bir zamanlar efendi durumda olan felsefenin hikmet ve ahlaktan çıkıp hizmetçisi konumundaki bilimin emrine girdiğini vurgulayan Mehmet Görmez, bunun sonucunda bilimin pervasızlaştığını ve kendi mantığına uymayan hiçbir kriteri kabul etmez hale geldiğini söyledi.

Bu mantığın sınırsız güç, sınırsız üretim, sınırsız kar ve sınırsız tüketimin yolunu açtığını ifade eden Görmez, bu mantığa göre bilim için her şeyin mümkün ve yapılabilir hale geldiğini, bu sebeple zamanın Müslüman filozofuna olan ihtiyacın, Müslüman olmayan filozofa göre çok daha fazla olduğunu anlattı.

Mehmet Görmez, İslam’ın gelişinin ana gayesinin, insanı alçalmaktan ve süflileşmekten kurtarmanın yanı sıra insanlığa onur ve şeref bahşetmek olduğunu savunarak, “Müslüman filozof başkalarının özgün bir çerçevede oluşturduğu felsefi problemleri kendine mal edemez, o tercüme fikirlerle felsefe yapamaz.” diye konuştu.

Taha Abdurrahman’ın üç misak paradigmasını bilmeden veya okumadan konferanslarını anlamanın mümkün olamayacağını dile getiren Mehmet Görmez, şunları kaydetti:

“Çünkü o insanla Allah arasındaki ilişkiyi üç misaka dayandırır; şehadet misakı, emanet misakı ve risalet misakı. İnsanın Allah’a verdiği söz şehadet misakıdır. İnsanı yaratmadan önce bütün kainatı emanet etmesi, emanet paradigması, emanet misakı ve peygamber göndermesi ise risalet misakıdır. Taha Abdurrahman dünkü konuşmasında nasıl ki bizi özgün bir insan felsefesi inşası için tabiri caizse sekiz duraklı bir yolculuğa çıkardı. Bugünkü konuşmasında ise düşüncenin tefekkür adını alabilmesi için yine bir sekiz duraklı yolculuğa çıkartacak. ”

Konuşmaların ardından konferans veren Taha Abdurrahman’a, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz tarafından, İDE 2024 Mütefekkir Ödülü takdim edildi.

Programa katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da, bilginin eyleme dönüşmesi, hayatı değiştirmesi ve dönüştürmesinin çok kıymetli olduğunu, bu çerçevede doğru, sağlıklı bilginin, ahlaki değerlerin ve fikirlerin siyasetle de bir araya gelmesi ve etkileşim içinde bulunmasının değerli olduğunu söyledi.

Taha Abdurrahman’dan ”Müslümanca Düşünmek Nasıl Olur?”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *