Erdoğan: Rezil bir kaos planı tezgahlandı

Erdoğan: Rezil bir kaos planı tezgahlandı

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada Erdoğan, sığınmacılarla ilgili son gelişmeler üzerine, “Kamu düzeni, devletimizin kırmızı çizgisidir. Hangi bahaneyle olursa olsun bu çizginin aşılmasına, çiğnenmesine eyvallah demeyeceğiz” dedi.

Erdoğan, dünkü kabine toplantısı sonrası, konuyla ilgili şunları söyledi:

“Barışı, diyalogu ve diplomasiyi en üst seviyede devreye almamız gereken günlerden geçiyoruz. Özellikle aynı coğrafyayı ve aynı kaderi paylaştığımız devletlerle karşılıklı diyalog zeminini güçlendirmemiz önem arz ediyor.”

“Biz komşu olarak istikrarsızlıkla boğuşan ve terör örgütlerinin cirit attığı değil, demokratik, müreffeh, güçlü bir Suriye görmek istiyoruz. Suriye’nin evlerini terk etmek zorunda kalmış milyonlar için güvenli, emin bir yer hâline gelmesini herkesten daha çok biz arzu ediyoruz. Böyle bir iklime ne kadar kısa sürede kavuşulursa herkes için, özellikle Suriye halkı için o kadar iyi olacaktır. Biz ayrılıkları derinleştirme yerine ortak paydayı büyütmenin derdindeyiz. İç siyaset gibi dış politikada da sıkılı yumrukların açılmasında büyük fayda olduğuna inanıyoruz. Bunun için kiminle görüşülmesi gerekiyorsa geçmişte olduğu gibi yine görüşmekten imtina etmeyiz.”

“Kamu düzeni devletimizin kırmızı çizgisidir. Hangi bahaneyle olursa olsun bu çizginin aşılmasına, bu hassas çizginin yok sayılmasına, çiğnenmesine eyvallah demeyeceğiz.

Biz sokaklar üzerinden kotarılan kaos planlarına bağışıklık kazanmış bir ülkeyiz. Geçmişte etki ajanları ve provokatörler eliyle ülkemize hangi bedellerin ödetildiğini gayet net hatırlıyoruz. Kayseri’de son derece iğrenç, rezil bir taciz vakası üzerinden aynı kaos planı tezgâhlandı. Bu oyunun ikinci perdesi ise Suriye’nin kuzeyinde bulunan Türk çıkarlarına ve varlığına yönelik sahnelendi. Bölücü terör örgütü artıkları ve iş birlikçileri eliyle kotarılan bu oyunu kimin yazdığını, bunlara kimlerin figüranlık yaptığını çok çok iyi biliyoruz. Allah’ın izniyle ne biz, ne milletimiz, ne de Suriyeli kardeşlerimiz bu sinsi tuzağa düşmeyeceğiz. Nefret söylemlerine, faşizme, ırkçı vandallığa ve provokasyonlara boyun eğmeyeceğimizi burada tekrar altını çizerek söylemek istiyorum.

Bayrağımıza uzanan mülevves elleri kırmasını bildiğimiz gibi, ülkemize sığınan mazlumlara uzanan elleri de kırmasını biliriz. Kimse kendini polisin, hâkimin, devletin yerine koyamaz. Kayseri’deki olaylar sonrasında ortalığı yakıp yıkan, polisimize saldıran, iş yerlerine ve evlere zarar veren 474 provokatör gözaltına alındı.

Dün de Suriye Millî Ordusu Güçleri ve güvenlik kuvvetlerimiz Suriye’nin kuzeyindeki kışkırtmalara gerekli müdahalelerde bulundu. Suriye Geçici Hükûmeti ise şanlı bayrağımıza yönelik saldırıları lanetlediğini en sert biçimde kamuoyuna ilan etmiştir. Fitne teşebbüsleri bir kez daha boşa çıkmıştır. İstihbarat birimlerimiz sınırın öte tarafındaki ortaklarıyla birlikte çok titiz bir çalışma yürütmektedir. Hangi kirli ellerin bu işlerin arkasında olduğunu mutlaka ortaya çıkaracağız.

Şunun bir defa idrak edilmesi şarttır: Türkiye’nin Suriye’deki mevcudiyeti, teröristan kurma planlarının önündeki en büyük bariyerdir. Çok iyi biliyoruz ki, böl-parçala-yönet anlayışıyla coğrafyamızı lime lime eden emperyalistler bundan rahatsızdır, onları rahatsız etmeyi sürdüreceğiz. Silahlarının namlusu ülkemize çevrili eli kanlı caniler orada var oldukça biz de ülkemizin ve milletimizin güvenliğini sağlamaya devam edeceğiz.

Bölücü terör tehdidi tamamen ortadan kalkınca elbette biz de üzerimize düşeni yaparız. Ama bırakın tehdidin boyutunun azalmasını, terör örgütü her gün yeni bir provokasyona girişirken kimse bizden gelişmeleri tribünden seyretmemizi beklemesin.

Tekrar söylüyorum; bizim kimsenin toprağında gözümüz yok, bizim kimsenin egemenliğinde de gözümüz yok, biz yalnızca bölücü niyetlere karşı vatanımızı koruyoruz ve koruyacağız.

Türkiye, bugün Gazze krizinde verdiği başarılı imtihanı son 13 yıldır Suriye meselesinde de vermiştir. En zor günlerinde Suriyeli muhacirlere ensar olmanın onurunu göğsümüzde bir şeref madalyası olarak iftiharla taşıyacağız. Buna gölge düşürecek, 13 yıldır ülkemizin şefkat şemsiyesi altında olan mazlumları sıkıntıya sokacak hiçbir eyleme girişmeyiz.

Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüşlerini bugüne kadar hep teşvik ettik. Suriye’nin kuzeyinde bölücü terörden arındırdığımız yerleşim yerlerine 670 bin kişi geri döndü. Katar’ın da desteğiyle hayata geçirdiğimiz konut projeleri tamamlandığında bu sayıya inşallah 1 milyon kişi daha eklenecek. Suriye’de huzur ortamı güçlendikçe geri dönüşler de artacak. Arzu eden herkesin gönüllü huzurlu bir şekilde vatandaşlarına dönebileceği bir yapıyı ve iklimi tesis edebilirsek ne mutlu bize.

Sığınmacılar konusu önyargılar ve korkular temelinde değil, ülkemizin ve ekonomimizin gerçekleri temelinde akıllı, insani, vicdani bir çerçevede çözüme kavuşturacağız.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *