Türkiye’deki evlilik tercihlerinde belirgin değişimin Osmanlı döneminde batılılaşma ile birlikte başladığını ve sahil kentlerinde yaygınlaştığını belirten Prof. Dr. Sutay Yavuz, bugün yapılan araştırmaların evlilik tercihlerindeki bireyselleşmenin, kişinin aile bağlarını tamamen göz ardı etmediğini gösterdiğini söyledi.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sutay Yavuz, yaptığı açıklamada, Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşanan siyasal, ekonomik ve toplumsal zorlukların üstesinden gelmek amacıyla başlatılan Tanzimat ve Islahat reformlarının idari ve sosyal alanlarda kayda değer etkiler yarattığını kaydetti.
Türkiye’deki evlilik tercihlerinde belirgin değişimin ilk kez 19’uncu yüzyılın son çeyreğinde başladığını dile getiren Yavuz, bu dönüşümün özellikle İstanbul ve Osmanlı İmparatorluğu’nun batıyla bağlantılı diğer sahil şehirlerinde kendini gösterdiğini ifade etti.
Yavuz, 2. Meşrutiyet’in ilan edilmesinin ardından yayınlanan kadın ve aile dergilerinin, kadınları hakları, aile ve evlilik gibi konularda daha etkin rol almaya teşvik ettiğine dikkati çekerek, “Cumhuriyet döneminde, Türkiye’de modernleşme süreci özellikle 2. Dünya Savaşı’nın ardından çok partili hayata geçilmesiyle geniş nüfus kesimlerini kapsayacak şekilde ivme kazandı. Dolayısıyla, 20. yüzyılın ikinci yarısı hem toplumsal yapıda hem de günlük yaşantıda önemli değişikliklerin yaşandığı dönem oldu.” diye konuştu.
“Akraba evlilikleri azaldı”
Sosyoloji alanındaki çalışmaların, söz konusu dönemdeki yapısal değişikliklerin genç kuşaklar üzerinde belirgin etkiler yarattığını ortaya koyduğunu dile getiren Yavuz, şunları söyledi:
“Bu dönemde evlilik tercihlerinde önemli değişimler gözlendi. En dikkat çekici değişiklikler arasında genç erkeklerin eşlerini kendilerinin seçmeye başlaması, evlendikten sonra aile evinden ayrılarak yeni yuva kurmaları, ev eşyaları alımında kız tarafının tercihlerinin öne çıkması ve nişanlı çiftlerin daha fazla özgür zaman geçirmeye başlamaları yer almaktadır.”
Yavuz, son 25 yılda yapılan sosyal araştırmaların, aile yapısında dikkate değer değişimleri ortaya koyduğunu belirterek, “Araştırmalar hem erkek hem de kadın bireylerin daha ileri yaşlarda evlendiğini, eşlerini daha geniş sosyal çevrelerden seçtiklerini, akraba evliliklerinin azaldığını, evlilik kararlarını bizzat kendilerinin aldığını, başlık parası adetinin marjinalleştiğini, yabancı uyruklu gelin ve damatların arttığını ve geçmişe nazaran daha sık boşandıklarını veya yeniden evlendiklerini gösteriyor.” dedi.
Söz, kız isteme ve düğün törenleri önemini koruyor
Bugünün evliliklerinde 1 veya 2 çocuk sahibi olma eğiliminin de belirginleştiğini vurgulayan Yavuz, bu gelişmelerin, uzun süredir devam eden toplumsal değişimin, modernleşme sürecinin, kentleşme ve buna bağlı olarak artan bireyselleşmenin beklenen sonuçları olarak değerlendirilebileceğini anlattı.
Yavuz, sosyal araştırmaların evlilik tercihlerindeki bireyselleşmenin, kişinin aile bağlarını tamamen göz ardı etmediğini gösterdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Türkiye’deki evliliklerde kök ailelerin halen önemli rol oynadığını ve evlilik süreçlerinde söz, kız isteme, nişan ve düğün törenlerinin öneminin korunduğunu, resmi nikahla birlikte dini nikahın da kıyılmaya devam edildiğini gösteriyor. Böylece, evlilik kurumunun uygulanışında yaşanan değişimlerin yanı sıra bazı sürekliliklerin de devam ettiği görülmektedir.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *