ABD üniversiteleri İsrail’le finansal bağları koparamıyor!

ABD üniversiteleri İsrail’le finansal bağları koparamıyor!

Kampüste her ne kadar doğru ve önemli görünse de, küresel piyasaları yönlendiren ‘sonsuz açgözlülük’le karşı karşıya kalındığında tecrit kampanyalarının başarısız olduğu meydana çıkıyor..

David Callaway / The Independent

Geçen ay ABD’deki pek çok kolej ve üniversiteyi etkisi altına alan Filistin yanlısı protestolar, bir hafta önce sona eren mezuniyet törenlerinden bu yana büyük ölçüde dağılmış durumda. Dünyayı kurtarmak için dersi kaçırmak başka, yaz tatiliyse tamamen başka bir konu.

Fakat protestocular sonbahar kampanyaları için yeniden toparlanırken, kurumlarının İsrailli ya da İsrail’le iş yapan şirketlerle mali bağlarını kesmesi yönündeki çağrılarını yeniden gözden geçirmeliler. İklim aktivistlerinin tecrit girişimlerinin çok uluslu petrol şirketlere etkisi üzerine biraz yaz okuması yapmaları faydalı olabilir çünkü bu, kısaca işe yaramıyor.

Petrol şirketlerinin önünde yapılan ve Londra’daki Yokoluş İsyanı (Extinction Rebellion) örneğinde olduğu gibi, bazı durumlarda şehirlerde hayatı aksatan kitlesel protestoların etkisizliğinden hayal kırıklığına uğrayan iklim aktivistleri, Büyük Petrol şirketlerinin yatırımcılarını yıllar önce hedef almaya başladı. Petrol ve doğalgaza yatırım yapan büyük varlık yöneticileri ve emeklilik fonlarını sıkıştırarak petrol şirketlerinin hisse fiyatlarını düşüreceklerini ve onları müzakere masasına oturmaya zorlayacaklarını düşündüler.

Gerçekten de pek çok fon, öğrencileri tarafından baskı altında tutulan üniversitelerinkiler de dahil, ahlaki açıdan belirsiz görülen yatırımlarının bir kısmından ya da tamamından kurtuldu. Ancak yıllar sonra bu strateji öngörülebilir bir sonuca yol açtı. Fonlar şirketleri dize getirmek yerine, onları etkileme kabiliyetlerini kaybetti. Pek çok durumda, Rusya’nın Ukrayna’yı istilasının ardından petrol fiyatları yükselirken, varlıklarını mutlulukla kapışan başka fonlara sattılar.

Son iki hafta içinde, Londra’daki Shell Plc ve New York’taki Exxon Mobil’de hissedarların iklim girişimleri şimdiye kadarki en büyük farklarla başarısız oldu (Exxon’da yöneticiler yüzde 95 çoğunlukla yeniden seçildi). Bunun nedeni, yıllar içinde çevreye duyarlı hissedarların tecrit nedeniyle şirketin hissedarlar listesinden kademeli olarak ayrılmasıydı.

Exxon ve bu yıl hissedarları da zenginleştirecek on milyarlarca dolarlık anlaşmalarla sektörlerini muazzam ölçüde konsolide etme sürecinde olan diğer petrol şirketleri giderek daha da güçleniyor. Trump’ın ve Biden’ın kampanyaları farklı şekillerde onlara ulaşmaya çalışıyor. Trump, “mümkün olduğunca uzun süre sondaj yapma” taahhüdü karşılığında 1 milyar dolarlık kampanya katkısı istedi.

Kampüs protestocuları bunu unutmamalı. Bağış fonları üniversiteye ve öğrencilere harcamak üzere para kazanmak için var, siyasi gündemleri olması için değil. İster İsrail bağlantılı şirketler ister petrol ve gaz şirketleri olsun, tecride zorlayarak bu etkiyi sınırlandırıyorlar.

Fonların neleri tecrit edeceği de ayrı bir soru. Teva Pharmaceuticals ya da SolarEdge Technologies gibi ABD borsasında işlem gören İsrail merkezli şirketleri mi? Ya da İsrail’de iş yapan McDonalds ve Pizza Hut’ı mı? Daha geniş kapsamlı bir durumda bile, belirli üniversitelerin hisseleri tüm halka açıklık oranına kıyasla küçük kalacak ve çok az etki yaratacaktır.

Brown Üniversitesi ya da Northwestern Üniversitesi gibi bazı üniversiteler, protestoların başlarında tecridi değerlendirmeyi ve öğrenci temsilcileriyle görüşmeyi kabul etti. Bu durum protestoları sınırlandırdı ve şimdi öğrenciler, bağış fonu uzmanlarını bu yıl boğa piyasası yaşanırken ABD şirketlerinin hisselerini neden ve nasıl satmaları gerektiğine ikna etme zorluğuyla karşı karşıya.

Diğerleriyse pazarlık yapmayacaklarını söyleyerek ayak diredi. İsrail, Gazze’de olduğu sürece protestoların devam edeceği kesin. Ve konuyu manşetlerde tuttukları ölçüde, dünya İsrail’e saldırısını durdurması ve savaşı sona erdirmesi için yapılan ekstra baskıdan faydalanacak.

Ancak kampüste ne kadar haklı ve önemli görünseler de, tecrit kampanyalarının küresel piyasaları yönlendiren sonsuz açgözlülük karşısında başarısız olduğu kesin.

(David Callaway, Callaway Climate Insights’ın kurucusu ve USA Today’in eski genel yayın yönetmeni)

https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Çağatay Koparal

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *