1774’te İngilizler tarafından keşfedildikten sonra, 24 Eylül 1853’te Fransa tarafından ele geçirilen Yeni Kaledonya’da o tarihten itibaren yerli halkla Fransız yönetimi arasında sürekli çatışmalar yaşandı. Bununla birlikte ülkedeki karışıklık nedeniyle son dönemde Fransa’nın Azerbaycan’ı suçlaması dikkat çekti.
Azerbaycan Uluslararası İlişkiler Analiz Merkezinde Dış Politika Analizi Bölümü Başkanı Dr. Cavid Veliyev, Yeni Kaledonya’da yaşananları ve Fransa’nın iç karışıklıktan neden Azerbaycan’ı suçladığını AA Analiz için kaleme aldı.
***
Fransız Parlamentosunun Yeni Kaledonya Anayasasında, bölgeye en az 10 yıl önce taşınan yabancılara seçimlerde oy kullanma hakkı tanıyacak değişiklik önerisi bölge halkı tarafından tepkilerle karşılandı. Bu tepkiler çatışmalara neden oldu ve çatışmalar sonucu 4 kişi hayatını kaybetti. Bölgedeki halk, 1998 Noumea Anlaşması hükümlerine aykırı olan bu anayasa değişiminin nüfusun yaklaşık yüzde 40’ını oluşturan Kanakların oylarını yabancılar lehine zayıflatacağını savunuyor.
Noumea Anlaşması ile oy hakkı 1998’den önce Yeni Kaledonya’da ikamet eden kişiler ve onların çocuklarıyla sınırlıydı ve bu azınlık nüfusu haline gelen Kanaklara daha fazla temsil sağlamayı amaçlıyordu. Bölgede çıkan çatışmalardan sonra Fransa İçişleri Bakanı France-2 televizyonuna verdiği röportajda Azerbaycan’ı bölgedeki ayrılıkçıları desteklemekle suçladı. Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı bu suçlamaları reddederek Fransa’nın İçişleri Bakanı’nın ülkesinin bu tür protestoları körükleyen başarısız denizaşırı politikalarına odaklanması gerektiğini ifade etti.
Yeni Kaledonya’nın bağımsızlık tarihi
Yeni Kaledonya, İngiliz kaşif James Cook tarafından 4 Eylül 1774’te keşfedildikten sonra, 24 Eylül 1853’te Fransa tarafından ele geçirildi. O tarihten itibaren yerli halkla Fransız yönetimi arasında sürekli çatışmalar yaşandı. Bu durum 1953’te bölgenin Fransa’nın denizaşırı toprağı olması ve bölge halkına Fransız vatandaşlığı verilmesiyle de değişmedi. 1983’te bölgeye genişletilmiş özerklik verildi fakat Fransa’da Mart 1986’da seçilen merkez sağ hükümet, toprakları yerli halkları dikkate almadan yeniden dağıttı ve bu dağıtım toprakların 3’te 2’den fazlasının Avrupalılara geçmesiyle sonuçlandı.
1998 yılında Noumea Anlaşması ile yetkilerin 20 yıl boyunca kademeli olarak yerel yönetime devredilmesi kararlaştırıldı. Bu dönemin sonunda 2018, 2020 ve 2021 yıllarında bölgenin bağımsızlık kazanması için 3 referandum yapıldı. Son 25 yılda Yeni Kaledonya’da bağımsızlık karşıtı bir yönetim iş başında olsa da ülkede güçlü bir bağımsızlık hareketi de mevcut.
Azerbaycan Fransa geriliminin perde arkası
Yeni Kaledonya’da yaşanan son gelişmeler iki açıdan Azerbaycan’ı ilgilendiriyor.
Birincisi, bölgede bağımsızlık yanlılarının Kovid-19 salgını nedeniyle boykot etme kararı aldığı 2021 referandumu Azerbaycan’ın Bağlantısızlar Hareketine (NAM) başkanlık yaptığı döneme denk geldi.
İkincisi, 2020 yılında Azerbaycan, topraklarını Ermeni işgalinden kurtardı. Fakat Emmanuel Macron yönetimi uluslararası alanda ve ülke içinde Karabağ’dakı ayrılıkçı hareketi yasadışı yollardan desteklerken Yeni Kaledonya’daki halkın meşru haklarına sınırlamalar getirdi.
2020’de yaşanan 44 günlük savaşın hemen ardından Fransa Senatosu yasadışı “Karabağ Cumhuriyeti’nin Bağımsızlığını” tanıma kararı aldı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron konuyu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) taşıyarak Karabağ’daki işgalci yapıyı meşrulaştırmaya ve bölgeye Fransa merkezli uluslararası bir “barış gücü”nü yerleştirmeye çalıştı. Bununla beraber, Fransa liderliğinde uluslararası insani yardım adı altında Karabağ’daki ayrılıkçılara yardım gönderildi. Öte yandan, Ermenistan-Azerbaycan sınırına Avrupa Birliği’nin (AB) Sivil Gözlemci Görevi yerleştirildi ve AB kurumlarında Azerbaycan’a karşı kararlar alınması için baskıları artırıldı. Fransa bunlarla beraber, uluslararası alanda “Azerbaycan Ermenistan’a saldıracak” dezenformasyonunu yayarak Ermenistan’ı silahlandırdı. Fransa’nın bu tutumu Güney Kafkasya’da yeni koloni edinme çabası olarak değerlendirildi.
Aslında, Azerbaycan Fransa’yı bu düşmanca tavırdan vazgeçip, Azerbaycan’ın uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını ihlal etmemeye davet etti. Hatta Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Ermenistan’la devam eden görüşmelerin bazılarında Emmanuel Makron’un bulunmasına itiraz etmedi. Fakat Azerbaycan’ın bu yaklaşımına karşın Fransa Azerbaycan’a karşı tavrını sürdürdü.
Fransa’nın bu tavrı, Azerbaycan’ın Bağlantısızlar Hareketi’ne başkanlık yaptığı döneme denk geldi. NAM’ın 2019’da Bakü’de yapılan zirve görüşünden sonra Azerbaycan hareketin başkanlığını devralmış ve 2023 yılına kadar bu harekete başkanlık yaparak hareketin hem kurumsallaşmasına hem de uluslararası alanda etkinliğinin artmasına ciddi katkı sağlamıştı.
Aynı zamanda BM Anlaşmasının koloniler için sağladığı en önemli haklardan olan “kendi kaderini tayin hakkı” Bağlantısızlar Hareketi’nin 1955 yılında Bandunk Konferansın’da kabul edilmişti. Bu bağlamda, 6 Temmuz 2023 tarihinde Bakü’de düzenlenen Bağlantısızlar Hareketi Koordinasyon Bürosu’nun bakanlar toplantısı kapsamında düzenlenen “Sömürgeciliğin tamamen ortadan kaldırılmasına doğru” konulu yuvarlak masa toplantısının katılımcıları tarafından Bakü İnisiyatif Grubu (BİG) kuruldu. Bu grubun temel hedefi, koloniler için kendi kaderini tayin hakkı ilkesinin gündemde tutulması idi. 2 Mart 2023’te Aliyev, Bağlantısızlar Hareketi’nin Temas Grubunun Zirve düzeyindeki Toplantısında konuşma yaparak, “Fransız Hükümetini, Yeni Kaledonya halkının ve Fransız denizaşırı toplulukları ve bölgelerindeki diğer halkların haklarına saygı duymaya çağırıyoruz.” açıklaması yaptı. BİG’in Bakü’deki toplantısına katılan Yeni Kaledonya Kongresi’nin Başkanı Rok Vamitan, Fransa’nın sömürü politikasını eleştirerek “Bağlantısızlar Hareketi üyelerinin arzu ve bağımsızlığımıza ulaşmak için bize yardım edeceğini düşünüyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
Güncel gelişmeler
18 Nisan 2024’te Bakü’ye gelen Yeni Kaledonya milletvekillerinin katılımıyla, “Yeni Kaledonya: Tarih, modern zorluklar ve beklenen gelecek” konulu konferans düzenlendi. Bu tarihte Bakü’de Azerbaycan Milli Meclisi ile Yeni Kaledonya Kongresi arasında işbirliği anlaşması imzalandı. Anlaşmaya göre Azerbaycan Milli Meclisi, Yeni Kaledonya yerel halkının kendi kaderini tayin hakkına destek verdi ve bu konuda Azerbaycan’ın uluslararası toplumu bilgilendireceği kararlaştırıldı.
Ardından, Yeni Kaledonya’da anayasa değişikliğine karşı itirazlar devam ederken 16 Mayıs’ta Bakü’de BİG’in girişimi ile Fransa’nın kolonilerinde bağımsızlıkları için mücadele eden 14 siyasi hareketin temsilcisi ortak bir bildiri yayınlayarak Yeni Kaledonya halkının taleplerine destek verdi. BİG’in desteği ile yapılan bu toplantı Fransız hükumetinde rahatsızlık yarattı ve verilen bu manevi ve siyasi desteği karalamak için Azerbaycan’ı ayrılıkçılara destek vermekle suçladı.
Sonuç olarak, Fransa hükümeti Kaledonya bölgesi halkının meşru taleplerini karşılamak ve bölge sorunlarına odaklanmak yerine dış düşman yaratmak eğilimindedir. Kendisi demokrasiye ve insan haklarına saygılı bir devlet gibi gözüken Fransa, ne yazık ki yerel halkın meşru taleplerini yerine getirmekten uzaktır. Azerbaycan’ın Yeni Kaledonya halkına ilgisi öncelikle Bağlantısızılar Hareketi başkanlığı döneminde “kolonyalizmle mücadele” ilkesi çerçevesinde başlayarak Kanaklar tarafından meşru bir şekilde seçilmiş Parlamento ve onun üyeleriyle devam etti. Azerbaycan’ın Kanaklara verdiği destek siyasi ve manevi bir destek olmanın ötesine geçmedi. Fransız yetkililer ise iddia ettikleri gibi Azerbaycan’ın gizli faaliyetleri hakkında bir kanıt ortaya koyamadılar.
[Dr. Cavid Veliyev, Azerbaycan Uluslararası İlişkiler Analiz Merkezi’nde Dış Politika Analizi bölümünün başkanı]
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *