İnsanlık için çıkarılmış en hayırlı ümmet vasfını Kur’an’ı terk ederek kaybettik. Topluma örnek olacak emin şahsiyet peygamberi rol model boyutu bizden gitti. Toparlanmamız lazımken hala bâtıl modellerle zaman kaybediyoruz…
Hızır Yıldırım / İslam ve Hayat
Kur’an, yaşamımızın tümünde yer alması gerekiyor; yoksa Kur’an dostu değil, bâtıl olan herşey bizim dostumuz olur. Yüzde doksan Kur’an hayatımızda, yüzde on bâtıl, ahiretimizi berbat edebilir. Misal: bu yüzde on’un içinde şirk var ise yüzde doksan içindeki amelleri silip süpürür.
Ramazan ayı toparlanma yani rektefe olmak için güzel bir fırsattır. Çünkü Ramazan ayı Kur’an ayıdır. İçinde bin aydan hayırlı kaderimizin gecesi vardır.
“Kur’an sana kendini açmak için, senin ne amaçla yöneldiğin önemlidir. Rabbimiz bizlere kolaylaştırmıştır. Andolsun ki; Biz, Kur’an’ı düşünmek için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt alan var mı?” (Kamer, 17)
Kalplerinde hastalık bulunanlar müteşabih ayetlerin peşine düşerler. Misal: kariyer elde etmek, magazin işleri öne çıkarmak, çıkar ilişkileri vs. Kur’an, bu şekilde hareket eden kimselere kendini açmaz.
“Sana Kitab’ı indiren O’dur. Onun (Kur’an’ın) bazı âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab’ın esasıdır. Diğerleri de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar.” (Al-i İmran, 7)
Kur’an aklı olana, aklıselim düşünene, fıtratını harekete geçirene hazinelerini sunar. “Öyle hazine ki altlarından ırmaklar akan sonsuz ebedi yurdu kendi içinde barındırır.”
Rabbim arıya vahyeti, çiçekler kendindeki polenleri ardına kadar açtılar çiçek ve arı işbirliği ile güzel bir nimet olan bal ortaya çıktı.
“Rabbin bal arısına: Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan kendine evler (kovanlar) edin.” (Nahl, 68)
Rabbim yeryüzünü bizlere musahhar kıldı. Kur’an üzerinden üretirsek güzellikler çıkar, Kur’an insanı oluruz. Kuran’ın diriltici mesajlarını sürekli gündemimizde olmalı ve hayatımıza yön vermeli. Yönümüzü Allah’ın belirlemediği her bir iş kısırdır yani verimsizdir.
Bizden herhangi bir mesele hakkında bilgi isteyene, Hz. Yusuf (as) metodunu izleyebiliriz. Bilgiyi vermeden önce tevhidi kısada olanı anlatmalıyız ondan sonra meselesine çözüm bulmalıyız. Elbette ki donanımlı olmalı bildiğimizi anlatmalıyız.
“Sizin O’nu bırakıp taptıklarınız; kendinizin ve atalarınızın takmış oldukları adlardan başka bir şey değildir. Allah, onlara hiçbir hüküm indirmemiştir. Hüküm; ancak Allah’ındır. Kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretmiştir. İşte dosdoğru din. Ama insanların çoğu bilmezler.” (Yusuf, 40)
Kur’an insanı dost doğru yola çağırır ve selametle varacağı yere vardırır. İnsan ise Allah’a güvenmez başka yollar arar, imtihan olduğunu unutur, geçici dünya zevklerine dalar ve ölümle zevkler biter, azap başlar.
İnsan, Kur’an’ı ölüler kitabı haline getirdiği için canlı hayatın Kur’an ile bağını hiç kuramadı ve Kur’an ile bağı kopunca başka başka yollara saptı. Halbuki Kur’an hayat kitabı olarak hayatımıza yön vermeliydi. Biz ise bâtıl yollarda hayatımızı heba ettik.
İnsanlık için çıkarılmış en hayırlı ümmet vasfını Kur’an’ı terk ederek kaybettik. Topluma örnek olacak emin şahsiyet peygamberi rol model boyutu bizden gitti. Toparlanmamız lazımken hala bâtıl modellerle zaman kaybediyoruz.
“Siz Müslümanlar, insanlığın iyiliği için yaratılarak yeryüzüne çıkarılmış hayırlı bir topluluksunuz, doğru olanı emreder, eğri olandan alıkoyarsınız ve Allah’a da inanırsınız. Geçmişteki bize de kitap verildi diyenler, inanmış olsalardı bu kendi iyiliklerine olacaktı. Ama içlerinden pek az inanan bulunsa da, çokları doğru yoldan çıkmışlardır.” (Al-i İmran, 110)
Hayırlı ümmet vasfını anlamadık, hayırları bâtılın bize dayattığı sistemlerde aradık, laiklik ve demokrasiyi İslam’a uydurmaya çalıştık, Bel’am türü hocalarda bu konuda birçok fetva verince insanlar da bu durumu benimsedi. Farkında olmadan efendi ve kölelik düzeni hâkim oldu.
Kur’an, bizleri izzet ve şeref verir; diğer sistemler şer üretir, izzet vermez. Bâtıl sistemin üstünde oturanlar ölünce izzet ve şerefleri kalmaz. Bunlar insanlık için çıkarılmış en hayırsız ümmettir. Kötülüğü öne çıkarırlar, fitne ve fesat üretirler, ekini ve nesli yok ederler. Günümüz insanlığı hiçte iyi yöne gitmiyor. Cinayetler, cinnet getirenler, hırsızlık, kaos ve endişe, açlık, ekonomik buhran bâtıl düzenin ürettiğidir. İslam şer üretmez, aksine hem dünyada hem ahireti inşa eder.
İnsanlığın tek kurtuluşunun İslâmî nizamın hayata geçirmekle olur. İnsanlık bu nizamdan uzaklaştı ve kendi felaketini hazırladı. Kur’an hayatımıza yön vermezse kıblemiz şaşar ve bâtıl kıblemiz olur maalesef.
Birey olarak başlamalıyız: “Benim Müslümanlığım Kur’an’a uyuyor mu ve benin Müslümanlığımı Kur’an onaylıyor mu?” Bu hesabı yapmalıyız; ölüm gelmeden, yeniden Tevbe etmeli; “Ey iman edenler iman edin!..” ayeti kulaklarımızda çınlamalı!..
“Ey Rabbimiz biz kendi nefsimize zulmettik, Kur’an hayatımıza yön vermedi, Kur’an’ı kendimize hayat kitabı olarak alıyor ve senin engin merhametine sığınıyoruz, bağışla bizleri ve salihlerle haşreyle!”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *