Siyonist rejiminin yaşamasını isteyen yahudi düşünür Noah Harari, Netanyahu ve siyasi ortaklarının siyonist oluşumun ahlaki ve jeopolitik temellerini baltaladığını ve yıkımın eşiğine getirdiğini belirterek, “Filistinlilere karşı tavrımızı değiştirmezsek kibrimiz ve intikam hırsımız başımıza tarihi bir felaket getirecek” uyarısında bulundu. Harari, İsrail’in neden kendi sonunu hazırlamaya çalıştığına ilişkin ise yorum getirmedi.
İsrailli tarihçi ve düşünür Yuval Noah Harari, ‘Gazze’den İran’a, Netanyahu Hükümeti İsrail’in varlığını tehlikeye atıyor’ başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Siyonist rejimin, Netanyahu ve siyasi ortaklarının yıllardır sürdürdüğü yıkıcı politikalarının acı meyvesi olan tarihi bir yenilgiyle karşı karşıya bulunduğuna işaret eden Harari, Tel Aviv yönetiminin ‘intikamı’ ülke çıkarının önünde tutması halinde hem İsrail’i hem de tüm bölgeyi büyük bir tehlikenin içine atacağını vurguladı.
‘İsrail, ülkenin ve bölgenin geleceğini belirleyecek kararlar alacak’
“(Netanyahu ve siyasi ortaklarının) Uzun yıllardır izlediği politikalar, İsrail’i yıkımın eşiğine getirdi” ifadesini kullanan Harari, Netanyahu hükümetinin gelecek günlerde hem İsrail’in hem de bölgenin geleceğini şekillendirecek kararlar vermek zorunda kalacağını ancak bu yönetim kadrosunun bu tür kararlar almaya elverişli olmadığının pek çok kere tecrübe edildiğini belirtti.
Yazısında, “Eğer politikayı şekillendirmeye devam ederlerse bizi ve tüm Orta Doğu’yu felakete sürükleyecekler” değerlendirmesinde bulunan Harari, İran’la yeni bir savaşa tutuşmak yerine İsrail’in öncelikle son 6 ayda Gazze’deki başarısızlığından ders çıkartması gerektiğine işaret etti.
Harari’nin tavsiyeleri
Siyonist yönetimi Gazze’deki İsrailli esirlerin serbest bırakılması ve Hamas’ın silahsızlandırılması gibi siyasi hedeflere ulaşamamakla eleştiren Harari, Netanyahu hükümetinin, İran’dan yönelen “varoluşsal tehdide” karşı Batı demokrasileriyle ittifakını derinleştirmesi, ılımlı Arap güçleriyle işbirliğini güçlendirmesi ve istikrarlı bölgesel düzen kurma yönünde çalışmış olması gerektiğini ancak tüm bu amaçları göz ardı ederek intikam almaya odaklandığını kaydetti.
Yahudi kökenli Harari, Netanyahu hükümetinin Gazze Şeridi’ndeki 2,3 milyon Filistinliyi “kasten” insani felakete sürüklemesiyle, siyonist rejimin varlığının ahlaki ve jeopolitik temellerini baltaladığını belirtti.
Batı demokrasileriyle ittifak zayıflıyor: Nefret ediliyoruz ve dışlanıyoruz
Gazze’deki insani felaketin ve Batı Şeria’da giderek kötüleşen durumun bölgesel kaosu alevlendirmenin yanında Batı demokrasileriyle İsrail’in ittifakını zayıflattığının altını çizen Harari, “Filistinlilere karşı tavrımızı değiştirmezsek kibrimiz ve intikam hırsımız başımıza tarihi bir felaket getirecek” uyarısında bulundu.
Harari, “Gazze ile İsrail’in uluslararası duruşu da harabeye dönmüş durumda ve artık birçok eski dostumuz bile bizden nefret ediyor ve dışlanıyoruz.” ifadesini kullandı.
İsrail dışlanmış bir devlet olarak ne kadar hayatta kalabilir?
Yahudi düşünür, İran’a karşı olası topyekun savaşta ABD, Batılı demokrasiler ve ılımlı Arap devletlerinin İsrail için kendilerini riske atacaklarına, hayati askeri ve diplomatik yardım sağlayıp sağlamayacaklarına ilişkin soru işaretlerinin bulunduğuna dikkati çekti.
İsrail’in yeterli kaynağa sahip olmadığına işaret eden Harari, “Böyle bir savaş önlense bile İsrail, dışlanmış bir devlet olarak ne kadar hayatta kalabilir?” sorusunu yöneltti.
Harari, “Dünyanın geri kalanıyla ticari, bilimsel ve kültürel bağları olmayan, Amerikan silahları ve parası olmayan bir İsrail’in Orta Doğu’nun Kuzey Kore’si haline gelmesi, en iyimser senaryodur” yorumunda bulundu.
Tel Aviv’in geçen yıl 7 Ekim’den sonra Gazze’ye yönelik başlattığı saldırıların ilk haftasında benzeri görülmemiş uluslararası destek aldığını hatırlatan Harari, bu destek ve askeri yardım sayesinde İsrail’in Gazze ve Lübnan’daki “savaşı” yürütebildiğini belirtti.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *