Çin’in büyük şehirlerinde ‘çökme’ problemi yaşanıyor

Çin’in büyük şehirlerinde ‘çökme’ problemi yaşanıyor

Ülke çapında yapılan bir araştırma Çin’in büyük şehirlerinin neredeyse yarısının “orta ila şiddetli” düzeyde çökme yaşadığını ve bu durumun milyonlarca insanı, yükselen deniz seviyesi nedeniyle sel riski altında bıraktığını ortaya koydu. Benzer sorun aralarında New York’un da bulunduğu 44 kıyı kentini de kapsıyor.

Science dergisinde yayınlanan araştırma, Çin’deki kentsel arazilerin yüzde 45’inin yılda üç milimetreden daha hızlı, yüzde 6’sının ise yılda 10 milimetreden daha fazla battığını tespit etti.

Euronews’un aktardığına göre, Güney Çin Normal Üniversitesi’nden Ao Zurui liderliğindeki araştırma ekibi, ülkedeki kentsel nüfusun 900 milyonu aşması sebebiyle çökmekte olan arazilerin kentsel yaşam için önemli bir tehdit oluşturabileceği uyarısında bulundu.

Çökmeler neden yaşanıyor?

Araştırmaya göre çökmeler genel olarak su tablalarının azalmasından kaynaklanıyor. Su tablaları, altındaki toprak ve kayaların sürekli olarak ıslak ya da diğer bir deyişle doymuş olduğu düzeyi ifade ediyor. Ancak araştırmaya göre yapı ağırlığı da diğer bir önemli sebebi oluşturuyor.

Çin’in eski kömür bölgelerinin birçoğu da çökme riski altında. Yetkililer aşırı madencilik nedeniyle zarar gören araziyi güçlendirmek için çökmekte olan kuyulara beton enjekte etmek zorunda kaldı.

Yaşanan çöküşler halihazırda Çin’e yıllık 7,5 milyar yuandan (1,04 milyar dolar) daha fazla zarara mal oluyor.

Gelecek yüzyıl içinde kıyı arazilerinin yaklaşık dörtte birinin deniz seviyesinden daha aşağı düşebilieceği gözönüne alındığında, yüz milyonlarca insanı su baskını riskiyle karşı karşıya bırakabileceği belirtiliyor.

Dünya genelinde 6,3 km karelik alan risk altında

Sorun Çin ile sınırlı değil. Şubat ayında yayınlanan ayrı bir çalışmaya göre, dünya genelinde yaklaşık 6,3 milyon kilometre kare alan batma risk altında.

Singapur’da 2022 yılında yapılan bir araştırmaya göre, bu sorundan muzdarip 44 büyük kıyı kentinden 30’u Asya’da yer alıyor.

Buna karşın Çin’in kuzeyinde yer alan ve 15 milyondan fazla insanın yaşadığı Tianjin kenti dünyanın en kötü etkilenen yerlerden biri olarak belirlendi. Kentte geçen yıl jeotermal kuyuların inşasından nedeniyle su tükendiği anlaşılmadı. “Ani bir jeotermal felaket” olarak adlandırılan olay üzerine kentteki 3 bin sakin tahliye edildi.

En kötü etkilenen ülkeler arasında başkenti Cakarta’nın büyük bölümünün deniz seviyesinin altında kaldığı Endonezya da bulunuyor.

Japonya’nın başkenti Tokyo da 1970’lerde deniz seviyesinden yaklaşık beş metre batmıştı. Uzmanlar sorunu kentleşme ve nüfus artışına bağlıyor ve tehlike altındaki şehirlerde yeraltı suyu çıkarılmasının yasaklanması konusunda Tokyo’dan ders alınabileceğini belirtiyor.

Çökmenin durdurulamayacağını ancak azaltılabileceğini belirten uzmanlar bunun için adaptasyon ve set inşası gibi önlemlere de işaret ediyor.

New York da batıyor

2023 yılında yapılan araştırmalar “uyumayan şehir” New York’un küresel ısınmanın etkileri ve gökdelenlerinin ağırlığı nedeniyle battığını ortaya koymuştu.

Geçen yıl Mayıs ayında yayımlanan bir araştırma, Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinin yılda ortalama 1 ila 2 milimetre battığına işaret ediyordu. ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu’ndan Tom Parsons’ın yürüttüğü araştırmaya göre bazı bölgeler diğerlerine göre iki kat hızla batıyor. Araştırmacılar, Earth’s Future dergisinde yayınlanan çalışmada, “8,4 milyonluk yoğun bir nüfus New York’ta farklı derecelerde su baskını tehlikesiyle karşı karşıya” olduğunu belirtmişti.

New York kentinin etrafındaki su 1950’den bu yana 22 santimetre yükseldi. Batışın deniz seviyesindeki yükselme ile daha da arttığı anlaşıldı. Küresel ısınmadan dolayı buzulların erimesi ile denizlerin genişlemesi, deniz suyu seviyesindeki artışı iki kat hızlandırıyor.

Buna ilaveten büyük su baskınlarına yol açan fırtınaların iklim değişikliğinin etkisiyle daha sıklaşması bekleniyor. 2012 yılında New York’u vuran Sandy Kasırgası sonucu metrolara su basmış, kent çapında elektrik kesintileri yaşanırken büyük hasar meydana gelmişti. 2021’deki Ida Kasırgası sonrasında ise 40’tan fazla kişi boğularak can vermişti.

Gökdelenlerin etkisi

Araştırmacılar iklim krizi derinleştikçe New York’un yüz yüze kaldığı tehlikenin diğer denize kıyısı olan kentlerde de yaşanacağına dikkat çekiyor.

Ancak bu eğilim gökdelenler kenti New York için daha da büyük. Araştırmacıların hesaplamalarına göre aralarında Empire State Building ve Chrysler Building gibi kentin simgesi olan yapıların toplam ağırlığı 700 milyon tondan fazla ediyor. Bu da yaklaşık 140 milyon filin ağırlığına denk geliyor.

Bu devasa ağırlık, kentin zeminindeki farklı materyal karışımını aşağı doğru itiyor. En büyük binalar sağlam kayalar üzerine inşa edilse de kum ve kil karışımı üzerine yapılmış inşaatlar da bulunuyor. Bu da son buzul çağını takiben dev buzulların çekilmesine karşı toprağın tepki vermesi nedeniyle ABD’nin doğu kıyısı boyunca doğal olarak oluşan batışa ilave etkide bulunuyor.

Parsons bu durumun hemen paniğe kapılacak bir durum olmadığını, ancak su baskını riskini artıran bir sürecin devam ettiğini belirterek, “Toprak ne kadar yumuşaksa, binalar da o kadar fazla sıkıştırma yapar. New York’ta bu kadar büyük binalar inşa etmek bir hata değildi, ancak orada inşa ettiğimiz her şeyin zemini biraz daha aşağı ittiğini unutmamalıyız.” dedi.

Parsons ve ekibi New York ve diğer kıyı kentlerinde devamlı olarak tuzlu suya maruz kalan çeliğin paslandığını ve binaları sağlamsızlaştırma riski bulunduğunu da göze alarak planlama yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *