Almanya’dan Gürcistan’a ‘üstü kapalı’ uyarı: O yasayı kabul etme!

Almanya’dan Gürcistan’a ‘üstü kapalı’ uyarı: O yasayı kabul etme!

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, bağımsız bir devlet olmasına karşın, Gürcistan’ın Avrupa Birliği’nin eleştirilerini dikkate alacağını ve ‘Yabancı Nüfuzun Şeffaflığı’ yasasını kabul etmeyeceğini umduğunu ifade etti.

‘Yabancı ajanlara’ ilişkin yasa tasarısı, yabancı güçlerin çıkarlarını gözeten sivil toplum örgütleri ve medya kuruluşlarının kayıt altına alınmasını ve yıllık beyanname doldurmalarını öngörüyor.

Almanya Başbakanı Scholz, Gürcistan Başbakanı İrakli Kobakhidze ile başkent Berlin’de ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Gürcistan’da meclisten geçirilmesi planlanan ‘Yabancı Nüfuzun Şeffaflığı’ yasası da konuşulan konular arasında yer aldı.

Ortak basın toplantısında konuşan Alman Başbakan Scholz, “AB’nin geri kalanı gibi biz de yabancı ajanlar hakkındaki yasaya eleştirel bakıyoruz ve bu yasa geri çekildikten sonra, bu yasanın artık gündemde olmayacağı umuduna kapılmıştık” dedi.

Gündeme getirilen tasarının geçen yılki tasarının neredeyse aynısı olduğunu üzülerek belirten Scholz, “Bu yasanın Gürcistan tarafından kabul edilmeyeceğini, parlamentonun bizim ve Gürcü halkının kritik konumunu dikkate alacağını umuyoruz” sözlerini dile getirdi.

Almanya Başbakanı Scholz, Avrupa Birliği’nin Gürcistan’daki ‘Yabancı Nüfuzun Şeffaflığı’ tasarısına benzer bir yasası olmadığını vurgulayarak şu cümleleri dile getirdi:

“Avrupa Birliği’nde böyle bir mevzuat yok. Şeffaflığın farklı alanlarda uygulanmasına ilişkin bir tartışma var ama bu tamamen farklı bir kavram. Henüz karar verilmedi ve büyük olasılıkla da verilmeyecek.”

Gürcistan’ın AB’ye entegrasyonuyla ilgili olarak Scholz, yasal ve ekonomik reformların önemine dikkat çekerek AB’ye katılmanın hem hükümetin hem de ülke vatandaşlarının mutlak çoğunluğunun arzusu olduğunu dile getirdi.

‘Yasa tasarısı demokrasinin tüm temel ilkelerini taşıyor’

Ortak basın toplantısında konuşan Gürcistan Başbakanı İrakli Kobahidze, konuşmasında Scholz’a verdiği yanıtta söz konusu yasa tasarısının demokrasinin tüm temel ilkelerini karşıladığını belirtti.

Kobakhidze ek olarak, Avrupa Komisyonu’nun kısa bir süre önce AB üyesi olmayan devletlerin tüm çıkar temsilcilerinin yabancı bir devletten aldıkları bütün ödemeleri AB Şeffaflık Sicili’ne kaydettirmelerini zorunlu kılacak ‘Demokrasiyi Koruma Paketi’ taslağını onayladığını hatırlatarak şu cümleleri dile getirerek, “Demokratik bir toplumda şeffaflığın alternatifi yoktur. Ben buna yürekten inanıyorum.

Gürcistan’daki yasa tasarısının öngördüğü tek şey, sivil toplum kuruluşlarının mali durumlarını yıllık olarak açıklamalarıdır” cümlelerini kaydetti. Kobihidze tasarı karşıtlarının sivil toplum kuruluşlarının şeffaflık ilkesine uymaması gerektiğini neden uymaması gerektiğini hiçbir şekilde izah edemediğinin altını çizdi. Kobakhidze konuşmasında şu cümlelere yer verdi:

“Başbakan olduktan sonra Gürcistan hükümetinin tüm kararlarının kamuya açık olmasını sağlamaya karar verdim ki bu Gürcistan hükümeti için çok önemli. Bu koşullar altında, sivil toplum kuruluşlarından asgari bir şeffaflık standardı talep etmeye hakkımız var. 2020’den bu yana iki vaka yaşandı: Yetkililer, parlamento seçimleri veya demokratik seçimler yoluyla değil, sokak yoluyla değiştirildi. Ve son yıllardaki finansman da dahil olmak üzere yasadışı yollarla yapıldı. Bu kuruluşların finansman konusunda kamuya açık raporlar vermek istemediklerini ve Gürcistan’daki kutuplaşmaya katkıda bulunduklarını görüyoruz.”

Kobakhidze son olarak yasa tasarısıyla ilgili tüm süreçlerin şeffaf olduğunu ve Gürcü makamlarının tartışmaya açık olduğunu da vurguladı.

Almanya Gürcistan’ı tehdit etmişti

Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Sebastian Fischer Gürcistan’ın yabancı ajanlarla ilgili parlamentoya sunmayı planladığı yasanın kabul edilmesi halinde Avrupa Birliği’ne (AB) katılım adayı statüsünü kaybedebileceğini dile getirmişti.

Parlamento çoğunluğunun lideri ve Gürcü Rüyası’nın Genel Sekreteri Mamuka Mdinaradze ise Gürcistan’ın ‘yabancı ajanlar yasası’ nedeniyle Avrupa Birliği ile ilişkilerinde sorun yaşamayacağını zira AB’nin de benzer bir yasayı benimsediğini söylemişti.

Yasaya ilişkin ABD’den de tepki gelmişti

Söz konusu yasa tasarısına ilişkin bir diğer uyarı da ABD’den gelmişti. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, yabancı ajanların durumuna ilişkin yasa tasarısının Gürcistan parlamentosuna yeniden sunulmasından duyduğu endişeyi dile getirerek bu hamlenin ülkeyi Avrupa yolundan çıkaracağına inandığını söylemişti.

Yasanın ayrıntıları

Tasarı yalnızca yabancı gücün çıkarlarını destekleyen kuruluşların kayıt altına alınmasını ve bunların finansmanının şeffaflığını öngörüyor. Yasa ile söz konusu kuruluşların faaliyetlerine herhangi bir kısıtlama getirilmiyor.

Yalnızca yıllık gelirlerinin yüzde 20’sini dış bir güçten sağlayan tüzel kişiler, ‘yabancı bir gücün menfaatlerini gözeten kuruluş’ olarak kabul edebileceğini belirtiliyor.

Kuruluşun ilgili kriterleri karşılaması durumunda, tescil için Ulusal Kamu Sicili Ajansı’na kendisinin başvurması gerekirken söz konusu bu işlemin ücretsiz olduğu ifade ediliyor.

Yine söz konusu tasarıya göre, ‘yabancı gücün menfaatlerini gözeten kuruluşların’ siciline kayıtlı kuruluşların, her Ocak ayında bir önceki yılın mali beyanını elektronik olarak doldurması gerekiyor.

‘Yabancı menfaat kuruluşu’ ve ‘Yabancı güç’ nasıl tanımlanıyor?

Söz konusu yasada ‘yabancı menfaat kuruluşu’ şu şekilde tanımlanıyor:

Bir idari organ tarafından kurulmayan ve bir spor federasyonu veya kan kuruluşu olmayan ve kar amacı gütmeyen bir tüzel kişilik;

Yayıncı;
Yazılı medya sahibi olan bir tüzel kişilik;
Yıllık gelirlerinin yüzde 20’sinin kaynağının ‘yabancı bir güç’ olması halinde, Gürcüce alan adı ve/veya internet üzerinde Gürcü dilinde kitlesel bilgi dağıtmak için alan adı sahibi olan veya kullanan bir tüzel kişilik.

Söz konusu yasada ‘yabancı güç’ şu şekilde tanımlanıyor:

Yabancı bir ülkenin güç sistemini oluşturan bir varlık;
Gürcistan vatandaşı olmayan bir gerçek kişi;
Gürcistan mevzuatı temelinde kurulmamış bir tüzel kişilik;
Başka bir devletin hukukuna ve/veya uluslararası hukuka dayalı olarak kurulmuş bir örgütsel varlık (vakıf, dernek, birlik, şirket vb.) veya diğer insan oluşumları.

Gürcistan Ekonomi Bakanı Khutsishvili, ‘Yabancı Nüfuzun Şeffaflığı’ tasarısının bir kuruluşun ülkede ‘damgalanmasını’ öngörmediğini ancak bunu anlamak için tasarının içeriğine aşina olunması gerektiğini belirtti.

Bakan, tasarının ayrıca bir kuruluşun acente olarak etiketlenmesini öngörmediğini, ancak bunu anlamak için tasarının içeriğine aşina olunması gerektiğini belirtti.

Gürcistan Ekonomi Bakanı Lasha Khutsishvili yaptığı açıklamada, “Yabancı Nüfuzun Şeffaflığı” yasa tasarısının sadece kuruluşların mali tablolarının yayımlanmasını öngördüğünü ve faaliyetlerinde herhangi bir kısıtlama getirmediğini belirtti.
Parlamento çoğunluğu, Mart 2023’te kitlesel protestolar sebebiyle geri çekilen yasa tasarısını başlatmıştı. Konunun yeniden gündeme gelmesi, yabancı bağışçıların şeffaflık vaatlerine rağmen Gürcistan’daki radikal grup ve partilere yönelik gizli finansmanı arttırdığı gerekçesiyle tartışılıyordu. Gürcü yetkililer halihazırda muhaliflerin yanı sıra Avrupa Birliği, ABD, BM ve Avrupa Konseyi tarafından da eleştiriliyor.

Khutsishvili açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Yasa tasarısı sadece mali tabloların yayımlanmasını öngörmektedir. Dolayısıyla genel olarak hesapların yayımlanması herhangi bir faaliyet üzerinde bir kısıtlama oluşturamaz. Ticari kuruluşlar da raporlar yayımlamaktadır ve bu nedenle bu kısımda herhangi bir kısıtlama ya da rahatsızlıkları yoktur.

Khutsishvili tasarının aynı zamanda bir kuruluşun etiketlenmesini de öngörmediğini ancak bunu anlamak için kişinin tasarının içeriğine aşina olması gerektiğini belirtti.
Khutsishvili, “Şeffaflık Yasa Tasarısı bir kuruluşu karalamakla ilgili değil. Başlığın ötesine geçelim ve içerik hakkında konuşmaya başlayalım. Tasarının içeriğine bakalım ve sivil toplum sektörünün veya medyanın faaliyetlerini engelleyebilecek böyle bir madde var mı, doğal olarak bir tartışma olmalı” dedi.

‘Devlet kurumları STK’ların finansman kaynaklarına erişemiyor’

Başbakan Irakli Kobakhidze, Parlamento’da kabul edilen “Yabancı NüfuzunŞeffaflığı” yasa tasarısının önemli olduğunu, zira halkın sivil toplum kuruluşlarının finansman kaynakları hakkında neredeyse hiçbir bilgiye sahip olmadığını, devlet kurumlarının ise en fazla yüzde 18 oranında bilgiye erişebildiğini dile getirdi.

Kobakhidze, “Toplumun, hangi STK’ların, ilgili medyanın hangi kaynaklardan ve ne için finanse edildiği de dahil olmak üzere tüm bu konular hakkında tam olarak bilgilendirilmesi önemlidir ve bu amaçla yakın zamanda başlatılan yasa tasarısının kabul edilmesi çok önemlidir” dedi.

Başbakan Kobakhidze açıklamasında, hükümet ve devlet kurumlarının STK’ların finansmanına ilişkin bilgilere erişebildiğine dair ‘yanlış bilgiler’ yayıldığını belirterek, “Yedi STK hakkında bilgi ele geçirdik. Bunlar kaynakları bakımından en güçlü olanlar, bu durumda zengin olduklarını söylemeyeceğim ayrıca aşırıcılıkla karakterize edilen STK’lar, ortaya çıktığı üzere 2012’den bu yana harcadıkları fonların en fazla yüzde 18’ini beyan etmişler” açıklamasında bulundu.

Kobakhidze konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

Bu, ilgili STK’lar tarafından en azından bu kadar harcama yapıldığına dair bir bilgi, ancak bu fonların amacı ve belirli kaynakları hakkında hiçbir bilgimiz yok. Buradan sadece yüzde 18’i, yani 5.7 milyon dolar civarı, hakkında detaylı bilgiye sahibiz.

Kobakhidze açıklamasında STK’ların 35 ila 26 milyon dolar arasında bir miktarı hiçbir detaylı bilgi vermeden, tamamen ‘şeffaf olmayan bir şekilde’ harcadıklarını söylemenin mümkün olduğunun altını çizerek, “Yani hükümetin bile bu konuda hiçbir bilgisi yok. Bu bilginin kendisinin bir vergi sırrı olduğu gerçeği hakkında hiçbir şey söylemiyorum, yani STK’ları kontrol bile edemiyorum” dedi.

Kobakhidze açıklamasında genel olarak hiçbir bilginin kamuya açık olmadığını yalnızca devlet kurumlarına açık olan bilginin ise yüzde 18 olduğunu dile getirdi.
Kobakhidze harcamaların önemli bir kısmının Ekonom Bakanlığı’na hiç gösterilmediğini de belirtmek gerektiğini ifade ederek Örneğin seyahat masrafları, ofis kiralarının büyük bir kısmı, elektronik fatura olmadan yapılan alımlar gibi kalemlerin buna dahil edilmediğini vurguladı.

Gürcistan Başbakanı STK’ların yüzde 90’ından fazlasının tamamen şeffaf olmadığını rahatlıkla söyleyebileceğinin altını çizerek halk içinse neredeyse bu oranın yüzde 100 olduğunu belirtti.

Yasa karşıtı gösteriler başladı

Kanun tasarısının Meclis’in bahar dönemi bitiminden önce kabul edilmesi planlanırken aktivistler ve gençlik örgütleri, ‘Yabancı Nüfuzun Şeffaflığı’ yasasının görüşülmesi ile bağlantılı olarak Gürcistan Parlamento binası önünde protesto gösterisi düzenliyor.

Yüzlerce kişinin toplanarak “Sansüre hayır” sloganları attığını ifade edildi.

Gürcistan Lelo Partisi’nin milletvekillerinden Ana Natsvlishvili, yasa tasarısında bir yalan yazıldığını ifade ederek “Bu yasa taslağının Avrupa Birliği mevzuatına ve uluslararası örgütlere üyelikle ilgili yükümlülüklere aykırı görünmediği söyleniyor” açıklamasında bulundu. Natsvlishvili, yasa tasarısının Gürcistan’ın çıkarlarına aykırı olduğunu ve bu yasa tasarısının Parlamento Bürosu oturumunda kayıt altına bile alınmasının anayasaya ve ‘Gürcistan’ın Avrupa’daki geleceğine’ ihanet olduğunu öne sürdü.

Batı bu yasaya neden karşı çıkıyor?

Gruzinform Genel Yayın Uönetmeni ve Güvenlik, Stratejik Analiz ve Bilgi Politikası Merkezi Direktörü Arno Khidirbegishvili, Batı’nın Gürcistan’ın ‘Yabancı Ajanlar’ yasasına neden karşı çıktığını değerlendirerek şu cümleleri dile getirdi:

ABD, AB ve onların Gürcistan’daki destekçileri radikal muhalefet ile radikal sivil toplum örgütleri, ABD’de 1938’den bu yana Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası’nın (FARA) – yürürlükte olmasına rağmen neden bu tasarıyı ‘Rus yasası’ olarak adlandırıyor? Bu soruyu sormak bile neden ‘Rus propagandası’ olarak görülüyor? Neden eşcinselliğin ve uyuşturucu bağımlılığının yasallaştırılmasından yana olan yerel yabancı işbirlikçiler Gürcistan’daki yasa tasarısını ve Amerikan yasasını karşılaştırmak için bile okumamışken, Amerikalı ve Avrupalı politikacılar muhtemelen okumuşlardır ama Batı’ya izin verilen şeylerin Gürcistan’a izin verilmediğini göstermektedirler?

“Neden Amerika ve Avrupa ülkelerinde ajanlar kanunu var da Gürcistan’da yok?” sorusunu soran Khidirbegishvili, “Mağazalardan alışveriş yaparken neden makbuz kesiliyor, devlet memurları neden mal beyanında bulunmak zorunda, girişimcilik ve maaşlar neden vergilendiriliyor ve sivil toplum kuruluşları neden yılda bir kez finansman hakkında bilgi vermeyi reddediyor?” diyerek konuşmasını şu cümlelerle sürdürdü:

STK’lar – yabancı ajanlar Gürcistan’da darbe hazırlığı için hibe alıyor ve harcıyor. Zira Batı ve işbirlikçileri 12 yıllık iktidarı boyunca ulusal değerleri hatırlayan Gürcü Rüyası partisini 26 Ekim’deki seçimlerle değiştiremeyecek. STK’lar ve muhalefet, Gürcistan’da sadece genelevler, kumarhaneler, oteller, yabancılar için restoranlar ve Karadeniz’de yabancı askeri üsler olsun diye Gürcü karşıtı, halk karşıtı, Ortodoks karşıtı propaganda, eşcinsel değerler ve eşcinsel evliliklerin avantajları gibi konularda propaganda yapmak için hibeler alıyor ve harcıyor.

“Gürcistan’ı almayacaklar ama terk de etmeyecekler. Gürcistan’ın yakında Gürcülerden daha fazla yabancı askeri, eğitmeni, gözlemcisi, kurumu, vakfı, uzmanı, misyonu, diplomatı, istihbarat ajanı ve casusu olacak. Gürcistan projesi, Ukrayna projesinin aksine karlı bir projedir. Üç kuruşluk yatırımla Güney Kafkasya ve Karadeniz’de bir köprübaşı, bölgesel ve kıtalararası bir ulaşım, lojistik ve enerji merkezi ve koridoru ile neredeyse bedavaya devasa kaliteli tatlı su rezervleri elde edersiniz” diyen Khidirbegishvili gelecek günlerde STK’ların ‘Meclis’i yine molotof kokteyleriyle basacaklarından ve hükümeti 9 Mart 2023’te olduğu gibi ilgili tasarıyı tekrar geri çekmeye zorlayacaklarından emin olduğunu’ dile getirdi.

Girişimin başarısızlık öyküsü

Yabancı Nüfuzun Şeffaflığı Yasası’nı geçirmek için ilk girişim 2023 baharında yapılmıştı. Girişim, parlamento çoğunluğunun bir parçası olan ‘Halkın Gücü’ partisi milletvekillerinin geçen yıl Şubat ayı ortasında tasarıyı gündeme getirmelerinin hemen ardından başlamıştı.

Yetkililer, projenin tek amacının medya ve sivil toplum kuruluşlarının finansmanında şeffaflığı sağlamak olduğunu açıklayarak bu fikri desteklemişti.

İktidardaki Gürcü Rüyası ve Halkın Gücü liderleri, bu tasarının ABD’deki Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası’ndan (FARA) çok daha liberal olduğunu zira ilk etapta ihlali halinde herhangi bir cezai yaptırım öngörmediğini vurgulamıştı.

Muhalefet ve yasa taslağına göre gelen finansmanla ilgili verileri açıklaması gereken sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, taslağı derhal bir ‘Rus yasası’ olarak nitelendirmişti.

Daha sonra ABD’nin Gürcistan Büyükelçisi Kelly Degnan bunun bir ‘Rus yasası’ olduğunu dile getirmişti ve Gürcü yetkililer ABD Dışişleri Bakanlığı,Avrupa Birliği Dış Politika Servisi, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiserive Gürcistan’daki BM Ofisi tarafından eleştirilmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı o dönemde Gürcistan’daki yasayla ilgili endişelerini dile getirmişti. Ve yine ABD’nin Gürcistan Büyükelçisi Kelly Degnan, Gürcistan parlamentosundan yasa tasarısını geri çekmesini ve revize etmesini isteyerek bu girişim Gürcistan’ın çıkarlarına uygun olmadığını vurgulamıştı.

Söz konusu tasarı ayrıca AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından da kınanmıştı.

Akabinde Gürcistan’da protestolar başlamış ve Tiflis’in merkezindeki parlamentonun önünde bu protestolar ayaklanmaya dönüşmüştü. Protestoculardan bazıları saldırgan bir tutum sergileyerek polise taş ve molotof kokteyli ile saldırmış, bunun sonucunda 58 kolluk kuvveti yaralanmıştı. Polis ise göstericilere karşı tazyikli su, göz yaşartıcı gaz ve biber gazı kullanmıştı.

7-9 Mart Protestoları sırasında onlarca gösterici gözaltına alınmış ve neredeyse hepsi para cezasına çarptırılmıştı. Sadece Lazare Grigoriadis isimli bir protestocu tutuklanmıştı. Grigoriadis, polis memurlarına molotof kokteyli atarak ikisinin yanmasına sebep olmakla suçlanıyor.

Sonuç olarak yetkililer, bu girişimin saklayacak bir şeyleri olanları ortaya çıkarma işlevini büyük ölçüde yerine getirdiğini belirterek ‘Yabancı Nüfuzun Şeffaflığı’ yasasını kabul etme fikrinden vazgeçmeye karar vermişti.

Rusya iddialara ne yanıt vermişti?

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, söz konusu yasaya ilişkin iddalara geçen yıl yanıt vererek, Gürcistan’daki yabancı ajanlar yasasının ne özde ne de biçimde Rusya ile bir ilgisi olmadığını, Gürcü yetkililerin kendilerinin de Amerikan kurallarına benzer kurallar getirdiklerini söylemişti.

Gürcü yetkililerin ve bazı parlamenterlerin Amerika’dakine benzer bir yabancı ajanlar yasası çıkardığını ifade eden Peskov, “Rusya’nın bununla ne özde ne de biçimde hiçbir ilgisi yoktur. Gürcistan’ın içişlerine karışmıyoruz” cümlesinin altını çizmişti.

Yine Peskov, Gürcistan’da parlamento gündemine alınan yabancı ajan yasası ve söz konusu yasanın ülkede neden olduğu protestoların Rusya ile bir ilgisinin olmadığını belirmiş ve Gürcistan’da yaşananların arkasında ABD’nin olduğunu kaydetmişti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova da geçen yıl Gürcistan’da yabancı ajanlar yasasının kabul edilmesine ilişkin yasa tasarısında ABD’nin tutumuna tepki göstermiş ve ABD Büyükelçisi Kelly Degnan’ın, ABD’deki Yabancı Ajanlar Kayıt Yasası’nın yasadan kelimesi kelimesine tercüme edilmiş olsa bile Washington’un Gürcistan’daki yabancı ajanlar yasasına karşı olduğunu söyleyen açıklamasını hatırlatmıştı.

Zaharova açıklamasında, “Zira Washington’a göre ABD, herkesin yapamadığını yapabilen istisnai bir ülke” cümlesine yer vermişti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zaharova yine AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in ‘Tiflis’te protestolara neden olan yabancı ajanlarla ilgili yasanın AB değerleriyle bağdaşmadığı’ yönündeki açıklamalarının ardından ABD’nin AB’de bulunmaması konusuna esprili bir şekilde yaklaşarak, “ABD’nin neden henüz Avrupa Birliği’nde olmadığı şimdi anlaşılıyor” diye yazmıştı.

‘Sizde de aynı yasalar var, bizi tehdit etmeyin’

Parlamento çoğunluğunun lideri ve Gürcü Rüyası’nın Genel Sekreteri Mamuka Mdinaradze, Gürcistan’ın ‘yabancı ajanlar yasası’ nedeniyle Avrupa Birliği ile ilişkilerinde sorun yaşamayacağını zira AB’nin de benzer bir yasayı benimsediğini söyledi.

Gürcistan parlamentosu Mart 2023’teki kitlesel protestolara sebep olduğu sebebiyle geri çekilen bir yasayı tekrardan gündeme getirdi. Söz konusu yasa sebebiyle Gürcü yetkililer hem muhalifler hem de Avrupa Birliği, ABD, BM ve Avrupa Konseyi tarafından birtakım eleştirilere maruz bırakılıyor.

Mdinaradze konuya ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi.

“Nihayetinde AB’nin kendisi tarafından başlatılan bir konuda AB’de nasıl bir sorun yaşayabiliriz? Ne yüzsüz bir propaganda bu! Biz herkese gerçeği anlatacağız. Hatta yasayı geri çekersek şeffaf olacaklarına dair bir sözümüz vardı, söz bile değil, gerçekler dile getirildi. Nerede o şeffaflık?”

Politikacı, ortaklarının yasaya yönelik eleştirilerinin ‘asılsız’ olduğunun altını çizdi. Açıklamalarına devam eden Mdinaradze şu cümleleri kaydetti:

“Eğer birileri küçük bir ülkenin, küçük insanların büyük ülkelerin yapabildiklerini yapma hakkına sahip olmadığını düşünüyorsa, ki ben Gürcü halkı böyle düşünmüyor. Biz çok gururlu, kendine saygısı olan bir ulusuz ve herkesten, özellikle de dostlarımızdan bizi parçalamamalarını ve sahip oldukları şeyler için bizi parmakla tehdit etmemelerini istiyoruz.”

Mdinaradze ortaklarına seslenerek, ABD, Kanada ve Yeni Zelanda’da mevcut olan ve Avrupa Birliği’nde Gürcistan projesinde sunulanlardan daha katı kurallarla var olan söz konusu yasaya ‘Rus yasası’ adını vermemeleri çağrısında bulundu.

(Sputnik)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *