Kur’an, akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye gönderilmiş bir bildiridir

Kur’an, akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye gönderilmiş bir bildiridir

Kur’an’ın çağlar öncesi evrensel bir bildiri, ilahi bir nasihat ve öğüt oluşu bugün modern insana ne söyler? Bugünün Müslüman ve kafirleri bu mesaj ve öğütleri nasıl anlıyor? Lafı uzatmadan Allah’ın çağrısının nasıl karşılık bulduğunu anlamak istersek bugün Filistin’e bakmak yeterli diye düşünüyoruz.

“İşte bu (Kur’an), Kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak bir tek İlah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir” (İbrahim suresi 52. ayet)

Bugünkü ayetimizde insanlara bir hatırlatma ve bildiri olarak İbrahim suresinin son ayetini gündem etmek istedik. Aslında hangi ayeti ele alsak tek başına ve bağlamından kopuk olarak anlamak biraz zor, fakat bazı mesajlar var ki herkesin anlayabileceğini söylemek mümkün. Ama yine de ayet-i kerimelere Kur’an bütünlüğünü dikkate alarak bakmak zorundayız. Bizde genel ilke olarak ve gücümüz oranında ayetleri siyak sibak ilişkilerini dikkate alarak okuyucularla paylaşmaya gayret ediyoruz. Kaldı ki, yanlış üzerine bina edilen düşünce ve yorumlar hakikati saptırmaktan başka bir işe hizmet etmezler. Onun için yanlışlar kesinlikle bize, doğrular Âlemlerin rabbi Allah’a aittir. “İşte bu (Kur’an), Kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak bir tek İlah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara (gönderilmiş) bir bildiridir”. (İbrahim:52). İşin doğrusu Kur’an en başından en sonuna kadar öğüt, nasihat, korkutma, müjdeleme, uyarı ve insanları hidayete çağıran bir kurtuluş bildirisidir.

Konumuz olan ayeti kerime kendinden önceki ayetlerle kesinlikle bağlantılıdır. Surede her türlü uyarı, öğüt, nasihat ve bildirinin ardından sureye adeta bir kapanış mührü vuruyor bu son ayet-i kerime. Ve diyor ki; Allah’ın tek ilah olduğunu AKIL sahipleri iyice düşünüp öğüt alsınlar ki herhangi bir mazeretleri kalmasın. Hitap tüm insanlığa ve oldukça kucaklayıcı bir üsluba sahip olmakla beraber, ayetin hitap ettiği akıl sahibi vurgusu sanki basireti körelmemiş, vicdanı kararmamış, fıtratı bozulmamış ve hakikate karşı duvar örmemiş kalbi selim insanlara hitap ediyor. Çünkü Kur’an tüm insanların hidayete ve çağrıya topyekûn koşmayacağını bilir. Ama mesajı tüm insanlara ulaştırmak ister ki, kimsenin öne süreceği bir mazereti kalmasın. Yine Kur’an niceliğe değil niteliğe bakar ve çoğunluğun hakikati temsil etmediğini söyler ve hatta çoğunluğa uymayı da doğru bulmaz (6:116).  Gerçekten de bu tüm nebi ve elçilerde durum hep böyle olmuş. Tarih dediğimiz zaman ırmağının akıntıları bunu kanıtlar durumda. Ki aslında İslam’ın dilinde bunun adına “sünnetullah” diyoruz.

Peki, Kur’an’ın çağlar öncesi evrensel bir bildiri, ilahi bir nasihat ve öğüt oluşu bugün modern insana ne söyler? Bugünün Müslüman ve kafirleri bu mesaj ve öğütleri nasıl anlıyor? Lafı uzatmadan Allah’ın çağrısının nasıl karşılık bulduğunu anlamak istersek bugün Filistin’e bakmak yeterli diye düşünüyoruz. İki milyara yakın Müslüman mahallesinde; mesajı doğru okuyup Allah’ın öğüdüne kulak veren tevhit akidesine sıkı sıkıya bağlı ve haklıdan, mustazaftan, mazlumdan yana olanlar azınlıkta da olsa var elbette. Ama hiç akletmeyen/düşünmeyen ve öğütten nasibini almayan, şeytanın öğüdüne ve fısıltısına kulak verip teknolojiyi ve ekonomiyi tapılacak bir güç olarak kabul edenler çoğunlukta. Oysa Kur’an önce iman istiyor, yani Allah’a güvenmemizi. Ardından da uyarmak, ayrıştırmak, safları netleştirmek, arındırmak ve sadece tek bir ilaha kulluk etmemizi istiyor. İşte bugün Gazze’de yaşanan tam da bu. Filistin’in o şanlı mücahitleri Allah’ın verdiği öğüdü, doğru anlamışlar ve Allah’tan başka ilah olmadığını, korkulması gereken biri varsa bunun ne Amerika ne de İsrail olduğunu; sadece Allah’tan korkulması gerektiğini tüm dünyaya kanıtlamışlardır. Fakat ne garip ki Müslümanlar yaşanan bu hakikati hala kabullenmekte zorlanıyor ve emperyalist kafirlerin çok boyutlu gücünden korkuyorlar. Oysa Allah İslam ümmetine Gazze’de bu korkuyu yenecek bir kapı açtı. Eğer bu kapıdan içeriye girecek ümmet bulamazsa yerine bu kapıdan girecek ve Allah’ın muradını gerçekleştirecek yeni bir ümmet var edecektir. Daha fazla zilleti yaşamaktansa aklımızı kullanıp Allah’ın bize layık gördüğü izzeti ve şerefi kuşanmanın tam zamanı, aksi halde hesabımız ağır olacak.

(Venhar)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *