Büyük aldanış!

Büyük aldanış!

Büyük aldandı İslam ümmeti. Demokrasiyi Nuh’un gemisi yerine koydu. Dinin modası geçti dediler, ona inandı. Şeriat gericiliktir, tutuculuktur, bağnazlıktır dediler, buna mest oldu. Laiklik inanç özgürlüğüdür, bütün din ve inançlara eşit mesafede bulunmaktır dediler, “inandım iman getirdim” dedi…

Bir ebedi meskenete, yedi kıtaya kol atmış ‘yaşayan ölüler’ mezarlığına, ruhunu yitirmiş, sadece bedene ait kalıntılarla idame-i hayat eden, tarihin bu en hazin ‘insan’ tipine, İslam örfüne uyum sağlayarak biz de ümmet diyoruz. Diyeceğiz de. Ümmet yoksa, topyekûn yokluk ülkesine göçmüşse, onu tekrar biz var edeceğiz. Aklını, vicdanını satmamış, imanını borsada yitirmemiş olan her mümin bu kutsal görevle mükelleftir. Bir kişi, üç kişi, beş kişi varsa, İslam ümmeti var demektir.

Büyük aldandı İslam ümmeti. Demokrasiyi Nuh’un gemisi yerine koydu. Dinin modası geçti dediler, ona inandı. Şeriat gericiliktir, tutuculuktur, bağnazlıktır dediler, buna mest oldu. Laiklik inanç özgürlüğüdür, bütün din ve inançlara eşit mesafede bulunmaktır dediler, “inandım iman getirdim” dedi. Kur’an tarihseldir, Kur’an siyasetle ilgilenmez, bunlar adi/bayağı işlerdir dediler, “aradığım işte buydu” dedi. Rasûlullah’ı, elinden doksan dokuzluk tesbihini düşürmeyen, gününü daha çok mescidde mendup namazlar kılarak geçiren bir derviş gibi anlattılar, göz yaşlarına boğuldu. Ülkesinin yeraltı, yerüstü kaynakları Amerikalılara, Avrupalılara peşkeş çekilirken, o, sakalı şerif ziyaretinde izdiham yaşıyordu.

Allah İslam ümmetine “kardeş olun!” derken o, kredi kartını elli tane gardaşına yeğledi.

Ve keser döndü, sap döndü, 7 Ekim günü geldi çattı. 7 Ekim 2023 tarihi dünyanın bütün sır perdelerini araladı. İzbe yerlere güneş doldurdu. İnsan sandıklarımızın şeytan olduğunu gösterdi. Ahlaksız dünyanın maskelerini bir bir indirdi Aksa Tufanı. Kimlerin kimlerle iş tuttuğunu faş etti. İslam ümmeti, biz böyle bir dünyada mı yaşıyormuşuz şaşkınlığını hala atamadı. Amerika ve Avrupa şeytanları gözümüzün içine baka baka aşama aşama Gazze’yi eritiyor, yok ediyor. Biz ise Amerika ve Avrupa şeytanlarıyla iş birliği yapan, işbirlikçi yerli şeytanları seyretmekle vakit geçiriyoruz. Ahlaksız dünyanın ahlaksız işbirlikçi reisleri “duymadım, görmedim, bilmedim” hıyanetiyle kavimlerini aldanıştan aldanışa sürüklüyorlar.

Müslümanlar olarak işte böyle bir dünyada yaşadığımızı bilmedik, bilmek istemedik. Çünkü reislere uyduk. Demokratik dünyanın Müslümanları sevmediğini, Müslümanların da onları sevmemesi gerektiğini, Allah’ın ta ezelden kafirler ve müminler diye dünyayı ikiye ayırdığını bilmeliydik. Bilenlerin uyarısına kulak asmalıydık. Salağa yatmamalıydık. İslam’la küfrün, Müslümanla kafirin suyla ateş gibi, melekle şeytan gibi birbirine tezat, birbirine uzak olduğunu neden anlamazdan geldik?

Büyük aldanış içindeyiz. Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılmalı, Allah’a tevbe etmeli, aslımıza dönmeliyiz. Ama yitirdiklerimize de üzülmemeliyiz. Neleri yitirdiğimizin farkına varıyorsak, bu yeterlidir. Ahlaksız dünya Nuh’un gemisinden önce Nuh’u, İbrahim’i, Musa’yı, İsa’yı, Muhammed’i (sav) beklemektedir. Dünya yeni bir din çağrısına muhtaçtır. Dünyanın selameti sadece Müslümana bakmaktadır. Büyük aldanıştan uyanacak olan, büyük vicdan, büyük iman sahibi Müslüman.

Uyanış ne zaman? Büyük aldanışı fark etmek ne zaman?

(Venhar)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *