Sri Lanka Dışişleri Devlet Bakanı Tharaka Balasurıya, İkinci Dünya Savaşı sonrası galipler tarafından kurgulanan uluslararası mimarinin değişme zamanının geldiğini, hem siyasi hem finansal mimarinin değişmesi gerektiğini söyledi.
Sri Lanka’lı Bakan Tharaka Balasurıya, Anadolu Ajansının (AA) “Global İletişim Ortağı” olduğu, Belek Turizm Bölgesi’ndeki NEST Kongre Merkezi’nde düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu (ADF) 2024’te AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Belasurıya, “Diplomasi başarısız olduğunda savaş başlar ve dünyanın mevcut durumu göz önüne alındığında, bu tür forumların düzenlenmesi ve dünya liderlerinin siyasi meseleler, ekonomik meseleler ve teknoloji gibi konulara bağlı olarak bir dizi konuyu geniş şekilde tartışabilmesi gerekir. Bence tüm bu alanlar ele alındı, bu nedenle ADF’yi kesinlikle ilgi çekici buldum.” dedi.
Türkiye-Sri Lanka ilişkilerine de değinen Belasurıya, iki ülkenin çok iyi siyasi ilişkilere sahip olduğunu, iki millet arasındaki ilişkilerin çok köklü bir tarihe sahip olduğunu ve 11. yüzyıla kadar dayandığını kaydetti.
Sri Lanka’nın ekonomik krizi
Bağımsızlığını ilan eden Sri Lanka’yı tanıyan ilk ülkelerden birin Türkiye olduğuna dikkati çeken Tharaka Balasurıya, buna karşın mevcut ekonomik ilişkilerin köklü siyasi geçmişe uygun olmadığını ve geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Belasurıya, hem Türkiye hem de Sri Lanka’nın çok stratejik konumlarda yer aldığını, Sri Lanka’nın 2022’deki ekonomik krizin ardından mevcut yönetimin yaptığı reformlarla önemli bir virajı döndüklerini savundu.
Ülkesi Sri Lanka’nın lojistik, yenilenebilir enerji, teknoloji, imalat ve tarım gibi alanlarda gelişme kaydettiğini vurgulayan Tharaka Balasurıya, şunları söyledi:
“Ekonomi diplomasisi söz konusu olduğunda Sri Lanka ve Türkiye’nin görüşüp müzakere edebileceği pek çok potansiyel alan olduğunu düşünüyorum. Tabii ki Türkiye’nin turizm açısından Avrupa’da önemli bir nokta olduğunu biliyoruz. Sri Lanka’nın da turizm endüstrisi bu yıl hızla büyüyor ve yılın ilk iki ayı harika geçti. Türkiye’den yatırımcıları, Sri Lanka’ya yatırım yapmaya teşvik ediyoruz. Örneğin Sri Lankalı yatırımcılar Maldivler’e yatırım yaptı ve bu şirketler oldukça iyi durumda, Türkiye’deki otelciler de engin deneyimiyle Sri Lanka’ya yatırım yapabilirler ve zamanla yatırımlarından harika geri dönüşler alabilirler.”
Tharaka Balasurıya, 2022’de döviz krizi yaşanan Sri Lanka’da ilaç ve yakıt gibi bazı ürünlerin alımı için uzun kuyruklar oluştuğunu, gıda güvenliğiyle ilgili sorunlar yaşandığını hatırlatarak artık her şeyin normale döndüğünü dile getirdi.
1948’de bağımsızlığını kazanmasından bu yana bazı Sri Lanka hükümetlerinin sosyalizme yaklaştığını ve sübvansiyonları teşvik ettiğini kaydeden Tharaka Balasurıya, mevcut hükümetin yakıt, elektrik ve su gibi ihtiyaçlarda maliyete dayalı fiyatlandırmaya gittiğini, vergileri artırdığını ve 2022’de yaklaşık 750 milyar rupi zarar eden Kamu İktisadi Teşebbüslerinin 2023’te 313 milyar rupi kâr ettiğini aktardı.
“Ne yazık ki ekonomik krize girdiğimizde almamız gereken ilaç acıdır.” diyen Tharaka Balasurıya, söz konusu tedbirleri almasalar Sri Lanka’nın ekonomik istikrara kavuşamayacağını, bu süreçte başta Hindistan olmak üzere uluslararası toplumun da kendilerine yardımcı olduğunu belirtti.
‘Sri Lanka hükümetleri Filistin davasını destekledi’
Tharaka Balasurıya, siyonist rejimin Gazze’ye yönelik saldırılarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak “Sri Lanka’da birbirini izleyen tüm hükümetler Filistin davasını destekledi. Hatta Filistin halkının davasına verdiği güçlü destek nedeniyle Filistin’de eski devlet başkanlarımızdan birinin adını taşıyan bir cadde bulunmaktadır.” dedi.
‘Hem siyasi mimaride hem de finansal mimaride değişim gerekiyor’
Bölgede kalıcı barışın sağlanması için 1967 sınırlarına dayalı iki devletli bir çözüme ihtiyaç olduğunu savunan Tharaka Balasurıyasözlerini şöyle tamamladı:
“Uluslararası mimarinin değişmesinin zamanının geldiğini düşünüyoruz. İkinci Dünya Savaşı’nın galipleri tarafından tasarlanan uluslararası mimariye sahip olmanın adil olmadığını düşünüyoruz. Bunu adil bir dünya olarak görmüyoruz. Hindistan, Türkiye, Endonezya, Nijerya gibi bazı ülkeler muazzam bir ekonomik ilerleme kaydediyor. Birleşmiş Milletlerde veto yetkisi açısından Afrika ülkelerinin temsil edilmediği, Hindistan gibi ülkelerin temsil edilmediği, Latin Amerika ülkelerinin temsil edilmediği bir sistem var. Uluslararası mimaride hem siyasi mimaride hem de dünyanın finansal mimarisinde bir değişiklik olması gerektiğini düşünüyoruz.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *