Yapımına Cezayir diktatörü Buteflika tarafından başlanan ve 2020’de resmi açılışı yapılan dünyanın en büyük üçüncü camisi, 120 bin kişilik Ulu Cami’de açılıştan yaklaşık 3 buçuk yıl sonra cuma namazı kılınmasına izin verildi. Bugüne kadar vakit namazlarına açık olan cami, toplu namazlarda yasak durumdaydı ve eski diplomat Udde Fellahi tarafından ‘ruhsuz beden’ olarak tanımlanmıştı.
Cezayir makamlarına göre, Suudi Arabistan’daki Mescid-i Haram ile Mescid-i Nebevi’den sonra dünyanın en büyük üçüncü camisi kabul edilen Cezayir Ulu Camii’nde bugün binlerce kişi cuma namazı kıldı.
Caminin Hatibi Şeyh Muhammed Memun el-Kasimi el-Hasani’nin verdiği hutbede, caminin Cezayirliler için ihtişamı ve görsel güzelliğinin yanı sıra ülkede Fransız sömürge izlerini silmek adına da birçok manevi değeri barındırdığını ifade etti.
Caminin ibadete açılışının, “şimdiki nesiller tarafından kaydedilecek tarihi bir anı ve gelecek nesillere aktarılacak bir anıyı” temsil ettiğini dile getiren Şeyh el-Hasani, “Caminin şehit kanlarıyla sulanan ve alimlerin mürekkebiyle ölümsüzleştirilen arazi üzerine inşa edilmesi nedeniyle de bağımsızlık nesli için kaydedilen bir başarıdır” dedi.
Şeyh el-Hasani, “Cezayir Ulu Camii, Cezayir halkının kimliğini silmeye ve onları dinlerinden uzaklaştırmaya çalışan Fransız sömürgeciliğinin suçlarına rağmen Cezayir’in kendi kimliğine ve gerçek İslam dinine bağlılığının kanıtı olacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Cezayir Ulu Camii, müştemilatının tamamlanması ve cuma namazları da dahil tüm namazların kılınması için tam hizmete alınmasıyla geçen pazar günü Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun tarafından açılmıştı.
Maliyeti 1,5 milyar doları bulan cami, açılışının ardından Fas’ın Kazablanka şehrindeki 2. Hasan Camisini geçerek Afrika’nın en büyük mescidi unvanını aldı.
Cami ayrıca 265 metre ile dünyanın en uzun minaresine sahip. 400 bin metrekare alan üzerine inşa edilen Cezayir Ulu Camii külliyesinde kütüphane, konferans salonu, İslam tarihi müzesi ve bilimsel araştırma merkezi de bulunuyor.
Buteflika’nın amacı
Projesi 2011’de Alman KSP Jürgen Engel Architekten mühendis Krebs und Kiefer tarafından tasarlanan ve bir devlet projesi olan ”Cezayir Camisi” için Cezayir hükümeti, Çinli firmayla 1 milyar euro kaşılığında anlaştı.
Projeyi üstlenen Çin Devlet İnşaat şirketi, China State Construction Engineering, daha önce de Çin hükümetinin desteklediği birçok büyük projeye imza atmasıyla tanınıyor.
Caminin yapımı 10 yıl sürdü ve 2300 işçi çalıştı. 2019’da inşaatı tamamlanan cami, 28 Ekim 2020’de ibadete açıldı.
Caminin inşaatı birçokları tarafından, 20 yıl iktidarda kalan ve artık yönetemez hale gelince iktidarı devreden Cezayir diktatörü Abdulaziz Buteflika saltanatının sembolü olarak görülüyordu.
Kapalı alanı 36 bin kişi, açık alanlarla birlikte 120 bin kişi kapasiteli cami Akdeniz’e bakıyor. 267 metre minareye sahip camide ayrıca bir Kur’an kursu, bir park, bir kütüphane, personel lojman alanı, bir itfaiye istasyonu, bir İslam sanatı müzesi ve Cezayir tarihi üzerine bir araştırma merkezi bulunuyor.
İbadet yasağıyla mücadele
Cezayir rejiminin bu camide toplu namaz yasağına karşı pek çok kesimden tepki geliyordu.
Geçen yıl da ramazan ayının başından itibaren Cezayirliler arasında, özellikle sosyal medya platformlarında, bu büyük mabedde teravih ve cuma namazlarının kılınmasının önündeki engeller tartışılıyordu.
O dönemde Cezayirli gazeteci Riyad Huveyli, sosyal medya hesabından, “Cezayir Ulu Camii: Işıksız bir fener?” başlığıyla eleştirel bir yazı yayımlamıştı. Camide cuma ve teravih namazlarının kılınamamasının nedenleri hakkında Cezayirliler arasında geniş bir tartışma yaşandığına dikkati çeken Huveyli, sosyal medyada Cezayir Ulu Camii’nin “özgürlüğü” için adeta bir seferberlik başladığına vurgu yapmıştı.
Ülkenin hem dini hem manevi hem de en güzel mimari eserlerinden biri olan caminin halka bu kutsal günlerde kapalı olmasına işaret eden Huveyli, bu durumun bu önemli yapıyı “ruhsuz ya da tutsak bir kale” haline getirdiği değerlendirmesinde bulunmuştu.
Gazeteci Ayyaş Derraci de Cezayir Ulu Camii’nin kuş bakışı bir görselini sosyal medya hesabından paylaşarak, “Bu caminin, ramazanın son on günü veya en azından bayram münasebetiyle açılmasına karar verecek Fatih gibi bir adama ihtiyacı var.” ifadelerini kullanmıştı.
Cezayir Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığının eski basın müsteşarı Udde Fellahi, söz konusu tartışmalara ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, halkın bu devasa dini yapının ramazan ayında ibadete açılmasını ve “ruhsuz beden” durumundan kurtulmasını beklediğini belirtmişti.
Cami yönetim başkanlığına Şeyh Muhammed el-Me’mun el-Kasımi’nin 2022’de bakan rütbesiyle atanmasının bir umut oluşturduğunu hatırlatan Fellahi, buna rağmen bir değişiklik olmamasının soru işaretlerine yol açtığını söylemişti.
Ramazan ayının başından bu yana halkta caminin hem cuma hem teravih hem gece namazlarına hem de dini ve fikri etkinliklere açılması yönünde güçlü bir talep oluştuğunu vurgulayan Fellahi, söz konusu durumun kendisini de hayal kırıklığına uğrattığını ifade etti. Fellahi, “Belki de bazı taraflar Cezayir Camii’nin faaliyete geçmesini engellemeye çalışıyor.” demişti.
Teknik gerekçeler!
Cami yönetimi, ülkede caminin teravih ve cuma namazları da dahil tam teşekküllü ibadete açılmasına ilişkin talep ve tartışmalara ilişkin ilk defa 8 Nisan’da yazılı bir açıklama yapmış, caminin 28 Ekim 2020’den bu yana ibadete açık olduğu ve 5 vakit namazın eda edildiği hatırlatılarak, mabedin Kovid-19 salgını ile mücadele çerçevesinde alınan bazı önlemler dışında ibadete kapatılmadığı vurgulanmıştı. Caminin kadınların ibadetine de açık olduğuna işaret edilen açıklamada, “İbadet etmek isteyenler aileleriyle camiye gelebilirler. Camide kadınlara ayrılan bölüm de aynı şekilde açıktır.” denilmişti.
Açıklamada, cuma ve teravih namazlarının kılınamamasına ilişkin ise, namaz kılınacak kapalı alanların genişletilmesi için devam eden teknik çalışmaların tamamlanmasının beklendiği değerlendirmesine yer verilmişti.
Cezayir Ulu Camii’nin bir ibadet merkezinin yanı sıra ilmi ve kültürel bir yapı olduğu ve bir üniversite ile müze, bilim konseyi, kütüphane, araştırma merkezi gibi önemli alanları da bünyesinde barındırdığına dikkat çekilen açıklamada, “tüm teknik, güvenlik ve lojistik şartların sağlanması” durumunda caminin tam teşekküllü olarak açılacağı ve “tüm dünya Müslümanları için bir gurur kaynağı” olacağı ileri sürülmüştü. Açıklamada, tüm halkın merakla sorduğu sorulara, “teknik çalışmalar” ifadeleriyle yanıt verilerek daha fazla ayrıntı paylaşılmamıştı.
İbadete gelenlerden caminin açılması talebi
Camide vakit namazlarını kılan cemaat de ramazan coşkusunu burada doyasıya yaşamak istiyor.
İkindi namazı sonrası AA muhabirine konuşan Yasir Haddad, camide cuma ve teravih namazlarının kılınmamasını şaşkınlıkla karşılayarak, “Doğrusu caminin ramazan boyunca tüm namazlara açık olması gerekirdi.” demişti. Camide tüm namazların kılınması arzusunu dile getiren Haddad, “Ben caminin tüm namazlarda dolu olmasını isterim. Teravih namazlarının bu ulu camide kılınmasını temenni ediyor, yetkililerden engellerin aşılarak caminin tüm namazların kılınmasına açılmasını rica ediyoruz.” ifadelerini kullanmıştı.
Cezayirli Emin Hamadi ise, caminin en azından ramazanın son günlerinde tam teşekküllü bir şekilde ibadete açılması gerektiğini belirtmiş, “Ramazan ayının son on gününde bu ulu caminin açılarak teravih ve teheccüt namazlarının kılınmasını umuyoruz. Caminin bir an önce tam kapsamlı hizmete açılması için Din İşleri Bakanlığı ve diğer üst makamlara çağrıda bulunuyoruz.” demişti.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *