Bangladeşli Bakan Muhammed Ali Arafat, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.

Arafat, siyonistler tarafından kendi çıkarlarına göre oluşturulan ve küresel çapta yayılan bir anlatının söz konusu olduğunu söyledi. Siyonist rejimin “yalanlarına, sahte haberlerine ve yanlış bilgilerine” karşı koyulması gerektiğine ama asıl meselenin hakikat ile ilgili olduğuna dikkati çeken Arafat, “Peki ya hakikat? Anlatılar ve karşı anlatılar sorusu arasında sıkışıp kalmamalıyız. İki farklı türde hakikat olamaz. O yalnızca bir tanedir ve çok açıktır. O da Filistin’de insanlığın yenilmiş olduğudur. Dinin, etnik kökenin, ülkelerin ötesinde bebekler öldürülüyor. Kadınlar, çocuklar öldürülüyor ve orada insanlığa hiçbir saygı yok.” dedi.

Siyonist rejimin bir bahane bularak bütün bir şehri yok ettiğini, yoğun nüfuslu alanları bombaladığını ve herhangi bir ateşkese müsaade etmediğini vurgulayan Arafat, rejimin bir yandan bunları yaparken diğer yandan da işleri kendi lehine çevirmek için bir dezenformasyon kampanyası yürüttüğünü dile getirdi.

‘Mazlumun tarafında olunması gerekir’

Arafat, dezenformasyon çalışmalarına rağmen tüm dünyanın gerçeği bildiğini, ezen ve ezilen iki kesimin bulunduğunu ve mazlumun tarafında olunması gerektiğini kaydetti.

Siyonist rejimin aynı anda “iki zulüm” yaptığını söyleyen Arafat, “Biri bombalamak ve öldürmek, diğeri ise medya ve sosyal medya aracılığıyla dezenformasyon kampanyası yürüterek dünyaya sanki kurbanlar suçluymuş gibi göstermeye çalışmak.” diye konuştu.

Bakan Arafat, Başbakanı Şeyh Hasina Vecid’in farklı küresel platformlarda ve medyada, “Filistin’de bir soykırım yaşandığını ve bunun İsrail güçleri tarafından yapıldığını” açıkça dile getirdiğini hatırlattı.

‘Burada iki devlet olması gerekiyor’

Uluslararası toplumun tepkisinin Gazze’de yaşananlara karşın yetersiz kaldığını belirten Arafat, “Sorunun kökenine inmek zorundayız. Sorunun kökünde, burada iki devlet olması gerekirken, iki devlet olmaması var. İsrail’in kendini savunma hakkı var, silah satın alma hakkı var, diğer bağımsız ülkeler gibi istedikleri her şeye sahip olma hakları var. Buna karşın Filistin halkının kendi topraklarında yaşama hakkı bile yok. Temel haklara bile sahip değiller. Sorunun kökü burada.” ifadesini kullandı.

Arafat, Filistinlilerin topraklarını işgal eden İsrail’in hem tüm gücünü kullandığına hem de mağdur Filistinlileri zalim olarak göstermeye çalıştığına işaret etti.

‘Mesele tüm insanlıkla ilgili’

Güçlü insanların ve devletlerin kalplerini ve vicdanlarını dinlemesi gerektiğini dile getiren Arafat, bu meselenin bölgesel görüşlerin, etnik kökenin ya da dini ayrılıkların ötesinde tüm insanlıkla ilgili olduğunu vurguladı. Arafat sözlerini şu soruyla tamamladı:

“İnsan hakları, demokrasi, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğünden bahseden ve tüm bunlarla ilgili herkese ders vermeye çalışanlar, peki ya buna ne demeli?”