Somali: Küresel ve bölgesel yeni kapışma sahası

Somali: Küresel ve bölgesel yeni kapışma sahası

Geçtiğimiz hafta Somali, ABD ve Türkiye ile yaptığı anlaşmalarla dikkatleri çekti. Bu anlaşmalar, Washington’un gözetiminde beş askeri üssün inşası ve Ankara ile bir savunma anlaşması olarak duyuruldu.

Üsler ve İHA’Lar: Somali’de Küresel ve Bölgesel Güçler İçin Yeni Bir Yarış

Al Arab

Washington’un gözetiminde beş askeri üssün inşası ve Ankara ile bir savunma anlaşması.

Afrika Boynuzu ve Kızıldeniz’deki olaylar ve uluslararası seyrüseferi tehdit eden tehlikeler, Mogadişu’nun Washington ile beş askeri üs inşa etmek için bir anlaşma imzaladığı bir dönemde, bölgesel ve dünya güçlerinin Somali’ye olan ilgisinin artmasına katkıda bulundu. Türkiye ile bir savunma anlaşması imzalandı, bu da Somali’nin Türk insansız hava araçlarının etkinliğini kanıtlamak için yeni bir oyun alanı haline geldiğini gösteriyor.

Aynı zamanda Somali, Afrika Boynuzu’nda daha etkili bir rol arayan Körfez ülkeleri için de bir hedef haline gelmiştir.

ABD ve Türkiye’nin Somali’ye olan ilgisi, Mogadişu ile Addis Ababa arasında yaşanan ve Somaliland’ın Etiyopya’ya denize ve askeri üsse erişim izni vereceği bir mutabakat zaptından kaynaklanan krizden sonra ortaya çıktı. Aynı zamanda Husilerin Gazze’deki savaşın gelişmelerine bir tepki olarak Batı gemilerine yönelik saldırılarıyla aynı zamana denk geldi.

ABD, beş askeri üs inşa edecek

Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud, Somali ve ABD’nin, Somali ulusal ordusunun Danab Tugayı için beş askeri üs inşa etmek için bir mutabakat zaptı imzaladığını ve bunun “Hükümetin güvenlik sorunlarıyla yüzleşebilecek etkili bir ulusal ordu kurma çabalarına önemli ve kararlı bir ABD katkısı” olduğunu söyledi.

ABD’nin, 1993’teki Mogadişu savaşı olarak bilinen savaşta askerleri öldürüldükten sonra kaçan Somali düğümünü aşmaya hazır olduğu ve Kızıldeniz’de artan tehlikelerin, Somali ve ABD’de terörist bir grup olarak sınıflandırılan Eş-Şebab’a karşı savaşa yardım etme bayrağı altında, Somali konusundaki tutumunu değiştirmesine neden olduğu açıktır.

Somali’deki konuşlanma, Washington’a, ABD’nin başlıca rakibi olan Çin başta olmak üzere uluslararası güçler için askeri ve ticari açıdan büyük önem taşıyan Afrika Boynuzu’nu etkileme fırsatı veriyor.

Türkiye, Afrika Boynuzu’ndaki askeri varlığını artırıyor

Türkiye, Somali’yi çeşitli düzeylerde, özellikle de savunma tarafında desteklemede açık bir rol oynadı. Somali hükümeti çarşamba günü, Somali Enformasyon Bakanı Daud Aweys’in çok önemli bir adım olarak nitelendirdiği Ankara ile bir savunma iş birliği anlaşmasını onayladı.

Gözlemciler, savunma anlaşmasının, Türkiye’nin Afrika Boynuzu’ndaki nüfuz yaklaşımının bir parçası olarak Somali’deki askeri varlığını artırmasının ve bölgede, özellikle de Cibuti’de üs kurmuş olan dünya güçleriyle rekabet etmesinin yolunu açacağını göz ardı etmiyorlar.

Somali’nin Eş-Şebab’a karşı savaştan ve bölgesel gerilimlerden duyduğu korku, Türkiye’ye Suriye, Libya, Ukrayna ve Dağlık Karabağ’da yararlılıklarını kanıtladıktan sonra insansız hava araçlarını oraya taşıma fırsatı da sunuyor. Türk insansız hava araçları, Libya savaşında Kuzey Afrika’ya, ardından da Mali’deki savaş kapısından Batı Afrika’ya girdi.

Türkler, Somaliland’daki Cibuti ve Berbera Limanları ile Mogadişu Limanı da dahil olmak üzere Babülmendeb Limanlarını kontrol etmeyi planlıyor ve bu da Körfez ülkelerinin güçlü bir şekilde katıldığı bölge için rekabetin kızışması bağlamında Afrika Boynuzu’ndan ithalat ve ihracatı kontrol etmelerini kolaylaştırıyor.

Türkiye, Afrika Boynuzu’ndaki nüfuzunu pekiştirmek ve Kızıldeniz’e erişimi sağlamak bağlamında Somali’deki askeri dosyaya daha fazla ilgi göstermiş, 2017 yılında Somali topraklarında 400 hektarlık bir alanı kapsayan, sınırları dışındaki en büyük Türk askeri üssüne dönüşen Türksom Askeri Eğitim Kampını açmıştır.

Körfez ülkeleri, Afrika Boynuzu’nu kendi etki alanları olarak görüyor

Körfez ülkeleri, Afrika Boynuzu’nu kendi etki alanları olarak görüyor. Bu da özellikle Etiyopya ve Eritre gibi ülkelerle ilişkiler kuran ve kalıcı nüfuz sağlamak için iki ülkeye büyük yatırımlar enjekte eden BAE için daha belirgin bir boyut kazanan Körfez’in artan rolünü açıklamaktadır.

BAE, 2014’ten bu yana Afrika Birliği askeri misyonu tarafından desteklenen Eş-Şebab’ı yenme çabasının bir parçası olarak yüzlerce Somali askerini eğitti ve günler önce Somali’de bir terör saldırısı sırasında dört emirlik askerinin öldürülmesiyle ortaya çıktığı gibi Somali’de varlığını sürdürüyor.

Abu Dabi’nin stratejisi, bölgedeki çeşitli ülkelerle dengeli ilişkiler kurmaya dayanıyor. Etiyopya ile Somaliland arasındaki mutabakat zaptında yer aldığı iddialarının aksine, Mogadişu ile Addis Ababa arasındaki son krizde tarafsız duruyor.

Uluslararası Kriz Grubunun kıdemli Doğu Afrika Analisti Ömer Mahmud, BAE’nin Somaliland ile Etiyopya arasındaki anlaşmaya dahil olduğuna ikna olmadığını, çünkü DP World tarafından işletilen Somaliland’daki Berbera Limanı için rekabete ve daha fazla komplikasyona neden olacağını söyledi.

Ancak anlaşmanın yarattığı gerilimlerin Suudi Arabistan, Mısır, Katar ve Türkiye de dahil olmak üzere yabancı aktörlerin Mogadişu ile bağları derinleştirmesi için fırsatlar yarattığını belirtti.

(Kaynak: Günlük Evrensel/Yusuf Ertaş)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *