Yakın tarihin en büyük trajedilerinden birinin gözler önünde yaşandığını ifade eden Ahmet Yıldız, “Biz konuşurken 2,5 milyon nüfuslu Gazze’de masum Filistinliler, sıkıştıkları küçücük alanda sürekli ve ayrım gözetmeden bombalanıyor.” ifadesini kullandı. Büyükelçi Ahmet Yıldız, sivillerin hastane, okul ve kutsal alanlara bile sığınamadığını, işgalcinin füzelerinin yaralı ya da hasta gözetmeden hedef almaya devam ettiğini kaydetti.

İşgal ordusunun 7 Ekim’den bu yana öldürdüğü çocuk sayısının Gazze’ye yönelik 2006’dan beri yürüttüğü saldırıların tümünde neden olduğu çocuk ölümlerini geçtiğine dikkati çeken Ahmet Yıldız, “Öldürülen çocuk sayısı hızla 2 bine yaklaşıyor.” diye konuştu, “Gazze’de sivillerin toplu cezalandırılmasının hiçbir gerekçesi olamaz.” dedi.

Bazılarının bu zulüm karşısında “kafasını çevirdiğini” kaydeden Ahmet Yıldız, söz konusu kişilerin insanlığa karşı suç ve savaş suçlarından bahsetmek istemediğini, Filistin halkına sayılardan oluşan, hakları ve ruhu olmayan insanlar gibi davrandıklarını dile getirdi. Bu durumun kabul edilemez olduğunun altını çizen büyükelçi, “Bugün karşılaştığımız sorunun temel nedeni, bu iki yüzlülük ve çifte standart.” diye konuştu.

‘Çatışmanın yayılması engellenmeli’

Çatışmanın bölgeye ve ötesine yayılmasını engellemek için acilen harekete geçilmesi gerektiğini ifade eden Ahmet Yıldız, öncelikle “acil, koşulsuz ve kalıcı ateşkesle” çatışmanın durdurulması gerektiğini kaydetti.

Büyükelçi, Gazze’ye kesintisiz insani yardım sevkiyatının güvence altına alınması gerektiğini belirterek tarafların iki devletli çözüm için bir araya getirilmesi gerektiğini, sorunun kalıcı halinin iki devletli çözümden geçtiğini savundu.

Daha önce çözüm için atılan adımların başarılı olamadığını anımsatan Ahmet Yıldız, tarafların yükümlülüklerini denetleyecek, teyit edecek ve gerekirse uygulanmasını sağlayacak bir mekanizmaya ihtiyaç olduğunu vurguladı.

‘Bölgesel sahiplenme rolüne hazırız’

Ahmet Yıldız, Türkiye’nin bölgesel ülkelerle birlikte “bölgesel sahiplenme” rolünü üstlenmeye hazır olduğunu bildirerek “Akan kanı durdurma ve barış için anlamlı bir süreç başlatma yükümlülüğü en başta Güvenlik Konseyi’nde.” değerlendirmesini yaptı.

BM Güvenlik Konseyinin Gazze hakkında en son tek bir sesle konuştuğu ve karara vardığı tarihin 2009 Ocak olduğunu anımsatan Ahmet Yıldız, Türkiye’nin o dönemde Konsey üyesi olduğunu ve katkı sağladığını hatırlattı.

Büyükelçi, “Konseye 21. yüzyılda hiçbir yeri olmayan bu katliama karşı kayıtsızlığına son vermesi çağrısında bulunuyoruz.” ifadesini kullandı.