Gazze’deki çatışmalar Mısır’a sıçrar mı?

Gazze’deki çatışmalar Mısır’a sıçrar mı?

İskenderiye’de (Mısır’ın kuzeyi) meydana gelen, iki İsrail vatandaşı ve bir Mısırlı tur rehberinin ölümüne yol açan ciddi güvenlik olayı, Mısır ve İsrail’in 1979’da barış anlaşması imzalamasından bu yana ilk değil. Bundan önce birçok olay meydana gelmişti.

Başlangıç, 1985’teki ‘Ras Burka’ olayıydı. Bu olayda, Mısır askeri Süleyman Hatır, Güney Sina’daki Nuveyba’daki 46. noktada sınır muhafızlığı görevi sırasında tüfeğiyle ateş açarak 7 İsrailliyi öldürmüştü.

1990 yılında, Mısırlı asker Eyman Hasan, Eylat kentine 13 kilometre uzaklıkta, Refah kentine bağlayan ve Necef (Negev) Havaalanı yolunda, aralarında bir Mossad lideri de olmak üzere 20 İsrail askerini öldürmüştü. Ayrıca 21 kişiyi yaralamıştı. Gözlemciler bu olaya ‘Ras Necef’ adını verdiler.

2012 yılının Şubat ayında İsrail ordusu, Mısır’dan geldiğini söylediği bir grupla çıkan çatışmada bir askerinin ve üç silahlı kişinin öldürüldüğünü duyurmuştu.

Aynı yılın Nisan ayında, eski Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek rejiminin devrilmesinin ardından, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Sina Yarımadası’nın ‘teröristlerin’ üssü haline geldiğini, Sina’dan Kızıldeniz’deki İsrail tatil beldesi Eylat’a bir roket fırlatıldığını ancak herhangi bir can kaybı yaşanmadığını bildirmişti.

Mısırlı yetkililerin bildirdiğine göre, 2016 yılında, kaçakçılık operasyonlarıyla mücadele faaliyetleri kapsamında, el-Avca kapısı yakınında, kaçakçılar ile Mısır sınır muhafız güçleri arasında çıkan çatışmalarda bir İsrailli işçi öldürülmüştü.

2023 yılının Haziran ayında, İsrail ordusu, Mısır sınırı yakınında, uluslararası sınır güvenlik güçlerinden Mısırlı bir askerin güvenlik bariyerini aşmasının ardından 3 İsrail askerinin öldürüldüğünü ve diğerlerinin de yaralandığını duyurdu. İsrail askerleriyle karşılıklı ateş açılmış ve bu çatışmalarda Mısırlı asker öldürülmüştü.

Pazar günü meydana gelen İskenderiye olayı bu bağlamdaki yedinci olay olsa da sınır olayı olmayıp turistlere yönelik olması bakımından farklılık gösteriyor.

Analistler, bu son olayı, ‘bireysel davranışlar’ olarak adlandırma eğilimindedir. Dr. Samih Abbas, Süveyş Kanalı Üniversitesi’nde İsrail çalışmaları profesörü, son olayı ‘emsalsiz’ olarak nitelendirdi. Sınırda meydana gelen olaylardan farklı olduğunu söyledi. Abbas, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, bu olayın turizmi hedef alması nedeniyle tehlikesine dikkat çekti.

Dr. Abbas, olayın ayrıntılarının boyutlarını ortaya çıkaracağını söyledi. “Bu rastgele bir cinayet miydi? Turistler tarafından tahrik edici davranışlar oldu mu?” diye soran Abbas, bu soruların şu anda cevapları olmadığını, çünkü olayın failinin motivasyonlarının ‘net olmadığını’ vurguladı.

Gazze Şeridi’nde şu anda yaşananların, devletin izniyle ve onaylanmış programlar aracılığıyla turizm için gelen sivilleri hedef alması nedeniyle bu tür ‘tamamen kabul edilemez’ bir davranışın nedeni olabileceğine dikkat çekti.

Dr. Abbas, böyle bir olayın, önceki olaylara benzemeyip ‘bireysel’ olduğu için barış anlaşmasını olumsuz etkileyeceğini düşünmüyor. Ancak, aynı zamanda turizm üzerindeki olumsuz etkisine karşı uyardı.

Mısır ve İsrail, 1979 yılında barış antlaşması imzaladılar. Bu antlaşma, Mısır ve İsrail arasındaki resmi olarak düşmanlık durumunu sona erdirdi. Bu durum, 1948, 1956, 1967 ve 1973 yıllarında dört savaşa sahne oldu. Bu antlaşma, zaman zaman meydana gelen bireysel olaylara rağmen bugüne kadar yürürlükte kaldı.

Gözlemciler Mısır ile İsrail’i birbirine bağlayan anlaşmanın iki ülkenin siyasi ve egemen iradesini yansıttığına inanıyor ancak halk düzeyinde mesele farklı olabilir.

Kahire Üniversitesi’nde Modern ve Çağdaş Tarih Profesörü Dr. Asım Desuki, halkın İsrail ile ilişkilere ilişkin algısının resmi algıdan farklı olduğunu düşünüyor. İlki, iki ülke arasındaki düşmanlık ve savaşların birikimleri nedeniyle daha fazla reddetme ve soğuklukla karakterize ediliyor.

Dr. Desuki, Mısır halkının bazı kesimlerinin, İsraillilere yönelik zaman zaman meydana gelen olayları ‘milli davranışlar’ olarak gördüğünü ve bu eylemlerin suçunun devlete yüklenebileceğinin ve uluslararası politikada kullanılabileceğinin farkında olmadığını açıkladı.

Gazze Şeridi’nde meydana gelen son olaylar, halkın İsrail’e yönelik reddetme duygusunu artırabilir ve bu da bireysel olaylara yansıyabileceğini söyleyen Dr. Desuki, ancak, Mısır’ın resmi tutumu, sözleşmeye dayalı yükümlülüklerini yerine getirme ve bölgedeki güvenlik krizlerini kontrol altına alma konusundaki bağlılığında devam edeceğini ifade etti.

(Şarku’l Avsat)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *