Almanya’da İçişleri Bakanlığının desteğiyle 2019’da Osnabrück’te Müslümanlar için imam ve manevi rehber yetişmek amacıyla kurulan “Islamkolleg” (İslam yüksekokulu) ilk mezunlarını verdi. Osnabrück’teki okul binasında 30 Eylül’de düzenlenen törenle diplomalarını alan 26 mezun, imamlık ve manevi rehberlik uzmanlığı sertifikalarını da aldılar.

Wulff: “Almanca imam eğitimi daha önce hiç olmamış bir şey”

Islamkolleg Mütevelli Heyeti Başkanı olarak görev yapan eski Federal Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff, bu mezuniyet töreninin tarihi bir gün olduğunu söyledi. “Almanya’da ilk kez imamlar eğitimlerini Almanca olarak tamamlayacaklar, bu daha önce hiç olmamış bir şey.” sözlerini sarf eden Wulff, Almanya’da yaşayan milyonlarca Müslüman göz önünde bulundurulduğunda bunun gecikmiş bir adım olduğunu ve entegrasyona büyük katkı sunduğunu ifade etti.

Osnabrück’te 2019’da kurulan Islamkolleg, eğitim faaliyetlerine ise 2021’de başladı.

Törende söz alan Akademik Direktör Bülent Uçar, Federal İçişleri Bakanlığı tarafından finanse edilen yüksekokulun, din görevlilerinin ve imamların Almanca dilinde eğitilmesi için Almanya’dan İslam ilahiyatçılarıyla işbirliği içinde kurulan ve dernekler arası bir kurum olduğunu hatırlattı. Islamkolleg’deki temel imamlık eğitimine katılmanın ön koşulu, İslam ilahiyatı alanında Almanya’da bir akademik eğitimin tamamlanmış olması. Yüksekokulun İslam teolojisi ve din görevlisi formasyonunu mümkün olduğunca geniş bir yelpazede ve çeşitli bir müfredatla vermeye çalıştığı belirtiliyor.

“Almanya’da imam eğitimi yeni değil”

İslam Toplumu Millî Görüş Genel Sekreteri Ali Mete, Islamkolleg’in ilk mezunlarını vermesiyle ilgili sosyal medya hesabında yaptığı değerlendirmede, Almanya’da nihayet eğitimli imamlar olduğu yönündeki güncel yorumlara değinerek, eğitimlerini Almanya’da almış imamların uzun zamandır var olduğunu aktardı. Mete, ülkedeki dört büyük İslami kurum olan Almanya İslam Konseyi (Islamrat), IGMG, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği ve İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ) bünyesinde imam eğitiminin hâlihazırda uzun süredir verildiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in VIKZ’in 50. yılı münasebetiyle yaptığı kurum ziyaretinde de övgüyle buna atıfta bulunduğunu hatırlattı. Mete, medyanın ve konunun diğer muhataplarının Almanca eğitim verilmesine fazlasıyla odaklanarak meseleyi tek taraflı bir perspektifle yorumladıklarını dile getirdi:

“Almanya’da ve Almanca dilinde eğitime odaklanılması, Almanya’da eğitim almamış imamların cami cemaatlerinin ihtiyaçlarını karşılayamayacağı anlamına gelmez. Bu çok dar görüşlü bir yaklaşım olur ve gerçekle örtüşmez. Hem bizim tecrübelerimiz hem de uluslararası eğitim almış imamların kendi tecrübeleri onların otoriteleri ve uzmanlıkları nedeniyle değerli olduklarını ve onlara ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Bu durum onore edilmeli. (…)

İslam Konseyi, IGMG, DITIB ve VIKZ’nin her yıl onlarca imam eğitip mezun ettiğini belirten Mete, medyanın buna ilgi göstermediğini, öte yandan yüzde 100 devlet destekli bir girişimin ise sadece birkaç mezun verince ana haber bültenlerine konu olduğuna dikkat çekti.

Bu kurumlardaki imamların eğitiminin hem içerik hem de finansman açısından İslami dinî cemaatlerin sorumluluğunda olduğunun altını çizen Mete, bu sebeple cami cemaatlerindeki insanları yakından tanıdıklarını ve ihtiyaçlarını iyi bildiklerini ifade etti. Mete, ayrıca, din görevlisi eğitiminin İslami dinî cemaatlerin çabasıyla belli bir noktaya geldiğini ve hâlâ iyileştirme yolunda olduklarının altını çizdi. Bu alandaki eğitimin hem içerik hem de mali açıdan bağımsız kalmasını gerektiğini belirten Mete, devletin geçici ya da kalıcı formlarla müdahil olmaması gerektiğini açıkladı.

(Kaynak: Perspektif.eu)