Güney Kore’den Japonya’ya destek: Devlet Başkanı ve Başbakan deniz mahsulü yedi!

Güney Kore’den Japonya’ya destek: Devlet Başkanı ve Başbakan deniz mahsulü yedi!

Japonya’nın radyoaktif atık suyu okyanusa boşaltmaya başlamasının ardından Japonlar denizdeki radyasyon seviyesinin artmadığını öne sürerken, Güney Kore de trityum yoğunluğunun standart sınırın “oldukça altında” olduğunu öne sürdü. Ayrıca, Güney Kore Devlet Başkanı ile Başbakanı, halkı rahatlatmak için oturup deniz mahsulü yedi. 19 Ağustos’ta ABD’de bir araya gelen ABD, Güney Kore ve Japonya liderleri “üçlü ortaklık çağını” başlattıklarını duyurmuşlardı.

Japonya’daki nükleer santralde depolanan atık suyu okyanusa tahliye ediyor

Ülkenin kuzeydoğusunda Mart 2011’de meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem ve tsunamide hasar gören Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’nde biriken radyoaktif atık suyun tahliyesi başladı.

Yaklaşık 348 hektarlık alanda kurulu santral, Fukuşima eyaletinin Okuma ve Futaba bölgelerinde bulunuyor. Hükümet, afetten sonra nükleer santral çevresindeki 30 kilometrelik alandan 150 binden fazla kişinin tahliye edilmesine karar vermişti. O zamandan bu yana bazı tahliye emirlerinin kaldırılmasına rağmen çoğu yerleşim alanı boş kalmaya devam etti. Su tahliyesinin yapıldığı bölge ise nükleer santral sahasının yaklaşık bir kilometre açıklarında yer alıyor.

Atık su, 1 kilometrelik tünel vasıtasıyla okyanusa boşaltılıyor

Tahliyesine 24 Ağustos 2023 günü yerel saatle 13.00’te başlanan atık su, seyreltilmesinin ardından denizin altına inşa edilmiş 1 kilometre uzunluğundaki tünel vasıtasıyla okyanusa boşaltılıyor. TEPCO, deniz seviyesinin 12 metre altına inşa edilen tahliye tünelinin, depreme ve fırtına dalgalarına dayanıklı olduğunu kaydetti.

Tünelin duvarları ise sızıntı riskini azaltmak için su sızdırmayan malzemeyle iki kat kaplanarak betonarmeden yapıldı. Atık suyun, tünel aracılığıyla sahil hattındaki deniz suyu sirkülasyonuna değil, denizcilik faaliyetlerinin rutin yapıldığı kıyı bölgelerden uzaktaki okyanus sularına karışabilmesi hedefleniyor.

Ayrıca, tahliye planı kapsamında seyreltme oranını yükseltmek için pompaların yanı sıra acil durumda tahliyeyi askıya almak ya da durdurmak için kapatma vanaları kuruldu. Yetkililer, tüneldeki suyun yürüme hızında ilerlediğini ve kıyıdan 1 kilometre uzağa boşaltımının yaklaşık 30 dakika sürdüğünü belirtti.

Tahliyenin ilk aşamasında 7 gün içinde 7 bin 800 ton atık suyun okyanusa boşaltılması planlanıyor. TEPCO, Mart 2024’e kadar 31 bin 200 ton suyun boşaltılmasının planlandığını ve bu miktarın 10 tanka eş değer olduğunu kaydetti. Tahliyenin ilerleyen dönemlerde hızlandırılması planlanıyor.

Tahliye öncesi atık su hangi işlemlerden geçiyor?

Alınan tahliye kararı çerçevesinde, Gelişmiş Sıvı İşleme Sistemi (ALPS) kullanılarak trityum haricinde ayrışması sağlanan ve radyoaktivitesi düşürülen 1046 tankta biriken 1 milyon 343 bin ton atık su okyanusa boşaltılacak.

TEPCO işletmesindeki Dai-içi Nükleer Santrali’ndeki radyoaktif atık suyun tahliye sürecinden önce ALPS yöntemiyle 5 farklı süreçten geçirilerek radyonüklit yoğunluğunun önemli oranda azaltılacağı belirtiliyor.

TEPCO, söz konusu işlemlere rağmen atık sudaki varlığı devam eden karbon-14 ve trityum yoğunluğunun düşürülmesi için seyreltme işlemi uygulandığını belirterek bu yöntemle yoğunluğu litre başına yaklaşık 1500 Bekerel’e (Bq) düşürülen suyun, Japonya ulusal güvenlik normlarının altında olduğunu kaydetti.

Tanklarda biriken yaklaşık 1,3 milyon ton atık sudaki toplam trityum oranının 2,6 gram civarında olması bekleniyor.

Trityum neden seyreltilemiyor?

ALPS sayesinde, santraldeki reaktörleri soğutma işlevi gören saf su içinde oluşan 62 radyonüklit, trityum materyali haricinde ayrışıyor. Santrali işleten TEPCO, plana göre trityum elementi içeren sıvıyı seyrelterek günden güne artış gösteren suyu periyotlar halinde denize boşaltacak.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının (UAEA) sitesinde yer alan bilgilere göre, trityumu, sudan ayırmak teknik olarak çok zor. Bunun nedeni ise hidrojen izotopu olan trityumu içeren suyun, normal hidrojen içeren suyla neredeyse aynı kimyasal özelliklere sahip olması.

Düşük miktarda suda yüksek yoğunlukta trityum bulunması halinde trityumu sudan ayrıştırabilen teknolojiler mevcut olsa da Fukuşima’daki santralde depolanan yüksek miktarda su, düşük trityum yoğunluğuna sahip olduğu için bu teknolojiler uygulanamıyor.

Radyonüklitlerin, akıntılar ve deniz hayvanlarının göçü ile her yere taşınabilir

UAEA, Temmuz 2023’te Japonya’nın biriken atık suyun denize tahliyesi planının güvenlik standartlarıyla uyumlu olduğunu bildirmesine rağmen araştırmacılar, atık suyun tahliyesi konusunda endişeli. Fukuşima’daki nükleer santralde meydana gelen hasarın ardından yapılan çeşitli araştırmaların, tahliye edilen atık su nedeniyle yalnızca Fukuşima ve çevresinin değil, dünyanın çeşitli bölgelerinin etkileneceğine işaret ettiği düşünülüyor.

National Geographic dergisine göre, afetten sonra yapılan araştırmalardan birinin sonucunda, California kıyılarının yaklaşık 9 bin kilometre açığında radyonüklit tespit edilmişti. Bu radyonüklitlerin akıntılarla Fukuşima’dan taşındığı tahmin ediliyor.

Öte yandan, 2011’de meydana gelen kazadan yaklaşık 6 ay sonra ABD’deki San Diego kıyılarında Fukuşima’dan radyonüklit taşıyan mavi yüzgeçli orkinos balığı tespit edilmişti. Araştırmacılar, aynı şekilde atık suyun tahliyesi sonucu radyonüklitlerin, akıntılar ve deniz hayvanlarının göç etmesi sonucu dünyanın dört bir yanına taşınabileceğinden endişe ediyor.

Nükleer santralin devre dışı bırakılma süreci

Mart 2011’de meydana gelen deprem ve tsunami sonrası TEPCO’nun Fukuşima’da işlettiği 6 reaktörlü nükleer santralde hasar meydana geldi. Tesis bünyesindeki 1 ve 3 numaralı reaktörlerde oluşan çekirdek erimesi sonrası, reaktörlerin soğutulması için içlerine su basılmaya başlandı. İşlem gören ve radyoaktif özellik kazanan atık su zamanla birikti.

Depremin ardından, nükleer santraldeki 4 numaralı reaktördeki tüketilmiş yakıt havuzlarından tüm yakıt çubuklarının çıkarılması Aralık 2014’te tamamlandı. Aralık 2019’da hükümet, 1 ve 2 numaralı reaktör havuzlarından tüketilmiş yakıtın çıkarılmasının 2023 yılında planlanan başlangıcını, güvenlik gerekçesiyle 5 yıl erteledi. 3 numaralı reaktördeki yakıt çubuklarının çıkarılması Nisan 2021’de tamamlandı.

Tesis, bünyesindeki reaktörleri soğutmak için suya ihtiyaç duydu ve bu, depremden beri radyasyonla kirlenmiş büyük miktarda su üretilmesine neden oldu. SCMP’nin haberine göre Mayıs 2023’te santraldeki atık su depolama tankları yüzde 97 kapasiteye ulaştı, depolamanın yıllık maliyetinin ise yaklaşık 912 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. TEPCO’ya göre, santralin devreden çıkarılması süreci ve dolayısıyla atık suyun tahliyesi 30 ila 40 yıl sürebilir.

Çin ve Hong Kong gibi ülkeler, Japonya’dan gelecek deniz ürünlerine ithalat yasağı getirmişti. Tahliyenin devam etmesiyle yasakların çerçevesinin artırılması bekleniyor.

Japonya, Fukuşima çevresindeki suda radyasyon düzeyinin “sınırın altında” olduğunu öne sürdü

Japon hükümeti, tsunamide zarar gören Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’nden arıtılmış suyun tahliyesine başlanmasıyla Çevre Bakanlığının deniz suyu örneklerini incelediğini ve radyasyon düzeyinin tespit edilebilir sınırın altında kaldığını duyurdu.

Kyodo News’in haberine göre, 25 Ağustos’ta denizde herhangi bir radyasyon tehlikesi olup olmadığına dair analiz yapıldı. Çevre Bakanlığı, “kirli suyun” arıtılmasından sonra bile bileşen halinde kalan radyoaktif materyal trityumun “insan sağlığına ve çevreye olumsuz etki edecek düzeyde olmadığını” bildirdi.

Japonya Balıkçılık Federasyonu da santralin yakınındaki sudan alınan ilk balık örneklerinde tespit edilebilir düzeyde trityum olmadığını açıkladı.

Çevre Bakanı Akihiro Nişimura, yaptığı açıklamada, güvenlikle ilgili temelsiz söylentilerin dolaşmasına izin vermemek için hükümetin süreci “yüksek düzeyde tarafsızlık, şeffaflık ve güvenilirlik” ile kapsamlı şekilde gözlemleyeceğine dair söz verdi.

Çin gibi komşu ülkelerde konuya ilişkin endişe sürerken Japon hükümeti, radyasyon düzeyini gözlemlemek için çeşitli adımlar atıyor. Bu kapsamda Çevre Bakanlığı, bir süreliğine her hafta deniz suyu örneklerini inceleme sonuçlarını yayımlamayı planlıyor.

Güney Kore Başbakanı: Tahliye planı uygun şekilde gerçekleştirilirse ciddi bir zarara yol açmaz

Güney Kore Başbakanı Han Duck-soo, Japonya’yı, 2011’deki depremin ardından meydana gelen tsunamide zarar gören Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’nden bugün boşaltılmaya başlanan ve yaklaşık 30 yıl devam edecek radyoaktif atık suyun tahliyesine ilişkin bilgileri “şeffaf” şekilde açıklamaya çağırdı.

Yonhap’ın haberine göre Han, yaptığı açıklamada, Seul hükümetinin gelecek 30 yıl boyunca sürmesi planlanan tahliye sürecine ilişkin bilgileri “şeffaf” şekilde açıklamasını umduğunu belirtti. Suyun boşaltılması konusundaki endişelere değinen Han, halkın güvenliğinin öncelikli olduğunu, tahliye planının uygun şekilde gerçekleştirilmesi halinde ciddi bir zarara yol açmayacağını savundu.

16 öğrenci Japonya büyükelçiliğine girmeye çalıştı

Öte yandan, Fukuşima’dan radyoaktif atık suyun tahliyesine başlanmasının ardından 16 üniversite öğrencisinin Japonya’nın Seul Büyükelçiliğine zorla girmeye çalışırken yakalandığı açıklandı.

Polis tarafından yapılan açıklamada, öğrencilerin yerel saatle 13.00 civarında suyun boşaltılmasına karşı sloganlar atarak büyükelçiliğe zorla girmeye çalıştıkları ifade edildi. Açıklamada, 4 öğrencinin gözaltına alındığı kaydedildi.

Güney Kore: Fukuşima’daki atık suyun karıştığı denizde trityum yoğunluğu sınırın altında

Yonhap’ın haberine göre, Güney Kore Hükümet Politika Koordinasyon Ofisi Başkan Yardımcısı Park Ku-yeon, yaptığı açıklamada, Gelişmiş Sıvı İşleme Sistemi (ALPS) ile radyoaktivitesi düşürülerek salınan atık suyla, 246 milyar bekerel trityumun okyanusa bırakıldığını belirtti. Park, “Nükleer santralin 3 kilometre yakınındaki yoğunluk, standart sınırın çok altındaydı.” ifadesini kullandı.

Üç Güney Koreli yetkilinin, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun Fukuşima’daki saha ofisini ziyaret etmek üzere Japonya’ya doğru yola çıktığı kaydedildi. Ziyaret, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol’un Japonya Başbakanı Kişida Fumio’dan Fukuşima’daki atık suyun tahliyesinin izlenmesine Güney Koreli uzmanların da dahil edilmesi isteğinin ardından gerçekleşiyor.

Güney Kore, ithal deniz ürünlerine yönelik denetim başlattı

Güney Kore, bugün itibarıyla, Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’ndeki radyoaktif atık suyun okyanusa boşaltılmasının ardından kamu güvenliğine dair endişeleri gidermek için ithal deniz ürünlerinin menşe ülkelerinin işaretlenmesine yönelik özel denetim başlattı.

Okyanus ve Balıkçılık Bakan Yardımcısı Park Sung-hoon, yaptığı açıklamada, 100 günlük yoğun denetimin amacının ithalatçıların, distribütörlerin ve perakendecilerin deniz tarağı ve çipura gibi denizaşırı ülkelerden gelen ürünlerin menşe ülkesini uygun şekilde işaretleyip işaretlemediğini kontrol etmek olduğunu açıkladı.

Park, Japon ve diğer ithal deniz ürünlerinin dağıtım sistemiyle ilgili endişelerin artması nedeniyle benzeri görülmemiş düzeyde özel soruşturma yürütüleceğini vurguladı.

Yaklaşık 20 bin satış noktası ve dağıtım merkezinin denetim kapsamına gireceği, hükümetin, bir denetim ekibinin tek bir satış noktasına yapacağı ziyaretlerin sayısını üç katına çıkaracağı belirtildi.

Menşe ülke işaretlemesi yapmayan satış noktaları ve dağıtım merkezlerine 7 bin 600 dolara kadar para cezası verilebilecek, işaretleme hususunda sahtecilik yaptıkları belirlenenler 7 yıla kadar hapis veya 75 bin dolara varan para cezalarına çarptırılabilecek.

Güney Kore Devlet Başkanı ile Başbakan birlikte deniz mahsulü yediler

Öte yandan, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol ve Başbakan Han Duck-so, Fukuşima’dan radyoaktif atık suyun tahliyesine başlanmasıyla kamuoyundaki endişeler sürerken öğle yemeğinde deniz mahsulünü tercih etti.

Yonhap’ın haberine göre, Başkanlık Ofisi’nin yaptığı açıklamada, Japonya’nın atık suyu okyanusa boşaltmaya başlamasının ardından hükümetin deniz ürünlerinin güvenli olduğunu göstermeye çalıştığı belirtildi.

Açıklamada, Yoon ve Han’ın deniz mahsullü öğle yemeği yediği bilgisi verilirken Başkanlık Ofisi’ndeki kafeteryada hafta boyunca çeşitli deniz ürünlerinin servis edileceği bildirildi.

Güney Kore Hükümet Politika Koordinasyon Ofisi Başkan Yardımcısı Park Ku-yeon, bugün deniz suyundaki trityum yoğunluğunun standart sınırın “oldukça altında” olduğunu duyurmuştu.

Öte yandan, ülkede bugün itibarıyla kamu güvenliğine dair endişeleri gidermek için ithal deniz ürünlerinin menşe ülkelerinin işaretlenmesine yönelik özel denetim başlatıldığı açıklanmıştı.

ABD-Güney Kore-Japonya ortaklığı

19 Ağustos 2023’te ABD’nin Maryland eyaletinde ABD, Güney Kore ve Japonya liderleri arasında gerçekleşen üçlü zirve sonrası yayınlanan ortak bildiride, güvenlik ve ekonomik bağları genişletme yönünde anlaşmaya varıldığı açıklanmıştı.

“Camp David Ruhu” başlığı atılan ortak bildiride, “Biz, Japonya, Kore Cumhuriyeti ve ABD liderleri, yeni bir üçlü ortaklık çağını başlatmak için Camp David’de toplandık. Bunu, ülkelerimiz ve vatandaşlarımız için benzersiz bir fırsatın olduğu bir zamanda ve tarihin bir dönüm noktasında, jeopolitik rekabetin, iklim krizinin, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı saldırgan savaşının ve nükleer provokasyonların bizi sınadığı bir zamanda yapıyoruz.” ifadeleri kullanılmıştı.

Liderler, güvenlik ortaklığının derinleştirilmesinin yanında, ekonomik, ve teknoloji alanlarında da “güçlü bir işbirliği oluşturmaya odaklanmaya devam edeceklerini” vurgulamışlardı.

Bildiride, üçlü güvenlik işbirliğinin amacı, “bölge genelinde barış ve istikrarın teşvik edilmesi ve geliştirmesi” olarak açıklanırken, Pasifik bölgesinde çıkacak bir güvenlik krizi veya tehdidi durumunda taraflar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak için üçlü iletişim mekanizmasını geliştirme konusunda mutabık kalındığı belirtilmişti.

Ayrıca, üç ülke arasındaki Hint-Pasifik yaklaşımını koordine etmek ve ortak eylem için yeni alanları belirlemek için, “Üçlü Hint-Pasifik Diyaloğu” adıyla başka bir mekanizma başlatılacağı ve yıllık görüşmeler yapılacağı kaydedilmişti.

ABD’nin ev sahipliğinde gerçekleşen üçlü zirvede, Kuzey Kore’nin balistik füze denemeleri, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Güney Çin Denizi üzerindeki iddiaları ve Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşından duyulan rahatsızlık açıkça dile getirilmiş, ortak bildiride Çin’le ilgili de, “Son zamanlarda Güney Çin Denizi’nde Çin’in tanık olduğumuz yasa dışı deniz iddialarını destekleyen tehlikeli ve saldırgan davranışlarla ilgili her bir ülkemizin kamuoyuna açıkladığı tutumunu hatırlatarak, statüyü değiştirmeye yönelik tek taraflı girişimlere şiddetle karşı çıkıyoruz.” ifadeleri kullanılmıştı.

Bildiride, üç liderin, Tayvan konusundaki temel pozisyonlarında bir değişiklik olmadığı, Çin ve Tayvan arasındaki sorunların barışçıl bir şekilde çözülmesi gerektiği çağrısında bulundukları, Kuzey Kore’nin tamamen nükleer silahlardan arındırılmasına yönelik taahhütlerini yinelerken, Pyongyang yönetiminin “benzeri görülmemiş sayıda” balistik füze fırlatmasını “şiddetle kınadıkları” belirtilmişti.

Bildiride ayrıca, Ukrayna’ya destek konusunda birlikte hareket edildiği vurgulanarak, “Ukrayna’ya desteğimizde birleştik. Rusya’nın uluslararası düzenin temelini sarsan nedensiz ve acımasız saldırı savaşına karşı Ukrayna’nın yanında yer alma taahhüdümüzü yineliyoruz. Ukrayna’ya yardım sağlamaya, Rusya’ya koordineli, sağlam yaptırımlar uygulamaya ve Rus enerjisine bağımlılığın azaltılmasını hızlandırmaya devam etmeyi taahhüt ediyoruz.” denilmişti.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *