Japonya’nın radyoaktif atık suyu okyanusa boşaltmaya başlamasının ardından Japonlar denizdeki radyasyon seviyesinin artmadığını öne sürerken, Güney Kore de trityum yoğunluğunun standart sınırın “oldukça altında” olduğunu öne sürdü. Ayrıca, Güney Kore Devlet Başkanı ile Başbakanı, halkı rahatlatmak için oturup deniz mahsulü yedi. 19 Ağustos’ta ABD’de bir araya gelen ABD, Güney Kore ve Japonya liderleri “üçlü ortaklık çağını” başlattıklarını duyurmuşlardı.
Japonya’daki nükleer santralde depolanan atık suyu okyanusa tahliye ediyor
Ülkenin kuzeydoğusunda Mart 2011’de meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem ve tsunamide hasar gören Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’nde biriken radyoaktif atık suyun tahliyesi başladı.
Yaklaşık 348 hektarlık alanda kurulu santral, Fukuşima eyaletinin Okuma ve Futaba bölgelerinde bulunuyor. Hükümet, afetten sonra nükleer santral çevresindeki 30 kilometrelik alandan 150 binden fazla kişinin tahliye edilmesine karar vermişti. O zamandan bu yana bazı tahliye emirlerinin kaldırılmasına rağmen çoğu yerleşim alanı boş kalmaya devam etti. Su tahliyesinin yapıldığı bölge ise nükleer santral sahasının yaklaşık bir kilometre açıklarında yer alıyor.
Güney Kore Başbakanı: Tahliye planı uygun şekilde gerçekleştirilirse ciddi bir zarara yol açmaz
Güney Kore Başbakanı Han Duck-soo, Japonya’yı, 2011’deki depremin ardından meydana gelen tsunamide zarar gören Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’nden bugün boşaltılmaya başlanan ve yaklaşık 30 yıl devam edecek radyoaktif atık suyun tahliyesine ilişkin bilgileri “şeffaf” şekilde açıklamaya çağırdı.
Yonhap’ın haberine göre Han, yaptığı açıklamada, Seul hükümetinin gelecek 30 yıl boyunca sürmesi planlanan tahliye sürecine ilişkin bilgileri “şeffaf” şekilde açıklamasını umduğunu belirtti. Suyun boşaltılması konusundaki endişelere değinen Han, halkın güvenliğinin öncelikli olduğunu, tahliye planının uygun şekilde gerçekleştirilmesi halinde ciddi bir zarara yol açmayacağını savundu.
16 öğrenci Japonya büyükelçiliğine girmeye çalıştı
Öte yandan, Fukuşima’dan radyoaktif atık suyun tahliyesine başlanmasının ardından 16 üniversite öğrencisinin Japonya’nın Seul Büyükelçiliğine zorla girmeye çalışırken yakalandığı açıklandı.
Polis tarafından yapılan açıklamada, öğrencilerin yerel saatle 13.00 civarında suyun boşaltılmasına karşı sloganlar atarak büyükelçiliğe zorla girmeye çalıştıkları ifade edildi. Açıklamada, 4 öğrencinin gözaltına alındığı kaydedildi.
Güney Kore: Fukuşima’daki atık suyun karıştığı denizde trityum yoğunluğu sınırın altında
Yonhap’ın haberine göre, Güney Kore Hükümet Politika Koordinasyon Ofisi Başkan Yardımcısı Park Ku-yeon, yaptığı açıklamada, Gelişmiş Sıvı İşleme Sistemi (ALPS) ile radyoaktivitesi düşürülerek salınan atık suyla, 246 milyar bekerel trityumun okyanusa bırakıldığını belirtti. Park, “Nükleer santralin 3 kilometre yakınındaki yoğunluk, standart sınırın çok altındaydı.” ifadesini kullandı.
Üç Güney Koreli yetkilinin, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun Fukuşima’daki saha ofisini ziyaret etmek üzere Japonya’ya doğru yola çıktığı kaydedildi. Ziyaret, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol’un Japonya Başbakanı Kişida Fumio’dan Fukuşima’daki atık suyun tahliyesinin izlenmesine Güney Koreli uzmanların da dahil edilmesi isteğinin ardından gerçekleşiyor.
Güney Kore, ithal deniz ürünlerine yönelik denetim başlattı
Güney Kore, bugün itibarıyla, Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali’ndeki radyoaktif atık suyun okyanusa boşaltılmasının ardından kamu güvenliğine dair endişeleri gidermek için ithal deniz ürünlerinin menşe ülkelerinin işaretlenmesine yönelik özel denetim başlattı.
Okyanus ve Balıkçılık Bakan Yardımcısı Park Sung-hoon, yaptığı açıklamada, 100 günlük yoğun denetimin amacının ithalatçıların, distribütörlerin ve perakendecilerin deniz tarağı ve çipura gibi denizaşırı ülkelerden gelen ürünlerin menşe ülkesini uygun şekilde işaretleyip işaretlemediğini kontrol etmek olduğunu açıkladı.
Park, Japon ve diğer ithal deniz ürünlerinin dağıtım sistemiyle ilgili endişelerin artması nedeniyle benzeri görülmemiş düzeyde özel soruşturma yürütüleceğini vurguladı.
Yaklaşık 20 bin satış noktası ve dağıtım merkezinin denetim kapsamına gireceği, hükümetin, bir denetim ekibinin tek bir satış noktasına yapacağı ziyaretlerin sayısını üç katına çıkaracağı belirtildi.
Menşe ülke işaretlemesi yapmayan satış noktaları ve dağıtım merkezlerine 7 bin 600 dolara kadar para cezası verilebilecek, işaretleme hususunda sahtecilik yaptıkları belirlenenler 7 yıla kadar hapis veya 75 bin dolara varan para cezalarına çarptırılabilecek.
Güney Kore Devlet Başkanı ile Başbakan birlikte deniz mahsulü yediler
Öte yandan, Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol ve Başbakan Han Duck-so, Fukuşima’dan radyoaktif atık suyun tahliyesine başlanmasıyla kamuoyundaki endişeler sürerken öğle yemeğinde deniz mahsulünü tercih etti.
Yonhap’ın haberine göre, Başkanlık Ofisi’nin yaptığı açıklamada, Japonya’nın atık suyu okyanusa boşaltmaya başlamasının ardından hükümetin deniz ürünlerinin güvenli olduğunu göstermeye çalıştığı belirtildi.
Açıklamada, Yoon ve Han’ın deniz mahsullü öğle yemeği yediği bilgisi verilirken Başkanlık Ofisi’ndeki kafeteryada hafta boyunca çeşitli deniz ürünlerinin servis edileceği bildirildi.
Güney Kore Hükümet Politika Koordinasyon Ofisi Başkan Yardımcısı Park Ku-yeon, bugün deniz suyundaki trityum yoğunluğunun standart sınırın “oldukça altında” olduğunu duyurmuştu.
Öte yandan, ülkede bugün itibarıyla kamu güvenliğine dair endişeleri gidermek için ithal deniz ürünlerinin menşe ülkelerinin işaretlenmesine yönelik özel denetim başlatıldığı açıklanmıştı.
ABD-Güney Kore-Japonya ortaklığı
19 Ağustos 2023’te ABD’nin Maryland eyaletinde ABD, Güney Kore ve Japonya liderleri arasında gerçekleşen üçlü zirve sonrası yayınlanan ortak bildiride, güvenlik ve ekonomik bağları genişletme yönünde anlaşmaya varıldığı açıklanmıştı.
“Camp David Ruhu” başlığı atılan ortak bildiride, “Biz, Japonya, Kore Cumhuriyeti ve ABD liderleri, yeni bir üçlü ortaklık çağını başlatmak için Camp David’de toplandık. Bunu, ülkelerimiz ve vatandaşlarımız için benzersiz bir fırsatın olduğu bir zamanda ve tarihin bir dönüm noktasında, jeopolitik rekabetin, iklim krizinin, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı saldırgan savaşının ve nükleer provokasyonların bizi sınadığı bir zamanda yapıyoruz.” ifadeleri kullanılmıştı.
Liderler, güvenlik ortaklığının derinleştirilmesinin yanında, ekonomik, ve teknoloji alanlarında da “güçlü bir işbirliği oluşturmaya odaklanmaya devam edeceklerini” vurgulamışlardı.
Bildiride, üçlü güvenlik işbirliğinin amacı, “bölge genelinde barış ve istikrarın teşvik edilmesi ve geliştirmesi” olarak açıklanırken, Pasifik bölgesinde çıkacak bir güvenlik krizi veya tehdidi durumunda taraflar arasındaki iletişimi kolaylaştırmak için üçlü iletişim mekanizmasını geliştirme konusunda mutabık kalındığı belirtilmişti.
Ayrıca, üç ülke arasındaki Hint-Pasifik yaklaşımını koordine etmek ve ortak eylem için yeni alanları belirlemek için, “Üçlü Hint-Pasifik Diyaloğu” adıyla başka bir mekanizma başlatılacağı ve yıllık görüşmeler yapılacağı kaydedilmişti.
ABD’nin ev sahipliğinde gerçekleşen üçlü zirvede, Kuzey Kore’nin balistik füze denemeleri, Çin Halk Cumhuriyeti’nin Güney Çin Denizi üzerindeki iddiaları ve Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşından duyulan rahatsızlık açıkça dile getirilmiş, ortak bildiride Çin’le ilgili de, “Son zamanlarda Güney Çin Denizi’nde Çin’in tanık olduğumuz yasa dışı deniz iddialarını destekleyen tehlikeli ve saldırgan davranışlarla ilgili her bir ülkemizin kamuoyuna açıkladığı tutumunu hatırlatarak, statüyü değiştirmeye yönelik tek taraflı girişimlere şiddetle karşı çıkıyoruz.” ifadeleri kullanılmıştı.
Bildiride, üç liderin, Tayvan konusundaki temel pozisyonlarında bir değişiklik olmadığı, Çin ve Tayvan arasındaki sorunların barışçıl bir şekilde çözülmesi gerektiği çağrısında bulundukları, Kuzey Kore’nin tamamen nükleer silahlardan arındırılmasına yönelik taahhütlerini yinelerken, Pyongyang yönetiminin “benzeri görülmemiş sayıda” balistik füze fırlatmasını “şiddetle kınadıkları” belirtilmişti.
Bildiride ayrıca, Ukrayna’ya destek konusunda birlikte hareket edildiği vurgulanarak, “Ukrayna’ya desteğimizde birleştik. Rusya’nın uluslararası düzenin temelini sarsan nedensiz ve acımasız saldırı savaşına karşı Ukrayna’nın yanında yer alma taahhüdümüzü yineliyoruz. Ukrayna’ya yardım sağlamaya, Rusya’ya koordineli, sağlam yaptırımlar uygulamaya ve Rus enerjisine bağımlılığın azaltılmasını hızlandırmaya devam etmeyi taahhüt ediyoruz.” denilmişti.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *