İslami Cihad mensuplarının tutuklanması ne anlama geliyor?

İslami Cihad mensuplarının tutuklanması ne anlama geliyor?

Gözlemciler, Filistin Yönetimi’nin yaptığı tutuklamaların, direnişi desteklemeye halel getirmeksizin Cenin’deki durumu kontrol altına almak, devlete itibar kazandırmak ve kanun ve düzeni sağlamak için yapıldığı iddiasında. İşgal rejiminin de Abbas yönetiminin çökmemesi için önlem aldığı bildiriliyor.

Şarku’l Avsat’tan Halil Musa’nın haberi

İşgalci İsrail ordusunun Cenin kampındaki askeri operasyonu henüz bitmeden, Filistin Hükümeti kampta yeniden yapılandırma atölyesi kurmak için çalışmalara başladı ve Cenin’in kontrolünden çıkmaması için İslami Cihad Hareketi’nden birkaç üyeyi tutukladı.

Kampta çok aktif olan ve Cenin Tugayı’nın bel kemiğini oluşturan hareketin yetkililerine göre Filistin güvenliği son birkaç gün içinde Batı Şeria’daki İslami Cihat Hareketi’nin bazı liderlerini tutukladı.

İslami Cihad Hareketi’nin liderlerinden Davud Şihab, tutuklama kampanyasının “Filistin Yönetiminin direniş gruplarına karşı savaşının ve tüm direniş faaliyetlerini engelleme girişiminin bir parçası” olduğunu belirtti.

Filistin güvenlik kurumu sözcüsü Talal Devikat, Filistin Yönetimi’nin “herhangi bir politikacıyı” tutukladığı haberini yalanladı ve “tutuklamanın haklarında yasal tutuklama emri çıkarılan kişileri hedef aldığını ve işlemlerin tamamlanması amacıyla yapıldığını” bildirdi. Independent Arabia’ya konuşan Devikat, şu sözlere dikkat çekti:

“Filistin Yönetimi, iç cepheyi güçlendirmeyi, kaos ve kargaşayı terk etmeyi amaçlıyor. Siyasi gözaltı suçlamaları, Filistin liderliği ulusal grupların genel sekreterlerini davet ederek ulusal safları yeniden birleştirmek için büyük çaba sarf ederken gerçekleşti.”

Hareketin Genel Sekreteri Ziyad en-Nahala’nın açıklamalarına göre bu, İslami Cihad hareketinin “Batı Şeria’da sessizliği bırakıp direnişe geçmek için savaşçı tugayların kurulduğunu” duyurmasının ardından geliyor. Nahala, Tahran’a yaptığı ziyarette bunun “Batı Şeria’yı silahlandırmanın ve orada direniş operasyonları geliştirmenin önemini vurgulayan İran Dini Lideri Ali Hamaney’in talimatlarına uygun olduğunu” ifade etti.

Filistin yönetimi zor anlar yaşıyor

Üst düzey bir Filistinli yetkili, şu açıklamalarda bulundu:

“Filistin Yönetimi zor anlar yaşıyor ve Cenin kampında yaşananlar onu bir kriz durumuna sokuyor. İsrail’in Filistin direnişçilerini takip etmesi ile ilgili şunu söyleyebilirim, İsrail’in oynadığı sahada aynı şekilde hareket edemeyeceğiz. Filistin Yönetimi durumu kontrol altına almak, devlet otoritesine itibar sağlamak ve direnişi desteklemeye halel getirmeksizin kanun ve düzeni dayatmak için çalışıyor. Bunun son derece zor bir denklem olduğunu kabul etmek gerekir, İran’ın siyasi desteği ve İsrail’in politik sürece olan direnişi ve yarattığı kaosun boşluğu, Filistin Yönetimi ve projesi aleyhinde çalışıyor.”

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Çarşamba günü Cenin kampına yaptığı nadir ziyarette şu sözlere dikkat çekti:

“Halkın birliğine, güvenliğine, emniyetine ve istikrarına uzanan eli keseceğiz. Ülkenin birliğine ve güvenliğine zarar veren herkes hoşnutsuz kalacakları bir tepkiyle karşılaşacak ve buna izin verilmeyecek.”

İsrail hükümeti, Cenin ve mülteci kampındaki askeri operasyonun sona ermesinden günler sonra Filistin Yönetiminin çöküşünü engellemek için önlemler aldı.

Ancak Tel Aviv, buna karşılık, Filistin Yönetimi’ni uluslararası kurumlardaki “İsrail karşıtı faaliyetlerine son vermeye, şiddeti teşvik etmeyi bırakmaya, tutuklu ve ölen Filistinlilerin ailelerine maaş ödemeyi durdurmaya” çağırdı.

İslami Cihat Hareketi’nin tutukluları arasında Cenin’den Murad Malayşe ve Muhammed Brahma da vardı ve hareket, Filistin güvenliğinin onları “Cenin kentindeki direniş savaşçılarını desteklemeye çalışırken Tubas yakınlarında tutukladığını” bildirdi.

Sonuç olarak, Filistinli silahlı kişiler, Cenin’in güneyindeki Ceba köyündeki bir Filistin polis merkezini yaktı.

Hareketin Genel Sekreteri Ziyad en-Nahala, son tutuklamalar nedeniyle bu ayın sonunda Kahire’de yapılması planlanan Filistinli grupların genel sekreterleri toplantısını boykot etme tehdidinde bulundu.

Davud Şihab, “Batı Şeria’da askeri bir yapının kurulmasını” kabul etmesine rağmen, bunun “İsrail işgaline direnmek ve saldırganlığa yanıt vermek olduğunu ve herhangi bir iç meselede kullanılmadığını” vurguladı.

Şihab, konuşmasında şu sözlerin altını çizdi:

Hareketimiz herhangi bir siyasi veya parti hesabı olmadan işgale direnmek isteyen her grupla iş birliği yapmaya hazırdır. Bu nedenle Fetih Hareketi’nin kademeleriyle ve üyeleriyle büyük bir iş birliği içindeyiz. İslami Cihat Hareketi’nin Filistin Yönetimi ile bir sorunu yoktur ve onunla herhangi bir çatışmaya girmeyi düşünmemektedir.
Siyasi analist Muhanned Abdulhamid konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

Filistin Yönetimi’nin siyasi ufkunun tıkanmasının, İsrail’in Filistinlilere kendi kaderini tayin hakkını vermeyi reddetmesinin ve tek taraflı bir çözüm dayatma çabasının, Yüzyılın Anlaşması’ndan daha tehlikeli olduğuna inanıyorum. Filistin güvenliğinin bazı bölgelerin kontrolden çıkacağı korkusuyla direnişçileri takip etmesi iç sorunu daha da kötüleştirecektir. Filistin yönetimi bölgesel, uluslararası ve İsrail baskıları altında silahlı grupları takip etmektedir. Hamas ve İslami Cihat Hareketi kendilerini bir çözüm bağlamında değil, birleşik bir Filistin ulusal ve siyasi projesiyle bağlantılı olmayan bir direnişle intikam ve protesto için Filistin Yönetimine bir alternatif olarak sunuyor. İran, İslami Cihat hareketini ve Hamas’ı bölgesel planları çerçevesinde desteklemektedir ve bunu kendi çıkarlarına hizmet etmek için kullanmayı amaçlamaktadır.

(Independent Arabia – Independent Türkçe)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *