İsrail’in, işgal altındaki Batı Şeria’da bu yılın ilk yarısında, Filistinlilere ait 303 yapıyı yıktığı ve yaklaşık 44 bin dönüm araziye el koyduğu belirtildi. Öte yandan işgal rejimini sıkıştıran protestolar hafta sonu da devam etti.
Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyinin, İsrail’in 2023 yılının ilk 6 ayına ilişkin ihlalleriyle ilgili yayımladığı rapora göre, İsrail güçleri, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te 256 ayrı yıkım gerçekleştirdi.
Bu yıkımlarda arasında Filistinlilere ait bir okulun da olduğu 303 yapı yerle bir edildi. Yıkım nedeniyle 272’si çocuk, 543 kişi evsiz kaldı.
İsrail ordusu, bu zaman diliminde Filistinlilere ait, ruhsatsız olduğu gerekçesiyle 822 yapının yıkılması için tebligat gönderdi.
İsrail askerleri ve Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ve Filistinlilere ait yapılara sabotaj, ağaçların sökülmesi, yol kapatma ve fiziksel yaralama gibi 4 bin 73 ayrı ihlal gerçekleştirdi.
Yahudi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik 1148 saldırısında 8 Filistinli yaşamını yitirdi.
İsrail tarafından Filistinli vatandaşlara ait topraklarda 13 kaçak yerleşim kurulurken, çeşitli bahanelerle 44 bin dönüm araziye de el konuldu.
İsrail güçleri ve Yahudi yerleşimciler ayrıca yılbaşından itibaren 8 bin 340 ağacı kesti ya da zarar verdi.
İşgal askeri Kudüs’te Müslüman bir kadını vurdu
İşgal güçleri, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bir Filistinli kadını, “bıçaklı saldırı girişiminde bulunduğu” iddiasıyla ateş açarak yaraladı. İsrail medyasında yer alan habere göre, İsrail güçleri Doğu Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’nde tramvay istasyonunda Filistinli bir kadına ateş açtı.
Kadının “İsraillilere yönelik bıçaklı saldırı girişiminde bulunduğu” iddia edildi.
İsrail polisinden yapılan kısa yazılı açıklamada, kadın şüphelinin hafif yaralandığı, İsrailliler arasında yaralanma yaşanmadığı aktarıldı.
Konuyla alakalı Filistinli makamlardan henüz açıklama yapılmadı.
AB Temsilcisi Cenin’i ziyaret etti
Avrupa Birliği (AB) Filistin Temsilcisi Sven Kühn von Burgsdorff, İsrail güçlerinin 48 saat süren saldırılarının hedefi olan, 12 Filistinlinin öldürüldüğü Cenin Mülteci Kampı’nda yaşananları “acı ve uluslararası hukuka aykırı” olarak değerlendirdi.
Filistin resmi haber ajansı WAFA’ya göre Von Burgsdorff, beraberindeki 30 diplomatla işgal altındaki Batı Şeria’nın Cenin kentinde bulunan Cenin Mülteci Kampı’nı ziyaret etti.
“Cenin Mülteci Kampı’na yapılan saldırı acı verici ve yaşananlar uluslararası hukukun ihlaliydi.” diyen Von Burgsdorff, tansiyonun düşmesi için İsrail’e baskı yapılması gerektiğini aksi takdirde şiddeti durdurmanın imkansız olduğunu vurguladı.
Von Burgsdorff, İsrail’i “sivillere zarar verecek her türlü eylemden net bir şekilde kaçınmaya, uluslararası hukuka saygı göstermeye ve Yahudi yerleşimcilerin herhangi bir suiistimali durumunda açık şekilde sorumlulardan hesap sormaya” çağırdı.
Ziyaretin amacının “meydana gelen zararı yerinde görmek ve başta saldırılara maruz kalan çocuklar ve aileleri olmak üzere her koşulda korunması gereken kamptaki sivil halkla dayanışma” olduğunu dile getiren Von Burgsdorff, AB üyesi ülkelere Cenin’de yaşananlar hakkında kapsamlı bir rapor sunacaklarını kaydetti.
İşgal ordusu, 3 Temmuz Pazartesi gününün ilk saatlerinde Cenin kenti ile Cenin Mülteci Kampı’na kanlı bir baskın düzenlemiş ve bölgeyi kuşatma altına almıştı.
İşgal güçlerinin havadan ve karadan yaklaşık 48 saat süren saldırılarında 4’ü çocuk 12 Filistinli ölmüş, 20’si ağır yaklaşık 120 Filistinli yaralanmıştı.
Mülteci kampından çekilen İsrail ordusu, bir askerinin öldüğünü açıklamıştı.
İsrail’de yüz binlerce kişi hükümetin yargı düzenlemesine karşı yine sokaklara indi
İşgalci İsrail vatandaşları, Başbakan Binyamin Netanyahu öncülüğündeki koalisyon hükümetinin yargının yetkilerini sınırlayan düzenlemesine karşı haftalardır protestolarını sürdürüyor.
Netanyahu öncülüğündeki aşırı sağcı koalisyon hükümetinin yargı düzenlemesine karşı her hafta cumartesi akşamı kitlesel gösteriler düzenleyen İsrailliler, protestoların 27’inci haftasında ülke genelinde yine meydanlara indi.
Başta Tel Aviv, Batı Kudüs, Hayfa, Birüssebi ve Rehovot gibi kentler olmak üzere ülke genelinde çok fazla noktadaki gösterilere 100 binden fazla İsrailli katıldı.
Netanyahu karşıtı protesto hareketi, Tel Aviv’deki protestoya yaklaşık 180 bin göstericinin katıldığını açıkladı.
Her hafta olduğu gibi en yoğun katılımlı gösteriye ev sahipliği yapan Tel Aviv’de on binlerce protestocu, Kaplan Caddesi’ndeki Hükümet Kompleksi’nin önünde toplandı.
İsrail bayraklarıyla sık sık “demokrasi” sloganları atan göstericiler, koalisyon hükümetindeki aşırı sağcı politikacıları eleştiren pankart, döviz ve resimler taşıdı. Göstericiler, “Diren. En önemlisi korkusuz olmak.” yazılı dev pankart açtı.
Buradaki protestolara konuşmacı olarak katılan “Sapiens” isimli kitabın yazarı tarihçi Yuval Noah Harari, Netanyahu hükümetinin dünya genelinde Yahudi toplumunu böldüğünü söyledi. Harari, “Netanyahu hükümetine darbeyi durdurması gerektiğini, aksi takdirde kendilerinin ülkeyi durduracağını” öne sürdü.
Tel Aviv’deki bazı İsrail işgali karşıtı protestocular da İsrail ordusunun işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyinde Cenin’e düzenlediği saldırı aleyhine slogan attı, “İşgalle demokrasi olmaz” ve “Filistinlilerin hayatı önemlidir” yazılı pankartlar taşıdı.
Otoyolu kapatan göstericilere TOMA ile müdahale
Bazı göstericiler Tel Aviv’in ana arteri Ayalon Otoyolunu tek yönlü olarak kapattı. İsrail polisi otoyolu kapatan göstericilere karşı TOMA ve güç kullandı. Tel Aviv içindeki bazı caddelerde de polis göstericilere atlı birliklerle müdahale etti. Bazı noktalarda göstericiler ve polis arasında arbede yaşandı.
Öte yandan, Batı Kudüs’te de binlerce gösterici, Cumhurbaşkanlığı Rezidansı önünde toplandı. Batı Kudüs’teki gösteriye, işgal altındaki Doğu Kudüs’te 2020’de polis tarafından vurularak öldürülen Filistinli otistik İyad Hayri Hallak’ın ailesi de katıldı. Aynı şekilde, Tel Aviv’deki bir grup gösterici de “İyad’ı kim öldürdü?” yazılı pankart açtı.
İsrail Mahkemesi bu hafta Hallak’ı vuran polis hakkında “hataya kapıldığı” ve “kendini savunduğu” gerekçesiyle beraatine hükmetmişti.
Ertelenen yargı düzenlemesi
İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin’in 5 Ocak’ta duyurduğu “yargı reformu”, Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandırma ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olması gibi değişiklikler içeriyor.
Netanyahu, ülke çapında giderek artan kitlesel protestolara ve grevlere neden olan yargı düzenlemesini 27 Mart’ta ertelediğini açıklamıştı.
Ancak Netanyahu, 2023-2024 bütçesinin mayıs sonunda Meclisten geçmesinin ardından yargı düzenlemesini tekrar gündeme getireceklerini duyurmuştu.
Netanyahu koalisyonu ve muhalefet arasındaki yargı düzenlemesi müzakerelerinin tıkanmasının ardından hükümet, yakın zamanda yargı düzenlemesi kapsamında yeniden düğmeye bastı.
İktidar, Yüksek Mahkeme’nin hükümet üzerindeki denetimini kaldıracak bir yasa tasarısını bu hafta komisyondan geçirmişti.
Tel Aviv Emniyet Müdürü Ami Eshed, polis teşkilatının protestolara daha sert müdahale etmesi için hükümetten gördüğü baskıyı gerekçe göstererek istifa etmişti.
İsrail’de Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesi ve diğer sağ politikalarına karşı çıkan protesto hareketi 6 aydır ülke genelinde gösterilerine devam ediyor.
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *