Güç zehirlenmesi

Güç zehirlenmesi

Ahlâksız kalmış güç insanı Firavunlaştırır. Yarım ahlâklı iktidar insanı Yezidleştirir. Terbiyeden yoksun bir servet insanı Karunlaştırır. Ahlâksız ilim insanı Belamlaştırır… Güç zehirlenmesine müptela olmuş lâ dini düzen dünyaya bir yüktür.

Güç zehirlenmesi izmihlaldir

Mustafa Çelik / Yeni Akit

Allah’ın dini aldatmaya ve aldanmaya kapalıdır. Din ile aldatılan toplumlar, dini bilmeyen toplumlardır. Dindar olmak; dinde olmayanı bırakıp dinde olanı bilmek ve yapmaktır.

Küffar kendini ne kadar büyük görürse görsün, gözümüzün gördüğü kadardır. Küffar karşısında Müslümanın en büyük silahı, kalbindeki imanıdır. İman silahı asla tutukluk yapmaz. Ona şirkin bulaşmasına asla müsaade etmemeliyiz.

Türkiye’de varlık sebepleri dine ve dindarlara düşmanlık olanlar yeni düşman arıyorlar. Çünkü eski düşmanları yeni hayranları oldular. Müslümanlar olarak biz yeniden dinimize ve birbirimize dönersek, küffar deliye döner.

Güç zehirlenmesi, başlı başına bir felakettir. Bu felaket herkesin başına gelebilir. Güç zehirlenmesi yaşayanlara haddini bildirmek, cihad cümlesindendir. Güç zehirlenmesi bir kibir sendromudur. Güç zehirlenmesi, Allah’a karşı azgınlık ve isyandan çok ileri giden kavimlerin karakteridir.

“Âd kavmine gelince, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve: “Bizden daha kuvvetli kim var?” dediler. Onlar, kendilerini yaratan Allah’ın, onlardan daha kuvvetli olduğunu görmediler mi? Onlar, bizim âyetlerimizi inkâr ediyorlardı.” (Fussilet Sûresi/ 15)

Güç zehirlenmesi; kişinin, meşrebin, grubun ve devletin kendini Allah’tan üstün ve güçlü görmesidir. Hukuk ile mukayyed kalmayan güç firavunlaşır, servet Karunlaşır, bilim Hamanlaşır.

Güç zehirlenmesi; abartılmış gurur, aşırı özgüven, başkalarına hakaret ve kendinden başka herkesin yeteneklerini küçümseme halidir. Kişiyi güç zehirlemesinden kurtarmanın çaresi, “kendi insani sınırlarına” dönmesinin sağlanmasıdır.

Güç zehirlenmesi, kişinin kendi eliyle içine atılacak kendi kuyusunu kazmasıdır. Güç zehirlenmesi; kimsenin kimseyi dinlememe, herkesin herkese sağır olma halidir. Bilindiği gibi, yırtıcı hayvanlar (aslan, kurt, şahin, doğan, köpek vs.) terbiye edilince insana hizmet ediyorlar. Aynı şekilde terbiye edilen güçte insanlığa hâkim olmaz, hadim olur. Ahlâksız kalmış güç insanı Firavunlaştırır. Yarım ahlâklı iktidar insanı Yezidleştirir. Terbiyeden yoksun bir servet insanı Karunlaştırır. Ahlâksız ilim insanı Belamlaştırır… Bir yerde maslahat adına adaletten sarf-ı nazar ediliyorsa, bahanelerle zulüm meşru gösteriliyorsa, orada güç zehirlenmesi meydana gelmiş demektir.

Güç zehirlenmesinin en büyük alâmeti, dengesizliktir. Eskiden kendine ötekileştirilmiş köleler efendisine benzemek arzusuyla yaşardı. Yani efendinin ruhunda tecelli etmek kölenin Nirvanasıydı. Köle fiziken hürleşse de ruhen hâlâ sömürgeciye bağlı kalırdı. Şimdi ise sömürgeci, insanları asimilasyona veya itaate değil isyana teşvik ederek köleleştiriyor. Düşmanın işariyle isyana geçen güç zehirlenmesinden kurtulamaz. Kendine ötekileşmiş insanın isyanı her ne kadar sömürgeciye karşıymış gibi görünse de esasında o kendisiyle ve inancıyla mücadele ettiğini fark etmez. Bu durum aslında sömürgeciyi fail mağdur ilişkisinde oldukça rahatlatır. Zira sözde mağdur duruma düşen sömürgeci, isyancı failleri cezalandırmak için hukuken olmasa da kanunen haklı duruma gelir. Zihni köleleştirilmek suretiyle sömürülen insanların isyanı ne yazık ki sömürgeciye değil, kendi insanına yönelik olur. Zalimlere, sömürgecilere karşı isyan edebilmek bir güçtür. Bu güç ahlâk ve hukuk ile mukayyed değilse köleliği, esareti pekiştirir.

Güç zehirlenmesi hayatın tüm katmanlarında ve kategorilerinde meydana gelmesi mümkün olan bir durumdur. Bunu sadece siyasi iktidarlarla mukayyed kılmak doğru değildir. Güç zehirlenmesi bir ailede, bir kurumda, bir dernekte veya meslekte de meydana gelebilir. İmkânları ele geçirince, etrafında kalabalık çoğalınca; Müslüman kardeşlerini hesaptan düşürenler, eski dostlarını unutanlar, dostlarının adreslerini silenler, gerçekten güç zehirlenmesini yaşayanlardır. Böyle şahısların, ailelerin, dernek ve vakıfların İslâm’a ve Müslümanlara yapabilecek herhangi bir hizmet yoktur. Böyleleri, kendilerine tapmaktan ve taptırmaktan öteye geçemezler…

Günümüzde kim neyi ile geçirmişse onunla insanlara karşı üstünlük taşlamaya başlıyor. Güç zehirlenmesi, kişinin kendine ve başkasına yapmış olduğu kötülüktür. Güç zehirlenmesine müptela olmuş lâ dini düzen dünyaya bir yüktür. Güç zehirlenmesine müptela olmuş lâ dini güçleri ortadan kaldıracak Müslüman dünyadan daha büyüktür.

Güç bir imtihan aracıdır; onu ahlâk ile gemlemezseniz, hukuk zemininde tutmazsanız, sizi ya Nemrud, ya Firavun ya da Karun yapar. Hayatta etrafındaki insanlara karşı küçümseyici ve kibre yaslanan bir küstahlıkla hareket edenler, güç zehirlenmesi yaşayanlardır. Kendini sadece merkeze alan ve her şeyin merkezine kendini oturtan bir kibre sahip olanlar, Allah’a değil güce tapanlardır.

Tehditle iktidara gelenler, tenkid ve tenkil ile iktidardan indirilirler. Tehditle iktidara yürüyenler, kanlı bir intikam timi olmaktan öteye geçemezler. Müslüman olarak iktidar ve muktedir yapmaya çalıştıklarınız gören gözünüz, işiten kulağınız, iş tutan eliniz, haykıran sesiniz olmuyorlarsa siz güç zehirlenmesine zehir katıyorsunuz demektir. Biz Müslümanlar yürüyen kervanımıza saldıranı almayız kale. İmanımızdan ilham alır ilerleriz istiklale. İslâm ümmetinin sosyal dokusuyla fazla oynamayın. Kendi elinize ölüm kuyunuzu kazmayın.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *