Fas’ta bir buçuk yıl önce iktidar değişmiş, 2011’den beri iktidarda olan Adalet ve Kalkınma Partisi 8. sıraya düşmüştü. O dönem başbakanlık koltuğunda oturan eski Fas Başbakanı Osmani hem yenilginin nedenlerini hem de spor-siyaset ilişkisini anlattı.
Independent Türkçe’den Dora Mengüç’ün haberi
Fas’ta iktidar değişeli bir buçuk yılı geçti. Müslüman Kardeşler çizgisine yakın Adalet ve Kalkınma Partisi sadece iktidarı kaybetmedi, iktidarın çeperinden de çıktı.
125 vekilli parti 13 vekil çıkardı, mecliste grup dahi kuramadı, seçime giderken başbakanlık koltuğunda oturan Dr. Saadeddin Osmani ise milletvekili seçilemedi.
2011’den bu yana hükümette çoğunluğa sahip olan partisinin seçim yenilgisi üzerine partideki görevinden de istifa etmişti Osmani.
Artık aktif siyaset içinde değil, en azından şimdilik.
Depremzedelere destek için Türkiye’deydi
Faslı siyasetçi geçtiğimiz günlerde Türkiye’deydi. Türkiye ve Suriye’deki depremzedelere yönelik İnsan ve İrfan Vakfı’nın düzenlediği “Tek Ümmet Tek Yürek Uluslararası Yardım Kampanyası” için İstanbul’a geldi.
Dr. Saadeddin Osmani, kampanya ile ilgili “Depremin neden olduğu yapısal, beşeri ve sosyal etkiler, bölgede varlığını uzun bir süre devam ettirecek ve dolayısıyla sürekli etkilere sahip olacak. Dolayısıyla kurtulanların ve etkilenenlerin çıkarılması için yapılan ilk müdahalelerden sonra, şimdi çadırlarda yaşayan birçok afetzedenin yeniden yerleşim ve barınma ihtiyacını karşılamak için yeniden yapılanma gerekliliği söz konusu. İnsani yardım çalışmalarının devam etmesi gerekiyor” mesajı verdi.
Politkacı kimliğinin yanı sıra psikiyatrist de olan Osmani, 6 Şubat Depremleri gibi felaketlerde psikolojik ve moral desteğin çok önemli olduğuna işaret etti. Afetzedelerin maddi kadar manevi desteğe ihtiyaç olduğunu hatırlatıp “İnsanların öncelikle kendileriyle ilgilenen ve onların sorunlarına önem veren birilerinin olduğunu hissetmeleri gerekiyor. Manevi destekle yeniden umut kazanarak, gelecekte yeniden hayatlarını ve toplumlarına katılmak için çaba göstermeleri gerekiyor. Bu nedenle, psikolojik desteğin bu tür felaketlerde büyük bir rolü vardır” diye konuştu.
Bir slogan, bir ülke, bir hükümet
Independent Türkçe’nin sorularını yanıtlayan eski Fas Başbakanı, ülkesindeki güncel meseleler üzerine yorum yapmak istemedi. Ancak partisinin 2021 eylül ayındaki yenilgisi ve Fas’taki stadyumlardan yükselen hükümet karşıtı protestoları o dönem nasıl değerlendirdiği yönündeki sorularımızı yanıtladı.
Spor sahalarından siyasete uzanan en belirgin tepkilerden biri Cebelitarık kıyısındaki Tanca eyaletinin spor kulübü İttihad Tangers taraftarlarının marşıydı.
Son dönemde Türkiye’de de sosyal medyada yeniden konuşulmaya başlanan besteyi eski Fas Başbakanı’na hatırlattım.
İlk kez ekim 2019’da tribünlerden yükselen “Burası bir aşağılanma ülkesi” adındaki marş, Kuzey Afrika ülkesi Fas’ta mevcut sistemi hayli sert sözlerle eleştiriyordu:
Bu ülke tekelcilerin, göz yaşlarımız oldu sel
Burada yaşamak çok acı
Yalandan başka bir şey demiyorlar
Öldürdüler bizi yok yere, görmedik bu ülkede hiçbir değer
Shakira’ya milyarlar harcadılar, bizimse taleplerimiz çok azdı
Vallahi bunlar büyük mafya, herşeyi çaldı bu hırsızlar
Mahalleler fukaralar ile dolu
Mumla aydınlanır olduk
Paralarla villalar aldılar, bizimle dalga geçiyor bunlar
Shakira’ya milyarlar harcadılar, bizimse taleplerimiz çok azdı
Paralarla villalar aldılar, bizimle dalga geçiyor bunlar
Yürü ey gemi, uzaklaştır bizi bu ülkeden
Tribünlerden yükselen muhalif sesleri işittiğinde başbakanlık koltuğunda oturuyordu. Ne hissetmişti? 2021’deki seçimler öncesi bu sloganlar ülkedeki değişimin habercisi miydi?
Eski Fas Başbakanı Dr. Saadeddin Osmani bu soruya “Siyaset ve spor arasındaki ilişki her zaman güçlü bir ilişkidir ama son zamanlarda Fas’ta yaşananlar gibi olayların çok fazla etkisi yoktur” yanıtı verdi. İttihad Tangers tribünlerinden yükselen o sloganlar için “Bunlar geçici durumlar” nitelemesi yapıp sözü 2030 Dünya Kupası’na getirdi:
“Bu (İttihad Tangers) yalnızca bir takım. Fas’ta onlarca spor kulübü var. Yaşananlar oldukça sınırlı hadiseler, çok etkili olduklarını düşünmüyorum. Fas şimdi İspanya ve Portekiz ile 2030 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapmak ve organize etmek için talepte bulunmaya hazırlanıyor. Bu önemli bir konu başarılı olursa büyük bir başarı olacak. Her üç ülke de organizasyon kabiliyetine sahip. Bu organizasyonu üstlenme onuruna sahip olursak gelecekte Fas için çok önemli olacak. Gelecekte de milli spora büyük bir ivme kazandıracak.”
Fas’ın AKP’si niye kaybetti?
Güncel siyaset ile ilgili konulara girmek istemedi Dr. Osmani ama geçmişe yönelik Independent Türkçe’nin yönelttiği soruyu yanıtladı.
Ḥizb Al-Adālah Wal-Tanmiyah yani Adalet ve Kalkınma Partisi. 2011’den bu yana iktidardaydı. Tunus, Libya ve Mısır’daki yıkıcı Müslüman Kardeşler tecrübesini yaklaşık bir buçuk yıl önce Fas’ın AKP’si de yaşadı. Ancak partinin başına gelenler tek başına tribünlerden yükselen bir marştan sebepli değildi kuşkusuz. Ekonomik sıkıntılar, sosyal adaletsizlik, yolsuzluk skandalları, terörizme destek, AKP’nin sunduğu seçeneklerin sınırlı kalması, bilindik sloganların devamı ve ezber düzeyine düşmesi, ülkenin kutuplaşması, İsrail ile yakınlaşma bir çok siyasi analiste göre partinin sonunu hazırlayan etmenler oldu. Dr. Saadeddin Osmani tüm bunların son 4 yılına başbakan olarak tanıklık etti. 2012-2013 arasında ise Fas Dışişleri Bakanıydı. Peki ona göre Fas’ta Adalet ve Kalkınma Partisi neden kaybetti?
Osmani’ye “Siyasette zaferler kadar yeniligiler de var. Ama siz sadece iktidarı kaybetmediniz siyaset sahnesinde 8. sıraya kadar düştünüz. Bunun nedeni ne?” diye sorduğumda verdiği cevap “Her ülkede meydana gelen siyasi değişimler” düzleminde oldu:
“Öncelikle Adalet ve Kalkınma Partisi vatansever bir Fas partisidir. İkinci olarak, Hamd olsun, partimiz on yıl boyunca hükümete başkanlık etti. Bu az bir süre değil. Bir partinin bu kadar süre iktidarda kalıp bir başka dönem için muhalefette kalması Fas siyaset sahnesi için bir emsal teşkil ediyor. Her ülkede meydana gelen siyasi değişimler ışığında bunun çok normal bir durum olduğunu düşünüyorum. Bunu bir felaket veya büyük bir sorun olarak görmüyoruz. Allah’ın izniyle milli siyasi hayata, sosyal hayata, fikri gelişime, ülkenin inşasına ve geleceğin inşasına her zaman güçlü bir şekilde katkıda bulunmayı umuyoruz.”
Leave a Comment
Your email address will not be published. Required fields are marked with *